The XXXVI International Scientific Symposium "Multidisciplinary Studies of the Turkish World" The 25 th of March 2023 ISBN: 978-605-72481-0-7 Eskishehir / Türkiye ---54---
Adı Sehhet’ken özü hasta, elil. Kanlı ellerle tıkanmış nefesi, Bağırır, çıkmıyor amma ki sesi. Çırpınır belki kurtarsın özünü, Dinleyenler işitirler sözünü. (Səhhət, 2005: 58)
İrtica, lirik ben’in “ağzını kanlı elleriyle tıkamıştır”; her ne kadar haykırmaya çalışsa da sesi çıkmaz, en
yakınındakiler bile onu duymaz.
Lirik ben, adının Sıhhat olduğunu söyleyerek kendisinin bu durum karşısında
bir hasta olduğuna dikkat çeker.
Tüm hayal ve idealleri ile sosyal durum arasındaki keskin tezatlar; Abbas
Sehhet’i huzursuz eden, onun rahatını bozan, canını sıkan acı gerçeklik olarak ortaya çıkmaktadır (Barmanbay,
2020: 43). Bu durumda hayal kırıklarına, can sıkıntılarına, bütün zorluklara, engel ve baskılara rağmen şair,
gerçek bir vatansever olarak pes etmez. Çünkü Şamil Veliyev’in belirttiği gibi, Azerbaycan romantiklerinin
eserlerine özgü “zayıf, tenha, kimsesiz, dilenci, garip, hasta, şikest
15
vs. gibi kahramanlar da hayata inanç
hissini yitirmez, saadeti uzun sürmeyen zehirli yakınların değil, uzak cennetlerin hakikatlerini arzularlar”
(Vəliyev Köprülü, 1999: 368). Abbas Sehhet de eserlerinde bu denli çaresizlik ve umutsuzluk içinde
kıvranmasına rağmen olup bitenleri kabullenip hazmederek teslim olmayı aklından bile geçirmez. Şiirdeki lirik
ben’in bu konudaki azim ve gayreti aşağıdaki mısralarla ifade edilmektedir:
Şişe çeksez 16
de diriyken etimi, Atmaram 17
ben vatan ü milletimi. Mesleğim tercüme-yi hâlimdir: Lutf-i hak gayeyi âmâlimdir. (Səhhət, 2005: 58)
“Diri diri etimi kesip şişe çekseniz de vatanımdan vazgeçmem” diyen şairin bu dizesi, Azerbaycan
edebiyatı tarihinde vatanın paha biçilmez değerini anlatan en güzel ifadelerdendir. Abbas Sehhet’in ister kendi
kişiliği isterse de şair kimliği, onun son nefesine dek kendi amaç ve gayesine, hakkın telkin ettiği ideallerine
sadık kaldığını göstermektedir. Şair, tamamen samimiyet ve içtenlikle ifade ettiği bu mısralarla tam da kendi
tercüme-yi hâlini kaleme almıştır denilebilir. Sehhet bu şiirinde, “vatanperverlik gibi ulvi, saf
18
bir hissi ifade
ederek, özel hayatını gençlere, vatan evlatlarına örnek gösterir. Şair zulüm, istismar ve adaletsizliğin hüküm
sürdüğü bir devirde vatanının, halkının terakkisi namına gördüğü her bir işin, “büyük” niyetlerinin
mukabilinde fena şekilde töhmet altında bırakıldığı zamanlarda bile vatandan, halktan incinmez, halka hizmet
etme aşkıyla yaşar” (İsayev, 2001: 108). Kuşkusuz, vatanı sevmek yeterli olmayıp, vatanın ve milletin işine
yaramak da gerekir; Abbas Sehhet sırf bunu kastederek lirik ben karakterine bürünerek kendi varlığını bir
örnek gibi gençliğe sunar. Şairin yarattığı lirik ben, “vatan ve vatandaş probleminin, sanatkâr ve zaman, hayal
ve hakikat, ilişkilerinin yalnızca rasyonel felsefi esaslarını değil, hem de reel içtimai siyasi mahiyetini açıklar,
vaziyetten uğurlu çıkışın spektrumlarını ışıklandıran” millî bir liderdir (Vəliyev Köprülü, 1999: 369).