The XXXVI International Scientific Symposium "Multidisciplinary Studies of the Turkish World" The 25 th of March 2023 ISBN: 978-605-72481-0-7 Eskishehir / Türkiye ---65---
kutsal saydığı Tsikomo dağının zirvesinde yapay bir tepeciğin yükseldiğini ve buranın dünyanın merkezi
sayıldığını aktarmaktadır (Müler, 2000: 93).
Dağlarla birlikte anılan ormanlar ve ağaçlık alanlar Amerikan Yerlilerinin ve Türklerin kutsal saydığı
yerlerdendir. İki ırmak arasında yer alan Ötüken ormanı Türkler için kutsal sayılan ormanlardan biridir. Türkler
bu ormanda yaşamış ve buradan ayrılmanın kendilerine kötülük getireceğine inanmışlardır (Uraz, 1994: 196).
Orman, yoğunlukla avcılık ve toplayıcılıkla yaşamlarını sürdüren göçebe Türk toplulukları ve Amerikan
Yerlisi kabileleri için besin kaynağı olmuş, bu nedenle kutsal kabul edilmiştir. Ormanlar pek çok av hayvanın
barınağıdır. Bereketli bir av için ormana ve ormanın ruhuna sunaklar, saçılar düzenlenmektedir. Türklerde,
bu yerlere atfedilen kutsallık nedeniyle üzerinde avlanmanın, ağaç kesmenin yasak olduğu ormanlık alanlar
bulunmaktadır. Roux, “iduk” kelimesinin “kutsal” olarak çevrildiğini ancak Kaşgarlı Mahmut’un bu kelimeye
“serbest bırakılan” anlamına gelen bir kavram olarak yer verdiğini söylemektedir: “Her ne kadar bu terim
[iduk] adanmış hayvanlara, “mutlu ve kutsal” olan her şeye uygulanırsa da aynı zamanda avlanmanın, balık
tutmanın, ağaçları kesmenin yasak olduğu yer veya yerleri anlatmaktadır” (Roux, 2002: 139). Ormanlar ayrıca
dağlar gibi inziva mekânları olmuşlardır. Kuzey Amerika Amerikan Yerlilerininde koruyucu ruhunu
kazanması için, “Ebeveynler çocuklarını ormanda belirli bir yere götürüp orada yalnız başına bırakırlar”
(Müler, 2000: 47).
Dağ, orman gibi toprakla ilişkili yeryüzü oluşumlarına atfedilen kutsallık ırmak, göl, kaynak gibi pek
çok şekilde var olan sular için de geçerlidir. Tüm diğer doğa unsurları gibi suyun da ruhu, diğer bir deyişle
hâkim-sahipleri vardır (Roux, 2002, 144). Bir Blackfoot mitine göre, fakir ve yetim bir çocuk ruhlardan yardım
dilemek için yüksek bir dağa, kayalara ve bir nehrin yanına gider ama ruhlardan bir işaret alamaz. En sonunda
büyük bir gölün kenarına gelir ve ağlamaya başlar. Bu gölde güçlü bir Su Ruhu yaşamaktadır. Su Ruhu oğlunu
görevlendirerek çocuğu yanına çağırtır ve ona bir hediye verir. Hediye çocuğun daha önce hiç görmediği bir
hayvan olan attır (Şerban, 2021: 347-348). Bu mitte su ruhlarının bulundukları bölgedeki su hayvanlarının
sahibi oldukları ve insanların yardım istedikleri kutsal varlıklar oldukları görülmektedir. Bununla beraber
alıntılanan mitte Türk mitolojisinde de yer alan sudan gelen at unsuru yer almaktadır. Türk mitolojisinde sudan
çıkan son derece güçlü atlarla ilgili bir mit bulunmaktadır (Uraz, 1994: 146).
Uygurlarda, Tamir, Selenga, Tola nehirleri kutsal sayılmıştır, bunun yanında Baykal Gölü de Türk
toplulukları için kutsaldır. ( Roux, 2002: 146). Uraz, volkanik dağlarda bulunan göllere Gök göl adı verildiğini
ve kutsal sayılan bu göllere at ve deve gibi kurbanlar verildiğini belirtmektedir (Uraz, 1994:182). Salish
Amerikan Yerlisileri, törenlerde söyledikleri şarkıları kendilerine Lochsa Irmağı’nın öğrettiğine inanmakta,
Apacheler ise bugünkü Arizona’daki kayalık vadilerin ve temiz su kaynaklarının, onlara doğru yaşamayı
öğreten Büyükanne ve Büyükbabaları olduğunu düşünmektedirler (Cousins, 1997: 499).
Türkler için, suyun saflık özelliği diğer özelliklerinden önde gelmektedir. Bu nedenle suyun
kirletilmesi pek çok Türk topluluğunda yasaklanmıştır. Akarsu, kaynak veya göl suyunu kap kacak yıkayarak,
bedeni yıkayarak veya dışkı yaparak kirletmek, Eski Türk toplulukları arasında bazen cezası ölüm olacak kadar
katı bir biçimde yasaklanmıştır (Roux, 2002: 144). Amerikan Yerlileri mitolojisinde yeryüzüne minnettarlık
göstermenin yolu, ona saygı duymak, kirletmemek, kaynaklarını israf etmemektir (Cousins, 1997: 500). Kuzey
Amerika’nın Büyük Göller bölgesinde yaşayan Sokaogon kabilesi, en önemli beslenme kaynağı olan yabani
pirinci Pirinç Gölü’nden elde etmektedir. Yerüstü ve Yeraltı sularının Büyükanne Yeryüzü’nü (
Nookomis oki )
temsil ettiğine inanan Sokaogon halkı için su kaynaklarının saflığını korumak dini bir görevdir (Reynolds,
2003: 148).
Sonuç Dünyadaki birçok mitolojide olduğu gibi, Türk ve Amerikan Yerlisi mitolojilerinde Göğün ve Yerin
birliktelikleriyle dünya üzerindeki canlılığı meydana getirdiklerine ve canlılara ihtiyaç duydukları besini
sağladıklarına inanılmıştır. Türkler ve Amerikan Yerlisilerde Gök-Yer dikotomisine dayanan evren
tasarımında gök, her iki toplumda da yaratıcıdır ve erkek olduğu düşünülmüştür. Yer ise, tüm canlıları doğuran
ve besleyen bir kadın olarak düşünülmüştür. Bu inancın sonucu olarak, bu iki yaratıcı unsurun barındırdıkları
oluşumlara da kutsallık atfedilmiştir. Her iki toplumda var olan yeryüzündeki her şeyin bir ruhu olduğu inancı
pek çok doğa unsuruna kutsallık kazandırmaktadır.
Avcı ve göçebe topluluklar olmaları nedeniyle Amerikan Yerlisi kabileleri, doğayı sahiplenilecek ve
çitlerle bölünecek bir mal olarak görmemişler, doğayı diğer tüm canlılarla paylaştıkları ortak bir yaşam alanı
olarak benimsemişlerdir. Amerikan Yerlisilerdeki bu mülkiyetsizlik kavramı onlar gibi avcı ve göçebe
topluluklar olan Türk boylarında da görülmektedir. Orta Asya Türk toplulukları için de, gök kubbe altındaki
her yer tüm canlılara aittir. Küresel iklim krizi ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan kuraklık, kıtlık, doğal
afetler gibi insan yaşamını derinden etkileyen unsurların çağımızın en öncelikli sorunu olduğu göz önüne