2.1.3. Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarının İstihdam Üzerindeki Etkileri
İstihdam sorunu bütün ülke hükümetlerinin üzerinde önemle durduğu bir
konudur. Nedeni ise, konunun yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal yönünün
bulunmasından ileri gelmektedir. Kendi ülkesinde istihdam edilemeyen işgücü daha iyi
iş imkanı ve daha yüksek yaşam standardının bulunduğu ülkelere göç etme eğiliminde
bulunacaktır. Ancak bu durumun, hem göç veren hem de göç alan her iki ülke için
toplumsal ve kültürel açıdan sakıncaları da beraberinde getireceği bir gerçektir. En
83
azından bir ülkenin kendi vatandaşını dışarıda iş arayacak durumda bırakması
egemenlik adına sıkıntı vericidir (Akdiş, 1998).
DYY’lerin ev sahibi ülke ekonomilerinin istihdamı üzerinde etkili olduğu
yönünde geniş bir görüş birliği vardır. Ancak bu etkinin bazı gruplar tarafından, olumlu
olduğu bazı gruplar tarafından ise, olumsuz olduğu yönünde bir kanı hakimdir.
DYY’lerin dünya çapında gelişmesine ve artmasına bağlı olarak istihdam
üzerinde olumlu etki yaratması beklenirken, bunun gerçekleşmediğini yani istihdam
edilen kişi sayısındaki artışın DYY’lerde meydana gelen artışın altında kaldığı
gözlenmiştir. UNCTAD’ın (1994) yapmış olduğu araştırmaya göre ÇUŞ’ların dünya
genelinde önemli miktarda iş imkânı yaratmasına karşın sadece dünya nüfusunun
%3’ünü istihdam etmektedir. Bu durumun nedenleri:
- Sanayi ülkelerindeki durgun ekonomik gelişmeler,
-
İşgücü tasarrufuna yönelik teknolojiler,
-
Sermaye yoğun yatırım politikaları,
-
Ulusal ve uluslar arası taşeronluk hizmetlerinin gelişmesi,
-
ÇUŞ’ların maliyet azaltıcı politikalar izlemeleridir.
Dünyada hızla artan rekabet, yalnızca ÇUŞ’da istihdam azalmasına neden
olmamakta, aynı zamanda diğer şirketlerde ve milli şirketlerde de istihdam azalmasını
zaruri kılmaktadır. Çünkü, maliyet düşürmek için kullanılan unsurlardan biri daima işçi
sayısı olmaktadır (Cömert, 2000; Tokol, 2004; Çapraz ve Demircioğlu, 2003).
ÇUŞ’ların istihdama katkısı, faaliyetlerinin artışına, yabancı yatırımların geliş
şekline ve üretim yaptığı sektöre göre değişmektedir.
Ok (2004) tarafından GOÜ’ler üzerinde yapılan bir çalışmada, yabancı katılım
payı ile çalışan miktarı arasında negatif bir ilişki ortaya konmuştur. Eğer şirket
içerisinde yabancı katılım payı artar ise, buna paralel olarak şirkette çalışan sayısı
azalacaktır. Çünkü, yabancılar gereksiz personel çalıştırılmasını engelleyerek maliyet
tasarrufu sağlayıp verimlilik artışı yaratmayı amaçlamaktadır.
DYY’lerin ülkeye geliş şekline baktığımızda, eğer yabancı yatırım, yabancı
şirketin yerli bir şirketle birleşmesi veya yerli şirketin tamamen satın alınması şeklinde
gerçekleşiyor ise, ilave bir istihdam yaratması söz konusu olmayacaktır (Alpar, 1978,
78).
Bununla birlikte, bazı çevrelere göre ise, DYY’lerin gerçekleşme tarzının ev
sahibi ülke ekonomisinin istihdamı üzerindeki etkisi ülkelerin gelişmişlik seviyesine
göre farklılık göstermektedir.
84
Birleşme ve satın alınma şeklinde gerçekleşen DYY’ler, gelişmekte olan
ülkelerin istihdamı üzerinde olumlu etki yaratmazken, sanayileşmiş ülkelerin istihdamı
üzerinde olumlu etki yarattığı gözlenmiştir
14
.
Sanayileşmiş ülkelerde DYY’lerin gerçekleşme tarzı önem taşırken, GOÜ’lerde
DYY’nin beraberinde getirdiği üretim tekniği önem kazanmaktadır. GOÜ’lerde
(endüstri kesimine) imalât ve hizmetler sektörüne gelen yabancı sermayenin, ülkenin
istihdamına olumlu katkı sağlayabileceği ifade edilmiştir. Ancak burada kullanılan
teknolojinin, emek veya sermaye yoğun olması yatırımın istihdam etkisinin geniş veya
sınırlı kalmasını belirleyecektir (Cömert, 2000; Alpar, 1978). Örneğin doğal
kaynakların işlenmesi faaliyetinde bulunan yabancı şirketlerin, teknolojik gelişmeler
nedeniyle gittikçe daha yoğun sermaye seçtikleri ve üretimde işgücü/sermaye oranını
azalttıkları bilinmektedir. Bununla birlikte, devletin gerek doğal kaynakların
ihracatından elde ettiği payı ve gerekse yabancı şirket kârlarından elde edilen vergi
gelirlerini, yeni iş olanakları yaratılmasında özellikle endüstri kesiminde yeni yatırımlar
yapma şeklinde kullanması halinde, istihdam üzerinde dolaylı olarak olumlu etki
yaratabilecektir. Ayrıca DYY’lerin yerli ekonomi ile ileriye ve geriye doğru ilişkisi
arttıkça, diğer bir ifadeyle, üretilen mallar yerli endüstrilerde girdi olarak kullanıldıkça
ve diğer taraftan üretim için gerekli girdiler yerli endüstrilerden sağlandıkça, dolaylı
istihdam etkisi artacaktır. Belirtilmesi gereken bir diğer dolaylı istihdam etkisi de,
yabancı firmada istihdam edilmek üzere işe alınan yerli işçinin nitelikli hale getirilmesi
için eğitime tabi tutulması ve bir süre sonra bu işçinin yabancı firmadan ayrılarak yerli
firmada çalışmaya başlaması ile yurtiçi üretim üzerinde olumlu etki yaratacaktır. Diğer
taraftan ülkeye gelen DYY’nin bazı sektörlerin ya da sanayilerin yapılanmasında etkili
olarak rekabet edemeyen yerli istihdam, kısa sürede azalmakta ve yenileme ihtiyacı
ortaya çıkmaktadır (Cömert, 2000; Alpar, 1978, 126; Gündoğan, 2002).
DYY’lerin endüstri kesiminde yaratacağı ilave istihdamı hesap etmek, gerçekte
oldukça güçlük göstermektedir. Çünkü istihdam edilen işçilerin bir kısmı yerli
firmalarda çalışan yetenekli işçilere daha fazla ücret ödenerek gerçekleştirilen
transferlerden oluşmaktadır. Bu durumun istihdam üzerinde etkisi olmayacağı gibi
transfer edilen işçilere ödenen yüksek ücret, yurtiçi işgücü piyasasının ücret seviyesini
yükselterek yerel firmaların üretim maliyetlerinde artışa neden olabilecektir. Diğer bir
14
DYY’lerin ev sahibi ülkerin istihdamı üzerindeki etkilerine baktığımızda Join venture tarzı bir yabancı
yatırımın %100 mülkiyetli yatırımlara göre ev sahibi ülkenin istihdamı üzerinde daha olumlu etki
yarattığı gözlenmiştir. Özellikle çoğunluk paylı ve azınlık paylı Joint venture’ler tarafından, Nurhan
Aydın , 1997.
85
ifadeyle, ÇUŞ’ların standart dışı çalışma şekillerini yoğun biçimde kullanmaları
merkezde çalışan çekirdek işgücü ile özellikle yan sanayide çalışan standart dışı işgücü
arasında çalışma koşulları, işgücü politikaları açısından sorunların doğmasına neden
olmaktadır. Diğer taraftan nitelikli işgücünün yabancı firmalara transfer edilmesi
neticesinde niteliksiz işçilerin yerel firmalarda istihdamına neden olarak yerel firmaların
üretim verimliliğinde düşüşe neden olabilecektir (Tokol, 2001; Lipsey ve Sjohölm,
2004).
P. Drucker’a (1996) göre, yabancı yatırımların arkasındaki en önemli gücün
beşeri güç olduğunu ,ÇUŞ’ların ülke dışındaki birimlerine yatırım yapıldığında
öncelikle ülke içindeki eğitimli insanlara (kimyager, mühendis, muhasebeci…vb)
istihdam yaratırken diğer taraftan ÇUŞ’un kendi ülkesinden getirdiği nitelikli elamanlar
yoluyla ev sahibi ülkelerin hem beşeri kaynaklarını optimeze edebilmelerine hem de
gelişmiş ülke standartlarına uygun istihdam yaratabilmelerine imkân tanıyacağını ifade
etmektedir.
Bazı görüş çevrelerine göre, DYY’lerin GOÜ’lerin istihdamı üzerinde olumlu
etki yaratmadığı görüşü hâkimdir. Çünkü yatırımcı ülke, yatırımlara ev sahipliği yapan
ülkedeki yatırımları sevk ve idare edecek personeli, genellikle, kendi ülkesinden
istihdam etmektedir, hatta çoğu zaman sadece kilit personeli değil, istihdam edeceği
personelin önemli bir kısmını da kendi ülkesinden götürmektedir. Türk girişimcilerinin
Türk Cumhuriyetlerinde yaptıkları yatırımda olduğu gibi. Böyle bir durumda DYY
‘lerin ev sahibi ülkede istihdam yartattığını söylemek oldukça güçtür. Ayrıca ÇUŞ’lar
ar-ge çalışmalarını merkez ülkede yapmakta ve iş sahalarını daha çok Ar-Ge’nin yoğun
olduğu alanlarda oluşturmaktadır. Böylece ÇUŞ’lar hem üretim esasını oluşturan yeni
ve bu çerçevede stratejik olarak değerlendirilebilecek olan bilgiyi gizlemiş olmakta,
hem de bu açıdan istihdamı arttırmak yolunda herhangi bir katkısı bulunmamaktadır.
Diğer bir neden de, ÇUŞ’ların ileri teknoloji kullanmasına bağlı olarak ev sahibi ülkede
bu yüksek teknolojiyi kullanabilecek işgücünün bulunmamasından kaynaklanmaktadır.
Bu sebeple DYY’ler hem istihdamı arttırıcı olmamakta, hem de gelişmekte olan ev
sahibi ülkede teknoloji bağımlılığını ortaya çıkararak ithalatı uyarmaktadır. Ayrıca söz
konusu teknolojilerin gelişmiş ülkelerin artık kullanmadığı eski teknolojiler olması
halinde ise, ev sahibi ülkenin ihracat hacminde iyileşme sağlamayacağı ve ülkenin
istihdamı üzerinde olumlu etki yaratmayacağı belirtilmektedir (Gür, 2004, Tokol, 2004;
Gündoğan, 2002).
86
Burada unutulmaması gereken bir nokta daha vardır ki o da ÇUŞ’ların yatırımda
bulundukları fiziksel alan da ÇUŞ’ların istihdam üzerindeki etkisini belirleyen önemli
bir faktördür. Örneğin, yoğun bir sanayi bölgesindeki yatırım, işgücü azlığından dolayı,
birim sermaye başına daha az istihdam yaratabilir. Buna karşın, gerikalmış bir bölgeye
yapılan yatırım daha fazla istihdam yaratabilir. Yüksek derecede örgütlenmiş işgücü ve
işçi çıkarmayı güçleştiren ve işgücü maliyetlerini arttıran yasal düzenleler de ÇUŞ’ların
istihdam yaratma gücünü olumsuz yönde etkileyecektir (Gündoğan, 2002).
Kapitalist iktisatçılardan Karl Marx’a göre ise, DYY’ler de teknik gelişme hızlı
olduğundan, yeni teknolojilerin daha fazla sermaye gerektireceği için ücretler fonunu
azaltmasından dolayı artan bir işsizliğe sebebiyet vereceğini ifade etmiştir (Özgüven,
1992, 183).
DYY’lerin yatırım veren merkez ülke istihdamı üzerindeki etkilerine
baktığımızda, görüş ayrılıkları burada da dikkat çekmektedir. Özellikle sendikalar ile
işveren çevrelerinin görüşleri birbirinden ayrılmaktadır. ÇUŞ’ların merkez ülkenin
istihdam olanaklarını daraltması halinde sendikaların üye potansiyelinin azalması
kaçınılmaz olmaktadır. Diğer taraftan ÇUŞ’un hızlı bir biçimde gelişmesi ulusal
hükümetlerin ekonomik işlevi üzerinde olumsuz etki yapmakta, yasa, norm ve devletin
kurumsallaşmış mekanizmaları güçsüz konuma düşebilmekte, hem işçilerin hem de
sendikaların olumsuz yönde etkilenmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle, ABD
sendikaları, üyelerin istihdam güvenliğini tehlikede görmekte ve ÇUŞ’ları yabancı
ülkelere “iş ihracı” yaptıkları gerekçesiyle ABD’de işsizliğe neden olmakla
suçlanmaktadır. Buna karşılık işveren çevrelerince, ABD’de genel istihdam seviyesinin
yabancı ülkelerde yapılan yatırımlar nedeniyle olumsuz yönde etkilenmediği, hatta
olumlu sonuçlar elde edildiği belirtilmiştir (Tokol, 2004; Cömert, 2000; Çapraz ve
Demircioğlu, 2003; Gophinath, Echeverrıa, 2004).
Alman sendikacıları da aynı şekilde ÇUŞ’ların yurt dışında yatırım yapmalarının
ülke istihdamını olumsuz yönde etkileyeceğini düşünerek, dışarıda yatırım yapılmasını
istememişlerdir.
ÇUŞ’lar sendikaların kendilerine karşı bu olumsuz tavırları karşısında, olanak
olduğu sürece sendikasız bir işletme uygulamaya çalışmakta, tamamen dışlayamadıkları
anda ise, uzlaşabilecekleri sendikaları tercih etmektedirler.
ABD hükümeti çevrelerinin yaptırdığı kapsamlı bir çalışmada, ABD’nin yabancı
sermaye yatırımına yönelik politikalarının neticede, ABD istihdam seviyesini
87
yükselttiği ve toplam istihdam seviyesi üzerinde çok az düzeyde ters bir etkiye sahip
olduğu görülmüştür.
ÇUŞ’ların yabancı ülkelerdeki faaliyetlerinin köken ülkede global istihdam
imkânlarında ne ölçüde bir azalma yarattığı bilinmemekle birlikte yurt dışına giden
yabancı sermaye bir yerde ihracatı ikame etmektedir. Bu da ana ülke istihdamının
azalmasına neden olmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |