Tanı
Dikkatlice alınan hikaye ve yapılan fizik muayene
ile en azından bir grup hastalık ayırıcı tanı aşamasında
dışlanabilir. Özellikle iskemik kalp hastalığı veya yakın
zamanda geçirilmiş myokard infarktüsü dikkate alın-
malıdır. Distal nabızların olmaması arteryel yaralanma
olasılığını akla getirse de, nabızların palpe edilmesi her
zaman arteryel sistemin normal olduğu anlamına gel-
mez. Arteryel yaralanmadan şüphelenildiği ama na-
bızların normal olduğu durumlarda ek incelemeler ya-
pılmalı veya aralıklı olarak hasta değerlendirilmelidir.
Gerek yaralanmanın tıkayıcı bir hasar oluşturmaması,
gerekse tıkanmış segmentin çevresindeki yaygın kol-
lateraller nedeni ile arteryel yaralanma olan hastaların
%20’sinde nabızların normal olduğu bildirilmiştir. Eks-
tremitede şişme, hematom, yaralar ve pansuman gü-
venilir fizik muayene yapılmasını engeller. rill ya da
üfürüm non-oklüziv stenotik bir yaralanmayı, yalancı
anevrizmayı veya bir arteriyovenöz fistülü işaret eder.
Arteriovenöz fistüldeki üfürüm devamlı tarzdadır. Ak-
siller arterde tromboz gelişme riski düşük olmakla bir-
likte meme kanseri tedavisinde uygulanan radyoterapi
veya torasik outlet sendromu gibi özel durumlar sor-
gulanmalıdır. Tromboz tanısında ayırıcı tanı, tedavinin
şeklini belirlenmesi açısından önemlidir. Proksimal
kaynaklı lezyonlar sıklıkla akut iskemi ile kendilerini
gösterir ve by pass cerrahisi gerektirirken Raynaud
benzeri semptomu olanlarda olay distal bölgede bek-
lenmektedir.
5,6
Direkt grafiler vasküler yaralanmalar ile ilgili doğ-
rudan bilgi vermemekle beraber, yumuşak doku için-
deki yabancı cisimler, kemik yapılardaki yaralanmalar,
giriş ve çıkış delikleri radyoopak cisimlerle işaretlen-
diğinde damar yaralanması ile ilgili indirekt bilgi ve-
rebilen bir incelemedir. İnvaziv olmaması ve büyük
oranda tanı güvenilirliği sayesinde dupleks USG vas-
küler travma tanısında kullanılabilen bir yöntemdir.
Dupleks USG’nin arteryel yaralanmaları belirlemedeki
doğruluğu %97’dir, venöz sistem için de yüksek oranda
doğruluk taşımaktadır. Ancak yöntemin teknisyen ba-
ğımlı olması, kemik yapılar nedeniyle aksiller bölgenin
tam olarak görüntülenememesi, yaralanmış doku ze-
mininde incelemenin tam yapılamayışı temel eksik-
likleridir. Arteriyografi hemodinamik olarak stabil olan
hastalarda yapılacak olan bir işlemdir ve mümkünse
ilgili ekstremitedeki tüm arteryel ağacı görüntüleyecek
şekilde yapılmalıdır. Arteriyografi hem ameliyat endi-
kasyonu, hem ameliyat planı hem de endovasküler te-
davi gibi alternatif tedavi yöntemlerini belirlemede
yardımcıdır (Tablo 1). Değerlendirmede mümkün ol-
duğunca az invaziv yöntemler seçilmelidir. Dupleks
ultrasonografi ve nabız değerlendirmesi her iki eks-
tremite karşılaştırılarak yapılmalıdır. Akut iskeminin
en güvenilir fizik muayene bulgusu etkilenen ekstre-
mitede el bileğinde radyal ve ulnar arter nabızlarının
veya antekübital fossada brakiyal arter nabzının yok-
luğudur. Nabız dağılımları tıkanıklığın seviyesiyle ilgili
bilgi sağlamaktadır.
5,6
105
Resim 5. Brakiyal arter distalindeki tıkanıklığa bağlı sağ el
2.-3. parmaklarda akral nekroz gelişmiş 58 yaşındaki olgu.
Üst Ekstremite Akut İskemileri ve Travmatik Damar Yaralanmaları
Tablo 1.
Künt travma, kemik kırıkları, eklem çıkıkları veya
uzamış dış basınç nedeniyle ortaya çıkan arteryel tı-
kanıklık, hasarlanan alanın distalindeki arteryel basınç
azaltılarak ortadan kaldırılabilir. Bu tür durumlarda
dupleks sonografi veya nabız alınması olası kollateral
akımların yanıltıcılığı nedeniyle arteryel yaralanmayı
dışlamaya yeterli olmayabilir. Travmanın ortaya çıkar-
dığı durum ve kesin olmayan dupleks sonografi olduğu
durumlarda arteriyografi uygulanabilir.
5,12,15
Tedavi
Akut iskemik ekstremitede arteryel akımın tekrar
sağlanması için kullanılabilecek başlıca yöntemler
tromboembolektomi, tromboliz, perkütan translüminal
anjiyoplasti ve by pass’tır (Tablo 2). Hastaların üçte
birinde konservatif tedavi uygulanabilmekle birlikte
sonuçlar tatmin edici değildir ve olguların %6’sı am-
putasyon ile sonuçlanmaktadır. Ciddi yandaş medikal
problemler nedeni ile yüksek risk taşıyan hastalarda
cerrahi kontrendikedir. Bu durumdaki hastalarda an-
tikoagülan ve vazodilatör tedavi uygun seçeneklerdir.
Turnike uygulaması fazla bir yarar sağlamadığı gibi
yanlış ya da uzun süre uygulandığında daha fazla zarar
verebilir. Acil serviste kanayan damarlara pens ya da
damar pensi koymaya çalışmak da zarar verebileceği
için kontrendikedir. Venöz yaralanmalara bağlı kana-
maları ameliyathane dışında klemp konularak dur-
durma çabası, basit onarım gerektiren bir durumu
daha karmaşık ve büyük onarım gerektirecek tehlikeli
bir hale getirebilir. Yaranın üzerine baskı en güvenilir
yöntemdir. Kanama kontrol altına alındıktan sonra
grup tayini ve diğer testler için kan örneği alınıp, ya-
ralanan alanın dışındaki venlerden damar yolu hazır-
lanıp sıvı replasmanına başlanır. Hastanın klinik de-
ğerlendirmesi devam ederken, geniş spektrumlu
antibiyotik proflaksisi ve tetanoz proflaksisi uygulanır.
Hayatı tehdit eden kafa, göğüs veya abdominal yara-
lanma olmadıkça öncelik damar yaralanmalarına ve-
rilmelidir. Damar yaralanmasının klinik veya radyolojik
olarak kesin olduğu olgularda direkt cerrahi girişim
uygulanmalıdır. Minor vasküler yaralanmalar önemli
komplikasyonlar oluşturmuyorlarsa sadece gözlenebi-
lirler. Hasta distal dolaşım ve yaralanma bölgesine ait
komplikasyonlar açısından izlenir.
5,7
Üst ekstremitenin travmatik olmayan akut
iskemisi
Preoperatif değerlendirme
Emboli ile başlayıp trombotik hale gelen akut ar-
teryel iskeminin ortaya konulması oldukça zor olabil-
mektedir. Embolizm ile belirgin şekilde uyumlu olan
olgularda arteriyografi endikasyonu yoktur ancak
tromboz ve emboli ayrımı yapılamayan olgularda preo-
peratif planı belirlemede arteriyografi yararlı olabilir.
Gereksiz embolektomi veya trombektomiler yüksek
morbidite ve mortalite nedenidir. Preoperatif olarak
hastaya yeterli düzeyde analjezi sağlanmalı ve 5000
ünite heparin intravenöz olarak uygulanmalıdır. Semp-
tomlar ortaya çıktıktan birkaç gün sonrasında bile ba-
şarılı embolektomiler yapılabilmektedir. (Embolekto-
milerde Fogarty kateteri kullanılmaktadır, Resim 6)
5,6,12
Embolektomi
Hasta ameliyat masasına supin pozisyonda yatırılır
ve etkilenen ekstremite, aksilla ve göğüs kafesinin üst
kısmı antiseptik solüsyon ile hazırlanır. Lokal anestezi
ve anestezist eşliğinde hastanın monitörizasyonu ol-
dukça iyi bir tercihdir. Hafif sedasyon gerekli durum-
larda uygulanabilir. Brakiyal arterin ortaya konulması
için antekübital fossa üzerinde S şeklinde bir kesi yapılır
(Resim 7). Sonraki aşamada biseps tendonu, medyan
sinir ve brakiyal arter açığa çıkarılır. Brakiyal arter,
radyal ve ulnar arter ayrım yerleri görülene kadar di-
seksiyona devam edilir. Her üç arter elastik askılar
veya arter klempleri ile kontrol altına alınır. Daha sonra
brakiyal arter üzerinde transvers kesi yapılır ki bu sa-
yede arteriyotomi onarılırken daralmadan kaçınılmış
olur. Fogarty kateteri öncelikle proksimale sonra da
geri akım görülene kadar hem ulnar hem de radyal
artere gönderilir. Bu işlemin sonrasında damarlar he-
parinize salin solüsyon ile yıkanır ve arteriyotomi 6-0
prolen ile onarılır. Klemplerin açılmasından sonrası el
bileği hizasında radyal arter nabzının palpabl olduğu
ortaya konulmalıdır. Postoperatif dönemde heparini-
zasyona devam edilmelidir. Hasta için tıbbi kontren-
dikasyonların olmadığı durumlarda antikoagülasyona
uzun süre devam edilmelidir. Özellikle de emboli kay-
106
Tablo 2.
Prof. Dr. Uğur Bengisun, Uzm. Dr. Ömer Arda Çetinkaya
nağı kalp ise gerek nüks riskini gerekse de postoperatif
mortaliteyi azaltabilmesi nedeniyle antikoagülasyona
devam edilmelidir. Embolektomi sonrasında 30 günlük
periyodda mortalite %10-20 arasında saptanmıştır.
5,6
Radyal nabzın uzun süreli olarak sağlanamaması
durumunda tekrar embolektomi, intraoperatif trom-
bolizis veya geride herhangi oklüzyon sebebini ortaya
koyabilmek için kontrol amaçlı anjiyografi yapılabilir.
Yakın zamana kadar streptokinaz trombolitik ajan ola-
rak kullanılırken günümüzde doku plazminojen akti-
vatörü (t-PA) tercih edilir. Embolinin kaynağı arter
ağacının proksimalindeyse embolektomi ile eş zamanlı
veya sonrasında anjiyoplasti yapılması gerekir. İşlem
sırasında brakiyal arter akımı yeterli düzeyde değilse,
anjiyoplasti işleminin genel anestezi altında yapılması
uygun olacağı için yakın bir zamanda hasta tekrar
ameliyathaneye alınmalıdır. Tromboz nedeniyle gelişen
akut iskemilerde sadece tromboembolektomi yapıldı-
ğında sonuçlar genellikle yüz güldürücü olmadığı için
rekonstrüktif cerrahi gerekmektedir.
5,6
Günümüzde subklavyen veya aksiller arterin ate-
rosklerotik stenozunda stentli ya da stentsiz anjiyoplasti
yapılmaktadır. Anjiyoplasti ile sonuç alınamazsa cerrahi
by pass gerekebilmektedir. Proksimaldeki lezyonlarda
anatomik veya ekstraanatomik sentetik gre ile; seçil-
miş distal tıkanıklılarda da safen ven ile by pass uygu-
laması yararlı sonuçlar verebilmektedir. Dış bası ile tı-
kanıklık veya distal embolizme neden olduğu bilinen
beri vasküler torasik outlet sendromunda cerrahinin
kesin bir endikasyonu vardır. Bu tür olgularda posts-
tenotik subklavyen anevrizmalar için rezeksiyon ve
embolizmin tekrarlamasını önlemek amacıyla gre-
leme yapılır.
5,6
Tıbbi tedavi
Evrensel anlamda standart hale gelmiş bir tedavi
protokolü yoktur. Ancak, genellikle istirahat, analjezi
ve heparinizasyon önerilmektedir. Bazı hastalar sadece
heparin tedavisinden bile fayda görebilmektedir. Tıbbi
tedavinin temelinde amaçlanan mikrosirkülasyonun
devamının sağlanmasıdır. Geçmişte rejyonel sinir blok-
ları, stellat ganglion blokları ve sempatektomiler ağrının
giderilmesi amacıyla uygulanmakta iken günümüzde
sonuçları itibariyle tercih edilmemektedir. Üst ekstre-
mitenin iskemisinde trombolitik ajanların da etkili ola-
bildiği gösterilmiştir. Heparinizasyon ve vazodilatör
ajanların kullanımının trombotik süreci tersine çevi-
rebildiği ve dolaşımın devamını sağlayabildiği göste-
rilmiş ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Son zaman-
larda iloprost (PGI2) ve prostaglandin E1’nin tıbbi
tedavide yararlı olduğu saptanmıştır.
5,12,15
Üst ekstremitenin travmatik akut iskemisi
Preoperatif değerlendirme
Ciddi üst ekstremite iskemisine eşlik eden servikal,
torakal veya abdominal yaralanma varlığında öncelikli
olarak yaşamı tehdit eden durumlara yönelinmelidir.
Multidisipliner olarak çalışılmalı ve vasküler cerrah ile
ortopedist ameliyathanede birlikte hareket etmelidir.
Bu şekilde ortopedistler de sabitleyicilerini vasküler
onarımı engellemeyecek şekilde damar cerrahı ile bir-
likte tayin edebilirler.
5,12
Ekstremitenin canlılığından emin olabilmek için
arteryel yaralanmanın tanısı önem taşımaktadır. Kesin
bir zaman bildirilmemekle birlikte iskemide 6-8 saat
107
Resim 6.
Resim 7.
Üst Ekstremite Akut İskemileri ve Travmatik Damar Yaralanmaları
süre aşımından sonra genellikle geri dönüşsüz aşamaya
geçilmektedir. Penetran veya künt travma olgularında
genellikle preoperatif tanısal arteriografi gerekli de-
ğildir. Ancak cerrahi sırasında her zaman arteryel ya-
ralanmanın yeri saptanamayabilir ve arteriyografi pe-
rioperatif olarak kullanılabilir. Özellikle ateşli silah
yaralanmalarında ve saçma ile yaralanmalarda veya
yaygın hematom varlığı gibi yaralanmalarda da arte-
riyogram gereklidir.
4,5
Operatif hazırlık
Ortopedik veya hem ortopedik hem de vasküler
yaralanmaların olduğu hastalarda perioperatif arteri-
yogram yapılsın ya da yapılmasın standart onarım
yöntemleri kullanılmaktadır ve en azından hastanın
alt ekstremitelerinden bir tanesi venöz gre kaynağı
olarak ameliyat için hazır tutulmalıdır. Preoperatif ola-
rak damar onarımı planı belli olmasa da ortopedik
stabilizasyon ve immobilizasyon damar onarımına izin
verecek şekilde hesaplanmalı ve özellikle eski kaynak-
lara göre öncelikli olmalıdır. Bunun nedenlerinden bir
tanesi ortopedik redüksiyon ve stabilizasyon sırasında
ortaya çıkabilecek gerim yüzünden onarılan damarın
tekrar hasarlanabilmesi, diğeri de ortopedik onarım
sonrasında damar cerrahının yumuşak dokunun op-
timum anatomisini izleyebilmesi gereğinde gre yer-
leştirilmesi açısından kullanabilmesidir. Ancak özellikle
son yıllarda iskemi süresini kısaltmak amacı ile damar
onarımının ilk olarak yapılması gerektiğini savunan
görüş öne çıkmaktadır. Bir seride, ortopedik onarım
öncesi konulan şantlar ile iskemi süresinin kısaltılıp
ortopedik işlemlerin bitirilmesinden sonra da vasküler
rekonstrüksiyonun yarar gösterebileceği ileri sürülm-
üştür (Resim 8). Uzun süreli iskemi sonrası reperfüzyon
hasarı da şiddetli olmakla birlikte damar yaralanması-
nın prognozunu tek başına belirlememektedir. Hasar
seviyesi, yumuşak doku hasarının genişliği ve kollateral
damar ağının varlığı da damar onarımı sonrası prog-
nozu etkilemektedir.
4,5,16
İntravenöz antibiyotik uygulamasından sonra ya-
ralanmış damara longitudinal kesi yapılır. Yaralanan
damarların proksimal ve distal uçları kontrol altına
alınıp hasarlı alana odaklanılır. Travmatize damar alanı
net bir şekilde ortaya konulduktan sonra ilişkili venöz
ve sinirsel yapılar incelenir. Sonrasında hasarlanan ar-
terde gelişmesi olası tromboz için tüm distal alana ba-
lon embolektomi kateteri gönderilir ve bu işlemi taki-
ben lokorejyonel olarak heparinize salin solüsyonu ile
yıkanır. Sistemik heparinizasyonun yararı açısından
net bilgiler bulunmamaktadır. Uç-uca anastomoz uy-
gulaması önerilmekle birlikte bu onarım sonrasında
brakiyal arterde gerginlik gelişmesi olasılığı ortaya çı-
kar. Gerginlikten kaçınmak amacıyla otojen ven inter-
pozisyon grelemesi alternatif olarak uygulanabilir.
Bu durumda da gre olarak kullanılabilecek damar
safen vendir (Tablo 6, Tablo 7).
5,12,15
Alt ekstremite damar yaralanmalarından farklı ola-
rak üst ekstremite damar yaralanmalarında eşlik eden
venöz hasarda venin bağlanması genellikle akut veya
kronik ödem ile sonuçlanmamaktadır. Düzgün bir şe-
kilde yapılan arter onarımları ve ven bağlamaları so-
nucunda fasyotomi veya amputasyon gereksinimi sık
karşılaşılan durumlar değildir. Venöz yaralanmalarda
venin onarılması olası ise denenmeli, hasarın şiddeti
fazla ise bağlanmalıdır görüşü hakimdir.
5,15
108
Resim 8.
Prof. Dr. Uğur Bengisun, Uzm. Dr. Ömer Arda Çetinkaya
Tablo 6.
munda periferik nabızlar palpe edilebilir. Bazı serilerde
de yaralanmaların şiddet derecelerinin değişkenliği
nedeni ile kompartman sendromunun klinik olarak
takibinin zor olup gecikme riskinin ortadan kaldırıl-
ması için damar onarımının yapıldığı ameliyatta pro-
filaktik fasyotomi yapılması önerilmektedir (Tablo 4).
Aksi takdirde değişen düzeylerde duyusal, motor, iş-
levsel ve hatta organ kayıpları ortaya çıkabilmekte-
dir.
4,5
Özet
Üst ekstremitede gelişebilecek akut arteryel iskemi
sebepleri içerisinde emboli, tromboz veya travma gibi
sık karşılaşılan durumlar ile birlikte uyuşturucu madde
suistimali, arterit, torasik outlet sendromu ve hiper-
koagülopati gibi nadir patolojiler de vardır. Koroner
veya periferik vasküler işlemlere ikincil, kateterizasyona
bağlı olarak gelişen iyatrojenik brakial arter yaralan-
109
Tablo 7.
Üst Ekstremite Akut İskemileri ve Travmatik Damar Yaralanmaları
Damar onarımları mutlaka yumuşak doku örtüsü
ile sarılmalıdır. Bu gerçekleştirilmediğinde gre en-
feksiyonu ve yaşamı tehdit edici kanama riski ortaya
çıkar. Pek çok arter ve kemik yaralanması geniş yu-
muşak doku defektleri ile birliktedir. Damar onarım-
larının bu defektli alanlardan yapılması önerilmemek-
tedir çünkü bu alanlara günlük debritman gereksinimi
olasıdır. Debritman sırasında da gre kontaminasyonu
ve şiddetli kanama riski vardır. Bu tür yaralanmalarda
damarın her iki ucu bağlanıp sağlam intramüsküler
veya cilt altı doku alanları aracılığıyla safen ven bypassı
önce proksimal sonra da distal anastomoz sırası ile ya-
pılmalıdır.
5,12
Yeterli düzeyde kollateral dolaşım varlığında veya
ileri distal yaralanmalarda hasarlı alan bağlanabilir. Bu
durum genellikle ön kolun tek damar yaralanmalarında
uygulanabilir. Küçük damar yaralanmaları işlevsel ola-
rak dramatik sonuçlar oluşturmasa da eşlik eden sinir
yaralanma olasılığı göz ardı edilmemelidir.
5,12
Distal nabız palpasyonu ve dupleks sonografi ile
işlevselliğin düzeyi kontrol edilmelidir. Postoperatif
takipte ayrıca nöromotor, nörosensör ve vasküler kont-
roller kompartman sendromunu erken dönemde ya-
kalayabilmek açısından büyük önem taşımaktadır
(Tablo 3). Kompartman sendromu geliştiğinde acilen
longitudinal olarak fasyotomi yapılmalıdır (Tablo 5).
Daha sıkı konnektif doku ile çevrili olduğu için ön
kompartman basınç artışına çok daha duyarlıdır. Yaralı
ekstremitede yaralanma ile orantısız ölçüde aşırı ağrı,
ağrının ekstremitenin pasif hareketleri ile artışı, şişme
ve kompartmanlarda ve kaslarda hassasiyet, zayıflık,
parestezi, hipoestezi veya anestezi kompartman sen-
dromunu akla getirmelidir. Kompartman sendro-
Tablo 3.
Ekstremite Vasküler Yaralanmalarında Özel
Durumlar
•
Yaşam söz konusu olduğunda amputasyonun
da bir seçenek olduğu unutulmamalıdır.
•
Büyük motor sinir yaralanmaları ekstremitenin
akıbetini belirleyen önemli bir faktördür.
•
Yaralanma puan cetvelleri primer amputasyon
kararında rol oynamaktadır.
•
Mangled Extremity Scoring System (MESS)
değeri 7’nin üzerinde ise amputasyon olasılığı
yüksek demektir.
Tablo 5.
maları günümüzde en sık karşılaşılan cerrahi tedavi
gerektiren direkt arter yaralanması sebebidir. Üst eks-
tremitelerdeki akut arteryel iskeminin en sık sebebi
%74 ile embolizmdir ve balon kateter ile embolektomi
ideal tedavi yöntemidir. Toplumsal çalışmalarının
%5’inde ve cerrahi serilerin %9-35’inde trombozla kar-
şılaşıldığı bildirilmektedir. Üst ekstremitede ateroskle-
roz çoğunlukla ileri yaştaki erkekleri etkilemektedir.
Brakial veya aksiller arterin distalinde daha sık olarak
saptanmaktadır. Akut iskemiye agresif yaklaşımla ilgili
tartışmalar olsa da, kolda canlılık varlığında, son za-
manlarda geçerli olan düşünce, kan akımının bir an
önce sağlanması yönündedir.
Arter yaralanmalarında cerrahın müdahalesinde
duruma hakimiyeti sağlayan en önemli faktörlerden
birisi anatominin iyi bilinmesidir. Bu şekilde eşlik ede-
bilecek patolojiler ve cerrahi komplikasyonlardan ka-
çınılabilir.
Üst ekstremite akut iskemilerinde etkenler travma-
tik ve travmatik olmayan sebepler olarak 2 ana başlıkta
incelenebilir. Travmatik sebepler içerisinde ateşli silah
ve kesici-delici alet yaralanmaları gibi penetran sebep-
ler veya künt yaralanmalar vardır.
110
Parametre
Puan
Düsük enerjili (Bıçaklanma, basit kırık,
düşük hızlı mermi yaralanması)
1
Orta enerjili (Çıkık, açık kırık)
2
Yüksek enerjili (Ezilme, yakın mesafe pompalı
tüfek, yüksek hızlı mermi)
3
Çok yüksek enerjili (Yüksek enerjiye ek olarak
kontaminasyon ve kopma)
4
Nabız azalmıs ama perfüzyon normal
1
Nabız yok, parestezi ve azalmış kapiller doluş
2
Soğuk, paralitik, duyu hissetmeyen ekstremite 3
Sistolik kan basıncı > 90 mm Hg
0
Geçici hipotansiyon
1
Kalıcı hipotansiyon
2
<30
0
30-50
1
>50
2
Tablo 4.
Prof. Dr. Uğur Bengisun, Uzm. Dr. Ömer Arda Çetinkaya
Künt yaralanmalarda olay daha çok lüminal yü-
zeydedir. Bu nedenle çoğu kez dıştan hafif peteşiyel
kanamalar ve spazm dışında arterin görünümü nor-
maldir. Arteriyotomi yapıldığında ise dıştan görünü-
mün tersine çok yaygın intimal hasar olduğu saptana-
bilir. Damar yaralanması kanama, tromboz ve bunu
takip eden iskemi, arteryel spazm, yalancı anevrizma
gelişimi ve arteriyovenöz fistül gibi değişik kompli-
kasyonlarla sonuçlanabilir.
Akut iskemi gelişen üst ekstremitedeki semptom
ve bulgular alt ekstremitede görülenlerle aynıdır ve
Pratt tarafından 6P olarak tanımlanmıştır: ağrı (pain),
solukluk (paleness), paralizi, parestezi, nabızsızlık (pul-
selessness) ve soğukluk (perishing cold) ya da bitkinlik
(prostration). İnvaziv olmaması ve büyük oranda tanı
güvenilirliği sayesinde dupleks USG vasküler travma
tanısında kullanılabilen bir yöntemdir. Dupleks
USG’nin arteryel yaralanmaları belirlemedeki doğru-
luğu %97’dir, venöz sistem için de yüksek oranda doğ-
ruluk taşımaktadır. Arteriyografi hemodinamik olarak
stabil olan hastalarda yapılacak olan bir işlemdir ve
mümkünse ilgili ekstremitedeki tüm arteryel ağacı gö-
rüntüleyecek şekilde yapılmalıdır.
Akut iskemik ekstremitede arteryel akımın tekrar
sağlanması için kullanılabilecek başlıca yöntemler
tromboembolektomi, tromboliz, perkütan translüminal
anjiyoplasti ve by pass’tır. Ciddi yandaş medikal prob-
lemler nedeni ile yüksek risk taşıyan hastalarda anti-
koagülan ve vazodilatör tedavi uygun seçeneklerdir.
Turnike uygulaması fazla bir yarar sağlamadığı gibi
yanlış ya da uzun süre uygulandığında daha fazla zarar
verebilir.
111
Ö.N. 1.
Ö.N. 2.
Ö.N. 3.
Üst Ekstremite Akut İskemileri ve Travmatik Damar Yaralanmaları
Ö.N. 4.
Ö.N. 5.
ziale F. Acute le arm ischemia associated with floating
thrombus in the proximal descending aorta: combined en-
dovascular and surgical therapy. Cardiovasc Intervent Radiol
2011; 34:193-7.
10. Lee TS, Hines GL. Cerebral embolic stroke and arm ischemia
in a teenager with arterial thoracic outlet syndrome: a case
report. Vasc endovascular surg 2007; 42: 254-7.
11. Jivegard L, Holm J, Schersten T. e outcome in arterial
thrombosis misdiagnosed as a arterial embolism. Acta Chir
Scand 1986; 152: 251-6.
12. Kasirajan K, Ouriel K. Acute limb ischemia. In: Rutherford
RB ed. Rutherford 6th ed. St. Louis: Elsevier; 2005. p.959-
971.
13. Lam EY, Giswold ME, Moneta GL. Venous and lymphatic
disease. Brunicardi FC, Andersen DK, Billiar TR, Dunn DL,
Hunter JG, Pollock RE. Schwart’s principles of surgery.
McGraw-Hill, 2005. 8th ed. p.813.
14. Baker JF, Nazarian LN, Olin JW, Pullman S. Case report:
acute thrombotic occlusion and pseudoaneurysm of the
brachial artery diagnosed by doppler ultrasound aer non-
diagnostic angiography. Clin Rheumatol 2010; DOI
10.1007/s10067-010-1419-1.
15. Ozsvath KJ, Darling III RC, Tabatabi L, Hamdani S, Davies
AH, Davis M. Vasvular trauma. In: Davies AH, Brophy CM
eds. Vascular surgery Springer-Verlag London Limited; 2006.
p.125-32.
16. Wolf YG, Rivkind A. Vascular trauma in high velocity guns-
hot wounds and shrapnel blast injuries in Israel. Surg Clin
North Am 2002; 82:237-44.
112
Prof. Dr. Uğur Bengisun, Uzm. Dr. Ömer Arda Çetinkaya
30> Dostları ilə paylaş: |