Notlar
a. Yanlış kanülasyon tekniği
b. Olgunlaşmamış fistülün erken kanülasyonu
c. Kanül çıkarıldıktan sonra kanülasyon sahasına
aşırı basınç uygulama ve aşırı gergin sirküler bandaj
yapma
3. Vasküler komplikasyonlara yol açan risk faktörleri
a. Uzamış sistemik hipotansiyon
b. Üremik koagülopati
c. Hiperlipidemi
d. Sigara
e. Dar, sıkı giysilerin giyilmesi, fistül üzerine
yatma
Postoperatif erken trombozlarda, Fogarty embo-
lektomi kateteri ile arteriyel ve venöz koagülumlar çı-
kartılır, heparinli serum fizyolojik ile irrigasyon yapılır,
arteriotomi primer kapatılır. Geç dönemde oluşan
tromboz genellikle stenoza bağlı geliştiğinden stenotik
segment yama anjioplasti tekniği veya girişimsel rad-
yolojik yöntemlerle (balon anjioplasti, stent) tedavi
edilebilir.
Arteriyovenöz fistül veya greteki stenotik segment,
otojen bir ven veya sentetik gre ile interpozisyon ya-
pılarakda tedavi edilebilir.
Tromboliz; trombektomiye alternatif bir tedavi yön-
temidir. Diğer tedavi seçeneklerine göre invaziv olma-
ması avantaj sağlar. Ayrıca damar yatağındaki akımı
bozan santral bölgelerdeki trombozlarda trombolitik
tedavi ile birlikte anjioplasti uygulanabilir. Proksimal
bölgedeki lezyonlarda tedavi açık cerrahi ile daha güç-
tür.
(3)
Kanama
Ameliyat sonrası ilk 24 saat içinde meydana gelen
kanamalar, yetersiz hemostaz nedeniyle veya anasto-
moz hattından kaynaklanır. Üremik hastalarda koa-
gülasyon kaskatında görülebilen multifaktöriyel bo-
zukluklar (kanama diyatezi, trombosit fonksiyon
bozukluğu) nedeniyle sızıntı sonucunda hematom
meydana gelebilir. Üreminin derecesi ile kanama
komplikasyonları arasında ilişki yoktur fakat kural ola-
rak kan üre nitrojen konsantrasyonu 100 mg/dl’nin
üzerindeyken kanama riski belirgin olarak artar. He-
modiyaliz hastalarında periyodik heparin kullanımı
da kanama riskini arttıran bir faktördür. SDBY hasta-
larında bazı ilaçların (beta laktam antibiyotikler) ka-
nama eğilimini arttırdığı bilinmektedir.
Geç dönemde AV fistül ya da grete kanama,
ile elde edilen yüksek akım, türbülans ve yüksek basınç
nedenleri ile çeşitli komplikasyonlar meydana gelebilir.
Bu komplikasyonların oranları %30-35 düzeylerinde
bildirilmektedir. Bunlar içerisinde tromboz (%51.6),
stenoz (%22.6), anevrizma (%6.7), infeksiyonlar (%6.5)
ve diğerleri azalan sıklık sırasıyla görülmektedir.
(1)
Hemodiyaliz amaçlı AV fistüllerde komplikasyonlar:
• Stenoz-Tromboz,
• Kanama,
• İnfeksiyon,
• Anevrizma,
• Nöropati,
• Seroma,
• İskemi,
• Venöz Hipertansiyon,
• Konjestif Kalp Yetersizliği şeklinde sayılabilir.
Stenoz-Tromboz
Otojen ve sentetik tüm AV fistüllerde başarısızlığın
ana nedeni trombozdur. Tromboz genellikle AV sir-
külasyonun herhangi bir yerindeki daha önceden mev-
cut veya fistül oluşturulması sonrası gelişen stenoz ne-
deni ile oluşur. İlk birkaç ayda görülen erken tromboz
teknik hatalarla (damarların kıvrılması, grein dirsek-
leşmesi, anastomoz darlığı ve etrafındaki sorunlar, ar-
teriyel akımın yetersizliği yada venöz drenajdaki so-
runlarla) ilişkilidir. En sık rastlanan neden hemen
anastomoz çevresindeki darlıklardır. Bunlar JAS (Juxta
Anastomotik Stenoz) olarak adlandırılırlar. Geç trom-
boz nedeni ise genellikle haada üç kez iki ayrı yerden
yapılan kanülasyon yerlerinde gelişen fibrozise bağlı
oluşan ven stenozudur.
Tromboz tipik olarak şu bölgelerde saptanır:
a – Anastomoz çevresinde (JAS)
b – Otojen fistüllerde kanülasyon için kullanılan
fistül veninde
c- Sentetik grelerde özellikle venöz anastomoz
çevresinde
Genel olarak grelerde tromboz gelişimine etkili olan
risk faktörleri aşağıda belirtilmiştir;
1. Cerrahi nedenler
a. Yetersiz cerrahi teknik
b. Yetersiz arteriyel akım
c. Neointimal hiperplaziye (NIH) bağlı stenoz
d. Anevrizma oluşumu
2. Diyaliz personelinin yetersiz bakımı
Prof. Dr. Selçuk Baktıroğlu, Uzm. Dr. Fatih Yanar
202
travma, yanlış kanülasyon veya infeksiyon nedeni ile
ortaya çıkar.
Kanamanın şiddeti aşağıda belirtildiği gibi derece-
lenmiştir
(4)
;
Grade 0: Kanama yok
Grade 1: Tedavi gerektirmeyen kanama
Grade 2: Medikal tedaviyle düzelebilen kanama
Grade 3: Cerrahi girişim gerektiren kanama
Hemodiyaliz hastalarındaki kanamalar derecesine
göre çeşitli medikal ya da cerrahi yöntemlerle tedavi
edilebilir. Üremik hastalardaki trombosit fonksiyon
bozukluğu yeterli ve etkin diyaliz ile düzeltilebilir. Re-
kombinant insan eritropoetini, GpIIb-IIIa ekspresyo-
nunu arttırarak ve anemiyi düzelterek bu hastalardaki
kanamanın tedavisinde etkilidir.
(5)
Kanamanın kontrolü fistül kan akımına izin verecek
ve fistülde obstrüksiyona yol açmayacak derecede di-
rekt bası ile sağlanabilir. Genellikle bu yöntemle ka-
nama 30 dakika içinde kontrol altına alınabilir. Eğer
hastanın hemodiyaliz seansı bitmişse, heparin etkisini
ortadan kaldırmak için protamin sülfat kullanımı ya-
rarlı olabilir. Bazen kanama yerine direkt sütür atmak
gerekebilir. Özellikle infeksiyon ve anevrizma rüptü-
rüne bağlı kanamalarda geniş cerrahi eksplorasyon ve
vakasına göre direkt sütür, rezeksiyon + gre interpo-
zisyonu, fistülün bağlanması gibi girişimler yapılabilir.
İnfeksiyon
Fistül kaybının en sık ikinci nedeni olan infeksi-
yonlar aynı zamanda belirgin morbidite hatta mortalite
nedenidir. Tüm infeksiyöz komplikasyonlar diyaliz has-
talarında en sık ikinci ölüm nedenidir.
(6-9)
AV grelerde
infeksiyöz komplikasyon görülme sıklığı %11 -35 ora-
nındadır. Bu kategoride yer alan yara yeri infeksiyonları
ameliyat sırasındaki komplikasyonlar ile ilişkilidir. Yo-
ğun antibiyotik tedavisine rağmen infeksiyon yayıla-
bilir ve anastomoz çevresinde abse ile sonuçlanabilir.
Bu durumda cerrahi drenaj ve vakasına göre fistülün
bağlanması, enfekte bölümün eksizyonu, gre veya sa-
fen interpozisyonu, lokal negatif basınçla yara kapatıl-
ması ve çok dikkatli yara bakımı gerekebilir. AV fistül
sonrası infeksiyon gelişimi ise nadir olarak görülür
(yaklaşık %3). Genelde selim seyirlidirler ve antibiyotik
tedavisiyle gerilerler.
(3)
İnfeksiyon, AV fistül ve gre-
lerde arter ve ven duvarını erode edip ciddi kanama
Resim 1a: AV Greft İnfeksiyonu
1b: AV Fistül İnfeksiyonu
Arteriyovenöz Fistül Komplikasyonları ve Tedavisi
203
veya psödoanevrizma formasyonuna neden olabilir.
Hemodiyalizle ilişkili infeksiyonlarda gram pozitif
mikroorganizmalar sık görülür ve en sık Staphylococ-
cus aureus izole edilir. Gram negatif mikroorganizma-
lar tüm izole edilen bakterilerin %25’ini oluşturur, az
bir oran ise polimikrobiyaldir.
(10,11)
Streptokok ve gram
negatif bakteri infeksiyonları, stafilokok infeksiyonla-
rına göre daha ciddi seyirlidir.
Fistül infeksiyonu şüphesi varsa çok yüksek risk
nedeni ile gram pozitif ve negatif bakterileri kapsayan
antibiyoterapiye hemen başlanmalıdır. Geniş spekt-
rumlu olmaları ve kolay doz ayarlaması nedeniyle van-
komisin ve gentamisin sıklıkla tercih edilir.
▫ İnfeksiyon
▫ Kozmetik
Geleneksel olarak psödoanevrizmanın tedavisinde
anevrizmatik alanın rezeksiyonu ve gre interpozis-
yonu ya da lezyon çevresinde bypass yapılır. Bazı ol-
gularda fistül segmenti boyunca çok sayıda psödoa-
nevrizma bulunabilir. Bu durumda çoğu zaman
konservatif kalınıp hasta izleme alınır, özel durumlarda
tüm bu segment replasmanına ya da bypassa ihtiyaç
duyulabilir.
Birkaç seride, psödoanevrizma onarımında kaplı
stent (covered stent) kullanımı bildirilmiştir. Çalışma
sonuçları değişkendir. Kanülasyon alanını kısaltacağı
için stent kullanımı tercih edilmez.
Nöropati
Hemodiyaliz hastalarında nöropati sık görülür. Nö-
ropati nedenleri arasında diyabet ve üremi gibi sistemik
nedenler,ayrıca kompartman sendromu gibi mekanik
nedenler de olabilir. Hemodiyaliz fistülleri ile ilişkili
nöropatinin şiddetinin sınıflandırılmasında dört evre
mevcuttur
(13)
;
Evre 0: Semptom yok
Evre 1: Hafif, intermittan duyusal değişiklikler (ağrı,
parestezi, duyusal defisitle birlikte hissizlik)
Evre 2: Orta, persistan duyusal değişiklikler
Evre 3: Ağır duyusal değişiklikler ve ilerleyici motor
fonksiyon kaybı (hareket, güç ve kas atro-
fisi)
Yeni diyaliz tedavisine başlayan hastalardaki nöro-
patinin en sık nedeni üremik polinöropatidir. Uzun
süre hemodiyaliz tedavisi alan hastaların %50-70’inde
üremik polinöropati görülür. Diyabet görülme sıklığı-
nın artması nedeni ile SDBY nedenleri arasında diya-
betik nefropati birinci sırayı almıştır. Batılı ülkelerde
%50’lere varan oranlarda SDBY nedeni diyabet olarak
görülmektedir, ülkemizde bugün için bu oran %34 ci-
varındadır. Diyaliz hastalarında distal simetrik periferik
nöropatinin en önemli nedenlerinden biride diyabettir.
Her ne kadar patogenezi tam olarak açıklanamasa da
en çok kabul edilen görüş aksonal dejenerasyonla bir-
likte sekonder segmental demiyelinizasyondur. Bu de-
ğişiklikler daha çok distal yerleşimlidir.
(14-19)
Erkekler
kadınlardan daha çok etkilenir.
Karpal tünel sendromu da genel populasyona göre
diyaliz hastalarında daha sık görülür.
Anevrizma
Gerçek anevrizmalar daha çok venöz taraa mul-
tipl, fuziform şekilde görülürken, psödoanevrizmalar
daha çok kanülasyon sonrası yetersiz hemostaz nedeni
ile veya devamlı aynı yerden giriş yolu kullanılmasına
bağlı olarak, gre üzerinde tek ve sakküler bir görü-
nümde olma eğilimindedir. Psödoanevrizmalar kap-
süllü hematomlar olarak nitelendirilebilir, gerçek bir
damar duvarı yoktur, rüptür olasılığı daha yüksektir
ve infeksiyonlara eğilimlidir. Bir damar segmentinin
yandaş ven çapının 1,5 katı veya daha fazla olması du-
rumunda anevrizmatik genişlemeden bahsedilir. Gre
üzerinde pulsatil trill alınan bir kitle olarak kendini
gösterir. Psödoanevrizmalar; gre trombozu, ağrı, koz-
metik sorunlar, infeksiyon, kanama gibi problemlere
neden olur.
(12)
Tüm AV fistüllerin %5 kadarında gerçek veya psö-
doanevrizma gelişimi görülmektedir. Psödoanevriz-
malar sentetik grelerde sık olup kanülasyona sekonder
gelişirler. Görülme sıklığı kanülasyon sayısı ile ilişkilidir.
Bu komplikasyon AV fistüllerde %2 oranında görü-
lürken, AV grelerde %10 olarak rapor edilmiştir.
(3)
Resim 2: Psödoanevrizma
Prof. Dr. Selçuk Baktıroğlu, Uzm. Dr. Fatih Yanar
204
AV fistül anevrizmalarında tedavi endikasyonları;
▫ Kanama
▫ Tromboz
▫ Ani büyüme
▫ Ciltte incelme ve erozyon
▫ Şiddetli ağrı
simal arterle fistül oluşturulması risk faktörleri arasın-
dadır.
(22-24)
Arteriyel steal, aşağıdaki şekilde evrelenmiştir (4);
Evre 0: Steal yok
Evre 1: Hafif (soğukluk, his azalması) – Çoğu zaman
tedaviye gerek yok, izlem gerekir.
Evre 2: Orta ( Sadece diyaliz sırasında geçici iskemi /
Kladikasyo) - Bazen girişim gerekebilir.
Evre 3: Ağır (İstirahatte iskemik ağrı olması / doku
kaybı) – Girişim zorunludur.
Çoğu kaynağa göre steal gelişen hastaların yarısı
ile üçte ikisinde iskemik belirtiler ilk 30 günde ortaya
çıkar. İstirahat ağrısı ya da cerrahi sonrası hızlı gelişen
motor kayıp acil cerrahi girişim gerektirir.
(14, 25-29)
Gi-
derek artan uyuşma, elde solukluk, duyu azalması, is-
kemik ülserler, ilerleyici kuru gangren ve el kaslarında
atrofi gibi semptomlar girişim gerektirir.
(30)
Arteriyel
anastomozun distalinde nabız palpe edilemediğinde
klinik semptom yoksa girişim gerekmez. Lazarides ve
arkadaşlarının 180 vakalık çalışmasında olguların üçte
birinde radial nabız yokluğu saptanmasına rağmen
bunların yalnız yedisinde klinik steal gelişmiştir.
(29)
İskemik monomelik nöropati (İMN), fistül oluşu-
munu takiben kısa süre içinde (dakika, saat) gelişen
sinir hasarıdır. Hızla gelişen ağrı, güçsüzlük, ön kol
kaslarında paralizi ve duyu kaybıyla kendini gösterir.
İzole sinir iskemisi sonucu gelişen İMN, median, radyal
ve ulnar siniri etkileyebilir. İleri yaş, diabetes mellitus,
periferik damar hastalığı ve periferik nöropatili hasta-
larda daha sık görülür.
Ekstremite genellikle ılık-sıcaktır, nabızlar palpabl
olabilir, bu da cerrahı yanıltabilir. Teşhis klinik olarak
konur, fistülün acil ligasyonu gerekir. Ortaya çıkmış
IMN’de tedavi sonuçları yüz güldürücü değildir. Nö-
ropati, postoperatif dönemde sıvı koleksiyonu sonucu
tek bir sinir basısı sonucu da oluşabilir. Bu durum
İMN ve vasküler steal sendromundan ayrılmalıdır.
Seroma
Etiyolojisi tam olarak aydınlatılamamıştır. Grein
kendisinde görülen transmural permeabilite artışı ve
hastadaki biyolojik değişikliklerden dolayı oluştuğu
düşünülmektedir. Seroma gelişimi sentetik grelerde
daha sık görülür. Tedavisi zor ve genellikle başarısızdır.
Tekrarlayan perkütan aspirasyonlar, psödokapsülün
eksizyonu ile beraber drenaj ve irritan madde enjeksi-
yonu kullanılabilir.
(20)
İskemi
Arteriyel steal bütün AV fistüllerin %75’inde görü-
lür ve fizyolojiktir. Fistül, yapıldığı bölgenin proksimal
ve distalindeki arteriyel kan akımının çoğunu emer,
bazı durumlarda klinik belirti verir. AV fistüllü hasta-
larda iskemi, besleyici arterin yetmezliğine, fistül dis-
talindeki arterlerdeki yetmezliğe, arterosklerozun iler-
lemesine bağlı olabilir. Genellikle DHIS (Distal
Hipoperfüzyon İskemik Sendrom) olarak adlandırılır.
Tedavi sebebe göre ve fistülün akım miktarına göre
planlanır.
Arteriyovenöz fistül sonrası iskemik vasküler steal
ilk kez 1969 yılında Storey ve arkadaşları tarafından
Brescia-Cimino tip fistül işlemini takiben tanımlan-
mıştır.
(21)
Arteriyel stealin hangi hastada sorun oluş-
turacağı ameliyat öncesi kesin olarak öngörülemezken
bazı risk faktörleri belirlenmiştir. Hastanın altmış ya-
şından büyük olması, aynı ekstremitede çok sayıda gi-
rişim olması, diyabet, sentetik gre kullanımı ve prok-
Arteriyovenöz Fistül Komplikasyonları ve Tedavisi
205
Resim 3: İskemi (DHIS)
DHIS için tedavi seçenekleri; fistülün ligasyonu,
greten çalınan akımı sınırlayıcı çeşitli girişimler (Ban-
ding, Parsiyel ligasyon, Miller ameliyatı), distal revas-
külarizasyon-interval ligasyon (DRIL prosedürü), anas-
tomozun distale alınması, anastomoz sonrası arterin,
çalmayı engellemek için ligasyonu, proksimal arteriyel
anastomoz (PAI) bunlar arasında sayılabilir. Tüm bu
girişimler iskeminin sebebine ve fistül akım miktarına
göre her hasta için ayrı ayrı planlanır.
Venöz hipertansiyon aşağıdaki şekilde evrelenmiş-
tir.
(4)
Evre 0: Yok
Evre 1: Hafif (Minimal bulgular, renk değişikliği, eks-
tremitede hafif şişlik) – Tedavi gerekmez.
Evre 2: Orta (intermittan ağrı, ciddi şişlik) – Girişim
çoğunlukla gereklidir.
Evre 3: Ağır (hiperpigmentasyonla birlikte devamlı
ağrı, devamlı şişlik, ağır ya da masif venöz
ülserasyon) – Girişim zorunludur.
Venöz hipertansiyonun en sık nedeni daha önceki
santral venöz kateterizasyona bağlı subklavian ven ste-
nozudur. Juguler ven, brakiosefalik ven ve hatta tüm
vena cava süperiorda tromboz-oklüzyon görülebilir.
Omuz bölgesinde yüzeyel venlerin genişlediği görülür
(Caput Medusa). Santral venöz kateter girişimi olan
hastaların fistül ameliyatı öncesi çok iyi değerlendiril-
mesi gerekir. Subklavian ven stenozu veya tıkanması,
kendi başına çoğu zaman klinik belirti vermez ama
aynı kola bir fistül yapılacak olursa çok ciddi sonuçlar
yaratabilen bir venöz hipertansiyon ile karşılaşılabilir.
Bu stenozlar genellikle akut hemodiyaliz tedavisi için
kullanılan kateterlere bağlı ortaya çıkar, ileriye dönük
riskler göz önüne alınarak santral venöz kateter yolu
için subklavian venden ziyade juguler ven tercih edil-
melidir.
Girişim gereken olgularda fistülün kapatılması bir
şeçenektir. Ancak fistülün korunması gerekirse venöz
hipertansiyon bulgularını azaltmak için stenoz bölge-
sine balon anjioplasti veya stent uygulaması yapılır.
Alternatif bir girişim metodu da subklavian veya sefalik
venden bir gre ile ipsilateral veya kontrlateral juguler
vene bypass işlemi yapılmasıdır.
Konjestif Kalp Yetersizliği
Arteryovenöz fistüller hemodinamik olarak kalbi
etkiler. Çeşitli kompansatuar mekanizmalarla artan he-
modinamik yük kronik renal yetersizlikli hastaların
bazılarında tolere edilebilir ancak kardiyak rezervi sı-
nırlı hastalarda kardiyak yetersizlik oluşabilir. Bu tab-
lodaki hastanın anemi, hipertansiyon ve sıvı dengesi
yönünden iyi değerlendirilmesi gereklidir. Tedavide
bant tekniği ile fistülün daraltılması, anastomozun dis-
tale alınması düşünülebilir. Diğer bir seçenek fistülün
kapatılmasıdır.Fistülü kapatılacak olan hasta peritoneal
diyaliz ya da santral venöz kateter yardımı ile renal
replasman tedavisini sürdürebilir.
Venöz Hipertansiyon
Fistül akımının bir stenozla engellendiği, özellikle
yan yana anastomozlardan sonra ekstremite distaline
yüksek akımla çalışan kollaterallerin varlığında ve ar-
teriyel akımın arttığı durumlarda venöz hipertansiyon
gelişebilir. Venöz hipertansiyon üst ekstremite fistüllü
hemodiyaliz hastalarında sıklıkla elde şişlik olarak gö-
rülmesine rağmen, az sayıda hastada parmak veya elin
kaybına kadar gidebilen ciddi ülserlerle de (venöz ül-
ser) karşımıza çıkabilir.
4a: Subklavian Ven Stenozu klinik görüntü.
Resim 4: Venöz Hipertansiyon
4b: Anjiografide subklavian venin tıkalı olduğu
izlenmekte.
Prof. Dr. Selçuk Baktıroğlu, Uzm. Dr. Fatih Yanar
206
KAYNAKLAR:
1. Fitz Gerald et al. Outcomes of upper arm av fistulas for
maintenance hemodialysis access. Arch Surg. 2004;139:201-
208
2. Tricht I, Wachter D, Tordoir J. Hemodynamics nad Compli-
cations Encountered with Arteriovenous Fistulas and Gras
as vascular Access for Hemodialysis: A Review. Annals of
Biomedical Engineering, Vol 33, No.9, 2005;1142-1157.
3. Wahlberg E, Olofsson P, Goldstone J: Acute Problems With
Vascular Dialysis Acces. Emergency Vascular Surgery 1st
ed, 2007, p:167-177
4. Adams ED, Sıdawy AN. Nonthrombotic Complications of
Arteriovenous Access for Hemodialysis. In Vascular Surgery,
Rutherford, Volume two, sıxth edition, Elsevier Saunders,
2005, p:1692-1703
5. Gawaz MP, Dobos G, Spath M, et al: Impaired function of
platelet membrane glycoprotin IIb-IIIa in end-stage renal
disease. J Am Soc Nephrol 5:36-46,1994.
6. Morbidity and Mortality of Dialysis. NIH Consensus State-
ment. Washington DC, National Institutes of Health, 1993,
pp1-33.
7. Buterfly DW, Schwap SJ: Dialysis Access Infections. Cur
Opin Nephrol Hypertens 9:631-635,2000.
8. Mailloux LU, Belluci AG, Wilkes BM, et al: Mortality in di-
alysis patients: Analysis of the causes of death. Am J Kidney
Dis 18:326-335,1991.
9. Stevenson KB, Hannah EL, Lowder CA, et al. Epidemiology
of hemodialysis vasculer Access infections from longitudinal
infections surveillance data: Predicting impact of NKF-
DOQI Clinical Practice Guidelines for Vasculer Access. Am
J Kidney Dis 39:549-555,2002.
10. Marr KA, Sexton DJ, Conlon PJ, et al: Catheter-related bac-
teremia and outcome of attempted catheter salvage in pati-
ents undergoing hemodialysis. Ann Intern Med 127:275-
280, 1997.
11. Saad TF; Bacteremia associated with tunnelled cuff hemo-
dialysis catheters. Am J Kidney Dis 34: 1114-1124, 1999.
12. Ryan JM:Using a covered stent (Wallgra) to treat pseu-
doaneurysms of dialysis gras and fistulas. AJR Am J radiol
180:1067-1071, 2002.
13. Sidawy AN, Gray R, Besarab A, et al: Recommended stan-
dads for reports dealing with arteriovenous hemodialysis
accesses. J Vasc Surg 35:603-610, 2002.
14. Pirzada NA, Morgenlander JC: Peripheral neuropathy in
patients with chronic renal failure: A treatable source of
discomfort and disability. Postgrad Med 102:249-261, 1997.
15. Burn DJ, Bates D: Neurology and the kidney. J Neurol Neu-
rosurg Psychiatry 65:810-821,1998.
16. Ahonen RE: Peripheral neuropathy in uremic patients and
in renal transplant recipients. Acta Neuropathol 54:43-53,
1981.
17. Bolton CF, McKeown MJ, Chen R, et al: Sub-acute uremic
and diabetic polyneuropathy. Muscle Nerve 20:59-64, 1997
Arteriyovenöz Fistül Komplikasyonları ve Tedavisi
207
18. Rosales RL, Navarro J, Izumo S, et al: Sural nerve morpho-
logy in asymptomatic uremia. Eur Neurol 28:156-160, 1988.
19. Said G, Boudier L, Selva J, et al: Different patterns of uremic
polyneuropathy: Clinicopathologic studies. Neurology
33:567-574, 1983.
20. Schanzer H, Skladany M. Vascular Access for Dialysis. Hai-
movici H (Ed). Haımovıcı’s Vascular Surgery Principles And
Techniques. Fourth edition. p:1028-1041,1996
21. Storey BG, George CR, Stewart JH, et al: Embolic and isc-
hemic complications aer anastomosis of radial artery to
cephalic vein. Surgery 66:325-327, 1969.
22. Rivers SP, Scher LA, Veith FJ: Correction of steal syndrome
secondary to hemodialysis access fistulas: A simplified
quantitative technique. Surgery 112:593-597, 1992.
23. Miles AM: Vasculer steal syndrome and ischemic monomelic
neuropathy: Two variants of upper limb ischemia aer he-
modialysis vascular access surgery. Nephrol Dial Transplant
14:297-300, 1999.
24. Wixon CL, Hughes JD, Mills JL: Understanding strategies
fort he treatment of ischemic steal syndrome aer hemodi-
alysis access. J Am Coll Surg 191:301-310, 2000.
25. Bermann SS, Gentile AT, Glickman MH, et al: Distal revas-
cularization-interval ligation for limb salvage and mainte-
nance of dialysis access in ischemic steal syndrome. J Vasc
Surg 26:393-404, 1997.
26. Schanzer H, Skandany M, haimov M: Treatment of angi-
oaccess-induced ischemia by revasculariization. J vasc Surg
16:861-866, 1992.
27. Wilbourn AJ, Furlan AJ, Hulley W, et al: Ischemic monomelic
neuropathy. Neurology 33:447-451, 1983.
28. Hye RJ, Wolf YG: Ischemic monomelic neuropathy: An un-
derrecognized complication of hemodialysis access. Ann
Vasc Surg 8:578-582, 1994.
29. Lazarides MK, Staramos DN, Panagopoulos GN, et al: Indi-
cations for surgical treatment of angioaccess-induced arte-
rial “steal”. J Am Coll Surg 187:422-426, 1998.
30. Miles AM: Upper limb ischemia aer vascular access sur-
gery: Differential diagnosis and management. Semin Dial
13:312-315, 2000.
A. carotis communis sinistra, 54
A. subclavia sinistra, 54
Adamkiewicz arteri, 58, 185
akut iskemi, 75, 99-107, 110, 113-116, 194
aksiller arter, 99-102, 105, 110, 128, 161
Arkus Aorta, 41, 53-55, 58-62, 163, 171
arteriyotomi, 29, 30, 35, 36
ateşli silah,21, 43, 44, 46-48, 53, 54, 61-64, 70-72, 100,
102, 108, 110, 119
Brakiyal Arter, 99, 100, 102, 103, 104, 106-108
Beck Triadı, 63
boyun, 14, 25, 39-47, 49, 50, 54, 62, 140
Buldog, 26, 36
emboli, 17, 18, 29, 30, 49, 51, 57, 60-62, 83, 89, 94, 95,
101, 106, 107, 10, 110, 113, 115, 117, 118, 120, 122, 131-
132, 135-148, 153-159, 161, 165, 172, 174-178, 181
embolektomi, 95, 96, 89, 101, 106-108, 110, 117, 118, 119,
139, 175, 176, 193, 194, 202
fasyotomi, 108, 109, 123
filtre, 136, 139, 140, 145-148, 174, 177, 188
Fogarty, 27, 106, 118, 193, 200
De Bakey, 26, 85
Ductus arteriosus, 54
Ductus thoracicus, 55
DVT risk faktörleri 148
İnnominat arte, 53, 60-62
karotis, 17, 36. 39-42, 44, 46, 49, 50, 58-62, 101, 161, 163,
181, 185, 186, 193
Kardiyak yaralanmalar, 63, 64
Karotis Yaralanmaları, 61
Kompartman sendromu, 80, 95, 104, 109, 115, 122, 178,
195, 204, 204
Linton yaması35, 36
Mammarian arter, 58, 61, 64
Miller yakalığı, 35, 36
Lig. Arteriosum, 54
N. Laringeus recurrens, 54
Paget Schroetter Sendromu, 140, 178
Pott makası, 27, 29
Pseudoanevrizma, 55, 60, 62, 70, 192
primer amputasyon, 109, 120, 195
profilaksi, 20 25, 37, 127, 139, 143
pulmoner emboli, 89, 131, 135, 136-140, 144, 146, 148,
172, 174, 177, 178
radyal arter, 100-103, 106
Taylor yaması, 35, 36
Torasik Aorta, 53, 54,-62, 72, 73, 163, 164, 185
Trombolitik tedavi, 177, 123, 127, 136, 138-141, 143, 174,
177, 193, 194, 202
tromboz, 18, 21, 28, 30, 35, 49, 55, 62, 70, 71, 78, 82, 89,
92-94, 96, 101, 102, 104, 110, 113, 115, 122, 123, 131,
132, 136, 142, 146, 148, 161, 165, 171, 177, 178, 182,
190, 198, 201, 202, 204, 206
Truncus brachiocephalicus, 54, 60
Truncus pulmonalis, 54
ulnar arter, 100-102, 105, 106
üst ekstremite, 54, 59, 99-104, 106-110, 119, 127, 128,
132, 139, 141, 148, 178, 206
vasküler anastomoz, 36
vasküler klemp 26, 29, 32, 33, 47, 77, 80, 81, 120, 193
venotomi, 28, 29, 139
Venöz tromboz, 90-92, 132, 137, 141, 146-148, 178, 188
Vertebral arter, 40, 50, 51, 58-60, 62, 161, 164
208
İndeks
Dostları ilə paylaş: |