Çölyak trunkus
Çölyak trunkus ana gövdesinin yaralanmaları nadir
olmasına karşın mortalitesi yüksektir. Çoğu kez eşlik
eden diğer organ yaralanmaları ile birliktedir. Bu has-
taların mortalitesinin yüksek olması, kompleks ona-
rımların zaman gerektiriyor olması ve genelde çölyak
sisteme mezenterik arterlerden yeteri ölçüde kan gel-
mesinden ötürü, çölyak yaralanmalarda tercih edilecek
tedavi şekli arterin ligasyonudur. Bu işlemin en önemli
riski çoğu kez safra kesesi iskemisi gelişebilmesi olup,
primer ya da sekonder kolesistektomi yapılır.
Buna karşın çölyak trunkusun dallarında yaralanma
olduğunda durum farklıdır. Çölyak trunkus dalları ya-
ralandığında, bu alanda yoğun sinir ve lenfatik doku
ve ikincil vazokonstrüksiyon nedeni ile çoğu kez bu
küçük damarları tamir etmek zordur. Açıkçası bu sol
gastrik veya proksimal splenik arterde olan ciddi ya-
ralanmaları düzeltmek için iyi bir neden yoktur. Her
iki arterde bağlanabilir. Yaralanma a. hepatica com-
munis te olduğunda diğer arterler göre nispeten daha
büyük çapı nedeni ile yaralanmanın durumuna göre
lateral arteriorafi, uç-uca anastomoz veya araya safen
ven ya da prostetik gre yerleştirilerek onarılabilir.
Ancak gerektiğinde yaygın kollateraller nedeni ile bu
arter proksimalden bağlanabilir.
Superiyor mezenterik arter
Superiyor mezenterik arter (SMA) yaralanmala-
rında yaralanma düzeyine göre tedavi planlanır. Fullen
yaralanmanın yerine göre SMA yaralanmalarını böl-
gelere ayırmıştır.
11
SMA yaralanması pankreasın ar-
kasında (Fullen bölge 1) ise, kanama kontrolü için pan-
kreasın transeksiyonu gerekebilir.
8
SMA nın bu
düzeyde birkaç dalı olduğundan, pankreas transekte
edildikten sonra proksimal ve distal vasküler kontrol
74
Prof. Dr. Cüneyt Köksoy
nispeten kolaydır. Başka bir seçenek de sol böbreği
retroperitonda bırakacak şekilde sol mediyal viseral
rotasyon yapılmasıdır. Bu manevra ile SMA nın aor-
tadan ayrıldığı yere kadar ulaşılıp, klemp doğrudan
SMA orijinine konulabilir.
SMA yaralanmaları transvers mezokolon tabanında
pankreasın daha aşağısında (Fullen bölge II, pankrea-
tikoduodenal ve orta kolik dalları arasında) olabilir.
Bu bölgede çalışmak için daha fazla alan olmasına rağ-
men, arteryel onarımın pankreasa yakınlığı ve onarılan
bölümün pankreas kaçaklarından etkilenme olasılı-
ğından ötürü Fullen bölge 2 yaralanmaları proksimal
yaralanmalar kadar zordur. Bu sebeple SMA aortadan
ayrıldığı bölge ya da pankreasın ötesinde (Fullen bölge
I veya II) ötesinde bağlanması gerektiğinde teorik ola-
rak kollaterallerle akım devam ettirilebilir. Ancak şok-
taki hastalarda mezenterik vasküler yataktaki yoğun
vazokonstrüksiyon nedeni ile kollateraller fayda sağ-
lamaz ve akut iskemi gelişir. Bu sebeple hipotermi, asi-
doz ve koagülopati ile hemodinamik olarak stabil ol-
mayan hastada,yaralanmış superior mezenterik arter
uçlarını debride ettkten sonra damara geçici bir intra-
luminal şant yerleştirilmesi en uygun hasar kontrol
cerrahi tekniğidir. Daha stabil bir hastada proksimal
superior mezenterik arterin onarımı gerekiyorsa, pan-
kreastan uzak distal infrarenal aortaya SMA yı bir gre
ya da safen ven grei ile anastomoz etmek en güvenli
yöntemdir (Şekil 4). Bu durumda gre aortaya uç-yan,
sonra önemli bir gerilim olmadan ince barsak mezen-
teri geçilerek superior mezenterik artere uç-uç anas-
tomoz edilir. Sonradan aortoduodenal veya aortoen-
terik fistül gelişimini önlemek için retroperitoneal yağ
75
Abdominal Damar Yaralanmaları
Şekil 2. Sol medial viseral rotasyon
Şekil 3. Sağ mediyal viseral rotasyon
Şekil 4. Superiyor mezenterik arter yaralanmalarında orijinal
yerinde yapılacak onarımlar yerine arterin pankreastan
uzak infarenal aortaya implantasyonu daha güvenilirdir.
ya da bir omentum pedikülü kullanılarak aorta anas-
tomoz hattının kapatılması zorunludur.
10
Daha distal SMA yaralanmalarında (orta kolik dalın
ötesi-Fullen III- ve enterik dallar düzeyi - bölge IV-),
mikrocerrahi onarım yapılmalıdır. Çünkü bu dallar ön
ve arka barsak arsındaki kollaterallerin ilerisinde yer
aldığı için ligasyon barsak iskemisi ile sonuçlanır.
SMA nın penetran yaralanması olan hastaların sağ-
kalım oranı ortalama % 55-60 dır. Mortalite için risk
faktörleri Fullen 1 ve 2. bölgede yaralanma olması, 10
paketten fazla eritrosit süspansiyonu kullanılmış ol-
ması, intraoperatif asidoz, aritmi ve çoklu organ yet-
mezliği gelişmiş olmasıdır.
Proksimal renal arterler
Proksimal renal arterler yaralanmaları da retrope-
ritoneal 1. bölgede supramesokolik hematom veya bu
alanda aktif kanama şeklinde ortaya çıkabilir. Daha
önce tarif edilmiş olan sol medial visseral rotasyon
manevrası aortdan sol böbreğe doğru sol renal arterin
kontrolünü sağlasa da proksimal sağ renal artere yak-
laşıma için izin vermez. Proksimal sağ renal arter en
iyi doğrudan mezokolonun tabanında retroperitonun
açılıp, sol renal venin altında aorta ile vena kava infe-
riyor arasında bulunur. Proksimal veya distal renal
arter onarımı için seçenekler daha sonra açıklanacaktır.
(Bölge 2)
Superiyor Mezenterik Ven
Bir diğer majör abdominal damar olan superior
mezenterik ven, SMA nın sağ yanında yer alır ve me-
zokolon tabanında yaralanmış olabilir. Splenik ven bi-
leşkesine yakın olan en proksimal bölümündeki yara-
lanmaları tedavi etmesi güçtür. Üzerini örten pankreas,
unsinat proses yakınlığı ve superior mezenterik arter
ile yakın ilişkisi venin proksimal ve distal kontrolünü
zorlaştırır. Bu nedenle, proksimal SMA yaralanmala-
rında olduğu gibi, superiyor mezenterik ven yaralan-
malarına erişmek için pankreas boynunu transekte et-
mek gerekebilir (Şekil 5). Ancak çoğu kez yaralanma ,
pankreasın alt sınırının aşağısında yer alır. Bu durumda
ven parmakla sıkıştırılırken ekipten birisi damarı ona-
rır. Genç bir travma hastasında karında çoklu vasküler
ve visseral yaralanmalarla beraber superior mezenterik
vende ağır hasar olduğunda ven bağlanabilir. Superiyor
mezenterik ven yaralanmalarında sağ kalım %50-70
dir ve ligasyon yapıldığında hipovolemiyi engellemek
için sıvı resüsitasyonunda geri kalınmamalıdır.
Bölge 1 Yaralanmalarının Tedavisi
İnframezokolik Alan
Eksplorasyon:
Orta hatta hematom veya kanama için ikinci önemli
alan inframezokolik alandır. Bu konumda, abdominal
vasküler yaralanma en sık infrarenal abdominal aorta
veya vena kava da bulunur. Bu bölgeye yaklaşım temel
olarak aorta cerrahisindekine benzer. Transvers me-
zokolon yukarıya, ince barsaklar sağ tarafa alınıp, ret-
roperiton ortadan açılır. Proksimal klemp hemen sol
renal ven hizasından aortaya yerleştirilir. Ancak bu
alanda büyük bir hematom var ise bu yaklaşımı zor-
laştırır. Genel olarak aortadaki delik hematomun tepe
noktasının hizasında yer alır. Aortaya proksimal klemp
konulduktan sonra distal klemp bifürkasyonun üzerine
konulur ve bu arada inferiyor mezenterik arterin ya-
ralanmamasına özen gösterilir. Eksplorasyonda aorta
sağlam ve inframezokolik hematom daha çok sağda
yer alıyor ya da çıkan kolonunun mezosundan aktif
kanama geliyor ise vena kava inferior (VKI) yaralan-
masından şüphe edilmelidir. Bu kesi ile VKI ya yakla-
şım mümkün olmakla beraber, çoğu cerrah, sağ böbreği
yerinde bırakarak kolon ve duodenumu mediale doğru
deviren sağ medial viseral rotasyon manevrasını ger-
çekleştirir. Bu manevra karaciğer ile iliak venler ara-
sındaki tüm vena kava sisteminin değerlendirilebil-
mesini sağlar. Ven dokusunun artere göre frajil olması,
76
Prof. Dr. Cüneyt Köksoy
Şekil 5. Portal ya da superiyor mezenterik ven yaralanma-
larında pankreasın transeksiyonu gerekebilir.
ven içinde çok miktarda kanın bulunması, kanamanın
hızla alanı doldurarak görüşü engellemesi nedeni ile
rastgele klemp konulma çabası yaralanmayı daha da
büyütüp kontrol edilemez hale getirebilir. Bu nedenle
öncelikle yapılması gereken baskı ile kanamanın dur-
durulup, sakin ve dikkatli bir şekilde damarın kontrol
altına alınmasıdır. VKI da ön yüzden olan kanamalarda
ven serbestleştirilip, Allis gibi bir pensle yaralı kenar
kaldırılırken Satinsky tipi bir vasküler klemp perfo-
rasyon üzerine konur. Bu VKI akımının devam ettiri-
lebilmesine ve kanamanın kontrol edilip onarılabil-
mesine olanak sağlar. Ancak VKI geniş olarak
yaralanmış ise bu tip bir klemp yerleştirilemeyebilir.
Bu durumda VKI ye proksimal ve distalden tamponlar
ile basılararak klemp yerleştirilmeye çalışılır. Şoktaki
bir hastada VKI un klempe edilmesi hemodinamik so-
runu daha da ağırlaştıracağı için infrarenal abdominal
aorta da aynı anda klempe edilmelidir.
VKI un kontrolünde iki bölge zor olup bunlar ana
iliyak venlerin birleştiği ve böbrek venlerinin VKI ya
döküldüğü noktalardır. Proksimal ve distalden bası ge-
nellikle yeterli olmakla beraber, özellikle arterlerin al-
tında kalan alanları onarmak zor olduğu için, sağ ana
internal iliak arteri bağlayıp keserek sağ ana iliak arteri
yukarı doğru çekip, ven yaralanmasını değerlendirmek
mümkündür. Nadiren sağ ana iliak arteri geçici olarak
transekte etmek iliak venlerin VKI u oluşturdukları
bölgenin daha iyi kontrolünü sağlayabilir. Daha sonra
ven ve arter onarılır. Renal venler bileşkesinde VKI
proksimal ve distalden basılırken, renal venler askıya
alınır ve klempe edilir. Sağ böbreğin mediyale doğru
mobilizasyonu bu bölgedeki gerilimi azlatacağı için
sağ renal ven bileşkesinde VKI a Satinsky tipi kısmi
oklüzyon yapan bir klemp konulabilir. Bir diğer teknik
ise VKI daki defekten içeriye bir Foley kateter ilerletilip
balonunun şişirilerek intralüminal olarak kanamanı
durdurulmasıdır. Bu arada defekt onarılır ve kateterin
girdiği noktaya bir çevre dikişi konup, kateter çekilir.
İnfrarenal Aorta
Suprarenal aorta yaralanmaları gibi, infrarenal ab-
dominal aortanın penetran veya künt yaralanmaları
öncelikle 3-0 veya 4-0 polipropilen sütür ile primer,
uç-uç anastomoz, yama aortoplasti veya araya sentetik
gre konularak onarılır. Gre gerektiğinde özellikle
genç hastalarda 12, 14, veya 16 mm çapında greler
kullanılır. Retroperitoneal doku genellikle genç hasta-
larda ince olduğu için, postoperatif aortoduodenal fis-
tül önlemede omentum pedikülü ile aorta ve dikiş
hattı kapatılmalıdır. Infrarenal aorta yaralanmaları bü-
yük bir çoğunluğu penetran travmalara bağlıdır. İn-
frarenal abdominal aorta yaralanması olan hastaların
hayatta kalma oranı% 34-46 dır.
Infrahepatik İnferior Vena Kava
VKI un ön duvarında olan yaralanmalar en iyi
transvers planda sürekli 4-0 veya 5-0 polipropilen sütür
kullanılarak onarılır. Vasküler kontrol yeterli ve poste-
rior yaralanma öne doğru uzanıyor ise ilk dikiş dü-
ğümü dışarıda bırakılaran posterior yaralanma vena
kava içinden tamir edilebilir. Özellikle komşu delikler
birleştirilerek büyük bir uzunlamasına yaralanma mev-
cut olduğunda, onarılan vena kava genelde bir kum
saati görünümünü alacaktır.
12
Bu daralma, VKI da po-
stoperatif tromboza yol açabilir. Koagülopati olan stabil
olmayan bir hastada, onarım değiştirmek için başka
girişim yapılmamalıdır. Ancak stabil bir hastada, dar
olan segmente inferior mezenterik ven, ovarian ven
veya PTFE gre yama uygulanabilir.
Kanayan ve infrarenal vena kavanın kapsamlı ona-
rım gerektirdiği genç bir hastada bazı önlemler alındığı
sürece VKI ligasyonu genellikle iyi tolere edilir. Bunlar
özellikle bacaklarda kompartman basıncının yüksek
olduğu hastalarda fasiyotomi yapmak, postoperatif ye-
terli volümde sıvı vermek ve bacaklara elevasyon ve
varis çorabı uygulanmasıdır. Bu şartlar altında posto-
peratif venöz yetmezlik gelişimi ya da ödem kabul edi-
lebilir sınırlar içerisinde olabilmektedir. Buna karşın
suprarenal VKI ligasyonu sadece geniş bir yaralanma
ve terminal şok varlığında yapılır. Akut böbrek yet-
mezliği ve normalde bu düzeyde ligasyonu sonucu vü-
cudun alt yarısında yoğun ödem riskini önlemek için,
kavo-sağ atriyal Dacron veya PTFE bypass önerilmiş
olmakla beraber uzun dönem sonuçları belirsizdir.
İnferior vena kava yaralanması olan hastalar için
sağ kalım oranları yaralanmanın yerine bağlıdır. Sup-
rahepatik ve retrohepatik vena kava yaralanmaları ka-
tılmadığında, 1978 yılından 1994 yılına kadar yayım-
lanmış 515 hastalık yedi serideki infrahepatik vena
kava yaralanması olan hastalarda ortalama sağkalım
% 72.2 dir.
12
Bölge 2 Yaralanmalarının Tedavisi
Eksplorasyon:
Hematom veya kanama lateral retroperitonda ise
renal arter, renal ven ya da her ikisi içeren yaralanma
yanı sıra böbrek, yaralanmasından şüphe edilmelidir.
Karına penetran travma ile hastaların çoğunda detaylı
77
Abdominal Damar Yaralanmaları
radyolojik tetkiklerle uğraşılmadan ameliyata alınırlar.
Ancak, hemodinamik olarak stabil olan hastalarda ka-
rın yan tarafı ve bel bölgesine yönelik penetran travma
varlığında ameliyat öncesi BT yapılabilir ve böbrekte
ameliyat gerektirmeyecek küçük yaralanmalar belirle-
nebilir. Tersine penetran bir yaralanma için yapılan
eksplorasyonda perirenal hematom var ise hematom
açılmalıdır. Eksplorasyonda perirenal hematom hızla
genişlemiyor ya da karında serbest kan yok ise bazı
travma merkezleri mezokolon hizasında orta hattan
retroperiton açılarak o taraf renal arterin ve sol renal
venin askıya alınmasını önermektedirler (Şekil 6). Sağ
renal venin askıya alınması sağ medial viseral rotasyon
ile yapılır. Perirenal hematomun eksplorasyonu öncesi
proksimal vasküler kontrolün yapılıp yapılmaması tar-
tışmalıdır. Bazı serilerde bu işlemin nefrektomi, kan
kaybı açısından bir avantajının olmadığı gösterilmiş
olmasına karşın, daha güvenlidir. Ancak genişleyen he-
matom ve aktif kanama varlığında proksimal kontrolü
sağlamak için yeterli vakit yoktur ve retroperiton böb-
reğin lateralinden açılarak böbrek lateralden kaldırılır.
Bu esnada pıhtı ve kanama boşaltılırken, büyük bir
damar pensi hilus proksimaline konulur.
Künt travma ile gelen hastalarda renovasküler ya
da renal parankimal yaralanma olabilir. Künt travmalı
hastalarda böbrek fonksiyonları ve böbrek parankim
hasarı İVP, renal arteriyografi veya BT ile değerlendi-
rilebilir. Künt travmaya bağlı perirenal hematomun
özel durumlar hariç eksplorasyon endikasyonu yok-
tur.
8
Renovaskülar yaralanma: Renal Arter
Renovasküler yaralanmaların, özellikle renal arteri
tuttuğunda, tedavisi zordur. Renal arter retroperitonun
derinliklerinde yer alan, bir çok başka vasküler yapı
ve organ sistemi ile komşu küçük bir damardır. Kontrol
sağlandıktan sonra küçük yaralanmalar primer olarak
lateral arteriyorafi, rezeksiyon ve uç-uç anastomoz ile
onarılabilir. Eğer böbreğin kurtulma olasılığı varsa, ge-
niş yaralanmalarda interpozisyon için safen ven veya
PTFE grei kullanılır. Elektif renal arter cerrahisinde
nadir de kullanılan splenik arter ya da çölyak arter
grelerini acil ve multipl yaralanmaların olduğu
travma hastalarında kullanmaya çoğu kez olanak yok-
tur. Eşlik eden multipl organ yaralanmaları ve renal
arter yaralanmasına bağlı uzun süreli böbrek iskemisi
durumunda karşı böbrek normal ise nefrektomi ya-
pılması daha iyi bir seçenektir. Penetran arter yara-
lanmaları sonrası sağ kalım %65-85 ve böbrek kur-
tulma olasılığı %30-40 dır.
Künt travmalara bağlı renal arter yaralanması tanısı
daha zordur. Renal arterlerde intimal yırtık, araç içi
deselerasyon kazaları, yaya kazaları ya da yüksekten
düşme sonucu gelişebilmektedir. İntimal yırtık arterde
tromboza yol açar ve karın üst bölümünde ve belde
nonspesifik ağrıya neden olur. Bu hastalarda makros-
kobik hematürinin %30, mikroskobik hematürünin
%43 olduğu ve %27 olguda da idrar testinin normal
olduğu bilinmektedir.
8
Bu nedenle bu hastalarda tanı
zordur. Öte yandan bu hastalarda BT nin yeteri kadar
detaylı çekilmemesi durumunda renal arter yaralan-
ması kolaylıkla gözden kaçabilir.
IVP veya BT ile renal arter trombozu belirlendi-
ğinde ameliyata gerek olup olmadığına karar verilme-
lidir. Travmanın olduğu zaman ile tanı konulduğu za-
man arasındaki süre böbreğin kurtarılabilme olasılığını
tahminde önemli bir faktördür. Böbrek fonksiyonları-
nın geri gelme olasılığının travma sonrası ilk 12 saatte
% 80 iken, 18 saatte % 57 olduğu bildirilmiştir. Travma
yapılan revaskülarizasyonlar ile kabaca her 5 böbrekten
ancak 2 si kurtarılabilmektedir. Öte yandan revaskü-
larizasyon yapılmış olan böbreklerde şiddetli renovas-
küler hipertansiyon nedeni ile ilk 6 ayda %20 nefrek-
tomi gerekmektedir. Bu nedenle hangi hastada renal
arterin onarılacağına karar vermek önemlidir. Renal
arterde intimal hasar olduğunda yapılması gereken ha-
sarlı renal arter kısmının eksizyonu ve primer ya da
araya gre konularak onarılmasıdır. Ancak teknik ola-
rak mümkün olmadığında nefrektomi yapmak ya da
stabil hastalarda böbreği çıkartıp organ koruma so-
lüsyonu ile perfüze edip, daha sonra ototransplantasyon
78
Prof. Dr. Cüneyt Köksoy
Şekil 6. Retroperitonda orta hattan yapılan bir kesi ile renal
arter ve venlere yaklaşım mümkündür.
ince barsaklar karın dışına çıkarılıp ve orta hattan ret-
roperiton açılarak eksplore edilirler. Genç travma has-
talarında, bu bölgede ana iliyak arter ve ven arasında
genelde yapışıklık olmaz ve damarlar proksimalden
kolaylıkla askıya alınabilirler. Eksternal iliak arterin
distal kontrolü karnı terk etmeden inguinal ligamanın
proksimalindeki retroperiton açılarak kolaylıkla sağ-
lanabilir. Bu alandaki en önemli sorun internal iliak
arter yolu ile geri kanamanın devam ediyor olmasıdır.
Bu arter özellikle proksimalden retroperitonu daha da
açarak ana iliak arterden pelvise doğru uzanan kalın
bir damar şeklinde bulunup askıya alınabilir. Bilateral
iliak damar yaralanmalarında infrarenal abdominal
aortanın proksimalden, VKI nın iliak bileşke hizasın-
dan, ve bilateral distal eksternal iliak arter ve venin
birlikte klemplenmesi ile kanama kontrolü sağlanır.
Total pelvik vasküler izolasyon adı verilen bu manev-
rada internal iliak arterlerden kanama minimal olur.
9
İliak venlerde arterlere benzer bir şekilde kontrol altına
alınabilirler. Ancak çoğu kez venleri askıya almak ge-
rekmez ve proksimalden ve distalden baskı yapılırken
onarım gerçekleştirilebilir. Özellikle zor olan bölge sağ
ana iliak ven olup, bu vene ulaşmak bazen ya da ana
iliak arterin geçici olarak transeksiyonu gerekebilir. İn-
ternal iliak venlere ulaşmanın zor olduğu durumlarda
o taraa internal iliak arter kesilebilir ve bağlanabilir
(Şekil 7).
Ana, eksternal ve internal İliak Arterler
Ana veya eksternal iliak arter yaralanmaları her
zaman onarılmalı ya da geçici olarak şant yerleştirile-
rek onarım yapılıncaya kadar zaman kazanılmalıdır.
Özellikle hipotansif hastada bu damarların bağlanması
büyük oranda ekstremitede akut progresif iskemiye
neden olup, yüksek dizüstü ampütasyon ya da kalça
dezartikülasyonu ile sonuçlanır. Şiddetli şokta olan
hastalarda, geçici bir intralüminal şant takılması, hasar
kontrolü için ligasyondan daha iyi bir seçimdir. Buna
karşılık, yaralı internal iliak arterler bilateral bile olsa
bağlanabilirler
Daha stabil olan hastalarda ana veya eksternal iliak
arter yaralanmasının tedavisinde lateral arteriorafi;
kısmi bir transeksiyonunun tam kesiye dönüştürülüp
uç-uca anastomozu, yaralanmış olan alanın rezeksi-
yonu ve araya bir safen ven veya PTFE gre eklenmesi;
o taraan internal iliak arterin çıkartılıp eksternal ya
da ana iliak arter için gre olarak kullanılması ve özel-
likle birfürkasyon lezyonları için kaşı taraan iliak ar-
terin yaralı yer gre olarak kullanılıp, karşı tarafa sen-
tetik gre konulması gibi bir çok onarım şekli vardır.
yapmak bir başka seçenektir. Halen geç yapılan revas-
külarizasyon ile nefrektomi konusu tartışmalıdır. Ancak
stabil travma hastasının diğer yaralanmaları nedeni
ile yapılacak tedavilerini engellemediği ve iskemi süresi
5-6 saati aşmadığı sürece böbreği korumaya çalışmak
genelde savunulan yaklaşım tarzıdır. Ancak tek böb-
rekli ya da her iki böbreğin yaralanmış olduğu hasta-
larda mümkün olduğunca böbreği kurtarmaya çalış-
mak gereklidir.
Renal arter tromboze olmadan BT ya da anjiogra-
fide tespit edilen renal arter intimal defekt ya da di-
seksiyonları anjiografi ile aynı seansta endovasküler
stent yerleştirilmesi ile onarılabilir. Bu yöntem açık
cerrahiye göre daha az invaziv olan ve genelde kısa
sürede gerçekleştirilebilen bir tedavi şeklidir. (Bkn. Bö-
lüm 11)
Renovasküler Yaralanmaları: Renal Ven
Renal ven künt avulsiyon yaralanmaları kanamaya
neden olsa da, penetran yaralanmaları olan hastalar
retroperitoneal tamponad sonucu olarak oldukça stabil
olabilirler. Renal ven kanaması klep ya da parmaklarla
sıkıştırılarak kontrol altına alınabilir. Lateral venorafi
en fazla tercih edilen onarım şeklidir. Sağ renal venin
bağlanması gerektiğinde nefrektomi gereklidir. Bu has-
tanın durumuna göre aynı seansta veya hasar kontrolü
durumlarında ikinci bir seansta yapılabilir.
8
Sol adrenal
ve gonadal venler sağlam olduğu sürece sol renal ven
ortadan ya da proksimalden bağlandığında nefrektomi
gerekmez. Renal ven yaralanmalarında mümkün ol-
duğunda tamir tercih edilmelidir. Penetran renal ven
yaralanmalarında özellikle eşlik eden diğer organ ve
doku yaralanmalarının da etkisi ile sağkalım ortalama
%60 dır.
Bölge 3 Yaralanmalarının Tedavisi
Eksplorasyon:
Hematom veya kanama için karındaki dördüncü
büyük alan pelvik retroperitondur. . Bu bölgede iliak
arter, iliak ven, ya da her ikisini de yaralanabilir. Yara-
lanmaların çoğu penetran travmalara bağlı olarak ge-
lişir. Ancak künt karın travmaları ve pelvik kemik kı-
rıkları özellikle iliak arter yaralanmalarının önemli
sebepleri arasındadır. Penetran travma sonrası lapara-
tomide hematom veya kanama varsa proksimal ve dis-
tal vasküler kontrol elde edilinceye kadar kompres,
parmakla basarak ya da parmaklarla sıkıştırarak ka-
nama kontrolü sağlanır. Proksimal ana iliak arterler
79
Abdominal Damar Yaralanmaları
İliak arter yaralanmaları çoğu kez bu bölgedeki bar-
sakların yaralanması ile birlikte olduğu için kontami-
nasyon önemli bir sorundur. Kontaminasyon varlı-
ğında onarımlar sonrası gre enfeksiyonu ve
sonrasında anastomozlardan kaçak, kanama ve yalancı
anevrizma gelişme olasılığı yüksektir. Özellikle yaygın
kontaminasyonun eşlik ettiği iliak arter yaralanmala-
rında iliak arterin kesilip uçların dikilerek kapatılması
ve sonra onemtum ile sarılarak retroperitonun kapa-
tılması ve karın kapatılmasının sonrasında da ekstra-
anatomik olarak femoro-femoral ya da aksillofemoral
bypass yapılması uygulanabilecek olan bir seçenektir.
Böyle durumlarda uzun iskemi nedeni ile bacakta kom-
partman sendromu gelişimini engellemek için fasiyo-
tomi gerekecektir.
İliak arter yaralanması sonrası sağkalım eşlik eden
diğer organ ve damar yaralanmalarına bağlıdır. Baş-
vuru anında serbest karın içine kanama, baz açığı ve
tedavide gecikme sağ kalıma etkiyen diğer önemli fak-
törlerdir. Sağkalım ana iliak arter için ortalama %45,
eksternal iliak arter için %65 dir.
9
Iliak arterlerin kemik pelvis içinde ve retroperi-
tonda derinde yer almalarından ötürü künt travma ile
yaralanmaları ile daha az sıklıkla karşılaşılmaktadır.
Pelvik kırıklar sonucunda arterlerde yırtılma, kopma
ve intimal yırtılmaya bağlı trombozlar olabilmektedir.
Bu durumda primer onarıma, iliak arterde kısmı re-
zeksiyon ve araya gre yerleştirilmesi ve tromboz ön-
cesi intimal diseksiyon saptandığında stent yerleşti-
rilme işlemleri yapılabilir.
Dostları ilə paylaş: |