Darabe meselen : örnek verdi, isnad etti



Yüklə 1,08 Mb.
səhifə79/100
tarix24.05.2020
ölçüsü1,08 Mb.
#31493
1   ...   75   76   77   78   79   80   81   82   ...   100
Arab Azer1


ve ez zuburi

: ve yazılı sahifeler

ve ez zuburi (zebur)

: ve semavî kitaplarla (Davut'a ait semavî kitap)

ve ezinet

: ve kulak verip dinledi ve itaat etti

ve ezkurû

: ve zikredin

ve ezlefnâ

: ve yaklaştırdık, yakınlaştırdık

ve ezvâce-hum

: ve onlara eş olanlar, yardımcı olanlar

ve ezvâcu-hu

: ve onun eşleri

ve ezvâcu-hum

: ve onların eşleri

ve ezvâcu-kum

: ve sizin eşleriniz

ve ezvâcun

: ve eşler

ve ezzin

: ve ilân et

ve faddalnâ-hum

: ve onları üstün kıldık

ve fadlan

: ve fazl

ve fadlin

: ve bir fazl

ve fâkiheten

: ve meyveler

ve fâkihetin

: ve meyveler

ve fâkihetin

: ve meyve(ler)

ve faradnâ-hâ

: ve onu biz farz kıldık

ve fâre

: ve fevaran etti, kaynadı

ve fâret tennûru

: ve tennur kaynadı (feveran etti)

ve fasîleti-hi

: ve aşiretini

ve fasle el hıtâbi

: ve faslı hitap (hak ile bâtılı ayırıp adaletle hükmetme yeteneği)

ve fealte

: ve sen yaptın

ve fealte

: ve sen yaptın

ve feccernâ

: ve fışkırttık, çıkardık, akıttık

ve fedeynâ-hu

: ve ona fidye olarak verdik

ve ferihû

: ve sevinirler (ferahlanırlar)

ve ferikan

: ve bir grup, bazıları

ve fer'u-hâ

: ve onun dalı

ve fetennâ-ke

: ve seni imtihan ettik

ve fethun

: ve fetih

ve fevâkihe

: ve meyveler

ve fevka

: ve üstünde

ve fî

: ve vardır: ve ... de, içinde

ve fî âdin

: ve Ad kavminde

ve fî âzâni-him

: ve onların kulaklarında vardır

ve fî el âhirati

: ve ahirette

ve fî el ardı

: ve arzda, yeryüzünde

ve fî emvâli-him

: ve onların mallarında vardır

ve fî er rıkâbi

: ve kölelerin, esirlerin kurtulması hakkında, konusunda (kurtulması için)

ve fî halkı-kum

: ve sizin yaratılışınızda

ve fî semûde

: ve Semud kavminde (vardır)

ve fî zâlikum

: ve bunlarda vardır

ve fîhâ

: ve orada

ve fî-hi

: ve onda (o yılda)

ve fî-kum

: ve sizin içinizde, aranızda

ve fir'avne

: ve firavun

ve fir'avnu

: ve firavun

ve fisâlu-hu

: ve onun sütten ayrılması

ve fisâlu-hu

: ve onun sütten kesilmesi

ve fûmi-hâ

: ve onun sarımsağı

ve furâdâ

: ve fertler (olarak), teker teker

ve furuşin

: ve döşekler

ve futihat

: ve açıldı

ve futihati

: ve açıldı

ve gafere

: ve affetti, bağışladı

ve gallekat

: ve sımsıkı kapadı

ve garâbîbu

: kapkara, simsiyah, koyu siyah

ve garra-hum

: ve onları, kendilerini aldattı

ve garre-kum

: ve sizi aldattı

ve garret-kum

: ve sizi aldattı, kandırdı

ve garret-kum(u)

: ve sizi aldattı

ve gassâkan

: ve irinli ve cerahatli sıvı

ve gavvâsın

: ve dalgıçlar, derine dalanlar

ve gayri muhallekatin

: ve yaradılışı tamamlanmamış, şekillendirilmemiş

ve gayru sınvânin

: ve budaklı olmayan

ve gîda

: ve çekildi

ve habbe

: ve tane, hububat

ve hâbe

: ve kaybettiler

ve habita

: ve boşa gitti, heba oldu

ve hablin

: ve bir ip

ve hadâika

: ve bahçeler

ve hâfe

: ve korkan

ve hafedeten

: ve torunlar

ve hafefnâ-humâ

: ve ikisini kuşattık

ve hafıznâ-hâ

: ve onu muhafaza ettik, koruduk

ve hâfû-ni

: ve Ben'den korkun

ve hâka

: ve kuşattı, sardı, isabet etti

ve hakka

: ve yarattı: ve hak oldu, hakettiler

ve halaknâ

: ve biz yarattık

ve halaknâ-kum

: ve sizi biz yarattık

ve hâle beyne-humâ

: ve ikisinin arasına girdi

ve hâmâne

: ve Haman (firavunun veziri)

ve hamele-ha

: ve onu yüklendi

ve hamelnâ-hu

: ve onu taşıdık

ve hamelnâ-hum

: ve onları taşıdık

ve hamîmin

: ve kaynar su

ve hamlu-hu

: ve onun taşınması

ve hanânen

: ve sevgi

ve harâmun

: ve haramdır, yasaktır, imkânsızdır

ve harîran

: ve ipek (elbise)

ve harrame

: ve haram kıldı

ve harre

: ve secdeye kapandı

ve harremnâ

: ve haram ettik, yasakladık

ve harrû

: ve (yere) eğildiler (çömeldiler)

ve hârûne

: ve Harun

ve haşeati

: ve kısılır

ve hasefe

: ve karardı tutudu

ve haşernâ-hum

: ve onları haşrettik (topladık)

ve hasîdun

: ve hasat edilmiş olan (izleri silinmiş olup izi kalmayan)

ve hasire

: ve hüsrana uğradı

ve hasunet

: ve güzel oldu

ve hasûran

: ve son derece nefsine hakim

ve hateme

: ve mühürledi

ve hâtemen

: ve sonuncu

ve hâulâi

: ve bunlar

ve hayrun

: ve daha hayırlı

ve haysu

: ve nerede

ve hâzâ

: ve bu

ve hâza en nebiyyu

: ve bu peygamber

ve hazenen

: ve hüzün olarak, dert olarak

ve hâzihi

: ve bu

ve hedâ

: ve hidayete erdirdi

ve hedeynâ-humâ

: ve o ikisini hidayet ettik, ulaştırdık

ve hel

: mı

ve hemme

: ve arzuladı

ve hemmet

: ve hamle yaptı, hücum etti

ve heyyi'

: ve bağışla, lütfet

ve hıcran

: ve engelleyerek, mani olarak

ve hıfzan

: ve koruyarak

ve hıfzen

: ve muhafaza ederek, koruyarak

ve hikmetin

: ve hikmet

ve hîne

: ve o zamanda, o hallerde

ve hiye

: ve o (gemi)

ve hudâ-hu

: ve onu ulaştırdı, hidayete erdirdi

ve huden

: ve hidayet edici, hidayet eden

ve hudû

: ve hidayet edildiler (yöneltildiler, ulaştırıldılar)

ve hukkat

: hak oldu, yarılması hak oldu, hakikat oldu, gerçekleştirdi

ve hullû

: ve bezendiler, süslendiler

ve hum

: ve onlar

ve hum an-hâ

: ve onlar, ondan

ve hum muşrikûne

: ve onlar şirk koşanlardır (müşriklerdir)

ve hum nâimûne

: ve onlar uyuyorlar

ve hum rukûdun

: ve onlar uykudadır

ve hum yanzurûne

: ve onlar bakıyorlar

ve hum yekfurûne

: ve onlar inkâr ederler

ve hum zâlimûne

: ve onlar zalimler dir

ve humâ

: ve o ikisi

ve humilet(i)

: ve taşındı, kaldırıldı

ve humrun

: ve kırmızılık, kırmızı

ve hurrime

: ve haram kılındı

ve huşire

: ve toplandı

ve husne

: ve güzel, en güzel

ve husne meâbin

: ve güzel bir meab, dönüş yeri, sığınak

ve husnu

: ve en güzeli

ve hussıle

: ve hasıl olanlar toplandı, toplanıp izhar edildi

ve huve

: ve o (erkek)

ve huve el azîzu

: ve o azîz, üstün ve güçlü

ve huve el hakku

: ve o hak, gerçek

ve huve ellezî

: ve odur ki

ve huve es semîu

: ve o hakkıyla işiten

ve huve halaka-kum

: ve o sizi yarattı

ve huvellezî

: ve o ki, ve o ...dır

ve huz

: ve al

ve huznî

: ve hüznüm

ve huzzî

: ve hızlıca salla, silkele

ve ibâdu

: ve kullar

ve ibni es sebîli

: ve (yolda kalmış) yolcular

ve ibrâhîme

: ve İbrâhîm

ve ibrâhîme

: ve İbrâhîm

ve ibtegû

: ve arayın, isteyin

ve ibtigâe

: ve amaç edindi, istedi

ve ic'al-nâ

: ve bizi kıl

ve ictenibû

: ve içtinap edin, kaçının

ve igfir

: ve mağfiret et

ve igfir-lenâ

: ve bizi mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir)

ve igluz

: ve galiz ol, sert davran

ve ihrâcu

: ve çıkarmak

ve ihtelefû

: ve ihtilâfa, ayrılığa, anlaşmazlığa düştüler

ve ihtilâfi

: ve ihtilâflı (karşılıklı) olması, birbiri ardınca gelmesi

ve ıhtilâfi el leyli

: ve gecenin ihtilaflı, karşılıklı, ardarda olması

ve ihvânu

: ve kardeşler

ve ihveti-hi

: ve onun kardeşleri

ve ikâme es salâti

: ve namazın ikame edilmesi (namaz kılınması)

ve ikterib

: ve karib ol, yakın ol

ve ilâ allahi

: ve Allah'a

ve ilâ allâhi el masîru

: ve dönüş Allah'adır

ve ilâ el ardı

: ve arza, yeryüzüne

ve ilâ ellezîne

: ve onlara

ve ilâ medyene

: ve Medyen kavmine

ve ilâ semûde

: ve Semud kavmine

ve ilâ tarîkin

: ve yola, tarîke

ve ilâhe

: ve ilâh

ve ilâhu

: ve ilâh

ve ilâhu-kum

: ve sizin ilâhınız

ve ilâhu-nâ

: ve bizim ilâhımız

ve ilâllâhi (ilâ allâhi)


Yüklə 1,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   75   76   77   78   79   80   81   82   ...   100




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin