İçimizde Bir Yer


Tanrı, Kumandanlar ve Memeler



Yüklə 0,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə12/31
tarix24.01.2023
ölçüsü0,64 Mb.
#80440
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   31
İçimizde Bir Yer - Ahmet Altan

Tanrı, Kumandanlar ve Memeler
Ben bir tanrıya iman edeceksem, kiraz ağaçlarını ve kadın
memelerini yarattığı için iman ederim.
Ben bir memleketi seveceksem, generalleriyle dalga
geçilebildiği için severim.
Kendi yarattığı kadınları örtülere ve evlere hapseden
tanrılarla, savaşları çok ciddiye alan memleketlerle pek ilgim
yok benim.
"Bak çocuğum, şu benim yarattığım memelere, bacaklara,
kalçalara bak, şu salıntılı yürüyüşlere bak evladım" diyen bir
tanrıyla dostum.
Arada bir başımı okşamalı benim tanrım, "İşini elinden
geldiğince iyi yap, sonra da hayatın alabildiğine tadını çıkar"
demeli, dostça uyarmalı beni, "İyi yaşa, öbür tarafta neler
olacağı hiç belli değil."
Böyle bir tanrı var.
Ben çalışırken başımı okşuyor.
Ben gezerken, önüme sahiller dolusu bronzlaşmış memeler,
biçimli bacaklar, sıcak gülümsemeler çıkartıyor, "Bak" diyor,
"bak neler yaratmaya kadirim."
Tapıyorum ben o tanrıya.
Sonra memleketler var.
Generalleriyle dalga geçen memleketler.
Bir karikatür çiziyorlar, üç karelik bir karikatür.
Kahkahalarla güldürüyorlar beni.


Birinci karede, siperde yatmış askerler görülüyor,
başlarında generalleriyle bekliyorlar.
İkinci karede komutanları, elinde kılıcıyla siperden fırlayıp,
"Hücum!" diye bağırıyor.
Üçüncü karede, ileri fırlamış komutanlarını siperdeki
yerlerinden bir milim bile kıpırdamayan askerler, "Bravo!"
diye bağırarak alkışlıyorlar. Dördüncü karede ben gülüyorum.
Kiraz ağaçlarının ve kadın memelerinin arasında geziyor ve
tanrıya tapıyorum.
Generalleriyle dalga geçen memleketlerde dolaşıyor ve o
memleketleri seviyorum.
Bir kiraz ağacıyla bir kadın memesine, onların değerini
bilmeyen her memleketi satmaya hazırım.
Sat diyor zaten benim tanrım, "Kadın memelerine
bakmayan ve generallerini çok ciddiye alan memleketleri sat
gitsin, ilgilenme onlarla, ben sana yalnızca bir memleket
değil, koca bir dünya verdim, onu sev, ben sana senin
zevklerini, kahkahanı paylaşan yeryüzünün her yanına
dağılmış kardeşler verdim, onlarla eğlen." iyi bir tanrı benim
tanrım. Çok geniş bir memleket benim memleketim. Kiraz
ağaçlan ve kadın memeleri bizim iman ettiğimiz mucizeler.
Generaller bizim güldüğümüz karikatürler. Ve Praksiteles,
tanrımızın bize verdiği en muhteşem heykeltraş.
Onun yaptığı heykeli, Romalı Plinius, "dünyanın en güzel
heykeli" ilan etmişti. Praksiteles, Atinalı bir heykeltraştı.
Birgün ressam bir arkadaşıyla Datça yakınlarındaki
Knidos'ta bir akşam vakti, sahilin kuytu bir yerinde içkisini
içip sanattan konuşuyordu.
Tepedeki manastırdan rahibelerin indiğini gördüler.


Rahibeler sahile gelip elbiseleriyle denize girdiler, biraz
serinlemek için.
Aralarından yalnızca biri çırılçıplak soyundu.
Genç kadının vücudunu gören Praksiteles hemen o anda o
vücudun heykelini yapmadan yaşayamayacağını hissetti.
Ertesi gün manastıra gidip başrahibeden genç rahibenin
heykelini yapmak için izin istedi. "Biz karışmayız" dedi
başrahibe, "Kendisine bir sorun, kabul ederse heykelini
yapabilirsiniz."
Heyecanlı heykeltraş, genç rahibeyi çıplak heykeli için poz
vermeye ikna etti.
Heykeli yaparken kızın hikâyesini de öğrendi.
Genç kız, bir adamı öldürmüştü.
Mahkeme genç kızı ölüme mahkûm etmişti.
Yargıçlar idam kararını okudukları sırada, genç kızın artık
yapılacak hiçbir şey kalmadığını gören avukatı birden ortaya
fırlamış, genç kızın yanına gidip, üstündeki elbiseleri yırtıp,
kızın çıplak bedenini yargıçlara göstermişti.
"Bu memeleri yok etmeye razı olacak mısınız?"
Genç kızın memelerini gören yargıçlar yeniden toplantıya
çekilmişler ve o güzel memelere kıyamadıkları için idam
kararını değiştirip kızı bir manastırda yaşamaya mahkûm
etmişlerdi.
Praksiteles, "hayat kurtaran" o vücudun heykelini yaptı.
Adını, "Knidos Afroditi" koydu.
Heykeli daha sonra Bizanslılar istanbul'a getirip Beyazıt'ta
kızlar sarayının önüne diktiler ama büyük bir yangında heykel
parçalandı. Allahtan bu heykelin yüzlerce kopyası yapılmıştı


ve tanrının yarattığı en güzel memelerden birinin mermere
düşen izi günümüze kadar geldi.
Eğer o heykeli görmediyseniz, tanrıyı ve onun neler
yaratabileceğini çok ciddiye almıyorsunuz demektir ve benim
tanrım kendisinin ve yarattıklarının ciddiye alınmamasından
hoşlanmaz.
Bilir ki, kendisini ve yarattıklarını önemsemeyenler,
generalleri çok ciddiye alırlar ve onun yarattığı memelere
değil, generallerin sözlerine bakarlar. Ben onlardan değilim.
Ben, "Hücum!" diye bağıran generallerini yerlerinden
kıpırdamadan alkışlayan askerlere güler, kiraz ağaçlarıyla
kadın memelerini yaratan tanrıya tapar, Praksiteles'in
heykelini uzun uzun seyrederim.
Eğlenirim ben, hayattan ve çalışmaktan zevk alırım. Sizin
ciddiye aldıklarınıza güler, sizin sakladıklarınıza hiç
doymayan bir açgözlülükle bakarım.
Bana ve benim gibi olanlara hoşgörülü davranan iyi bir
tanrım, adına dünya dedikleri büyük bir memleketim,
kahkahalarım ve eğlencelerim var.
Bizim memleketimizde Praksiteles'ler, Knidoslu Afrodit'ler,
güzel memeli kadınları affeden yargıçlar, "Hücum!" diye
bağıran generalleri alkışlayan askerler yaşar. Kiraz ağaçlarını
ve kadın memelerini yaratan tanrı, çalışırken bizim başımızı
okşar.
Ve, biz ona iman edip, "Hücum!" diye bağıran
kumandanlara güleriz.


***



Yüklə 0,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin