International Journal of Languages’ Education and Teaching



Yüklə 0,7 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə6/25
tarix02.01.2022
ölçüsü0,7 Mb.
#47263
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   25
Turk Romaninda Ogretmen ve Egitim Tanzimattan Koy

21   

 

Adem ORAKÇI 

 

International Journal of



 

Languages’ Education and Teaching                                     

Volume 6, Issue 2, June 2018 

4. Bulgular ve Yorumlar

 

 



4.1 Tanzimat’tan Köy Enstitülü Yıllara Türk Romanında Öğretmen ve Eğitim             

      Olgusuna Genel Bir Bakış 

 

Türk  edebiyat  tarihinde  Tanzimat  Dönemi  olarak  adlandırılan  (1860-1896)



 

dönem  içerisinde,  roman 

kahramanı olarak öğretmenlerin, kayda değer ölçüde ele alınmadığını görmekteyiz. Bunun nedenleri 

elbette ki

 

çok yönlüdür. Roman türünün edebiyatımızda henüz ilk deneme eserlerini vermekte olması, 



yazarların  yetişme  tarzları,  (mektepli  olmayıp  çoğunlukla  kendi  kendilerini  yetiştirmiş  olmaları), 

öğretmen okullarının henüz yeni yeni mezun  vermesi, eğitim adına sadece Fransızca  ve Batı eğitimi 

kazandırsın  diye  mürebbiyelerin  ön  plana  çıkması  olarak  yorumlanabilir.  Yine  de  bu  dönemde, 

Batılılaşmayı  yanlış  anlama  adına  kimi  romanlarda  eğitimsizlik,  cehalet,  alafranga  düşkünlüğünün 

zaman zaman yerildiğini, eğitim adına yabancı mürebbiyelerin oluşturdukları ahlaki çöküntülerin de 

ele alındığını görmekteyiz. 

Dönemin  yazarlarından  “Hâce-i  Evvel”  Ahmet  Mithat  Efendi,  Felatun  Bey  ve  Rakım  Efendi  (1875) 

romanında  Felatun  Bey’in  eğitimsizliği  ve  alafranga  düşkünlüğü  nedeniyle  uğradığı  felaketlere, 

Rakım Efendi’nin ise aldığı iyi eğitim nedeniyle hayatta kazandığı başarılara ve evlerde yaptığı özel 

Türkçe  öğretmenliğine  ilk  kez  dikkat  çeker.  Jön  Türk  (1910)  romanında  ise  birkaç  yabancı 

öğretmenden  kısaca  bahseder. Halka okuma eğitimi kazandırmış olması bakımından Ahmet Mithat, 

amacına ulaşmıştır denilebilir. 

Yine  bu  dönem  yazarlarından  Namık  Kemal,  İntibah  (1876)  romanında  Ali  Bey’in  aldığı  özel  eğitim 

üzerinde  durur.  Romanlarının  yanı  sıra,  tiyatro  ve  şiirlerinde  bile  onun  da  tıpkı  Ahmet  Mithat  gibi 

eserlerinde eğitim amacı güttüğünü görürüz. 

Onların bu yaklaşımları Tanzimat edebiyatının en önemli bir özelliği olan, “Sanat halk içindir.” ya da 

“Sanat fayda içindir.”  anlayışının bir sonucudur. 

Bir  hoca,  bir  öncü  olarak  Servet-i  Fünun  Dönemi’nin  hazırlayıcısı  olan  Recaizade  Mahmut  Ekrem, 

hiciv  romanı  niteliğindeki  Araba  Sevdası’nda  (1898),  eserin  aslî  kahramanı  Bihruz  Bey’in  cehaletiyle 

alay eder. Onun iyi eğim alamayışını ve bu yüzden Batılılaşmayı da kılık kıyafet gibi şeklî unsurlarda 

veya üç beş Fransızca kelime konuşmakta araması nedeniyle düştüğü maskaralıkları acımasız bir dille 

eleştirir.  

Servet-i Fünun Dönemi’nde (1896-1901) “Eylül” (1901) ile edebiyatımızda ilk psikolojik roman yazarı 

olarak  kabul  edilin  Mehmet  Rauf,  dönemin  en  büyük  nesir  üstadı  olan  Halit  Ziya,  sayıları  bir  hayli 

kabarık  olan  romanlarında  sosyal  bir  sıkıntı  olan  öğretmen  ve  eğitim  konularını  irdelememişlerdir. 

Halit  Ziya’nın  en  güzel  romanlarından  biri  olan  Maî  ve  Siyah’ın  (1897)  aslî  kahramanı  Ahmet 

Cemil’in,  okul  hayatını  ve  evlerde  özel  hocalık  yaptığını  görürüz.  Sıbyan  mektebinden  Mekteb-i 

Mülkiyeye  kadar  süren  öğrencilik  yıllarında,  eğitim  öğretim  ve  öğretmen  şahıslara  çok  fazla  yer 

verilmez. “Eğitim öğretim ve  sorunları, yazarın romanlarında tema olarak işlenmemiştir.” (Arseven, 

Millî  Eğitim,  S.  162).  Onun  romanlarında,  başta  Aşk-ı  Memnu  olmak  üzere  modern  eğitim 

kurumlarından yetişen öğretmenler yerine, özel mürebbiyeler ön plandadır. 




Yüklə 0,7 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   25




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin