International Journal of Languages’ Education and Teaching



Yüklə 0,7 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/25
tarix02.01.2022
ölçüsü0,7 Mb.
#47263
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   25
Turk Romaninda Ogretmen ve Egitim Tanzimattan Koy

22   

 

IJLET 2018, Volume 6, Issue 2

 

International Journal of



 

Languages’ Education and Teaching                                     

Volume 6, Issue 2, June 2018 

Servet-i Fünun Dönemi sanatçıları, toplumsal bir konu olan “öğretmen ve eğitim”den ziyade, aşk ve 

aile  içi  problemlerin  ön  plana  çıktığı  bireysel  konulara  yönelerek  huzuru  yalnızlıkta  ve  toplumdan 

uzak  durmakta  aramışlardır.  Bu  anlayış,  Servet-i  Fünun  topluluğunun  “Sanat  sanat  içindir.”  teziyle 

örtüşmektedir. 

Tanzimat ve Servet-i Fünun Dönemi yazarlarının birçoğunun romanlarında, düzenli bir okul eğitimi 

ve öğretmen şahıslara çok az rastlarız. Bununla birlikte mürebbiyelerin, lala ve dadıların romanlarda 

oldukça  çok  yer  alması  dikkat  çekicidir.  Özellikle  Fransız  mürebbiyelerin  çoğunun,  eğitim  adına 

yaptıkları  gayriahlaki  davranışları  hep  eleştirilmiştir.  Hüseyin  Rahmi  Gürpınar,  Mürebbiye  (1899) 

romanında  bütün  bu  olumsuzlukların,  düzenli  aile  yapılarını  bile  temelinden  sarstığını,  toplumu 

yozlaştırdığını  natüralist  bir  yaklaşımla  ele  alır.

 

Ayrıca  bu  dönemde  yayınlanan  birçok  romanda, 



roman kahramanları ilk okuma yazma eğitimlerini de babalarından alırlar. Eğitim adına gördüğümüz 

bütün bu olumsuzluklar dönemin eğitim sisteminin başarısızlığı olarak algılanmalıdır.  

Bu yaklaşımlar, Millî Edebiyat Dönemi’ne kadar (1911) devam etmiştir. 

Türk  edebiyatında  yeni  bir  heyecan  ve  yeni  bir  atılım  dönemi  olan  Millî  Edebiyat  Dönemi’nde  ise 

(1911-1923) halka inmek isteyen, Anadolu’ya yönelen, insanımızın geri kalmışlığını ve eğitimsizliğini 

irdeleyen  farklı  bir  edebiyat  anlayışına  heyecanlı  arayışına  tanık  oluruz.  “Yılların  hatta  yüzyılların 

ihmali  sonucu  kendi  kaderine  terk  edilmiş  bu  vatanın  bağrı,  Türk  yazarı  ve  şairi  için  yeni  bir 

olguydu.” (Parlatır, 1986, s. 368) 

Anadolu’nun eğitimsizliği ve geri kalmışlığı, devrin; Hâlide Edip (1884-1964), Reşat Nuri (1889-1956), 

Yakup  Kadri  (1889-1974),  Peyami  Safa  (1899-1961),  Hüseyin  Rahmi  (1864-1944),  Ercüment  Ekrem 

(1888-1956),  Hâlide  Nusret  (1901-1984),  Mükerrem  Kamil  (1900-1984),  Mahmut  Yesari  (1885-1945), 

Aka  Gündüz  (1886-1958),  Burhan  Cahit  (1892-1949),  Ethem  İzzet  (1903-1967),  Sabahattin  Ali  (1907-

1948), Suat Derviş (1905-1972), Mithat Cemal (1885-1956), Selâhattin Enis (1892-1942) gibi sanatçıların 

romanlarında  çeşitli  yönleriyle  ele  alınmıştır.  “Millî  Mücadele’nin  başarıya  ulaşmasıyla  birlikte 

Anadolu’yu  tanıma  ve  tanıtma  düşüncesi  edebiyat  dünyasında  da  rağbet  kazanıyor,  1922’li  yıllarda 

Faruk  Nafiz,  Han  Duvarları  ile  bu  çıkışı  şiirleştirirken  Reşat  Nuri  de  Çalıkuşu  ile  aynı  olguyu 

romanlaştırıyordu. (Parlatır, 1986,  s. 368) 

 

“Öğretmenler  ve  memurlar  romancısı”  (Kaplan,  1957,  s.5-7)  Reşat  Nuri,  bu  devirde  öğretmen  ve 



eğitim konusunu akıcı üslubu ve pırıl pırıl Türkçesiyle günümüzde de en çok okunan romanlarında 

ele almıştır. O, öğretmen Reşat Nuri olarak, okul müdürü Reşat Nuri olarak, bakanlık müfettişi Reşat 

Nuri  olarak,  dış  temsilciliklerimizde  eğitim  ataşesi  Reşat  Nuri  olarak,  kısacası  "İrfan  Ordusu"nun 

içerisinden gelen bir ferdi olarak toplumu eğitecek ve muasır medeniyet seviyesine ulaşması için ona 

yön verecek iradî gücün, yine “İrfan Ordusu” olduğuna inanmış bir yazarımızdır. Görevli bulunduğu 

yıllar içerisinde, kendi gözlemleri sonucu; okullar, öğrenciler, öğretmenler, yöneticiler, müfettişler ve 

Millî  Eğitim’in  genel  olarak  bürokratik  işleyişi,  onun  çoğu  romanlarında  ustalıkla  ele  alınmıştır. 

Çalıkuşu  (1922),  Dudaktan  Kalbe  (1923),  Damga  (1924),  Gizli  El  (1924),  Yeşil  Gece  (1928),  Acımak  (1928), 

Yaprak  Dökümü  (1930),  Kızılcık  Dalları  (1932),  Gökyüzü  (1935),  Eski  Hastalık  (1938)  gibi  çoğu 

romanlarının kahramanları arasında öğretmenler ön plandadır. 

  




Yüklə 0,7 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   25




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin