SANTRİFÜJ DOLGU, Madenin alınmasıyla hasıl olan veya herhangi bir boşluğa dolgu malzemesinin bir makine vasıtasıyla santrifüj kuvvetten yararlanılarak fırlatılması suretiyle yapılan dolgu.
SANTRİFÜJ PERVANE, —> Radyal. Vantilatör.
SANTRİFÜJ RAMBLE, —> Santrifüj dolgu.
SANTRİFÜJ TULUMBA, Merkezkaç kuvvet etkisi ile bir akışkanı basan, türbin tipi tulumba.
SAPAN, 1) Vinçle malzeme yükleyip boşaltmakta kullanılan iki ucuna göz yapılmış halat. 2) Varagel ve vinçlerde koşum takımına bağlı olup, vinçteki katarın üzerinden geçerek öndeki vagonun ön halkasına takılmak üzere hazırlanmış halat ve kanca. 3) Emniyet halatı. Vinçteki katarın çekilen tarafındaki araba kancasına koçboynuzu kanca, diğer tarafındaki araba kancasına da sapanın kancası takılmak suretiyle vinç nakliyatının kanca kesilmelerine karşı daha emniyetli bir şekilde yürütülmesi sağlanır.
SAPLAMA, 1) İki ucuna diş açılmış olup somun takılabilen mil şeklinde başsız cıvata. 2) Madeni tahkimatlar arasında irtibatı sağlayan ve sıktırma ile birlikte kullanılan mil. 3) Tayrot.
SAPMA, 1) Belirli bir yönde açılmakta olan sondajın yerçekimi, formasyon yatımı, arızalar, direnç farkları, vibrasyon, matkap baskısı vb. sebeplerle ilk verilen belirli yönden ayrılması. Esas yön ile sapan takımın yönü arasındaki açıya “Sapma açısı” denir. 2) Serbest bir mıknatıslı iğnenin denge konumunda iken gösterdiği doğrultudan geçen düşey düzlemle, bulunulan noktanın meridyen düzlemi arasındaki açı (manyetik sapma). 3) İnhiraf.
SAPTIRMA, Sondaj kuyusunun özel düzenlerle istenilen yöne yöneltilmesi. —> Sapma.
SARI PASTA, Uranyumlu cevherden hidrometalurjik yöntemle üretilmiş % 65 ila 85 U3O8 muhtevalı uranyum konsantresi. Konsantrenin kimyasal formülü çöktürücüye göre amonyumdiuranat veyamagnezyumdiu-ranat olabilir. Bir ara ürün olan sarı pastanın kimyasal yöntemlerle arıtılmasıyla nükleer yakıt üretilir.
SARI ZIRNIK, Bir arsenik minerali olan limon rengindeki orpimene (As2 S3) halk arasında verilen isim. —> Arsenik.
SARKIT, Mağaraların tavanlarından sızan ve içinde erimiş kahlsiyum bikorbonat bulunan sular, damlalar halinde düşerken, CO2’nin uçması ile geriye kalan CaCO3’ın mağaranın tavanında çökelmesi sonucu meydana gelen kayaç oluşumu. Buna karşılık mağaranın tabanında oluşan kayaca da dikit denir.
SARMA, 1) Galeri tahkimatında, tahkimat profillerini irtibatlayan ve galerinin uzun eksenine paralel olarak konulan tahkimat direği. 2) Ayak tahkimatında, alına dik veya paralel vaziyette konulup altından iki veya üç ağaç çatal direk veya madeni direkle takviye edilen ağaç veya madeni direk. Ayak tahkimatında genellikle direk tasarrufu sağlamak için yarım daire kesitli ağaç direkler sarma olarak kullanılır. Emniyet ve tavana iyi intibak bakımından, sarmaların kesilmiş düzlem yüzeyleri tavana yerleştirilir.
SARNIÇLI VAGON, Ocakta çalışan makinelere (sulu delik delme vb.) su temini için üzerine su haznesi monte edilmiş vagon.
SARSAK, —> Sarsıntılı tabla.
SARSINTILI BESLEYİCİ, —> Sallantılı oluk.
SARSINTILI ELEK, Bir kasa içerisine yerleştirilmiş eleğin kasa ağırlık merkezine, merkezi olarak yerleştirilmiş bir tahrik düzeninin eksantrik hareket etmesi suretiyle, üzerine verilen malzemenin elenerek tane boyutlarına göre tasnifini sağlayan tesis ünitesi.
SARSINTILI TABLA, 1) Genellikle yatay düzleme göre iki yönde meyilli olan ve gövdesiye yatay yönde karşılıklı küçük darbelerle sarsıntı verilerek üzerine üst kısmından besleme yapılması suretiyle ağır parçaların tabla yüzeyindeki yatay çıtalar arasında seyretmesi, hafif parçaların da yukarıdan aşağıya verilen su akımı ile çıtalar üzerinden akmasını sağlayan düzen. Sarsıntılı tablada ayırma prensibi, aynı tane iriliğine getirilmiş malzemenin yoğunluk farkından istifade esasına dayanır. 2) Sallantılı masa. 3) Sarsak.
SATILABİLİR, Maden ocağından çıkarılan tuvönan madenden ekonomik bakımdan değerlendirilemeyen maddeler ayrıldıktan sonra geri kalan kısım.
Kömür madenciliğinde üretilen tuvönan kömürlerden krible ve krible taşı ayrıldıktan sonra geri kalan kısım zenginleştirmeye tabi tutularak kömür, mikst ve şist olarak ayrılır.
Zenginleştirme sonucu elde edilen kömürler de tane büyüklüklüklerine göre + 50 krible (iri kömür, parça kömür), 18-50 ceviz, 10-18 fındık, 0,5-10 ince kömür, 0-0,5 şlam adı altında tasnif edilir.
Bunlardan krible + Ceviz + Fındık + İnce kömür + Mikst + Şlam = satılabilir kömür miktarını, krible taşı + şist = artığı teşkil eder. Linyit madenciliğinde 10, 18 veya 30 mm elek altı kömürlere toz, elek üstü kömürlere de parça kömür denir.
Normal olarak satılabilir sayılan şlam ve mikst kalorifik değer dikkate alınıp hesabi olarak lave kömür veya taşkömürü eşdeğerine dönüştürülür.
SATILABİLİR KÖMÜR, —> Satılabilir.
SATILAN MALLARIN MALİYET UNSURLARI, İşçi ücretleri ve diğer sosyal yardım giderleri, enerji-akaryakıt, patlayıcı madde, yedek parça, malzeme bedelleri; makine tamir-bakım ve kiraları; taşaronücretleri gibi madenin istihracı ve satılabilir (evsafa) hale getirilmesine kadar geçen safhadaki tüm doğrudan maliyet giderleri ile maden işletmesinde kurulu ve mevcut olup ruhsat sahibinin bilançosunda kayıtlı tüm tesis, demirbaş, bina, yol, kuyu, galeri, makine-teçhizat ve diğer aktif değerlerin yasal ve teknik esaslara uygun amortisman giderleri ve itfa bedelleri.
SATILIK, Kömür madenciliğinde satılabilir üretimi yapan kuruluşun kendi tükettiği kömür, satılabilir üretimden düşüldükten sonra geri kalan miktar.
Kömürden gayri madenlerde ise, satılabilir kavramı için satılık deyimi kullanılır.
SATIŞ GİDERLERİ, Cevherin ham veya işlenmiş olarak satışa konulması halinde, satış mahalline kadar olan taşıma, yükleme, boşaltma, stoklama, liman ve istasyon giderleri; verilen komisyonlar, satış elemanlarının ücret ve yollukları, analiz ve hakem ücretleri; tahsilat masrafları gibi doğrudan satışın gerçekleştirilmesi ile ilgili masraflar.
SATİN SPAT, Lifli ve ipek görünüşlü kalsit (CaCO3). —> Kalsit.
SATRE, —> Yerüstü patlayıcı madde deposu.
SAVAK, 1) Bir barajın fazla suyunu boşaltmaya yarayan sistem. 2) Bir kanaldan akan suyun yönünü değiştirmek veya fazlasını akıtmak veya debisini tesbit etmek için uygulanan düzen. Ölçü yapmakta kullanılan savak, kanalın önüne veya herhangi bir yerine düz bir set şeklinde yerleştirildiği gibi, bu setin üst kenar ortasına ter yamuk, V şekli veya dikdörtgen şeklinde bir boşluk açılarak da yerleştirilebilir. Düz savağın üstünden veya savaktaki kesitten taşan suyun akış şeklinden ölçüler alınarak her duruma göre özel bir formülle, taşan su debisi hesaplanır.
SAVURMA DÖKÜM, Metalin katılaşması sırasında merkezkaç kuvvetin etkisiyle gözenekliliği kalmayan hafif yapılı dönel parçaların elde edilmesinde kullanılan döküm usûlu. Bu metodun uygulanmasıyla dökme demir borular, motor silindirleri için dökme demir gömlekler, silindir şeklinde yatak parçaları, bilezik ve bronzdan kuzineler yapılır. Dönme hareketi yapan kalıp, genellikle metalik bir kokilden ibarettir. Geniş çaplı boruların yapımında ise kum kalıp kullanılır. 2) Düşey merkezkaç döküm. 3) Yatay merkezkaç döküm.
SAVRULMA, Bir atımdan sonra serbest hale gelen malzemenin dağılımı.
SAYDAM, 1) Işığı büyük ölçüde düzgün geçiren cisim. 2) Şeffaf. 3) Transparent.
SAYDAM KIYMETLİ TAŞLAR, Parlaklığı, sertliği ve renkleri ile göze çarpan, bir çoğunun bileşimi aluminyum, berilyum ve magnezyum oksit, bir kısmı da silisyum dioksit ihtiva eden mücevher taşları. Saydam kıymetli taşların bazıları birbirlerine benzerler. Bunlar sadece renklerinin değişik olmasıyla ayrılırlar (yakutla safir gibi) saydamlık, çatlak olmaması, renk ve ebat bunların değerlendirilmesinde ölçülerdir.
Zümrüt (Al2O3), krizoberil (BeO.Al2O3), akvamarin (3BeO.Al2O3.B6SiO2), korendon mineralleri (aluminyum oksidin (Al2O3) nadir bulunan mineralleri) topaz [(F1OH)2 Al2SiO4)] grenatlar [ R”3 R2"’ (SiO4)3],spadümen (LiAl Si2O6), zirkon (Zr SiO3), turmalin [R9 Al3 (B.OH)2 Si4O19], spinel (Mg Al2O4), —> Kuars (SiO2) kristalin kuars, kuarsın kıymetli taşları saydam kıymetli taşlar olarak sayılabilmektedir.
SAYMA ÇUBUKLARI, Uzunluk ölçmelerinde kaç şerit boyunda ölçü yapıldığını saymak için kullanılan özel çubuklar. Uzunlukları 30-40 cm olup, birer uçları halka şeklindedir. Bir çemberde 15-20 adet çubuk bulunur.
SAYMONS KIRICISI, Ara kırma aşamasında kullanılan, konik yüzeyleri daha yatık, daha küçük boyutlu, bir nevi konik kırıcı. —> Şekil.
SCORİA,—> Pomza taşı.
SEALE DAMAR, Çelik halattaki damarı teşkil eden dış sıradaki tel sayısının, bir alt sıradaki tel sayısına eşit olduğu yapım düzeni.—> Şekil.SEALE - FİLLER DAMAR, Bir çelik halat terimi olup, —> Filler damarından farklı olarak, dolgu telleri iki ayrı sırada olan kalın tellerin bir merkez teli üzerine değil, aynı sayıda sıra teli üzerine oturması şeklinde yapılan düzen.
SECURİT CAM, Tavlama yoluyla elde edilen, tescil ettirilmiş, —> Emniyet camı.
SEDEF CİLA, Kolay dilinebilen (teflik edilen) ve saydam minerallerde bulunan, sedef görünümü veren cila. Bu görünüm. Bu cila mika, jips vb. minerallerde vardır.—> Minerallerin parlaklığı.
SEDİMAN, 1) Sondajlarda karot alınmayan veya alınamayan durumlarda sirkülasyon suyu veya sondaj çamuru ile çıkan kırıntıların numune olarak toplanmış kısımları. 2) Tortul kayaçları meydana getiren tanecikler.
SEDİMANTASYON, Sıvı veya gaz ortamında, katı maddelerin belirli bir zaman içinde çökmesi.
SEDİMANTER MADEN YATAKLARI, —> Tortul maden yatakları.
SEDİMENTER PETROLOJİSİ,—> Sedimentoloji.
SEDİMANTER SEPİYOLİT, —> Lületaşı.
SEDİMENTOLOJİ, Tortulbilim olarak da bilinir. Tortul kayaçların fiziksel ve kimyasal özellikleri ile oluşum süreçlerini (taşınma, birikme, taşlaşma, katmanlaşma) konu edinen bilim dalı. Sedimentolojiçalışmalarının bir amacı da tortul kayaçların oluşumu sırasındaki çevre koşullarının belirlenmesidir. Tortul petrolojisi (sedimenter petroloji), kayaçların mineral içeriği, bileşen parçacıkların dağılımı ve kayaç dokusu gibi özelliklerini inceleyen bir alt disiplindir.—> Petroloji.
SEGER PİRAMİTLERİ, 1) (SK) Alman seramikçisi Hermann August Seger tarafından bulunan (1839-93) ve onun adını taşıyan kenarı 1 cm ve yüksekliği 6 cm olan üçgen piramit biçimindeki kuars,feldispat, demir oksit, kalsiyum karbonat, kaolin, bor oksitleri karışımından yapılmış ısı ölçen alet. Piramitler, ergime noktaları 600½C’dan 2000½C’a kadar yaklaşık olarak 20’şer 20’şer derecelenen bir gam meydana getirir. Seramik sanayiinde bunların yumuşamaları ve ergimeleri gözlenerek fırınlardaki sıcaklığı ayarlamakta kullanılır. 022 numaralı koni 600½C’da 42 numaralı koni 2000½C’da erir. SK-14; 1390½C’ı SK-11; 1310 ½C’ı ifade eder. SK, İngilizce’de P.C.E. ile ifade edilir. 2) Seger konileri.
SEGMAN, 1) —> Karot tutucusu. 2) Pistonlu makinelerde pistona takılan, pistonla silindir arasındaki sızdırmazlığı sağlamaya yarayan çelik parça (çember).
SEKONDER MADEN YATAKLARI, Primer maden yataklarının dış etkilerle çürümesi veya dağılması sonunda yeniden zenginleşmesi ile oluşan maden yatakları.
SELEKTİF FLOTASYON, Çok sayıda mineral ihtiva eden cevherin (kompleks cevher) flotasyonu sırasında bir tanesinin yüzdürülerek veya çöktürülerek elde edilmesi işlemi. 2) —> Diferansiyel flotasyon.—> Preferansiyel flotasyon.
SELEKTİF KIRMA, Zenginleştirmede cevher ve kömür ile bunların içinde bulunan gang maddelerinin, yani kırılan maddenin bir bileşeninin diğerlerine nazaran fiziksel özellik farkından dolayı farklı boyutta kırılma özelliğinden yararlanarak yapılan kırma işlemi. Bu işlemden sonra yapılan klasifikasyonla gang maddeleri ile cevher veya kömür birbirinden ayrılabilir.
SELEKTİF MADENCİLİK, Maden yatağından zengin cevher kısımlarının dışarıya çıkarılıp fakir cevher kısımlarının yerinde bırakılması veya bunların ayrı ayrı üretilmesi suretiyle yapılan madencilik.
SELEKTİF ÖĞÜTME, Öğütülen madde içindeki bileşenlerden birisinin fiziksel özellik farkından dolayı diğerlerine nazaran daha ince öğütülmüş olması ve böylece diğerinden ayrılmasını sağlayabilen öğütme.
SELÜL (SEL), İçindeki minerâl çamuruna —> Flotasyon işlemi uygulanan hücre (ünite). Birçok selülün birlikte çalıştırılacak şekilde tertiplenmesinden oluşan sistem flotasyon bataryası veya—peteği diye isimlendirilir. —> Palp.
SEMENTASYON, 1) Madencilikte, belli bir kayacın içinde bulunan boşlukların veya çatlakların doldurularak, geçirgenliğinin önlenmesi veya mukavemetinin artırılması amacıyla yapılan çimentolama. —>Enjeksiyon. 2) Metalurjide —> Katılama. 3) Jeolojide —> Çimentolanma. 4) Kimyada, çözeltide bulunan bir metal iyonunu başka bir metal iyonu yardımıyla çökeltme işlemi. 5) Cam sanayiinde, cam yüzeyini ince bir metal tuzu katıyla kaplama işlemi.
SEMENTASYON ZONU, —> Oksidasyon zonundan süzülen ve ağır metalleri bol olan sülfürlerin diğer fakir sülfürlerin etkisiyle yeraltı su seviyesinin altında çökelmeleriyle oluşan zon.
SEMT AÇISI, —> Azimut.
SENKLİNAL, Jeolojik devirlerde meydana gelen tektonik hareketler sonucu formasyonların kıvrılması suretiyle oluşan tekne şeklindeki formasyon kısmı. —> Antiklinal.
SENKRON MOTOR, Hareket eden (Rotor) ve duran (Stator) kısımlardan meydana gelen ve alan sargıları rotor üzerinde; armatür (enduvi) sargıları ise stator üzerinde bulunan motor türü. Senkron motorda, döner manyetik alanın etkisinden yararlanılır. Ancak, asenkron motorların aksine, meydana getirilen tork, rotordaki endüksiyon akımına bağlı değildir.
SENSEN TAHKİMATI, Dik damarlarda üst taban yolunda uygulanan, tavan taşını kesmeden yapılan özel tahkimat.
SENTETİK SODA ÜRETİMİ,—> Solvay yöntemi, AC yöntemi, Le Blanc yöntemi.
SEPET KULPU, Galeri ilerlemesinde, hafriyatı azaltmak amacıyla üç ayrı daire parçasının oluşturduğu, tavana verilen nisbeten basın (yayvan), kavis şekli. Galerilerde gereken yerde yarım daire veya sepet kulpu şekli verilmiş olarak taş, beton veya madeni tahkimat da yapılır.
SEPİYOLİT, —> Lületaşı.
SEPİYOLİTİK KİL, —> Lületaşı.
SER ALÜMİNYUM, Magnezyum siisyum, demir, nikel, bakır ve alüminyumdan meydana gelen, yüzde 0,2 seryum (—> Nadir toprak elementi) katılmış, İngiliz kaynaklı hafif alaşım. Su verilmiş ser alüminyum, uçak yapımında kullanılan çok dayanaklı hafif bir alaşımdır.
SERAMİK, Anorganik materyalden oluşan kütlelerin bilim, teknoloji ve sanat katkısı ile şekillendirilmesi, sırlanması ve pişirilmesi yoluyla elde edilen sert mamül. Seramik kapsamı içinde porselen, cam, çimento, fayans, kiremit, tuğla, çömlek, drenaj boruları, zımpara taşları, ferroelektrikler, metal manyetikler, sentetik tek kristaller ve uzay roket seramikleri girmektedir.
Mamüllerin fiziksel, kimyasal ve teknolojik özellikleri göz önüne alınarak yapılan sınıflandırmada da, seramikler kaba seramik ve ince seramik (çini eşya, porselen ve yarı porselen, fayans gibi oksit seramikmamülleri) şeklinde gruplandırılabilmektedir.
Seramikleri geleneksel ve yeni seramikler diye iki genel kategoride sınıflandırmak mümkündür. Geleneksel seramikler kapsamına kil, çimento ve cam gibi “Silikat Sanayii” mamülleri; yeni seramikler kapsamına da tek kristaller, sentetik kristaller, ferroelektrikler (BaTiO3) sermetler, pür oksitler (Al2O3, ZrO2, BeO gibi) ve nükleer materyal girmektedir.
SERAMİK SIRI, Seramiklerin sırla kaplanmasında kullanılan maddeler. Bunlardan; kurşun silikatlar; kurşun sülfür veya sülüğen ile kil karışımından meydana gelir; saydamdır ve çömlekçilikte kullanılır. Kalaylı sır, genellikle kalay oksitle donuklaştırılmış kurşunlu beyaz sırdır. Beyaz hamurlu ince fayanslarda kullanılan sırlar saydam olup kurşun, kalsiyum, potasyum ve sodyum boro-siliko-alüminatlardır. Ayrıca kurşunsuz sırlar ve renkli sırlar (majolika) da vardır. Sırlanan ince fayanslar 1080° C civarında pişirilir. Gre seram sırları, feldispat bileşiklerine maden oksitler katılarak elde edilir ve çok değişik dekoratif sonuçlar verir: Bu sırlar 1280° C ile 1320° C arasında pişirilir. Porselen sırları, kuarslı feldispatları (pegmatit) iyice öğütüp kuars ve az miktarda tebeşirle kaolen karıştırarak ve iyice öğütülerek elde edilir; 1400° C’a doğru pişim yapılır. Seramik parçalar, öğütülmüş sır ile su karışımından meydana gelen bir banyoya daldırılarak (daldırma metodu) sırlanır. Sırlanacak parçalar genellikle ilk pişimden (bisküvi) geçmiştir. Sırlama, bazen serpme, buharlaştırma veya püskürtme yoluyla; pişmemiş parçaların sırlanması ise fırça ile yapılır. Sırlar maden oksitlerle renklendirilir: kobalt (mavi), bakır (yükseltgen pişimde yeşil, indirgeyici pişimde kırmızı), mangan (mor), demir (kahverengi), krom (yeşil ve pembe), titan (sarı ve kahverengi), plâtin (gri), çinko (billur sır), uranyum (sarı) .
SERBEST KÜL, —> Kül.
SERBESTLİK DERECESİ, Cevher içindeki kıymetli minerallerin, yan minerallerden ayrılması için ayrı ayrı taneler haline getirilmesini sağlayacak boyutun bir birimle ifade edilmesi. Örneğin, flotasyondagenellikle 5-10 mikrondan daha ince tane iriliği istenmez.
SEREN, Bagerin kazıcı ünitesi ile bu ünitenin hareketini sağlayan makara ve kabloları üzerinde taşıyan metal direk.
SERİ, Stratigrafik olarak bir sistemin alt grubunu oluşturan birim.
SERİ BAĞLAMA, —> Elektrikli kapsül.
SERİ HAVALANDIRMA, Birden fazla iş yerini ardarda, aynı hava akımı ile havalandırma yöntemi.
SERSERİ VARDİYASI, —> Vardiya.
SERBEST RUTUBET, Yüzey rutubeti. Kaba nem. Tüvenan kömürün, havada kuru kömür haline dönüşünceye kadar kaybettiği ruubet.—> Rutubet, Rutubet oranı.
SERPANTİN, 1) Sulu mağnezyum silikat. Az miktarda nikel veya demir ihtiva edebilir. Yarı saydam veya mattır. Dokunulduğu zaman yağlı ve yapışkan bir parıltı görülür. Genellikle yeşil renkli veya siyahın her tonundadır. Bazıları flüoresandır. Serpantin kayacı krom cevherinin habercisidir. 2) Yüzey artırımını sağlamak ve geçme süresini uzun tutabilmek için içerisinden buhar veya sıcak su sevk edilenhelezonik boru. Serpantinler kükürt izabesinde, ısı kazanlarında ve eşanjörlerde kullanılır.
SERPME DÖKÜM, Sıvı metali, kalıplardan önce delikli bir potaya akıtarak, ergimiş metalin ince damlacıklar halinde kalıplara dökülmesini ve iyice dağılmasını sağlayan döküm usûlü.
SERT AĞAÇLAR, Meşe, kayın, kara ağaç ve dişbudak cinsi ağaçlar.
SERTLİK, 1) Minerallojide minerallerin çizilmeye karşı gösterdiği direnç. Minerallerin birbirinden farklı sertlikte olmaları, bunların tayininde yararlı olmaktadır. Minerallerin laboratuvarlarda sertliğini ölçmek için daha kesin usuller olmakla beraber şahsi bir görüş olmakla beraber Mohs on minerali sertiklerine göre şöyle sıralamıştır.
2) Mohs’un sertlik dizisi: 1. Talk tırnak ile çizilir. 2. Jips tırnak ile çizilir. 3. Kalsit çakı ile çizilir. 4. Fluorit çakı ile çizilir 5. Apatit çakı ile çizilir. 6. Feldispat camı çizer. 7. Kuars camı çizer. 8. Topaz camı çizer. 9. Korendon camı çizer. 10. Elmas camı çizer.
Bu sıralamaya “ Mohs Cetveli “ denir.
Arazide minerallerin sertliğini ölçmek için kullanılan bazı pratik bilgiler şöyledir. Tırnak (sertliği 2,5), pencere camı (sertliği 5,5), çelik (sertliği 6,5) ve bıçak ağzı (sertliği 5,5) olduğu kabul edilerek minerallerin sertliği ile kıyaslanabilir.
2) Teknikte sertlik denildiği zaman genellikle bir cismin içine diğer bir cismin gömülmesine karşı gösterdiği direnç anlaşılır. Böyle bir sertlik muayenesi hiç bir fiziksel özellik ifade etmez fakat teknolojik bir değeri vardır.
SERTMETAL, 1) Toz halinde volframkarbid ve kobalt karışımının preslenip elektrikli fırında sinterlenmesi ile elde edilen aşınmaya mukavim (sinter sert metal) metal. 2) Çeliğe krom, mangan, nikel, vanadyum, kobalt gibi metaller ilave etmek suretiyle elde edilen aşınmaya mukavim (döküm sert metal) alaşım. Sert metallerin aşınmaya karşı mukavemetleri fazladır. Bu özelliğinden dolayı, sertmetallersondaj ve delik delme işlerinde kullanılan delici uçların doğrudan doğruya kayaç veya cevher kitlesi ile temasta olan yerlerinde kullanılır. Bu şekilde kesici uçlar veya bıçaklar kolayca değiştirilmek suretiyle hem ana parçanın ömrü uzar ve hem de sondaj maliyeti düşer. Sinterli sertmetaller ana parça üzerine açılmış yuvaya gümüş kaynakla bağlanır. Alaşım sertmetal ise ana parçaya kaynakla irtibatlanır ve ancak ana parça üzerine eklenirken kendisine kesici bir profil verilir.
SERT TELLER, —> Uzun hadde ürünleri.
SERUZİT,—> Kurşun.
SERÜZ, —> Mürdesenk.
SERYUM GRUBU, —> Nadir toprak elementleri.
SESKİKARBONAT YÖNTEMİ, Trona cevherinden doğal —> Soda külü üretim yöntemlerinden biri. Bu yöntemde; kırılmış trona cevheri bir seri çözücü tankından geçirilerek doymuş ana çözelti haline getirilir; berraklaştırılır, filtrelenir, konsantre elde edilir; seskikarbonat vakum kristalizatörlerinde evaporasyona tabi tutulur ve 40°C’ye kadar soğutularak çöktürülür. Çökelen seskikarbonat kristalleri (birmol nötür karbonatla bir mol asit karbonatın bileşimi) separatörlerle ana çözeltiden ayrılır ve ana çözelti tekrar çözelti tanklarına beslenir. Seskikarbonat kristalleri 200° C deki döner kalsinasyonfırınlarında ayrıştırılarak sodyum karbonat elde edilir. Seskikarbonatın kimyasal formülü.: Na2 CO3. Na H CO3. 2H2O.—> Monohidrat yöntemi, Solvay yöntemi.
SEVK FİŞİ, Veri usül kanununa göre taşıma irsaliyelerindeki bilgileri ihtiva eden beyan niteliğinde belge.
SEYİS, 1) Ocaklarda hayvanla yapılan nakliye işinde; çekici hayvanın hazırlığını, hareketini, hareketin durmasını idare eden kimse. 2) Atların ve katırların tımarını ve bakımını yapan kimse. Maden ocaklarında nakliyatta kullanılan çekici hayvanların ahırda bakımını yapıp, yemleyip ahırı bekleyen kimseye de ahırcı denir.
SEYLAN TAŞI, Şarap kırmızısı, kahverenginde veya eflatun renginde, grena grubuna ait olan ve minerolojide almandin olarak bilinen bir demir- alüminyum silikat minerali (Fe3 Al2 S3 O12).
SEYYAR DOMUZDAMI, —> Domuzdamı.
SEYYAR DÖŞEME, 1) Kuyu kazısında kullanılan ihtiyaca uygun olarak üzerinde kapaklar bulunan, asma halatları kovalar için kayıt halatı vazifesi gören, kuyu içinde yapılacak işlerde sehpa olarak ve kuyu dibinde çalışanların yukarıdan düşebilecek bir şeye karşı emniyetini sağlamaya yarayan ve yeryüzünde bulunan vinçlerle kuyu içinde indirilip çıkarılabilen ve gerektiğinde imdat vinci olarak kullanılabilen sehpa. 2) Planş mobil.
Dostları ilə paylaş: |