II INTERNATIONAL SCIENTIFIC CONFERENCE OF YOUNG RESEARCHERS
320
Qafqaz University
18-19 April 2014, Baku, Azerbaijan
Altay dillərində cəm şəkilçiləri (xüsusi adlara artırıldıqda) “o və başqaları”, “o və onun kimilər” mənalarını da ifadə
edir. Məsələn, annemler, teyzemler (türk), nökör Sükebağāturnar “yoldaş Süxebatar və başqaları” (monqol). Yapon
dilindəki –taçi şəkilçisi də oxşar məna bildirir.
“KILIÇ VE KALEM” – XII YÜZYIL AZERBAYCAN SOSYAL-SİYASI ORTAMININ
SANATSAL İZDÜŞÜMÜ GİBİ
Ayşen SADIQLI
Bakü Devlet Üniversitesi
ayshan_bdu@mail.ru
Mehmet Said Ordubadi Azerbaycan edebiyatının ve kültürünün gelişmesinde özel bir yer tutar. Edibin tarihi romanları
içerisinde “Kılıç ve kalem” romanı kendi edebi kapasitesi ve sanatsal değeri ile seçilir. 1940-1948 yıllarında yazılan “Kılıç
ve Kalem” romanı aslında dahi şairimiz Nizami Gencevinin hayatı, ortamı ve çağdaşları ile ilgili eser olsa da, roman
kendisinde Azerbaycan’ın milli devletçiliyini yansıtıyor.
“Kılıç ve kalem” eserinde Şemseddin Eldenizin vefat etmesinden (1175) Harezmşah Celaleddin tarafından Atabeyler
devletinin varlığına son konulmasına kadar (1225) yarım asırlık bir dönem yansıtılmıştır.Tabii ki, böyle bir dönemin
olaylarını komple şekilde, hem de titizlikle yansıtmak çok zor ve sorumludur. Bunu dikkate alan Ordubadi arsa çizgisini de
öyle kurmuştur ki, “Kılıç ve kalem” sadece Nizami’nin hayatını yansıtan roman gibi değil, aynı zamanda, toplumun,
dönemin sosyal tezatlarını canlandıran güzel sanat örneği olarak ortaya çıkmıştır. Bence, yazar Qetibe, Seba, Rena, Telie
gibi kadın karakterlerini esere dahil ederek, olayları uzatmayı ve okuyucuda ilgi yaratmayı başarmıştır.
Nizami’nin yaşamı hakkında bilgilerin az olmasına rağmen, Ordubadi dahi şairin hayatı hakkında okuyucuda dolgun
tasavvur yaratmayı başarmıştır. Romanda en eski zamanlardan Azerbaycan halkının özgürlük uğruna mücadelelerde isim
çıkarması, Azerbaycan birliklerinin tüm Doğu’da ün kazanması gururla kutlanıyor. Halk kahramanı Fahrettinin önderliğinde
vatanı savunmaya kalkan Azerbaycan oğulları dar günde komşu halkların yardımına de gidiyor. Mücadele, savaş ve isyan
sahneleri her yerde Fahrettinin adı ile bağlansa da, onun temel danışmanı Nizamidir. Fahreddin ne kadar şövalye, korkusuz,
yenilmez savaşçı olsa da, o, Dilşadı seviyor, bu sevginin uğruna savaşır ve galip gelir. Büyük şairle birlikte şaire Mehseti
Gencevinin sureti de eserde önemli yer tutmaktadır.Romanda onun sürgün edilmesi, sonradan geri dönüşü, aynı zamanda,
güzel, hikmetli rübailər yazması tarif edilir.Halk kendi şairine saygı duymaktadır.
Eseri okudukça keskin toplumsal çelişkilerin baş verdiğine tanık oluyorsun. Böyle bir zor koşullarda yaşayan Nizami
eserin öncesinde kendi dostu, sırdaşı Fahrettine diyor: “Şimdi ki, kılıç ve mızrak çalıştırmaya, ok ve yay çalışmaları ile
uğraşmaya hevesin vardır, onları iyi öğren. Ben de kalem işlerinde yüksek mertebe elde etmeye çalışacağım.Bunların ikisi
de bize lazım”.
Romanda kılıçla kalemin, akılla gücün, şairle şövalyenin, yani Nizami ile Fahreddinin birliğinden bahs edilir.Edip
maharetle Şirvanşahlar ve Atabeyler devletlerinin saraylarında, aynı zamanda, Gence, Nahçıvan, Tebriz, Bağdat ve diğer
kentlerde yaşanan çok önemli olayları, sosyal-politik süreçleri, tarihsel kimlikleri birim arsa etrafında birleştirip genel
Nizami döneminin manzarasını verebilmiştir.
Romanda tasvir edilen olayların merkezinde Nizami duruyor.M.S.Ordubadi kaleme aldığı dönemin sosyal-siyasi
durumunu, ruhunu da kendi esas kahramanının kaderi ile bağlı şekilde tasvir etmek istemiştir. Yazıcı dahi şairimizi hem
şair, hem de halk adamı, her zaman halkın arasında olan bir insan olarak tarif etmiştir.
Ordubadinin işte Nizami Genceviye, onun dönemine başvurması sebepsiz değildi. Çünkü Nizami de eserlerinde,
özellikle de “Sırlar hazinesi” ndeki hekayətlərdə insanın özgür ve mutlu yaşaması, toplumdaki sosyal eşitsizlik, iktidarda
adalet, insanların ilim, bilgi elde etmekle eğitimli olması gibi konuları vurgular.
Aslında “Kılıç ve kalem” eserinin tarihi konuya adanmış olunması, tarihi şahsiyetlerin obrazlarının oluşturulması
Ordubadinin XX yüzyıl Azerbaycan'ı hakkında görüşlerini okuyuculara ulaştırmak için bir araç idi.
“Kılıç ve kalem” romanı Ordubadinin Nizami Genceviyə, onun yaratıcılığına olan derin sevginin ifadesidir.Görkemli
edip genellikle kendi tarihi romanlarında halkının milli düşünce ve tefekkürünü ifade ediyor.
M.S.Ordubadinin babası Hacağa Fakir Ordubadi de XIX yüzyılın tanınmış eğitimcilerinden, yazarlarından olmuştur.
O, Nizami ve Fuzuli’nin gazellerine birçok nezireler yazmış ve bu şairlerin edebi geleneklerini devam ettirmiştir.
F.Ordubadinin “Bu gece rüyama geldi benim ol servi-feraz” gazeli Nizami Gencevinin “Gece gizlice bize sevgili yar gelmiş
idi” gazeline benzetme şeklinde yazılmıştır.Kanaatimizce, M.S.Ordubadinin Nizami kimliğine, yaratıcılığına olan ilgisi
onun babasından geçmiştir. Hatta Mehmet Said babasından daha ileri giderek Nizami dönemine adanmış hacimli, tüm
dönemlerde sevilebilir tarihi romanı-“Kılıç ve kalem”i yaratmıştır.
|