Monte Cristo Kontu (epsilon)



Yüklə 0,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə37/44
tarix02.01.2022
ölçüsü0,64 Mb.
#37205
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   44
3913-Monte Cristo Kontu-Alexandre Dumas-Elchin Gen-2002-133s

OTUZ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Monte Cristo Kontu, Valentine’i son kez görmeye gitmeden önce Danglars’a uğramıştı.
“Kontum,”  dedi  Danglars  onu  karşıladıktan  sonra,  “Benimle  dertleşmeye  mi  geldiniz?  Bu  yıl  bizim
kuşağın  insanları  açısından  pek  de  iyi  bir  yıl  olmadı,  öyle  değil  mi?  Bay  Villefort’u  ele  alalım,  bütün
ailesi birer birer korkunç ölümlere kurban gitti. Sonra zavallı Bay Morcerf, utancından kendini öldürmek
zorunda kaldı. Bense kızımı yitirmiş bulunmaktayım.”
“Kızınızı mı?”
“Evet,  annesiyle  birlikte  evi  terk  etti.  Eminim  Fransa’ya  bir  daha  dönmeyecektir.  Morcerf  yüzünden
içine düştüğü utanç verici duruma dayanamadı.”
“Yine  de  Baron,”  dedi  Kont,  “tek  serveti  ailesi  olan  yoksul  kimselerin  yıkımına  yol  açacak  böylesi
dertler sizin gibi bir milyoneri o kadar da etkilemese gerek.”
“Evet,” dedi Danglars, “neyse ki biraz olsun avunmamı sağlayacak kadar servetim var. Ben de şimdi
birkaç küçük faturayı imzalamakla meşguldüm, izin verirseniz hemen işimi bitireyim.”
“Elbette,” dedi Kont. “Hayti senetleri mi bunlar?”
“Hayır,”  dedi  Danglars  kendinden  emin  bir  şekilde  gülümseyerek.  “Fransa  Bankası’yla  yapılan
senetler. Bakın Kont, hayatınızda hiç bu kadar büyük miktarda parayı bir arada gördünüz mü?”
Kont senetlere göz attı. Her biri birer milyon değerinde beş senet vardı.
“Beş milyon frank!” dedi. “Bu inanılmaz, hele para size nakit olarak ödeniyorsa!”
“Nakit olarak ödenecek,” dedi Danglars gülümseyerek.
“Birer milyon değerinde beş senet, nakit olarak ödenecek, buna inanmak için gözümle görmem gerek.”
“İsterseniz memurlarımdan biri bankaya giderken ona eşlik edip kendiniz görebilirsiniz.”
“Hayır,  buna  gerek  yok,”  dedi  Kont  senetleri  katlayarak.  “Bunu  kendi  başıma  da  görebilirim.
Bankanızda  altı  milyon  franklık  kredim  vardı,  henüz  sadece  dokuz  yüz  binini  kullandım.  Anlaşmamıza
dayanarak  bu  senetleri  alacağım.  İşte  altı  milyonluk  faturanız  da  burada;  gelmeden  önce  bunu
hazırlamıştım, çünkü şu an gerçekten paraya ihtiyacım var.”
Kont bir eliyle senetleri cebine koyarken diğeriyle de faturayı Danglars’a uzattı.
Danglars dehşet içinde Kont’a bakıyordu.
“Ne!”  diye  kekeledi.  “Bu  paranın  hepsini  almak  mı  istiyorsunuz?  Ama  bu  olanaksız,  bu  parayı
hastaneler için ayırmıştım, bu sabah vereceğime de söz verdim.”
“O halde bana başka bir yolla ödeme yapın,” dedi Kont. “Bu senetleri özellikle istedim, çünkü herkese
Bay Danglars’ın bankasının hiç tereddüt etmeden bana beş milyon frankı nakit olarak ödediğini anlatmak
istiyordum. İşte senetleriniz.”
Kont,  Danglars’a  senetleri  uzattı.  Danglars,  kafesinin  parmaklıkları  arasından  uzatılan  ete  ulaşmaya
çalışan  vahşi  bir  hayvan  gibi  senetlere  uzandı.  Sonra  birden  fikrini  değiştirerek  büyük  bir  çabayla  elini
çekti. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme okundu ve eski güveni yerine geldi.
“Dediğiniz gibi olsun, senetleri alın,” dedi.
Kont senetleri tekrar cebine koydu.


“Hâlâ bende bin franklık krediniz var,” dedi Danglars sinirli bir şekilde gülümseyerek.
“Önemli değil,” dedi Kont. “Zaten o para sizin komisyonunuzu ancak karşılar. Bin frank sizde kalsın,
böylece hesabımız tamam olur.”
“Ciddi misiniz?”
“Evet,” dedi Kont. “Bankacılarla iş yaparken her zaman ciddiyimdir.”
O sırada uşak içeri girerek hastanenin hazinesinden sorumlu Bay de Boville’in geldiğini bildirdi. Kont,
Bay de Boville’i selamladıktan sonra çıktı.
“Günaydın Bay Danglars,” dedi Bay de Boville otururken. “Dün yolladığım mektubu aldınız mı?”
“Evet.”
“İşte faturanız.”
“Bay de Boville,” diye başladı söze Danglars, “sanırım sizden biraz daha zaman isteyeceğim. Az önce
Bay Monte Cristo buradaydı. Onu gördünüz, öyle değil mi?”
“Evet gördüm. Ne oldu ki?”
“şey, sizin için hazırladığım beş milyon frankı Kont aldı.”
“Nasıl olur?”
“Kontun bankamızda sınırsız kredisi vardı. Bu sabah gelip benden beş milyon frank isteyince senetleri
vermek zorunda kaldım. Siz de takdir edersiniz ki aynı gün içinde on milyon frank çekecek olursam idare
bunu biraz tuhaf bulacaktır. Bu yüzden sizden biraz daha beklemenizi rica edeceğim.”
“Kont  çok  varlıklı  bir  adam  olmalı,”  dedi  Bay  de  Boville.  “Bağış  konusunda  onunla  mutlaka
konuşmalıyım. Örnek olarak da Bayan Morcerf’le oğlunu göstereceğim.”
“Bayan Morcerf’le oğlu mu?”
“Evet,  bütün  servetlerini  hastanelere  bağışladılar.  Onursuzca  kazanılmış  bir  paraya  dokunmak
istemediklerini söylediler.”
“Neyle geçiniyorlar peki?”
“Bayan Morcerf taşraya yerleşti, oğlu da Sipahi gemisinde denizci oldu.”
“Servetleri ne kadardı?”
“Pek fazla değil, on iki on üç bin frank kadar. Ama şimdi işimize bakalım.”
“Elbette,” dedi Danglars. “Paranızı yarın alabilirsiniz.”
“Öyle mi? Daha önce söyleseydiniz ya, yarına kadar beklemek hiç sorun değil. Kaçta geleyim?”
“İkide.”
“O halde yarın görüşürüz.”
“Elbette,”  dedi  Danglars.  Bay  de  Boville  çıkar  çıkmaz  arkasından  “Aptal!”  diye  mırıldandı,  “Yarın
öğlen gel bakalım, ben burada olacak mıyım!”
Sonra  kapıyı  kilitleyerek  çekmecelerindeki  bütün  parayı  boşalttı;  elli  bin  franklık  nakit  parayı  alıp
önemli belgeleri de sakladıktam sonra diğer kâğıtları yaktı. Son olarak da Barones Danglars’a verilmek
üzere bir mektup yazdı.
Ardından  çekmecesinden  pasaportunu  çıkartarak  tarihine  baktı:  “Güzel,  iki  ay  daha  geçerli!”  dedi.
“Elveda vefasız karıcığım! Elveda Paris!”



Yüklə 0,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin