Monte Cristo Kontu (epsilon)



Yüklə 0,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə33/44
tarix02.01.2022
ölçüsü0,64 Mb.
#37205
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   44
3913-Monte Cristo Kontu-Alexandre Dumas-Elchin Gen-2002-133s

OTUZUNCU BÖLÜM
Kont eve döndükten sonra uşağı Ali’ye fildişi kaplı tüfeklerini çıkarmasını söyledi. Ali tüfek kutusunu
getirmek için odadan çıktı. Döndüğünde arkasında duran pelerinli kadın uşağın bir şey söylemesine fırsat
vermeden  içeri  girdi.  Ali  ne  yapacağını  bilemeyerek  efendisine  baktı.  Kont,  Ali’ye  çıkması  için  işaret
verdi.
“Kimsiniz hanımefendi?” diye sordu Kont, pelerinli kadına.
Yabancı  kadın  çevresine  bakıp  yalnız  olduklarından  emin  olduktan  sonra  dizlerinin  üstüne  çöküp
umutsuzluk içinde bağırdı:
“Oğlumu öldürmeyeceksin, değil mi Edmond?”
Kont şaşırmıştı. Elindeki tüfeği düşürerek kadına döndü.
“Beni hangi adla çağırdınız hanımefendi?”
“Kendi  adınla!”  dedi  kadın  pelerinini  çıkararak.  “Belki  de  bir  tek  benim  unutmayıp  anımsadığım
adınla… Buraya Kontes Morcerf olarak gelmedim Edmond, Mercedes olarak geldim.”
“Mercedes öldü bayan.”
“Mercedes yaşıyor; yaşıyor ve anımsıyor. Seni gördüğüm ilk gün, hatta henüz yüzünü bile görmemişken
sesinden tanıdım. O andan beri de her adımını izledim, seni seyrettim, senden korktum. Kont Morcerf’e
bu darbeyi vuranın kim olduğunu sormam bile gerekmedi.”
“Fernand  demek  istiyorsunuz  herhalde  hanımefendi,”  dedi  Kont  alaycı  bir  sesle.  “Madem  adları
anımsıyoruz, hepsini anımsayalım.”
“Görüyorsun Edmond, oğlumu bağışlamanı istemekte haksız değilim.”
“Oğlunuzu öldüreceğimi size kim söyledi hanımefendi?”
“Hiç kimse. Her şeyi tahmin ettiğim için Albert’i operaya kadar izledim, bütün olanları gördüm.”
“O  halde  Fernand’ın  oğlunun  beni  aşağıladığını  da  görmüş  olmalısınız.  Üstelik  Bay  Morrel  tutmasa
eldivenlerini de yüzüme atmaya niyetliydi.”
“Dinle beni Edmond. Albert babasının başına gelen talihsizliklerden seni sorumlu tutuyor.”
“Hanımefendi, babasının başına gelen talihsizlik değil, cezalandırılma. Bu Tanrı’nın işi.”
“Neden Tanrı’nın işini sen üstlenmek zorundasın? O unutmuşken senin anımsaman neden? Fernand, Ali
Tebelin’e ihanet ederken sana bir zarar mı verdi?”
“Sizin  de  söylediğiniz  gibi  hanımefendi,  bu  yalnızca  Ali  Paşa’nın  kızıyla  Fransız  teğmen  Fernand
arasındaki bir mesele ve beni hiç ilgilendirmiyor. Benim intikam almaya yeminli olduğum kişi ne teğmen
Mondego ne de Kont Morcerf; benim hesabım Mercedes’le evlenen balıkçı Fernand’la.”
“Ama  bunun  sorumlusu  kaderden  başkası  değil  ki!  İntikam  alman  gereken  biri  varsa  bu  ancak,  senin
yokluğunda zayıf davranarak yalnızlığa dayanamayan ben olabilirim.”
“Peki benim yokluğumun nedenini biliyor musun?”
“Çünkü tutuklanıp hapse atılmıştın Edmond.”
“Neden tutuklanmıştım? Neden hapse atılmıştım?”
“Bilmiyorum,” dedi Mercedes.


“Doğru,  bilmiyorsun.  O  halde  sana  anlatayım.  Tutuklanmıştım,  çünkü  düğünümün  yapılacağı  gece
Danglars adında bir adam bu mektubu yazmış, Fernand adında bir başkası da onu postalamıştı.”
Çalışma masasının çekmecelerinden birini açan Kont çıkardığı mektubu Mercedes’e uzattı; Danglars’ın
savcılığa yazdığı mektuptu bu. Mercedes şaşkınlık içinde mektubu okudu:
Savcılığın bilgisine,
Bugün  Marsilya’ya  ulaşan  Firavun  adlı  gemide  çalışan  Edmond  Dantes  adındaki  denizci,  Bonaparte’tan,  Paris’teki
taraftarlarına yazdığı bir mektup almıştır. Mektup suçlunun üzerinde, babasının evinde ya da gemideki odasında bulunabilir.

“Aman Tanrım!” diye bağırdı
Mercedes.
“Bu mektubu almak için iki yüz bin frank verdim. Ama senin gözünde beni akladığına göre hiç pahalı
sayılmaz.”
“Bu mektup sonucunda ne oldu?”
“Bildiğin gibi, tutuklandım. Ama bilmediğin, d’İf
şato’sunun zindanlarında on dört yıl boyunca yatmak zorunda olduğum. Bu on dört yılın her
gününde  ilk  gün  ettiğim  intikam  yemini  daha  da  güçlendi.  Üstelik  senin  Fernand’la  evlenmiş
olduğundan  ve  babamın  açlıktan  öldüğünden
haberim yoktu.”
“Tanrım,” dedi Mercedes. “Bütün bunları
yapanın Fernand olduğuna emin misin?”
“Bu konuda yemin edebilirim. Ayrıca, Fransız askeriyken
İngilizlerin tarafına geçen,
İspanya’da doğmuş
olmasına karşın
İspanyollara karşı
savaşan, Ali’nin hizmetinde çalışırken ona ihanet edip onu öldüren bir adam için bu mektup nedir ki? Fransızlar kendilerine ihanet eden bu adamı
cezalandırmadılar,
İspanyollar  onu  vurmadılar,  Ali  de  gömülü  olduğu  mezarında  bu  adamın  cezalandırılmadan  kalmasına  izin  verdi.  Ama  ben,
oyuna getirilip bir tabuta hapsedilmek istenen ben, Tanrı’nın isteğiyle mezarımdan çıkıp bu adamı
cezalandırmaya geldim. Tanrı
beni bu görev
için gönderdi, ben de onu yerine getireceğim.”
“O halde intikamını
al Edmond, ama oğlumdan değil! Benden, Fernand’dan, gerçek suçlulardan al!”
“Benden ne istiyorsun, oğlunun yaşamını
mı? O halde onu sana bağışlayacağım. Artık ölülerin mezarlarına dönme vakti geldi!”
“Ne diyorsun Edmond?”
“Benden istediğiniz gibi, öleceğim hanımefendi.”
“Bunu isteyen kim? Oğlumu affettiğine göre düello yapılmayacak.”
“Yapılacak, ama ölen ben olacağım,” dedi Kont sakin bir sesle.
Mercedes az kalsın Kont’un boynuna atlayacaktı; ama sonra kendini tuttu.
“Edmond,” dedi, “biliyorum ki yukarda Tanrı
var, çünkü sen hâlâ yaşıyorsun. Bana yardım etmesi için Tanrı’ya dua edeceğim, bu arada sen
de bana verdiğin sözü tutacaksın, öyle değil mi?”
“Evet,” dedi Kont. “Oğlun yaşayacak.”
“Elveda Edmond, Tanrı’dan başka ne isteyebilirim ki? Seni gördüm, eskisi gibi soylu bir yüreğin var. Elveda. Her
şey için teşekkürler.”
Kont bir
şey söylemedi. Mercedes kapıyı
açıp Kont’u derin düşünceleriyle başbaşa bırakarak çıktı.
Saat  altıyı
vurduğunda  Kont  kendini  biraz  toparlamış,  ölüme  hazırlanmıştı.  Morrel  ile  Emmanuel  geldiklerinde  onu  her  zamanki  sakinliği
içinde buldular. Alana ulaştıklarında Franz ile Debray oradaydı. On dakika sonra da uşağıyla birlikte Albert göründü. Gözleri kıpkırmızıydı, bütün
gece uyumadığı
belli oluyordu.
“Bay Morrel,” dedi Chateau-Renaud, “Kont’a Bay Morcerf’in geldiğini haber verebilirsiniz.”
“Bir dakika beyler,” dedi Albert, “Kont’la birkaç dakika konuşmam gerek.”
“Özel olarak mı?” diye sordu Morrel.
“Hayır, herkesin yanında.”
Franz ile Debray fısıldaşmaya başladılar. Bu olaya sevinen Morrel hemen Emmanuel’le küçük bir yürüyüş
yapmakta olan Kont’un yanına
gitti.
“Ne istiyormuş?” diye sordu Kont, Morrel’e.
“Sadece konuşmak istiyor.”
“Umarım yine aşağılayıcı
sözleriyle beni sinirlendirmek niyetinde değildir.
“Sanmıyorum,” dedi Morrel.
Kont, Maximilan ile Emmanuel’le birlikte Albert’e yaklaştı.
“Sizi dinliyorum bayım,” dedi.


“Bay Morcerf’in Makedonya’da yaptıklarını
ortaya çıkardığınız için size kızmıştım,” dedi Albert titreyen bir sesle. “Ne kadar suçlu olursa
olsun kendisini cezalandırmanın size düşmediğini düşünüyordum. Ancak bugün her
şeyi anlamış
bulunmaktayım. Sizi bağışlamama neden olan
şey  Fernand  Mondego’nun  Ali  Paşa’ya  gerçekten  ihanet  etmiş
olması
değil,  balıkçı
Fernand’ın  size  çektirmiş
olduğu  acılardır.  Bu  yüzden
herkesin önünde, babamdan intikam almakta haklı
olduğunuzu kabul ediyor, daha fazlasını
yapmadığınız için size teşekkür ediyorum.”
Tanıklar
şaşkınlık içinde birbirlerine bakıyorlardı. Kont gözlerini yavaşça göğe doğru kaldırıp Tanrı’ya
şükretti. Albert gibi gururlu bir adamı
böylesine alçakgönüllü bir davranışa itebilecek tek kişinin Mercedes olduğunu biliyordu.
“Bu  sözlerimi  özür  olarak  kabul  ediyorsanız,”  diye  sürdürdü  Albert,  “bana  elinizi  verin.  Hatalarını
kabul  eden  kimseler,  hiç  hata  etmeyen  o  ender  insanlarla,  ki  bence  siz  onlardan  birisiniz,  aynı  düzeyde
sayılırlar.  Ben  insanların  gözünde  iyi  bir  davranışta  bulundum,  ama  siz  Tanrı  katında  bir  erdeme
sahipsiniz..”
Monte  Cristo  Kontu  yaşarmış  gözleriyle  Albert’e  yaklaşıp  elini  uzattı.  Kont’un  elini  saygıyla  sıkan
Albert: “Beyler! Bay Monte Cristo Kontu beni bağışladı! Umarım vicdanımın sesine kulak verdiğim için
bana korkak sıfatını yakıştırmazlar,” dedi.



Yüklə 0,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin