Monte Cristo Kontu (epsilon)



Yüklə 0,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə40/44
tarix02.01.2022
ölçüsü0,64 Mb.
#37205
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   44
3913-Monte Cristo Kontu-Alexandre Dumas-Elchin Gen-2002-133s

İyi  bir  anneydim,  biliyorsunuz;  bütün  bu  suçları  oğlum  için  işlediğime  göre…  İyi  bir  anne  oğlunu
asla arkasında bırakmaz!
“Tanrım!” diye bağırdı Villefort. “Bu Tanrı’nın işi olmalı, Tanrı’nın!”
Hayatında  hiç  kimseye  karşı  gerçek  bir  sevgi  beslememiş  olan  Villefort,  bu  kez  ilk  defa  babasının
yanına  gidip  acısını  onunla  paylaşmak  istiyordu.  Ayağa  kalkıp  Noirtier’nin  odasına  giden  merdivenleri
indi.
Odaya  girdiğinde  Noirtier  bütün  dikkatiyle,  her  zamanki  sakinliği  içinde  konuşan  Rahip  Busoni’yi
dinliyordu.
“Siz,” diye mırıldandı Villefort, “neden buradasınız?”
“Size,  çektiğiniz  acılarla  günahlarınızın  bedelini  ödediğinizi  ve  bugünden  başlayarak  sizin  için  dua
edeceğimi söylemeye geldim.”


“Tanrım!” diye bağırdı Villefort dehşet içinde gerileyerek. “Siz Rahip Busoni değilsiniz!”
“Hayır, değilim,” dedi rahip ve cübbesinin başlığını çıkardı.
“Siz… Monte Cristo Kontu!”
“Henüz bulamadınız. Biraz daha geriye gitmeniz gerekiyor.”
“Bu ses! Bu ses! Nerede işittim ben bu sesi?”
“Yirmi üç yıl önce Marsilya’da, Bayan Saint-Meran’la evleneceğiniz gece.”
“Size ne yaptım? Ne yaptım, söyleyin!”
“Beni  yavaş  ve  karanlık  bir  ölüme  mahkûm  ettiniz;  babamı  öldürdünüz;  özgürlüğümü,  aşkımı,
mutluluğumu çaldınız!”
“Kimsiniz siz?”
“D’If şato’sunun zindanlarına gömdüğünüz talihsiz bir adamın ruhuyum.”
“Ah! Sizi tanıyorum! Sizi tanıyorum!” diye bağırdı Villefort.
“Ben Edmond Dantes’yim!”
“Edmond Dantes!” diye bağırdı Villefort, Kont’u kolundan yakalayarak. “Benimle gel o halde!”
Villefort, Kont’u sürükleyerek merdivenleri çıktı.
“Bak  bakalım  Edmond  Dantes!”  dedi  Villefort,  karısıyla  oğlunun  cansız  bedenlerini  göstererek.
“İntikamın seni rahatlatıyor mu?”
Korkunç manzara karşısında tüyleri ürperen Kont, intikamının sınırlarını çoktan aşmış olduğunu anladı.
Çaresizlik  içinde  küçük  çocuğun  üzerine  kapanarak  kalp  atışlarını  dinledi.  Sonra  çocuğu  kucaklayıp
Valentine’in odasına girerek kapıyı kilitledi.
“Oğlum!” diye bağırdı Villefort. “Zavallı oğlumu götürdü! Lanet olsun sana acımasız adam!”
Villefort,  Kont’un  peşinden  gitmek  istedi,  ama  sanki  ayakları  olduğu  yerde  çakılmış  gibiydi.  Gözleri
yuvalarından  uğramış,  kanı  beyninden  çıkacakmışçasına  bütün  damarları  şişmişti.  Sonunda  kulak
tırmalayıcı bir kahkaha attıktan sonra merdivenleri inmeye başladı.
Yarım saat sonra Valentine’in odasının kapısı açıldı. Kont, sararmış yüzüyle, başı önüne eğik bir halde
dışarı  çıktı.  Sakin  yüzünü  kaplayan  bütün  o  soylu  çizgiler,  yerini  acının  çarpıttığı  umutsuz  bir  ifadeye
bırakmıştı. Kollarında, yaşama döndürmeyi başaramadığı küçük çocuğu tutuyordu. Ağır adımlarla Bayan
Villefort’un  odasına  girerek  çocuğu  annesinin  yanına  yatırdı.  Odadan  çıkarken  karşılaştığı  uşaklardan
birine,  Bay  Villefort’un  nerede  olduğunu  sordu.  Uşak  bahçeyi  işaret  etti.  Kont  merdivenleri  inip  uşağın
gösterdiği yere yaklaştığında, Villefort’u, uşaklarının şaşkın bakışları ortasında, elinde bir kürekle toprağı
kazarken buldu. Bir yandan da şöyle bağırıyordu: “Onu bulacağım! Mahşer gününe kadar kazmam gerekse
de onu bulacağım!”
Kont dehşet içinde geriledi. “Delirmiş!” diye bağırdı.
Sonra, lanetli evin duvarlarının üzerine çökeceğinden korkarmışçasına kendini sokağa attı. Yaşamında
ilk kez, yaptığı işin haklılığı konusunda kuşkuya düşüyordu.
“Yeter artık!” dedi kendi kendine. “Hiç olmazsa sonuncusunu kurtarayım!”
Eve döndüğünde Morrel kendisini bekliyordu.
“Hazırlan Maximilian,” dedi. “Yarın Paris’ten ayrılıyoruz.”
“İşleriniz bitti mi?”
“Evet,” diye yanıtladı Kont. “Fazlasıyla!”



Yüklə 0,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin