Üçüncü Yol Sosyal Demokrasi Faydacı
İdeolojik
Küreselleşme
Ulus-devlet
Bilgi toplumu
Sanayi toplumu
Topluluk
Sınıf siyaseti
Piyasa ekonomisi
Karma ekonomi
Tam istihdam edilebilirlik
Tam istihdam
Fırsat eşitliği
Sonuçların eşitliği
Meritokrasi/değerli aydın sınıfı
Mazluma ilgi
Herkes için fırsat
Sosyal adâlet
İçer(il)meyi/kapsa(n)mayı teşvik
Yoksulluğu kazımak
Haklar ve sorumluluklar
Sosyal haklar
Çalışan için refah
Beşikten mezara kadar refah
Rekabet/piyasa devleti
Sosyal-reformcu devlet
> de kapsamlı veya “beşikten mezara kadar” refaha sosyal demokrat inancı reddetmektedir. Bunun
yerine refah, “sosyal olarak dışlanmış” olanlara yönlendirilmeli ve “insanların kendi kendilerine yar
dım etmeleri” veya Clinton’ın ifade ettiği gibi insanlara “ellerini açmayı değil iş yapmayı öğretme”
şeklindeki modern liberal yaklaşımı takip etmelidir.
Son olarak, üçüncü yol, devletin en uygun rolüyle ilgili yeni fikirlerle ayırt edilmektedir. Neo-li-
beraller devletin minimal veya “gece bekçisi” rolüyle yetinmesi gerektiğini ileri sürerlerken ve sosyal
demokratlar devleti, kapitalizmin adâletsizliklerine karşı bir denge olarak kullanmayı isterlerken;
üçüncü yol, rekabet veya piyasa devleti fikrini de ihtiva eder. Bir rekabet devleti; birincil rolü, küre
sel rekabeti artıran koşullarda ulusal zenginlik için stratejiler geliştirmek olan bir devlettir. Bu yüz
den devlet, ekonominin altyapısını iyileştirme ve daha da önemlisi ülkenin işgücünün yetenekleri
ni ve bilgisini güçlendirme anlamına gelen sosyal yatırım üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu yüzden,
İktisadî olarak, tüketimi artırmayı ve yoksulluğu ortadan kaldırmayı amaçlayan sosyal demokrat
“talep-yanlı” bir yaklaşım yerine, üretimi artırmayı ve rekabeti geliştirmeyi amaçlayan “arz-yanlı” bir
yaklaşımı ifade eder. Dolayısıyla hükümetin önceliği, sosyal güvenlikten ziyade sadece kendi başına
değerli olduğundan değil, kişisel gelişmeyi de ilerlettiğinden (modern liberal görüş) ve istihdam
edilebilirliği artırdığı ve ekonomiye fayda sağladığından (faydacı veya klasik liberal görüş) eğitim
olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında hükümet, esas itibariyle, amacı İktisadî ve sosyal bir mühendislik
programını hayata geçirmekten ziyade nüfusun tutumlarını, değerlerini, yeteneklerini, inançlarını
ve bilgisini şekillendirmek veya yeniden şekillendirmek olan kültürel bir aktördür.