Doğrudan Eylem Mevcut toplum düzenine yapılan devrimci saldırıların bir türü de anarşistlerin sıklıkla başvur
muş oldukları doğrudan eylem taktikleridir. Doğrudan eylem, pasif direnişten terörizme (bkz. s.
290) kadar varan kurumsal ve hukukî yapının dışında gerçekleştirilen siyasî harekettir. Örneğin,
anarko-sendikalistler, seçimlere katılmayı reddederek onun yerine işverenlerin ürünlerini boykot
ederek, kitlesel protesto hareketleri düzenleyerek, makineleri sabote ederek ve grevler yaparak iş
verenler üzerinde doğrudan baskı kurmayı tercih ederler. Anarşizmden etkilenen modern küre
selleşme karşıtı hareketler veya anti-tekelleşme hareketleri kitlesel protestolar ve doğrudan politik
sözleşmeleri kullanırlar. Kuvvet kullanmanın anarşist bakış açısıyla iki avantajı vardır. İlk olarak,
bu tavır, hükümet ve devlet mekanizmaları tarafından kirletilmemiştir. Bu sayede politik hoşnut
suzluk ve muhalefet açıkça, dürüstçe ifade edilebilir; muhalif güçler kurumsal yönlendirmeyle yön
değiştirmez ve profesyonel siyasetçiler tarafından “yönlendirilemez.”
Kuvvete başvurmanın ikinci avantajlı yönü katılımcı karar alma ile ademî merkezîleşmeye
dayalı olarak örgütlenebilecek popüler bir politik aktivizm formu olmasıdır. Bu durum kurulu par
tileri, çıkar gruplarını ve temsil süreçlerini kabul etmeyerek protest siyasetin teatral-yenilikçi ve
teatral şekline yönelen “Yeni Siyaset” olarak görülür. Yeni sosyal hareketler olarak adlandırılan fe
minist, çevreci, gay hakları ve küreselleşme karşıtı hareketlerde anarşizmin açık etkileri görülebilir.
Diğer yandan, kuvvet kullanımının sakıncaları da vardır. Sorumsuzluk veya aşırılığa yol açabilecek
hareketler ve politik gruplardan ayrı hareket edilmesi, halkın desteğine zarar verebilir. Kuvvet kul
lanma medya ve halkın ilgisini çekse de toplumsal karar alma sürecinde yer almayı başaramamış bir
yabancı hareket veya grup olma izlenimi, politik etkiyi sınırlandırabilir.