Küreselleşme Küreselleşme, anlaşılması zor, kaypak bir kavramdır. Küreselleşmedeki ana fikir, Kenichi
Ohmae’nin (1 9 8 9 ) ifadesiyle, “sınırsız bir dünya”nm, yani ulusal devlet sınırlarıyla tanımlanmış
geleneksel siyasî sınırların geçirgen olma eğiliminin ortaya çıkmasıdır. Sonuçta küreselleşme, sos
yal mekânı yeniden şekillendirmektedir. Yani ülkenin, toprak parçasının önemi azalmıştır. Çünkü
“dünya çapında” veya “sınırları aşan” nitelikteki birtakım bağlantılar, hem sayıca çoğalmakta hem
de çeşitlenmektedir. Uluslararası şirketlerin üretim ve yatırımı kolaylıkla konuşlandırması; mâlî
piyasaların, dünyanın herhangi bir yerindeki İktisadî olaylara ânında tepki vermesi; Coca-Cola,
M cD onald’s hamburgerleri, Nike koşu ayakkabıları, Starbucks kafeleri gibi küresel mallar olarak
adlandırılan ürünlerin ortaya çıkması ve neredeyse dünyanın her yerinde bulunmaları, bu bağlan
tıların en açık örnekleridir.
Küreselleşme, siyasî ideolojileri çeşitli şekillerde etkilemektedir. Öncelikle küreselleşmenin,
milliyetçilik ve ulus olgusuyla temellendirilmiş diğer ideolojik projeler üzerinde önemli etkileri
vardır. Örneğin, kendi kaderini tayin etme hakkı ile bağlantılı olan siyasî milliyetçiliğin, “post-e-
gemen” koşullarda işleyen ulus-devletlerin yer aldığı bir dünyada önemini yitirme ihtimâli vardır.
Ayrıca, devletin siyaset ve yurttaşlık alanında sadakâti tesis etme kapasitesinin zayıflaması gerçeği
çerçevesinde, kültürel, etnik ve dinî milliyetçiliğin güçlenmesi muhtemeldir. Keynezci talep yöne
timi gibi ulusal İktisadî stratejilerin gücünün azalması, modern liberalizmi ve sosyal demokrasiyi
tehlikeye atmaktadır. Ayrıca muhafazakârlar, küreselleşmenin geleneği ve ulusal kimliği zayıflatma
eğilimiyle boğuşmak zorunda kalmışlardır. İkincisi, küreselleşme katiyen yansız bir ideolojik güç
değildir. Daha ziyade neo-liberalizm ile beraberdir ve bu açıdan devlete rağmen piyasayı güçlen
dirir. Üçüncüsü, küreselleşme çeşitli muhalif güçlerin ortaya çıkmasına da yol açmıştır. Bunların
arasında, gelişmekte olan ülkelerdeki dinî köktenciliği güçlendirmek vardır. Bu ülkelerde küresel
leşme genellikle bir tür Batı, özellikle de ABD emperyalizmi olarak görülür ve gelişmiş ülkelerdeki
küreselleşme karşıtı ya da kapitalizm karşıtı hareketler sosyalizm, anarşizm, feminizm ve çevre
cilik dairesindeki fikirlerden yararlanmaktadır. Bir ideoloji olarak küreselleşme fikri, On Birinci
Bölüm’de tartışılmaktadır.