mizde yoktur. Aslında ideolojilerin doğru veya yanlış olarak addedilebileceğini
öne sürmek, ide
olojilerin, doğaları gereği bilimsel çözümlemeye karşı dirençleri söz konusu olmayan değerleri,
hayâller ve ulvî amaçları bünyesinde taşıdığı hayatî önemdeki gerçeği gözden kaçırmak demektir.
Hiç kimse bir adâlet teorisinin bir başkasına göre daha tercih edilebilir olduğunu “kanıtlayamaz.”
Tıpkı tüm insanların birtakım haklara sahip olduğu, herkesin özgürlük hakkının olduğu, yine tüm
insanların doğal olarak bencil olduğu veya doğal olarak sosyal yönlerinin ağır bastığını kanıtlamak
üzere insan doğasına iliş kin karşıt kavramlaştırmaların cerrahî müdahale ile test edilmemesi gibi.
İdeolojiler, dikkatli bir incelemeyi ve mantıksal çözümlemeleri reddettiklerinden dolayı fazla be
nimsenmezler ama birey, grup ve toplumlara, içinde yaşadıkları dünyayı anlamlandırma yönünde
katkıda bulundukları için de daha fazla benimsenirler. Andrew V incent’ın (1 9 9 5 , s. 2 0 ) belirttiği
gibi: “İdeolojileri, tarafsız gözlemciler olarak değil de yoldaşlar olarak ele alırız.”
Tüm bunlarla
birlikte ideolojilerin, hakikati ortaya çıkarma iddiası barındırdıkları şüphesiz
dir. Bu anlamda ideolojiler, “hakikat rejimleri” olarak da görülebilirler. İdeolojiler; bizlere, bir siya
sal söylem diliyle beraber, toplumun nasıl işlediğine ve nasıl işlemesi gerektiğine ilişkin varsayımlar
sağladığı için hem düşüncemizi hem de eylemimizin niteliğini yapılandırır. “Hakikat rejimi” olarak
ideoloji, her zaman iktidar ile ilişkilendirilir. Hakikat, değer ve teorilerin rekabet ettiği bir dünyada
ideolojiler, belli değerleri diğerlerinden üstün tutma ve meşruluğu, belli başlı teoriler anlam küme
lerine yükleme arayışındadırlar. İdeolojiler, ayrıca sosyal dünyanın zihinsel haritalarını temin ettik
lerinden, bir yandan birey ve gruplar arasındaki ilişkileri oluştururken,
öte yandan da daha geniş
iktidar yapılarını kurarlar. Tüm bunlardan dolayı ideolojiler, mevcut iktidar yapısını hakkaniyetli,
doğal, haklı gibi resmederek bir taraftan hâkim iktidar yapısını destekleyebilir ama bir taraftan da
bu iktidar yapısının kötülüklerine ya da adâletsizliklerine ışık tutarak ve alternatif iktidar yapıları
nın câzibesine dikkat çekerek mevcut yapıyı zayıflatabilir, hatta mevcut yapıya meydan okuyabilir.
Her iki durumda da ideolojiler hayatî bir rol oynarlar.
Dostları ilə paylaş: