Alman felsefeci, iktisatçı ve genellikle 20. Yüzyıl komünizminin babası
olarak takdim edilen
siyasal düşünür. Bir öğretmen ve gazeteci olarak kısa bir çalışma hayatından sonra Marx,
ömrünün kalan kısmını -esas itibariyle Londra'da yaşayan ve arkadaşı, ömrü boyunca dostu
olan, Friedrich Engels tarafından desteklenen- aktif bir devrimci ve yazar olarak geçirdi.
Marx'in çalışması Hegelci felsefenin, İngiliz siyasî ekonominin ve Fransız Devrimi'nin bir sen
tezinden oluştu. Onun temel konusu, sistematik eşitsizlik ve istikrarsızlığa dikkatleri çekerek
geçiş dönemine ilişkin doğasına dikkat çektiği kapitalizmin bir eleştirisiydi. Marx, sosyal gelişmenin kaçınılmaz
bir şekilde komünizmin tesisiyle sona ereceğini kabul eden teleolojik (gayesel) bir tarih teorisine bağlı kaldı.
Onun klasik çalışması,
üç cilt olan Das Capital (Kapital, 1867,1885 ve 1894), daha çok bilinen ve ulaşılabilir olan ve
Engels'le birlikte yazdığı çalışması ise Dos
Kommunistische Manifeste ir
(Komünist Manifesto, 1848).
landırır; kısaca, “sosyal varlık bilinci belirler.” 1 8 5 9 ’da yazılmış olan
Kritik der Politischen Ökonomie
(Ekonomi Politiğin Eleştirisine Bir Katkı)
başlıklı çalışmasının önsözünde Marx,
sosyal bilincin ve
“hukukî ve siyasî üstyapı’nın “İktisadî temel den, yani toplumun gerçek temelinden ortaya çıktığı
nı ileri sürerek bu teoriyi en özet bir şekilde ifade etti. Bu “temel” esas itibariyle “üretim biçim i”ni
veya İktisadî sistemi -feodalizmi, kapitalizmi, sosyalizmi ve benzerlerini- içermektedir.
Temel ile
üstyapı arasındaki ilişkinin hakikî doğası, çok sayıda tartışmaya konu olmuşsa da kuşkusuz M arx’i,
hayatın siyasî, hukukî, kültürel, dinî, sanatsal ve diğer yönlerinin esas itibariyle İktisadî faktörlere
gönderme yapılarak açıklanabileceği sonucuna ulaştırdı.
Başka yönlerden eleştirmiş olsa bile yine de M arx Hegel’in, tarihsel değişimin itici gücünün
diyalektik, yani bizleri gelişmenin daha ileri bir aşamasına götüren çatışan güçler arasındaki bir
etkileşim süreci olduğu inancını benimsedi. Aslında ilerleme, içsel çatışmanın sonucudur. Hegel’e
göre bu; “dünya ruhu’nun, bir tez ile onunla çatışan kuvvet yani, antitezi arasındaki çatışma yoluy
la daha yüksek bir düzeyin yani sentezin, bir bakıma yeni bir tezin, elde edilmesiyle kendini ger
çekleştirmeye doğru hareketini izah eder. Marx, Engels’in işaret ettiği gibi, bu Hegelci diyalektiği
materyalist bir yoruma tâbi tutarak “Hegel’i baş aşağı çevirdi.” Bu yüzden Marx tarihsel değişimi,
özel mülkiyetin varlığından kaynaklanan her bir üretim biçimindeki içsel çelişkilere gönderme ya
parak açıkladı. Bundan dolayı, kendi antitezini, yani M arx tarafından “kapitalizmin mezar kazıcısı”
olarak görülen proletaryayı içinde barındırdığı için kapitalizm yıkılmaya mahkûmdur. Kapitalizm
ve proletarya arasındaki çatışma, bizleri, sonuç olarak, sosyalist, nihaî olarak komünist, bir toplu
mun kurulmasıyla daha ileri bir gelişmeye götürecektir.
M arx’in tarih teorisi, bu yüzden, teleolojiktir; nihaî amacı sınıfsız komünizm olan bir anlama veya
bir gayeye sahip bir tarih anlayışına dayanır.
Yine de bu amaç ancak, tarih, her biri kendine has
İktisadî yapısı ve sınıf sistemiyle ayırt edilen bir dizi aşamadan veya çağdan geçerek elde edilebi
lecektir.
Dostları ilə paylaş: