Devlet Planlama Komitesi tarafından yönetilen merkezî bir planlama sistemiyle yer değiştirdi ve
Moskova’ya dayalı güçlü ekonomi bakanlarından oluşan bir grup insan tarafından yönetildi.
Bu “ikinci devrim’e bir dizi temel siyasî değişim eşlik etti. İktidarı elde etm ek için Stalin, K o
münist Parti’deki etkili mevkilere kendisini destekleyenleri atamayı taahhüt ederek Partinin genel
sekreteri olarak bulunduğu mevkii kötüye kullanmıştır. Parti görevlileri, tabandan seçilmek yerine,
nometıklatura
olarak bilen tepeden atanma yoluyla göreve geliyorlardı. Demokratik merkeziyetçilik;
parti liderlerinin patronaj ve teşvik üzerindeki kontrolleriyle rakipsiz otoriteye kavuştuğu “döngüsel
bir iktidar akışı’ na yol açarak daha az demokratik daha fazla merkezî hâle geldi. 1930’lar boyunca,
gizli polis yani NKVD tarafından gerçekleştirilen ve sürekli artarak devam eden bir dizi temizlikle
itaatte kusur eden ve eleştiride bulunan herhangi bir kimseyi ortadan kaldırarak Stalin iktidarını in
sanlık dışı bir noktaya ulaştırdı. Komünist Parti üyeliği neredeyse ikiye ayrıldı ve bir milyonu aşkın
insan hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenler arasında Lenin’in Politbüro üyelerinden hayatta ka
lanlar da vardı. Çok sayıda insan gulaglara (çalışma kamplarına) gönderildi. Siyasî Stalinizm, sonuç
olarak, her türlü tartışma veya eleştirinin bizzat partiye karşı yürütülen bir iç savaş aşamasına ulaştığı
terörle ortadan kaldırıldığı tekdüze bir iktidar partisi aracılığıyla idare edilen totaliter bir diktatörlük
şekliydi. Totaliteryanizm (bkz. s. 2 2 3 ), Yedinci Bölüm’de daha detaylı bir şekilde tartışılmaktadır.
Dostları ilə paylaş: