Bu verilerin ışığında rölatif olarak bu ajanların klinik etki profillerini ve analjezi
potenslerini göz önünde bulundurarak sezaryen sonrası epidural hasta kontrollü kullanımları
konusunda bir sonuç çıkarmak zordur. Bu nedenle çalışmamızda sezaryen sonrası epidural
analjezide 3 farklı lokal anestetik ajanı salin veya sık kullanılan bir ajan olan morfin
uygulamasını takiben karşılaştırdık.
Çalışmamızda hasta kontrollü epidural analjezide bupivakain:levobupivakain:ropivakain
% 0,2:0,2:0,3 konsantrasyonlarda kullanıldı. Spinal veya epidural analjezide ropivakainin
bupivakainden yaklaşık % 40 oranında daha az potensde olduğu ve klinik çalışmalarda benzer
etki profili için bupivakain:ropivakain doz oranlarının 2:3 olması gerektiği bildirilmiştir.
3,4
Literatürde levobupivakainin bupivakaine eş potensde olduğu gösterilmiştir
5
. Bu nedenle
çalışmamızda bupivakain ve levobupivakain için 1:1 oranda dozlar kullanılırken ropivakain
için bu oran 1:1,5 olarak düzenlendi.
Lokal anestetikler epidural analjezi için tek başlarına klinik dozlarda kullanıldıklarında
hemodinamik verilerde opiyoidlere göre daha sıklıkla değişikliklere neden olurlar.
1,2
Yan
etkilerini azaltmak ve etkinliklerini artırmak için epidural analjezide opiyoidler lokal
anestetiklere sıklıkla ilave edilir. Opiyoidlerin ilavesi kullanılan lokal anestetik dozda
azalmaya, minimal yan etki oluşumuna, etki başlangıç süresinin kısalmasına ve etki süresinin
uzamasına neden olur.
1,2,70-73
Çalışmamızda hem bu avantajları elde etmek hem de elde
edilen verileri salin grubu ile karşılaştırmak için epidural lokal anestetik kullanmadan önce
61
sinerjistik etki elde etmek için 3 farklı epidural morfin dozu kullanıldı. Çalışmamızda gruplara
göre toplam doz dağılımı incelendiğinde her üç grupta (B, L ve R grupları) morfin dozu
arttıkça kullanılan lokal anestetik ajan dozunun azaldığı tespit edildi (p<0,001).
Bupivakain ile levobupivakainin etki profili hakkında kesin görüş birliği yoktur.
Bupivakainin klinik etki profilini levobupivakain ile karşılaştıran bir çalışmada major sinir
bloğu uygulanan olgularda sensoryel blok süresinin istatistiksel olarak anlamlı olmayan
oranlarda uzun olduğu bildirilmiştir.
5
Camorcia ve Capogna epidural levobupivakain,
ropivakain ve bupivakainin etkilerini karşılaştırdıkları çalışmalarında levobupivakain ve
ropivakain ile bupivakain’e göre daha uzun analjezi süresi elde etmişlerdir.
74
Elde edilen bu
etkiyi levobupivakain ve ropivakainin vazoaktif etkilerine bağlamışlardır.Rasemik
bupivakaine göre levobupivakain ve ropivakainin daha fazla vazokonstrüksiyona neden
olduğu çalışmalarda gösterilmiştir.
5,75-78
Aksine, spinal anestezi için levobupivakain (8 mg), ropivakain (12 mg) ve bupivakainin
(8 mg) etkilerini karşılaştıran bir başka çalışmada ise etkin ve yeterli anestezi oranlarını
levobupivakainde % 80, ropivakainde % 87 ve bupivakaininde % 97 olarak bildirmişlerdir
3
.
Çalışmamızda alt gruplar karşılaştırıldığında; epidural salin sonrası hasta kontrollü
epidural levobupivakain tüketiminin bupivakain ve ropivakain kullanılan gruplara göre
istatistiksel olarak önemli derecede daha az olduğu belirlendi (p<0,05). Elde ettiğimiz bu
verilerin Camorcia ve Capognanın çalışması ile uyumlu olduğu görüldü.
Opiyoidlerin ilavesi kullanılan lokal anestetik dozda azalmaya, minimal yan etki
oluşumuna, etki başlangıç süresinin kısalmasına ve etki süresinin uzamasına neden olur.
1,2,70-
73
Fuller ve arkadaşları sezaryen sonrası epidural 2-5 mg arasındaki dozlarda morfin
uygulamasını ve ek analjezik ihtiyacını 4480 olguda retrospektif olarak araştırdıkları
62
çalışmalarında analjezi süresi ile morfin dozu arasında bir korelasyon gösterememişlerdir.
79
Ortalama olarak bu olguların % 11’i ek analjeziğe ihtiyaç duymuşlardır. Çalışmamızda
epidural 3 mg morfin kullanılan B, L ve R gruplarında epidural 1 ve 2 mg morfin veya
epidural salin uygulanan gruplara göre kullanılan lokal anestetik dozunun bu gruplarda en az
olduğu tespit edildi. Çalışmamızda elde ettiğimiz bu verilerin Fuller ve arkadaşlarının aksine
pozitif bir korelasyon gösterdiği ve kullanılan epidural morfin dozu arttıkça ihtiyaç duyulan
lokal anestetik miktarının azaldığı belirlendi.
Postoperatif analjezi amacıyla % 0.2 konsantrasyonda kullandığımız levobupivakain ve
bupivakain ile % 0.3 konsantrasyonda kullandığımız ropivakain arasında kullanılan lokal
anestetik miktarlarını aynı alt gruplarda karşılaştırdığımızda (Örn B0, L0 ve R0 grupları
arasında); levobupivakain tüketiminin bupivakain ve ropivakain kullanılan gruplara göre
istatistiksel olarak önemli derecede, ropivakain tüketiminin ise bupivakain’e oranla önemsiz
derecede daha az olduğu belirlendi. Levobupivakain ve ropivakain ile vazoaktif etkilerin
buna neden olması önceki çalışmalarda bildirilmiş olmasına karşın levobupivakain rasemik
ampullere göre farmasötik yapısı nedeniyle % 11 oranında daha fazla lokal anestetik
molekülü içermesi bir diğer açıklama olabilir.
5,80
Çalışmamızda dinlenme ve hareket halindeki VRS değerleri incelendiğinde gruplar
arasında farklı çalışma periyodlarında istatistiksel olarak önemli derecede farklılıklar tespit
edildi. Elde edilen bu veriler istatistiksel olarak önemli olmasına karşın klinik olarak anlamlı
değildi. Olguların hiç birinde VRS değerleri ortalama 4 ün üzerine çıkmadı.
Gürsoy ve arkadaşları alt batın cerrahisinde postoperatif analjezi için İM
diklofenak+meperidin, epidural morfin, epidural morfin+bupivakain ve intravenöz (İV)
63
morfini karşılaştırmışlardır. Çalışmalarında en etkin analjeziyi epidural morfin+bupivakain
kombinasyonu uygulanan grupta en düşük VRS skorları elde ederek göstermişlerdir
81
. Benzer
sonuçları Asantila ve arkdaşları histerektomi uygulanan olgularda epidural
morfin+bupivakain kombinasyonu ile elde etmişlerdir.
82
Çalışmamızda pinpirick değerleri incelendiğinde gruplar arasında farklı çalışma
periyodlarında istatistiksel olarak önemli derecede farklılıklar tespit edildi. Elde edilen bu
veriler istatistiksel olarak önemli olmasına karşın klinik olarak anlamlı değildi. Olguların hiç
birinde pinpirick değeri ortalama 1. saatten sonra T 10’un üzerine çıkmadı.
Burke ve arkadaşları doğumda epidural analjezi için % 0.25 bupivakain ve % 0.25
levobupivakaini karşılaştırdıkları çalışmalarında bupivakainin ve levobupivakaine benzer
oranlarda analjezi kalitesi sağladığını, analjezi etki başlangıcı ve sürelerinin eşit olduğunu ve
motor blok oranlarının benzer olduğunu bildirmişlerdir
74,83
. Bupivakain (% 0.125) ile
levobupivakaini (% 0.125) karşılaştıran bir diğer çalışmada ise Donaldson ve arkadaşları iki
lokal anestetiğin benzer oranlarda analjezi ve motor blok oluşturduğunu, levobupivakain
grubunda daha az motor blok oluşma eğiliminin bulunduğunu bildirmişlerdir.
74,84
Ropivakain ile bupivakaini motor blok açısından karşılaştıran çalışmalardaki sonuçlar
tutarlı değildir. Bir grup çalışmada düşük lipid solübilitesi nedeniyle ropivakainde
bupivakaine göre daha az motor blok görüldüğü bildirilmiştir.
85-97
Buna karşılık ropivakain ile
bupivakaini % 0.25 veya % 0.125 konsantrasyonlarda karşılaştıran farklı 4 çalışmada ise
motor blok yönünden iki lokal anestetik açısından önemli bir fark olmadığı bildirilmiştir
98-101
.
Çalışmamızda bupivakaini % 0.2, levobupivakain % 0.2 ve ropivakain % 0.3
konsantrasyonlarda kullanıldı. Ancak sağ ve sol bacaktan bakılan motor blok (bromage
64
skalası) skorlarının gruplar arasında istatistiksel olarak önemli bir fark oluşturmadığı tespit
edildi. Çalışmamızda elde ettiğimiz bu veriler son 4 çalışma ile uyumludur.
Nonobstetrik cerrahi için epidural anestezide (% 0.5 15 ml) bupivakain ile
levobupivakaini karşılaştıran iki çalışmada anestezi kalitesinin, sensoryel ve motor blok
profilinin benzer olduğu bildirilmiştir.
5
Obstetrik hastalarda sezaryen için epidural anestezide
% 0.5 lik bupivakain ve levobupivakain solüsyonlarının benzer sensoryel ve motor blok
profili, anestezi kalitesi ve yenidoğan verilerine neden oldukları belirtilmiştir.
5
Çalışmamızda
hastalarımızda anestezi kalitesi benzer olarak tespit edildi ve bu nedenle hasta
memnuniyetinin gruplar arasında istatistiksel olarak farklı olmadığı belirlendi.
Epidural anestezi uygulamalarında özellikle lokal anestetikler opiyoidlere kıyasla daha
belirgin hemodinamik değişiklikler oluşturur. Hemodinamideki bu değişiklik sempatik
liflerdeki blokaj ile ilişkilidir. Ancak bu etkiler kullanılan lokal anestetiklerin dozuna bağlı
olarak değişkenlik gösterir
102-105
. Çalışmamızda bupivakain % 0.2, levobupivakain % 0.2 ve
ropivakain % 0.3 konsantrasyonlarda literatürde eş potensdeki dozları dikkate alınarak
kullanıldı. Bu nedenle istatistiksel olarak önemli hemodinamik değişiklik gözlenmedi.
Bupivakainin S(-) izomerleri olan levobupivakain ve ropivakain ile vazokonstrüktif etkilerin
görüldüğü bildirilmiştir. Hasta kontrollü analjezi yöntemiyle kullandığımız bu ajanlarla
hemodinamik verilerde (sistolik kan basıncı, diyastolik kan basıncı ve kalp atım hızı) nadiren
geçici olarak gözlenen değişikliklerin klinik olarak anlamlı olmadığı düşünüldü.
Hastalarımızda önemli hipotansiyon gözlenmedi ve hiçbir hastada efedrin ihtiyacı olmadı.
Epidural lokal anestetiklerle hipotansiyon sık olarak görülürken epidural opioid
uygulaması sonrasında sık karşılaşılan komplikasyonlar bulantı ve kusmadır.
106-109
Fuller ve
arkadaşları postoperatif analjezi amacıyla farklı morfin dozlarını (2-5 mg) karşılaştırdıkları
65
çalışmalarında bulantı ve kusma sıklığını % 39.9 olarak bildirmişlerdir.
79
Ancak doz ile
bulantı ve kusma sıklığı arasında tam bir korelasyon bulamamışlardır.
79
Halpern ve
arkadaşları sezaryen sonrası postoperatif analjezi için 3 mg epidural tek doz morfin ile 0.6 mg
hidromorfanı karşılaştırdıkları çalışmalarında bulantı sıklığını morfin grubunda % 59 olarak
bildirmişlerdir
110
. Rosaeg ve arkadaşları ise sezaryen sonrası postoperatif analjezi için 3 mg
epidural tek doz morfin uyguladıkları çalışmalarında bulantı sıklığını % 56 olarak
bildirmişlerdir.
111
Çalışmamızda bulantı görülen hasta sayılarının gruplar arasında istatistiksel
olarak farklı olmadığı belirlendi. İstatistiksel olarak önemli bulunmamsına karşın yüksek
morfin dozlarının kullanıldığı gruplarda bulantı sıklığının daha fazla olduğu belirlendi (Tablo
22). Tüm olgulardan toplam 3 hastada (L2, R3 ve R2 gruplarında) kusma görüldü. Bu
hastalarda tek doz 4 mg ondansetron ile düzelme sağlandı.
Titreme özellikle operasyondan sonraki ilk saat içerisinde gözlendi. Bu olgularda sıcak
uygulama ve 20 mg tramadol ile tedavi uygulandı. Titreme şikayeti olan hasta sayılarının
gruplar arasında istatistiksel olarak farklı olmadığı belirlendi.
Opiyoidlerin intratekal veya epidural uygulamalarını takiben görülen önemli
komplikasyonlardan biri de kaşıntıdır. Fuller ve arkadaşları postoperatif analjezi amacıyla
farklı epidural morfin dozlarını (2-5 mg) karşılaştırdıkları çalışmalarında kaşıntı sıklığını %
58 olarak bildirmişlerdir.
79
Halpern ve arkadaşları sezaryen sonrası postoperatif analjezi için 3
mg epidural tek doz morfin ile 0.6 mg hidromorfanı karşılaştırdıkları çalışmalarında kaşıntı
sıklığını morfin grubunda % 50 olarak bildirmişlerdir.
110
Rosaeg ve arkadaşları ise sezaryen
sonrası postoperatif analjezi için 3 mg epidural tek doz morfin uyguladıkları çalışmalarında
kaşıntı görülme sıklığını % 68 olarak bildirmişlerdir.
111
Çalışmamızda 3 mg morfinin
kullanıldığı B3 grubunda kaşıntı sıklığı % 40, L3 grubunda % 50 ve R3 grubunda ise % 33.3
66
olarak bulundu. Kaşıntısı olan hasta sayılarının gruplar arasında istatistiksel olarak farklı
olmadığı belirlendi. Çalışmamızda kaşıntı görülen hasta sayılarının gruplar arasında
istatistiksel olarak önemli fark göstermemesine karşın morfin dozu ile kaşıntı sıklığı arasında
pozitif bir korelasyon bulunduğu gözlendi (B3 grubunda 8 hasta, B0 grubunda 1, L3 grubunda
10 hastada, L0 grubunda 2 ve R3 grubunda 7 hastada R0 grubunda 0 hastada).
Çalışmamızda yüksek morfin dozlarını kullanarak lokal anestetik ihtiyacında elde edilen
azalmaya karşın toplam yan etki (bulantı, kusma, titreme, kaşıntı) görülme sayısının gruplar
arasında istatistiksel olarak farklı olmadığı belirlendi.
67
6. SONUÇ
Kombine spinal epidural anestezi ile sezaryen uygulanan olgularda postoperatif analjezi
için epidural salin sonrası uyguladığımız hasta kontrollü epidural levobupivakain, bupivakain
ve ropivakain protokolü etkin ve yeterli bir analjezi sağladı. Epidural salin sonrası hasta
kontrollü epidural levobupivakain tüketiminin bupivakain ve ropivakain kullanılan gruplara
göre istatistiksel olarak önemli derecede daha az olduğu belirlendi.
Epidural morfin kullanılan gruplarda morfin dozu arttıkça tüm gruplarda kullanılan lokal
anestetik dozlarının azaldığı, eşit morfin dozlarında en az kullanılan lokal anestetitiğin
levobupivakain olduğu belirlendi.
Epidural 3 mg morfin kullanılan gruplarda epidural 1 ve 2 mg morfin veya epidural salin
uygulanan gruplara göre; yan etkilerde istatistiksel olarak önemli farklılık görülmeden en
uzun sensoryel blok süresinin elde edildiği, motor blok oluşma sıklığının ve hasta
memnuniyetinin karşılaştırılan diğer gruplara benzer olduğu tespit edildi.
Bu nedenle sezaryen sonrası analjezi için 3 mg epidural morfin uygulamasının yan
etkilerde istatistiksel olarak önemli farklılık göstermeden en uzun sensoryel blok süresi, en az
lokal anestetik gerektirmesi nedeniyle tercih edilmesi gerektiği, sezaryen sonrası analjezi için
pür lokal anestetik kullanılacak ise vazokonstrüktif etkiye sahip olması nedeniyle daha az
lokal anestetik tüketimine neden olacağından levobupivakainin bupivakain ve ropivakaine
tercih edilmesi gerektiği kanısına varıldı.
68
7. KAYNAKLAR
1-Liu SS, Allen HW, Olsson GL. Patient-controlled epidural analgesia with bupivacaine and
fentanyl on hospital wards: prospective experience with 1030 surgical patients. Anesth 1998;
88: 688-95.
2-Bachmann M, Laakso E, Niemi L, Rosenberg PH, Pitkanen M. Intrathecal infusion of
bupivacaine with or without morphine for postoperative analgesia after hip and knee
arthroplasty. Br J Anaesth 1997; 78:666-70.
3-Gautier PE, de Kock M, van Steenberge A. Intrathecal ropivacaine for ambulatory
surgery. Anesthesiology 1999;91: 1239–45.
4-Malinovsky JM, Charles F, Kick O. Intrathecal anesthesia: ropivacaine versus
bupivacaine. Anesth Analg. 2000; 91(6):1457-60.
5-Whiteside JB, Wildsmith JAW. Developments in local anaesthetic drugs. Br J Aanesth
2001; 87:27-35.
6-Chessnut DH: Obstetric Anaesthesia principle and practise.2.ed. Moosbu Inc.
New York. 1995; 465-487.
7-Duvekot JJ, Cheriex EC, Pieters FA. Early pregnancy changes in hemodynamics and
volume hemostatis are consecutive adjustments triggered by a primary fall in systemic
vascular tone. Am J Obstet Gynecol. 1993; 169:1382-92.
8-Clapp JF, Seaward BL, Sleamaker RH, Hiser J. Maternal physiologic adaptations to
early human pregnancy. Am J Obstet Gynecol 1988; 159:1456-60.
9-Reid DHS. Respiratory changes in labor. Lancet 1966:1:784
10-Dafnis E, Sabatini S. Effect of pregnancy on renal function. Physiology and
pathophysiology. Am J Med Sci 1992; 303:184-205.
11-Datta S, Lambert DH, Gregus J, Gissen AJ, Covino BJ. Differential sensitivity of
mammalian nerve fibers during pregnancy. Anesth Analg 1983; 62:1070-2
12-Palahniuk RJ, Shnider SM, Eger El II. Pregnancy decreases the requirement of inhaled
anesthetic agents. Anesthesiology 1974; 41:8203.
13-Dean LS, D’Angelo R. Anatomic and physiologic changes of pregnancy. In Palmer CM,
D’Angelo R, and Paech MJ (eds). Handbook of Obstetric Anesthesia. Bios Scientific
Publishers Ltd, Oxford, England. 2003; 7-14.
14-Bromage PR: Anatomy. In Bromage PR (ed): Epidural Analgesia. Philadelphia, WB
Saunders, 1978, p 14.
69
15-Brown DL: Lumbar epidural block. In Brown DL (ed): Atlas of Regional Anesthesia.
Philadelphia, WB Saunders, 1999, pp 329-346.
16-Bernards C M. Epidural and spinal anaethesia. In: Barash P G, et al. Handbook of clinical
anesthesia. 3 Ed, Philadelphia: Lippincott-Raven Publishers, 1997; 645-668.
17-Esener Z. Klinik Anestezi. Logos Yayımcılık Tic.AŞ., 1991.
18-Erdine S. Sinir Blokları. İstanbul: Emre Matbaacılık 1993.
19-Coates M B. Combined subarachnoid and epidural techniques. A single space
technique for surgery of the nip and lower limb (letter). Anesthesia 1982; 37:89.
20-Carrie LE. Extradural spinal or combined block for obstetric surgical anaesthesia.
Br J Anaesth. 1990; 65(2):225-33.
21-Brownridge P. Epidural and subarachnoid analgesia for elective caesarean section
(letter). Anaesthes 1981; 36:70.
22-Rawal N. Single segment combined subarachnoid and epidural block for
caesarean section. Can Anaesth Soc J 1986; 33:254-255.
23-Eldor J, Gozal Y, Guedj P. Combined spinal-epidural anaesthesia with
a specialized needle. Regional Anesthesia 1991; 16:348-349.
24-Cook TM. Combined spinal-epidural techniques. Anaesthesi 2000 Jan;55(1):42-64.
25-Vercauteren MP, Registrar S: Combined continuous spinal-epidural anaesthesia with
a single inter space, double-catheter technigue. Anaesthesia 1993, 48: 1002-4.
26-Cook TM. The separete needle is superior to the needle-through-needle technique for
combined spinal epidural anaesthesia. Anaesthesia 2001 Dec;56(12):1211-2.
27-Familton M, Morgan B: Needle-through-needle techniques for combined spinal-
extradural anaesthesia in obstetrics. Br J Anaesthesia 1992, 68:327.
28-Choi DH, Kim JA, Chung IS. Comparison of combined spinal epidural anaesthesia and
epidural anaesthesia for cesarean section. Acta Anaesthesiol Scand 2000 Feb;44(2):214-9.
29-Evans P. Placing the epidural catheter before intrathecal injection during combined spinal
epidural anaesthesia. Anaesthesia 2001 Dec;56(12):1212-3.
30-Covino BG, Lambert DH. Epidural spinal anaesthesia. Barash P G, Cullin B F. Stoelting
R. K. Clinical Anaesthesia, Philadelphia: J B Lippincott Company: 1995.
31-Yücel A. Hasta Kontrollü Analjezi2.Baskı, İstanbul: Ufuk Reklamcılık&
Matbaacılık,1998.
32-Collier CE. Pain Management in the Pacu. Jacobsen WK. Manuel of post Anaesthesia
Care. Philadelphia: WB Saundres Company, 1992;195-211.
70
33-Lubemm TR, Ivankovich AD, McCarthy RJ: Management of acute postoperative Pain.
Barash PC: Culler BF, Stoelting RK, Clinical Anaesthesia, 3 Ed, Philadelphia: JB Lippincott
company:1995.
34-Dokuz Eylül Anestezi Günleri. Postoperatif Ağrı ve Anestezi Günleri. Dokuz Eylül Tıp
Fakültesi Anasteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı. İzmir:2000.
35-Morgan EG, Mikhail SM. Clinical Anaesthesiology. Second Edition. Appleton and
Lange.1996.
36-Erdine S. Ağrı. 2. Baskı, İstanbul: Nobel Tıp Kitapevleri , 2000:150-159.
37-Baldwin AM,IIsley AH, Kluger MT, Owens H: Assessment of a new infusion pump for
epidural PCA. Anaesth Intens Care. 1991,19:246-250.
38-Chandler LH, White PF: Ambulatory PCA: a new approach to post-operative pain
management. Anaesth Analg 72:s33,1991.
39-Heat ML., Thomas VJ.: Patient- Controlled Analgesia, Confidence in Postoperative
Pain Control, Oxford Medical Publication, Oxford 1993.
40-Park G&Fulton B. The Management of Acute Pain. Oxford Medical Publisher,
Oxford, 1992.
Dostları ilə paylaş: |