cortical merkezler her zaman için müdahale edebilir ve kontrolü altına alabilirler. Bu gibi
hareketlere otomatikleşmiş hareketler denir.
Autonom sinir sistemi, canlının isteğine bağlı kalmaksızın bağımsız olarak çalışan bir
sistemdir. Canlının kendi vücudunda olan ve doğrudan dışa aksetmeyen fonksiyonları yönetir. Bu
fonksiyonlar, canlının maddi varlığı ve üreme ile ilgili olaylardır ve bunun için yaşatkan sinir
sistemi adını da alır. Vücudun kendisinde olup biten olaylarla ilgili olduğu için bu sisteme
idiotrop sinir sistemi de denilmiştir. (idio: kendine özgü, özel). Bu sistemle yönetilen organların
faaliyetlerine canlının karşı koyması olanaksızdır. Örneğin kalbin çalışması, mide ve
bağırsakların çalışması, metabolizma, iç ve dış salgı bezleri ile genital organların çalışması,
sıcaklığın regülasyonu gibi bir çok önemli olaylar canlının isteği dışında bağımsız olarak
çalışırlar. Özet olarak canlının büyümesi, beslenmesi ve çoğalması ile ilgili bu hareketlerle
bitkisel yaşam arasında bir paralel görülmüş ve bu sisteme aynı zamanda vegetativ (bitkisel) sinir
sistemi de denilmiştir.
Autonom sinir sistemi genellikle vücutta olup biten olaylarla ilgilidir. Ancak dış tesirlere
karşı da tamamen ilgisiz değildir ve bazı olaylarda cerebrospinal sinir sistemi ile birlikte çalışmak
zorundadır. Örneğin isteğe bağlı olarak çalışan iskelet kaslarının normalin üstünde çalışması
durumunda bu kasların daha fazla besine ve oksijene gereksinimi vardır. Bunlar karşılanmadığı
takdirde cerebrospinal sinir sistemi tarafından gelen tüm impulslara rağmen kaslar fazla enerji
üretemediğinden çabuk yorulurlar. Böyle durumlarda autonom sinir sistemi derhal devreye girer.
Kasların fazla çalışabilmesi için kalbe fazla kan gelmesi, bunun içinde damarların genişlemesi,
glikozun kanda çoğalması için karaciğerde karbonhidrat metabolizmasının artması gereklidir. Bu
söylenen son olaylar ancak autonom sinir sisteminin etkisi ile gerçekleşir. Bu basit örnekte de
görüldüğü gibi autonom ve cerebrospinal sistemler arasında sıkı bir işbirliği vardır ve bu iki
sistem arasındaki ilişki normal sınırlar içinde seyrettiği sürece canlı kendisini iç ve dış uyartılara
karşı en iyi şekilde ayarlayabilir. İki sistem arasındaki bu fonksiyonel ilişki embriyolojik ve
anatomik bakımından da gözlenir. Her ikisi de aynı taslaktan orijin alırlar, ikisinin de çıkış
merkezleri merkezi sinir sisteminde bulunur.
Autonom sinir sistemi de
sympathic ve
parasympathic sinir sistemi olmak üzere iki bölüme
ayrılır. Ayrıntılı bilgi autonom sinir sistemi bölümünde verilecektir.
Dostları ilə paylaş: