Önerme XLVIII ve XLIX. - a) Bu önermelerde -ikinci bölümün
son iki önermesi- ispat edilmiştir ki, insanda irade ile zihin aynıdır (birinci
bölümün son önermeleri). Başlıca önerme 33, scolie’si ile birlikte. Ruh
yetilerinin bölünmeyişine dair, “Descartes Felsefesinin ilkeleri” önsözü
ne ve Court Traite’ye bakın: II, fasıl XV. Aynı zamanda Pensees Metaphy
siques’e bakın: II, fasıl XII.
b) Sayfa 221, satır 23. “Burada kaydetmek uygun olur ki, irade deyince
şunu anlıyorum” kelimeleri yerine W. Meijer’in düzeltmesi kabul edilecek
olursa, “kaydetmek uygun olur ki, burada iradeden şunu anlıyorum” keli
melerini koymak gerekiyordu. Gerçi başka pasajlarda voluntas ve volitio kelimeleri önce Spinoza’nın onlara burada verdiği özel anlamda görünmü
yor; diyelim ki, bölüm III, önerme 9’un scolie’sinde verdiği anlamda. Ora
da voluntas kelimesi, yalnız ruha atfedildiği zaman varlıkta devam etme
çabası veya eğilimidir. Bu eğilim aynı zamanda hem ruha hem bedene ait
olduğu zaman, iştah ya da arzu (cupiditas) olur. Ben kendi hesabıma Spi
noza’nın voluntas kelimesinin anlamını değişikliğe uğrattığını zannetmiyo
rum: Düşünce esas bakımından etkindir, fikir aynı zamanda olumlanır,
konulur, bununla da tasarlanmış ya da meydana gelmiş olur; bu anlamda
ruhun özü iradedir; fakat insan yalnız düşünce değildir, o aynı zamanda
uzamdır. O yalnız fikirler ya da hükümler meydana getirmez, kendi özü
dolayısıyla birtakım hareketler de icra eder; bildiğime göre, hiçbir yerde
Spinoza bedene ait olan ve bir hareketle meydana çıkan bir arzu söz
konusu olduğu zaman irade kelimesini kullanmıyor. Bir etkiden ibaret olan
ve yalnız bilmeye meyleden arzu için, o iradedir. Fakat kelime burada
Spinoza’nın bu pasajda kullandığı anlamda anlaşılmıştır. O halde, pek iyi
görülüyor ki başka bir yerde o volition’u bir arzu diye göz önüne alabilir
(Etika, III, arzunun tanımından sonra gelen açıklama, s. 365). O ruhun
düşündüğü için teşkil ettiği bir arzudur ve bu arzu fikir olmak bakımın
dan fikirde bulunan olumlama ile karışır. (Bölüm III, önerme 1- 13’e ait
nota bakın.)