Üçüncü Bölüm Başlık -bölümün adı-: Affectus kelimesini duygulanışla çevirmede pek
tereddütsüz değilim; edilgi ya da pasif hal şeklinde her zaman yapılan
çevirinin ağır sakıncaları vardır. Bir etki (actio) olan affection ile bir edil
gi olan affection’un ayrılışı görünüşte kalmaktan çıkıyor. Öte yandan bi
liyorum ki, duygulanış kelimesinin kullanılması da eleştirmeye elverişlidir,
burada ona verilmesi gereken genel anlamda kullanılmadığından başka,
onu tabiatıyla affectio karşılığı kullanma zorunda da kalmış bulunuyorum.
Yazarın kafasında iki kavram olduğu halde, onları tek bir kelime ile karşı
lamak daima tehlikelidir. M. Ribot ve Rauh’nun kullandıkları anlamda
alınan his (sentiment) kelimesinin şu faydası vardır ki, o önce okuyucuya
Spinoza’nın Etika bölüm III’te tetkik ettiği konuya dair daha sarih bir fikir
vermektedir: Th. Ribot, Psychologie des sentiments; F. Rauh, Méthode dans la psychologie des sentiments. Fakat bu anlamda onun fazla modem olduğu
na hükmettim, bundan başka yazarın afficere, affectio, affectus arasında
kurduğu münasebeti daha kolay kavramayı sağlamada fayda gördüm. Yal
nız, duygulanış (affection) kelimesinin kullanıldığı iki veya üç pasajda bir
müphemlik doğabilir. Bunun için sentiment kelimesini kullanmadım. Eğer
affect ya da affet kelimesi -Almanca’da affekt-, effet kelimesine benzer
bir kuruluşa sahip olarak sözlükte bulunmuş olsaydı, birçok tereddütle
rim kaldırılabilirdi. Bunu icat etmeye cesaret edemedim.