I türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans



Yüklə 2,97 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə39/94
tarix31.01.2017
ölçüsü2,97 Mb.
#7251
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   94

s. sahələrdə istifadə) 

Avropa ölkələrində dilin vəziyyəti nəzərə alınsa, bizdə dil müxtəlifliyi mürəkkəb bir 

şəraitdədir. Bu gün qloballaşan dünyada təhsil kontekstində dominant (əlavə) dil müəyyən olunur. 

Dil seçiminə təsir edən mühüm amil ölkədə milli azlıqların dillərinin regional səviyyədə hüquqi 

status alması məsələsidir ki, bu da Azərbaycan Konstitusiyasında öz həllini tapa bilmişdir. Burada 

müəyyən bir sosial-iqtisadi və demoqrafik disbalans inkişaf etdirilmişdir. Azərbaycanda dil 

hüquqlarının müdafiəsi və qorunmasını lazımi mədəni irsin bir hissəsi kimi qiymətləndirmək olar. 

Hökumət və qeyri-hökumət təşkilatlarının konstruktiv və ardıcıl işləri müasir dilimiz üçün bir 

şüurlu münasibətin formalaşmasını təmin etmişdir. 

Beləliklə, müstəqillik şəraitində öz xalqının milli mədəniyyətinə maraq, sosial proseslərin 

inkişafı Azərbaycanda da optimal və ahəngdar inkişafa yönəlmiş yeni bir dil siyasətinin 

formalaşdırılması zərurətinə gətirib çıxarmışdır. Bunun reallığı görünməkdədir. 

ƏDƏBİYYAT 

   1.    Veysəlli Fəxrəddin. Seçilmiş əsərlər. 3, Bakı-Mütərcim-2016, s.181-185 

 


I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans: 

 

TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (I hissə) 



 

 

 



 

 

 



195

 

Jahid Ismayil Kazimov 



Factors affecting the linguistic situation 

Summary 


The article in the context of globalization and its neighboring regions, language situation 

and language policy are analyzed. Factors affecting the linguistic situation by clarifying the existing 

literature and using official documents. 

Key words: modern society, language policy and language situation, globalization 

conditions. 

 

 



 

Ercan Alkaya, Prof. Dr. 

Fırat Ü. İnsani ve Sosyal Bil. Fak. 

Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Böl. 

ealkaya16@gmail.com 

 

TATAR TÜRKLERİNİN DİL DURUMU VE TATAR TÜRKÇESİNİN 



KULLANIMIYLA İLGİLİ SORUNLAR ÜZERİNE 

 

Tatar Türkçesi, Türk dilinin üç büyük kolundan (Karluk, Kıpçak, Oğuz) biri olan Kıpçak 



grubu içinde yer alır. Bugünkü Tatar Türkçesinin üç büyük ağız grubu bulunmaktadır. Bunlar Orta, 

Batı (Mişer) ve Doğu ağızlarıdır. Dünyadaki Tatar nüfusu bugün yaklaşık olarak 7.500.000 

civarındadır. 2010 yılında Rusya’da yapılan nüfus sayımına göre Rusya’da yaşayan Tatarların 

toplam nüfusu 5.361.191’dir.  

Resmi olarak güvence altına alınmasına ve kanunlaştırılmasına rağmen Tatar Türkçesi'nin 

hayata geçirilmesi, gerçek anlamda yazı ve konuşma dili olması bakımından sıkıntılı durumlar 

bulunmaktadır. Zira, diğer sahalarda olduğu gibi, dil üzerindeki yıllarca devam ede gelen tahribatın 

da kolayca giderilmesi zor olmaktadır. Tatar Türkçesinin zaman içinde işlevselliğinin azalması söz 

konusu olmuştur. Rusça yine ağırlığını sürdürmekte ve hâkim dil durumunda bulunmaktadır. 

Bildiride Tatar Türkçesinin Rusçanın gerisinde kalması ve neden tam olarak hayata geçirilemediği 

konusu irdelenecek, bununla ilgili alınması gereken tedbirlere yer verilecek, çözüm önerileri 

sunulacaktır. 

Anahtar Kelimeler: Türk Dünyası, İdil-Ural, Rusya Federasyonu, Tatarlar, Tataristan, Tatar 

Türkçesi, Rusça. 

Tatar Türkçesi 

Tatar Türkçesi, Türk dilinin üç büyük kolundan (Karluk, Kıpçak, Oğuz) biri olan Kıpçak 

grubu içinde yer alır. Yönlere göre yapılan lehçe tasnifleri bakımından ise, Kuzey/Kuzeybatı 

Türkçesi içerisinde değerlendirilmektedir (Temir, 1992: 216). Kuzey/Kuzeybatı Türkçesi olarak 

adlandırılan bu gruptaki lehçeler, Kıpçak kökenli lehçelerdir. Tatar Türkçesinin de yer aldığı 

Kıpçak grubu içerisine şu lehçeler girmektedir (Öner 1998: XXIII).  

I. Karadeniz-Hazar Bölgesi: 1. Karaim (Karay), 2. Kırım Tatar, 3. Karaçay-Balkar, 4. Kumuk 

II. İdil-Ural Bölgesi: 1. Tatar, 2. Başkurt 

III. Aral-Hazar Bölgesi: 1. Kazak, 2. Karakalpak, 3. Nogay, 4. Kırgız 

Bugünkü Tatar Türkçesinin üç büyük ağız grubu bulunmaktadır. Bunlar Orta (Kazan), Batı 

(Mişer) ve Doğu (Sibirya) ağızlarıdır. Orta ve Batı ağız grubu konuşurları başta Tataristan, 

Başkurdistan olmak üzere İdil-Ural bölgesinde yaşarken, Doğu grubu ağız grubu konuşurları Batı 

Sibirya bölgesinde yaşamaktadırlar (Ganiyev, Ahmetyanov ve Açıkgöz,1997: 8).. 

Devlet Dili Olarak Tatar Türkçesinin Tarihi ve Bugünkü Durumu 

Dil millî kimliğin en önemli unsuru ve kültürün temel taşıyıcısıdır. Bir milletin direnişinin 

ortadan kaldırılması ve hakim güç tarafından yönetilebilmesi için hedefe konulan ilk unsur da dil 



I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans: 

 

TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (I hissə) 



 

 

 



 

 

 



196

olmaktadır. Böylece hedef kitlenin yerleştirilmek istenen düşünceye karşı savunma araçları, dili 

zayıflatılarak yok edilmektedir. Çarlık Rusya’sının çökmesiyle kurulan Sovyet yönetimi, Türk 

birliğini ve ortak iletişim aracı olan Türk dilini engellemek için yerel lehçeleri vurgulayıp 

farklılıkları körüklemiş, alfabe değişikliklerini hızlandırmış, Rusça öğrenmeyi önemli statülere 

sahip olmanın ve iş edinmenin bir şartı olarak yaygınlaştırmaya çalışmıştır (Gökdağ, 2015: 105). 

Farklı konuşma dillerini yazı dili haline dönüştürme ve her yazı dili kullanan topluluğu ayrı bir 

millet haline getirme projesi (Buran, 2010: 288) Sovyetler Birliği sınırları içinde yaşayan diğer pek 

çok Türk grubu gibi, Tatar Türklerini de etkilemiş ve Tatar Türkçesi bu süreçten olumsuz olarak 

etkilenerek Rusçanın gölgesinde kalmıştır. 

Rusya’da 1980’li yılların ortasından başlayarak devam eden toplumsal, siyasi, iktisadi, 

medeni değişimler ve halkların milli fikrindeki uyanış, millet ve dil siyasetinin yeni temellerini 

oluşturmuştur. Rusya halklarının çoğunluğu kendi dillerinin fonksiyonel büyüme derecesi ile 

yetinmeyerek, onları maksimum derecede geliştirmeyi hedeflemişlerdir. Bu maksatla önce eski 

Sovyet Birlik cumhuriyetlerinde, daha sonra özerk cumhuriyetlerde diller hakkında kanunlar kabul 

edilerek, bazı cumhuriyetlerde sadece yerli dil devlet dili olarak, bazılarında ise yerli dil ile Rus dili 

ikisi de devlet dili olarak ilan edilmiştir.8 Temmuz 1992’de Tataristan’da “Tataristan Cumhuriyeti 

halklarının dilleri hakkındaki” kanun kabul edilmiştir. Bu kanuna göre, Tatar ve Rus dillerinin 

ikisine de eşit hukuklu devlet dili statüsü verilmiştir (Fethullova, 2013: 496). Aynı yılın 6 

Kasım’ında kabul edilen Tataristan Cumhuriyeti Anayasasında devlet dilleri hakkında özel bir 

madde yer almıştır. 20 Temmuz 1994’de başlatılan Tataristan Cumhuriyeti Halklarının Dillerini 

Koruma, Öğrenme ve Geliştirme Devlet Programında ve bunun iki defa yenilenen varyantlarında 

Tatar Türkçesini toplumsal hayatın türlü alanlarında kullanma yolları belirlenmiştir. Böylelikle 

Tataristan Cumhuriyetinde diller kanununun hayata geçirilmesi ile birlikte ilk ciddi adımlar atılmış, 

eğitim sisteminde, kültür-sanat etkinliklerinde, edebiyatta, tercüme çalışmalarında, kitlesel iletişim 

araçlarında ve hayatın başka alanlarında Tatar Türkçesinin işlevleri hissedilir derecede artmıştır. 

Tataristan’da farklı milletlere mensup kişiler de Tatar dilini öğrenmeye başlamış, ‘Ana Dili’ online 

okulu v.b. internet hizmetleri Tatar Türkçesini yabancı ülkelerde de öğrenme imkânı 

sağlamıştır(Kirillova, 2013: 1619).  

Ana Dili Olarak Tatar Türkçesinin Kullanımı ve Ana Dillerini Kullanan Tatarların 

Sayısı 

1979 yılında Tatarların % 85,9’u ana dili olarak Tatar Türkçesini kabul etmekteyken, bu 



rakam 1989’da % 83’2’ye gerilemiştir. 10 yıl içinde kendi dilini kullanamayan Tatarlar 1.116.000’e 

ulaşmıştır (1979’da 872.000 kişidir). Bu sayıları Tatarların genel nüfus artışına oranladığımız 

zaman, sonuç Tatar halkının korunması lehine değildir. 10 yıl içinde Tatar nüfusunun genel artışı % 

7,4 iken, aynı devirde kendi ana dillerinden uzaklaşanların sayısı % 28 artmıştır. 2002 yılı nüfus 

sayımında Tatar Türkçesini bilen Tatarların tüm Tatarlar içindeki sayısı % 80,2’dir. Yani 13 yılda 

% 3 oranında azalmıştır. 2010 yılı nüfus sayımında ise Tatar Türkçesini bilen Tatarların sayısı % 

80,6 olarak görünmektedir.2002 nüfus sayımı bilgilerine göre, Tatar Türkçesiyle konuşabilen 

Rusların sayısı 136.617’ye, Çuvaşlarınki 68.624’e, Udmurtlarınki 26.242’ye, Ukraynalılarınki 

3688’e ulaşmıştır. Tatar Türkçesini bilen farklı millet temsilcilerinin toplam sayısı 

859.376’dır.Tatarlardan Rusçayı bilenlerin sayısı oldukça artmıştır. 2002 nüfus sayımı bilgilerine 

göre Tatarlar arasında Rusça konuşabilenler % 92,9’dur. Diğer bölgelerdeki Tatarlar arasında bu 

oran % 99’a ulaşmaktadır.Tataristan’ın tüm halkı arasında Tatarlar sayı bakımından 1979’da % 

47,8, 1989 yılında % 48,5, 2000 yılında % 51 (resmi olmayan sonuçlara göre), 2002’de % 53,4’ü, 

2010’da % 54’ü teşkil etmiştir. Ruslar ise Tataristan halkının 1979’da %44,1’ini, 1989’da % 

43,3’ünü (Zekiyev, 2012: 134-135), 2002’de % 39,5’ini, 2010’da % 39,7’sini teşkil etmiştir. 

Resmi olarak güvence altına alınmasına ve kanunlaştırılmasına rağmen Tataristan’da Rusça 

yine ağırlığını sürdürmekte ve hakim dil durumunda bulunmaktadır. Toplumların, devletlerin dil 

dışı etkinlikleri ve ilişkileri, dillerin alıcı ya da verici dil olmasını sağlar. Verici diller genellikle 

yönetenlerin, üretenlerin; merkezi, şehri, üst kültürü temsil edenlerin dilidir. Bu diller, genellikle 

ekonomik, siyasi ve sosyo-psikolojik sebeplerle öne çıkar ve bir cazibe merkezi haline gelirler. 

Bilgi ve teknoloji gibi yeniliklerin ve yeni kavramların da kaynağı hep bu toplumlardır. Dolayısıyla 


I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans: 

 

TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (I hissə) 



 

 

 



 

 

 



197

bilimde, teknikte ve iktisadi hayatta olduğu gibi düşünce ve kavram dünyasında da bu toplumlar ve 

onların dili kaynak haline gelir. Zira, merkezi, yönetimi, şehri, yöneten ve üreten üst kültürü temsil 

etmeyen toplumun dili, taşranın, sokağın ve günlük konuşmaların dili haline gelir. Bilim, din, 

edebiyat ve devlet dili olma özelliklerinde gerilemeler başlar ve zaman içinde bu alanların bir 

bölümünden ya da bütününden çekilmek zorunda kalır. İşlevselliği zayıflayan diller, önce psikolojik 

daha sonra da sosyal ve ekonomik sebeplerle terk edilmeye başlanırlar. Kullanım alanları daralan, 

kullanım sıklıkları gittikçe azalan, değer ve işlevsellikleri kalmayan diller, doğa kanunu gereği 

hayattan çekilip giderler (Buran 2008: 270).Tataristan'da gördüğümüz kadarıyla Tatar Türkçesi 

kullanımı itibariyle ikinci planda kalmaktadır. Tatarlar dahi kendi arasında konuşurken genellikle 

Rusçayı tercih etmektedirler. Tatar Türkçesi'nin Tatar Türkleri tarafından yeterince bilinmemesi, 

Rusçanın uzun zaman hakimdil olması, Tatar Türkçesinin uzun yıllar boyu ikinci planda 

bırakılması,milli kültürden uzaklaşma, milli şuurdan yoksun olma, karışık nikâhın doğurduğu 

zararlar,topluma yön veren, halkı aydınlatma rolüne sahip olan aydınların ve idarecilerin Rusça 

konuşması Tatar Türkçesinin ikinci planda kalmasının başlıca sebepleridir (Alkaya, 1998: 294-296). 

Tatar Türkçesiyle Eğitim, Okulların Azalması, Ders Saatlerinin Kısaltılması ve 

Bunlarla İlgili Sorunlar 

Dil, milletin en büyük kazanımı ve zenginliğidir. Dil kaybedilir ve gelecek nesillere 

aktarılmazsa bu zenginlik kaybolur. Dil kaybedilince de, yeniden diriltilmesi ve ayağa kaldırılması 

neredeyse imkânsız hâle gelmektedir. Dilin kaybı aynı zamanda dille meydana getirilen kültürün ve 

bu kültürü yaşatan milletin de kimliğinin kaybolması demektir. Rusya Federasyonu içinde yaşayan 

Tatar gençleri, Üniversitelerin Tatar dili ve Edebiyatı, sınıf öğretmenliği, müzik öğretmenliği 

bölümlerine girmek istememekte, dolayısıylabualanlardaaçıkçoğalmaktadır.  

Tatar Türkçesiyleeğitimverenokullarınsayısınınyıldanyılaazalmasıciddibirsorundur. 2007 

yılında 427 Tatar okuluvarkenbusayı 2012 yılında 294’e düşmüştür. Yine Tatar 

diliveedebiyatıokutanokulların da sayısıazalmaktadır. 2007 yılında 1433 okulvarken 2012 yılında 

1069’a düşmüştür. Ayrıcaokullardaki Tatar Türkçesiderssaatlari 3-4 saatten 1-2 saatedüşürülmüştür 

(www.aktanish.ru).  

Bir diğer sorun da Kazan Federal Üniversitesinde bulunan Tatar Dili ve Edebiyatı 

Bölümlerine alınan öğrenci sayısının azaltılmasıdır. 2012 yılında bu bölümlerden 160 öğrenci 

mezun olurken 2013 yılında kontenjan 75 kişiye düşürülmüştür. Tatar Dili ve Edebiyatı 

Öğretmenliği Bölümüne 2000’li yıllarda 100 öğrenci alınırken 2013’te ise yalnızca 24 öğrenci 

alınması planlanmıştır. Öğrenci sayısının azaltılmasına bağlı olarak öğretim elemanlarının sayısı da 

azalmaya başlamıştır. Filoloji alanında öğrenci sayısının azaltılması, Moskova’nın bütün Rusya’da 

uyguladığı bir politika olup bu durumdan en çok azınlık durumunda olanlar etkilenmektedir. Durum 

böyle olunca öğrenciler arasında Tatar Dili ve Edebiyatıyla ilgili olan bölümlere ilgi azalmıştır. 

(www.azatliq.org).  

Köyden Kente Göçün Tatar Türkçesine ve Kültürüne Olumsuz Etkileri 

Köylerden kentlere göç olgusu Tatar Türkçesini olumsuz yönde etkilemektedir. Sovyetler 

Birliği zamanında 1930’lardaki kolektifleştirme Tatar milli ruhunun koruyucusu ve yuvası olan 

Tatar köylerini büyük bir yıkıntıya uğratmıştır. Ortaya çıkan göç sonucunda, şehirlerde köy 

kültüründen kopan, fakat şehir kültürüne de uyum sağlayamayan kalabalık marjinal kesimlerin 

oluşmasına yol açmıştır (Şahin, 2003b: 47). Araştırmalara göre Tataristan Cumhuriyetinde köylerde 

yaşayanların % 90’ı Tatar Türkçesini bilmektedir (Ganiyev, Tĭlĭbĭznĭŋ, “Tatar 

TĭlĭbĭznĭŋBaylıgıTurında).Kentlere gelen kişiler, Rusçayla Tatar Türkçesi arasında kalınca Tatar 

Türkçesini ihmal etmekte ve daha kısa zamanda, doğru bir Rusça konuşabilme arzusuyla Rusçaya 

meyletmektedirler. Köyden kente göç edenler dil konusunda biraz da faydacı bir tutum 

içerisindedirler. Onlara göre Tatar Türkçesinin şehirdeki kullanım alanı oldukça dardır. Dolayısıyla 

Rusçaya karşı ana dillerini korumak gibi bir çabanın içerisine girmemektedirler (Gıylecev, “Tatar 

Tĭlĭ Yazmışı TurındaKaybĭrUylanular).  

Karışık Nikâh Meselesi ve Doğurduğu Sorunlar 

Tataristan’daki önemli sorunlardan biri de “katnaş nikâh” adı verilen farklı milliyetlere 

mensup kişiler arasında yapılan evliliklerdir. Sovyetler Birliği döneminde Rus kimliği ve dili 


I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans: 

 

TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (I hissə) 



 

 

 



 

 

 



198

etrafında tek tip insan tipi oluşturma hedefi doğrultusunda önem verilen ve desteklenen bu olgu, 

Tatarlar arasında da zamanla yaygınlaşmıştır. 2009 yılı verilerine göre evliliklerin % 18’i karışık 

nikâh şeklindeyken bu oran 2010 yılında % 19 olmuştur. Yani Tatarlar arasında yapılan her beş 

evlilikten biri farklı milliyetlere mensup kişilerle yapılmaktadır. Yine yapılan anketlerde Tatar 

gençlerinin % 50’sinin bu tür evliliklere sıcak baktığı belirlenmiştir. Ayrıca karışık nikâh şeklinde 

yapılan evliliklerdeki boşanma oranının % 25 olduğu (diğer evliliklerde % 50) da tespit edilmiştir 

(elibrary.agnirt.ru). Karışık evlilik, Tatar kültürüne, diline, dinine olumsuz tesirler yapmakta ve 

beraberinde çeşitli sorunlar getirmektedir. Öncelikle bu tür evliliklerde aile içinde ve daha sonra 

doğacak çocuklarla konuşulan dil Rusça olmaktadır. (www.tatar-islam.ru). Konuşulan dil Rusça 

olunca ister istemez bu dilin taşıdığı kültürel değerler ve inançlar ağır basmakta ve bu durum 

zamanla Hristiyanlaşma, Ruslaşma gibi sonuçlara sebep olmaktadır. Bu evlilikler Tatar Türkçesine 

ve Tatar kültürüne büyük zarar vermekte, kimlik kaybına sebep olmaktadır. 

Tatar Türkçesini Korumak İçin Alınabilecek Önlemler 

1. Şehirlerde Gerçek Tatar Muhitleri Oluşturmak 

Günümüzde şehirlerdeTatar Türkçesi çok fazla konuşulmadığı gibi Tatar Türkçesiyle yazılı 

dokümanlar, tabelalar da azdır. Bunun için öncelikle bundan başlanmalıdır. Şehirlerdeki tüm görsel 

dokumanlar, Tataristan’da yetiştirilen tüm ürünlerin adları, mağaza ve marketlerde satılan tüm 

ürünlerin adları Rusçanın yanında Tatar Türkçesiyle de yazılmalıdır.  

2. Hem Şehir Hem de Köy Halkına Hitap Edecek Tatar Türkçesiyle Yayın Yapan 

Televizyonlar Kurmak 

TatarlarnüfusbakımındanRusyaFederasyonu’ndaRuslardansonrasayıbakımındanikincisıradaol

malarınarağmen, federal bazda devlet tarafından finance edilen bir tek radyo-TV kanalları yoktur. 

Rusların ise binlerce bulunmaktadır (Beyremova, Millet hem Tatar Galimlerĭ). Halkın eğitilmesi, 

bilinçlendirilmesi, bilgilendirilmesi vb. televizyon vasıtasıyla olmaktadır. Bugün Tatarca yayın 

yapan ve bütün dünyada izlenebilen  ‘TNV Planeta’ televizyon kanalı ile Tataristan’da izlenen 

“Tatarstan Yana Gasır” televizyonu bulunmaktadır. Ayrıca Tatarca müzik yayını yapan 

“Maidan/Meydan TV”de vardır. Ancak 24 saat Tatar Türkçesiyle yayın yapan televizyon kanalı 

bulunmamaktadır. Bu tür kanalların açılması, uygun elemanlar bulunması, yetiştirilmesi önem arz 

etmektedir. Tatar halkının bilinçlendirilmesi, dilinin, kültürünün korunması, geliştirilmesi 

bakımından bu tür televizyon kanallarına ihtiyaç vardır. 

3. İnternet ve Bilgisayar Teknolojisinden Etkin Şekilde Faydalanmak 

Tatar Türkçesini korumada internetin önemli bir yeri vardır. Zira gençlerin çoğu gece gündüz 

internet vasıtasıyla görüşmektedir. Bu durumdan faydalanmak mümkündür. Bununla ilgili bazı 

imkânlar da mevcuttur. Tatarca Twitter veya Facebook gibi sosyal paylaşım siteleri 

oluşturulmuştur, devlet kuruluşlarının, çoğu “ölü” olsa da, Tatarca resmi sayfaları bulunmaktadır. 

İnternet ağlarında Tatar Türkçesini korumak için maksatlar, faaliyetler gözetilmelidir. Latin 

alfabesiyle Tatar Türkçesinin propagandasının yapılması, öğretilmesi, oyunların Tatar Türkçesine 

tercüme edilmesi, her Tatar gazetesinin, dergisinin internet sayfalarını aktif kullanması, Tatarca 

forumların sayısının artırılması internet vasıtasıyla Tatar Türkçesinin korunmasına ve 

geliştirilmesine katkıda bulunacaktır.  

4. Tatar Okullarının Sayısının Artırılması ve Tatar Türkçesiyle Eğitimin 

Yaygınlaştırılması 

Şu an Tataristan’daki yükseköğretim kurumlarında Tatar Türkçesi okutulsa da, daha çok 

ikinci, üçüncü planda kalmaktadır. Hatta Tatar Türkçesini ve edebiyatını öğreten bilimsel 

buruluşların sayısı da azalmıştır. Tatar dilini ve kültürünü öğretecek, sevdirecek nitelikli, donanımlı 

eğitimciler yetiştirmek oldukça önemlidir. Yine okullarda Tatar dili ve edebiyatı öğretimi yapılan 

dersliklerin uygun hâle getirilmesi, modern yöntemlerin uygulanması, ders araç ve gereçlerinin 

temin edilmesi önem taşımaktadır. Ayrıca Tatarca eğitim veren okullarda eğitimin kalitesi 

artırılmalıdır.Tatar Türkçesinin etkinliğini artırmak için üniversite sınavlarında giriş sınavlarının 

yalnızca Rusça olmasının önüne geçilmeli, Rusça eğitim yapılan okullarda Tatar Türkçesi ve Tatar 

kültürünün öğretilmesi ve belgelerin Tatar Türkçesiyle düzenlenmesi de gerekmektedir (Ganiyev, 

Tĭlĭbĭznĭŋ, “Tatar TĭlĭbĭznĭŋBaylıgıTurında).  


I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans: 

 

TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (I hissə) 



 

 

 



 

 

 



199

5. Köy Okullarının Canlandırılması ve Köyden Kente Göç İçin Tedbirler Alınması 

Köydeki iş olanaklarının yetersizliği sebebiyle köylerden kentlere göç artmaktadır. Rusya 

Federasyonu’ndaki Tatarların büyük çoğunluğu Tataristan dışındaki bölgelerde yaşamaktadır. 

Köyler Tatar Türkçesinin ve Tatar kültürünün en iyi korunduğu yerlerdir. Köylerden kentlere göç 

olunca hâliyle Tatar Türkçesiyle eğitim yapan köy okullarındaki öğrenci sayısı azalmakta ve ister 

istemez bu okullar kapanmaktadır (http://belem.ru). Köylerde iş imkânlarının artırılması göç olayını 

önleyeceği gibi okulların kapanmasını da önleyecektir.  

6. Tatar Türkçesini unutan ancak Tatar kimliğini muhafaza eden, kendisini Tatar 

olarak kabul eden kişilerle irtibat sağlanması 

Tatar Toplumunda Tatar Türkçesini bilmeyen Tatarlara pek olumlu gözle bakılmakta, âdeta 

Tatarca bilmediği için neredeyse Tatar kabul edilmemektedir. Ancak bu bakış doğru değildir. 

Çünkü bu tür insanların sayısı giderek artmaktadır. Yapılması gereken bu insanların tekrar Tatar 

muhitine kazandırılmasıdır. İlgililer için Tatar Türkçesi kursları düzenlenmeli, Rusça Tatar tarihi, 

dili, edebiyatı, kültürü, önemli Tatar şahısları hakkında bilgi verilmelidir. Her ne kadar Tatar 

Türkçesini bilmeseler de onların yüreklerinde Tatar ruhu sönmemiştir. 

7. Tatar Türkçesinin, tarihinin, kültürünün itibarını yükseltmek için yabancı ülkelerde 

Tatarlarla ilgili çalışmaları olan bilim adamlarıyla bağlantılar kurmak 

Bugün Almanya, Amerika, Türkiye, Fransa, Macaristan, Japonya gibi dünyanın değişik 

ülkelerinde Tatar dili, edebiyatı, tarihi ve kültürüyle ilgilenen pek çok bilim adamı bulunmaktadır. 

Bu bilim adamlarıyla bağlantılar kurulması, birlikte bazı çalışmalar yapılması, projeler 

oluşturulması pek çok fayda sağlayabilir. Bu bilim adamlarının Tataristan’a davet edilmesi, basın 

yayın organlarında konuşmaları, yazmaları, onlar için teşvik olacak ve Tatarlarla ilgili daha faydalı 

ve verimli çalışmalar yapmasını sağlayacaktır(Gıylecev, “Tatar Tĭlĭ Yazmışı Turında Kaybĭr 

Uylanular). Sonuç olarak Tatar Türkçesinin korunması ve gelecek nesillere sağlam bir şekilde 

aktarılması, üzerinde ehemmiyetle durulması gereken bir meseledir. Tatar Türklerinin geleceğe 

daha emin adımlarla yürüyebilmesi, kültürlerinin taşıyıcısı olan dillerinin korunmasına, 

güçlendirilmesine ve toplum hayatının her alanında hakim kılınmasıyla mümkün görünmektedir.  

KAYNAKLAR 

1.

  Alkaya, E. (1998).  Tataristan'da Dil ve Alfabe Meselesi Üzerine, Türk Dili, S. 562, 



Ekim, 293-299. Beyremova, F.Millet 

hem 


Tatar 

Galimlerĭ, 

http:// protatar. 

narod.ru/Tat/ArticlesT/FBaiTatGlm.html- Протатар.ру 

2.

  Buran, A. (2008). Dil İlişkileri ve Kavram Tercümeleri Üzerine Bir 




Yüklə 2,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   94




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin