sanki yürümüyor, onlarla beraber kayarmıg gibi görünüyordu. Kuz başını hafifçe eğmiş, ayaklarının
arasında dönüşen yapraklara bakıyordu. İnce hatlı yüzü bembeyaz^ di; yüzünde,
sanki yorulma bilmeyen
bir merakla her şeye dokumak isteyen bir ifade vardı. Hemen hemen hafif bir hayret ifadesi de denebilirdi;
siyah gözleri dünyaya öylesine mıhlanmıştı ki, bakışlarından hiç bir şey kaçamıyor gibiydi. Elbisesi beyazdı
ve sanki fısıltıyla konuşuyordu. Ellerinin sallanması bile hissedilebiliyordu. Başını döndürüp baktığı zaman
kaldırımın ortasında bekleyen adamı gördü.
Ağaçlar hışırtıyla kuru yapraklarını serpiştiriyordu, Kız, sanki
hayret edermiş gibi durdu; güzlerinde canlı
parıltılar vardı. Moniag'a merakla bakıyordu. Sanki söylenen bir şeye hayret edermiş gibi görünüyordu,
oysa Montag, dudaklarının sadece «merhabam demek için kımıldadığından emindi.
Kız, Montag'ın kolunda asılı duran salamandra'ya ve göğsündeki sembole büyülenmiş gibi bakıyordu.
Montag:
— Kuşkusuz
ki yeni komşumuzsunuz, öyle değilmi?, dedi.
— Ve siz de...
Gözlerini Montag'ın işini belli eden sembolden yüzüne doğru kaldırdı.
— ... itfaiyecisiniz.
—- Bunu ne kadar garip söylediniz. Kız ağ:r sesle:
— Gözlerim kapalı bile olsa bunu söyleyebilirim, dedi.
— Ne... petrol kokusu mu? Karım her zaman şikâyet eder.
Bir kahkaha attı.
— Bu kokuyu yerinden söküp atmak hemen hemen imkansızdır.
Kız büyülenmiş gibi:
— Hayır, atamazsınız, diye mırıldandı.
Montag, kızın hiç hareket etmeden
çevresinde döne-nip durduğunu, ceplerini boşalttığını, kendisini hafif
ha-fif salladığını düşünüyordu.
Montag, sessizliğin fazla uzadığını düşünerek: . — Petrol kokusu
benim için parfüm gibidir, dedi.
— Hakikaten öyle mi?
— Kuşkusuz. Neden olmasın?
Kız, kısa bir müddet cevap vermeden düşündü. Sonra, evin gidiş yönüne dönerek:'
— Bilmiyorum, dedi. Sizinle beraber yürüsem olur mu? İsmim Clarisse McClellan.
— Clarisse. Guy Montag. Gel bakalım. Bu kadar geç bir saatte böyle yalnız basma neden dolaşıyorsun?
Kafi yaşındasın?
Dostları ilə paylaş: