— Dü... düşünüyordum. Geçen haftaki yangını. Kitaplığını yaktığımız adam. Ona ne oldu? >
— Çığlıklar içinde akıl hastanesine attılar,
— Deli değildi ki.
Beatty sessizce kağıtlarını sıraya koydu.
— Hükümeti ve bizi aldatmaya çalışan her insan delidir.
Montag :
— Tahayyül etmeye çalıştım, dedi. Yani, bir itfaiyeci bizim evimizi ve kitaplarımızı yaksa, acaba ne
düşünür, ne hissederdik?
— Kitabımız yok.
— Olsaydı diyorum.
— Senin var ma?
Beatty, dikkatle Montag'a bakıyordu. Montag :
— Hayır, dedi,
Sonra milyonlarca yasak kitabın listesinin asılı bulunduğu duvara baktı. Kitapların isimleri ateşe doğru
fırlayacaktı. Baltası ve sadece petrol sıkan hortumuyla bu isimleri alevin içinde boğacaktı.
— Hayır, diye tekrarladı.
Fakat, düşünceleri evin vantilatör, havalandırma
— 33 —
borularına doğru .kagdı, yüzünün buz gibi kesüdiğni hissetti. Sonra kendisini yemyeşil parkta, ihtiyar,
ama çok ihtiyar bir adamla konuşurken gördü. Montag tereddütle :
— Her... her zaman böyle miydi? Yani, itfaiyenin işi* işimiz? Yani demek istiyorum ki, bir zamanlar ...
Beatty :
—Bir zamanlar!, dedi. Ne biçim konuşma bu böyle?
Montag kendi kendisine, Aptal, diye düşündü. Kendini ele vereceksin. Son yangında, peri hikâyeleri
kitabından sadece bir satırını okumuştu.
— Yani, dedi. Bir zamanlar, evler yangına karşı dayanıklıyken. ..
Birden eanki kendi yerine çok genç birinin konuştuğunu zannetti. Ağzını açtığı zaman Clarisse Mcclellau
konuşuyordu.
Dostları ilə paylaş: