Review article / derleme yazisi bağlanma ve Maternal Bağlanma Konusunda Bir Derleme



Yüklə 0,53 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/9
tarix17.04.2023
ölçüsü0,53 Mb.
#99486
1   2   3   4   5   6   7   8   9
baglanma

Bağlanma ve Bağlanma Stilleri 
Bowlby’e (1982) göre bağlanma, rahatlığı, güvenliği ve 
desteği içeren duygusal bir bağdır ve bağlanma, ‘‘bir 
kişinin korktuğunda, yorulduğunda veya hasta olduğunda 
bir figürle ilişki kurmak ya da yakınlık aramak için 
duyduğu güçlü bir istek’’ olarak tanımlanır. Bağlanma 
davranışının harekete geçmesi için bireyin tehdit 
hissetmesi ya da bağlanma figüründen ayrılması 
gerekmektedir (Bowlby, 1982; Keler, 2008).  
Bir başka tanıma göre bağlanma; çocuk ve bakıcısı 
arasında gelişen bir duygudur. Özellikle stresli 
durumlarda belirginleşen, dayanıklılık ve devamlılığı 
olan duygusal bir bağdır. Bu bağ çocuğun bakım veren 
kimseyi araması ve yakınlık arayışı ve ilişki kurma gibi 
tavırlarla görülebilir (Pehlivantürk, 2004: 56). Bağlanma 
kuramı kapsamında bağlanma açısından önemli nokta, 
bireyin geçmiş ve mevcut durumu arasındaki etkileşimin 
boyutu ve deneyimler ile yaşanan dönüşümdür (Sroufe, 
2005). Bağlanma kuramına göre, bebek, birincil nesneye 
yönelik olarak kuvvetli ve heyecansal bir bağ kurma ve 
bu bağı sürdürme arzusundadır (Yörükan, 2011). Bebek; 
temel bakımını sağlayan birincil nesneye yönelik olarak 
zihinsel ve güdüsel olarak bazı temsiller kodlamaktadır. 
Bilişsel temsiller olarak adlandırılan bu temsiller, Bowlby 
(1973) tarafından içsel olarak çalışan modeller olarak 
adlandırılmaktadır. İçsel olarak çalışan modellerin, 
bireyin gelecek hayatındaki sosyal ilişkiler boyutunun 
temel şekillendiricisi olduğu kabul edilmektedir.Benliğe 
ilişkin içsel modeller, bireyin kendisini sevebilmesi ile 
ilişkilendirilen inanç ve tutumlar olarak adlandırılırken, 
başkalarına ilişkin içsel modeller diğerlerinin duyarlılık 
ve duygusallığı ile ilgilidir.
Bağlanma kuramına ve eş zamanlı olarak bağlanma 
kavramına daha genel bir çerçeveden bakıldığında, 
bağlanma yalnızca bebeklik döneminde ortaya çıkan bir 
olgu değil; bireyin gelecek dönemdeki hayatı üzerinde ve 
dolayısıyla da sosyal ilişkileri üzerinde etkili olan ve 
sürdürülen bir süreçtir. Eğer bir bebek, ihtiyaç 
duyduğunda bağlanma figüründen istediği tepkiyi 
alabilirse, çevreye uyum sağlama ve keşif etme 
güdülerinin doyurulmasına yönelik zemin hazırlanması 
mümkün olmaktadır (Hazan ve Shaver, 2000) ve bu 
bağlanma gelecekteki sosyal ilişki ağı üzerinde etki 
sahibidir (Bowlby, 1979). 
Bağlanma kuramının geliştiricisi olan Bowlby’den sonra 
kurama ilişkin en önemli katkılar Ainsworth (1979) 
tarafından yapılmıştır. Ainsworth tarafından yürütülen 
çalışmaların temelinde bağlanma davranışına yönelik 
bireysel farklılaşmalar ele alınmıştır. Annelerin bireysel 
farklılıklarından kaynaklanan farklı bağlanma stillerinin 
bağlanmayı etkilediği görülmüştür ve bu kapsamda 
bağlanma üç temel grupta sınıflandırılmıştır. Güvenli 
bağlanma stiline sahip bebeklerin, kendilerine bakım 
veren birincil figürü (genel kabule göre annelerini) 
güvenli yer olarak kullandıkları görülmektedir. Bebekler, 
çevreyi keşfederlerken ve temel güdülerinden biri olan 
meraklarını doyurmaya yönelik davranışlar sergilerlerken 
olası bir sıkıntı ya da sorun durumunda bağlanma 
figürlerini, geri dönebilecekleri güvenli yer olarak 
algılamaktadırlar. Güvenli bağlanma stiline sahip 
bebeklerin, temel bakım veren figürlerinin yokluğunda 
rahatsızlık duydukları bilinmektedir. Ayrıca, bu tip 
bağlanma stiline sahip bebeklerin güven duyguları 
gelişmiştir; temel bakım veren figürleri, bebeğin 
bulunduğu ortama geldiğinde bebek bu figüre yönelik 
memnuniyet içeren tepki vermektedir; diğer bağlanma 
stillerine sahip bebekler ile kıyaslandığında göreceli 
olarak daha kolay sakinleştirilebildikleri bilinmektedir.
Kaygılı bağlanma stiline sahip bebeklerin, temel bakım 
veren figürleri ile aynı ortamda oldukları durumlarda, 
bağlanma figüründen yakın ilgi bekledikleri ancak 
çevreyi keşif etme sürecinde bu figürü güvenli yer olarak 
kullanmadıkları bilinmektedir. Kaygılı bağlanma stiline 
sahip bebeklerin temel bakım veren figürüne yönelik 
davranış ve tutumları değişkenlik göstermektedir ve bu 
nedenle de bu bağlanma stili alan yazında kararsız 
bağlanma olarak da adlandırılmaktadır (Ainsworth, 
1979).
Ainsworth (1979) tarafından tanımlanan bir diğer 
bağlanma stili kaçınan bağlanma stilidir. Kaçınan 
bağlanma stiline sahip olan bebeklerin, temel bakım 
veren figürleri ile aynı ortamda iken çevreyi keşfetme 
eğiliminde oldukları ve fakat bu süreçte temel bakım 
veren figürleri ile bir etkileşimde olmadıkları 
bilinmektedir. Bu tip bağlanma stiline sahip olan bebekler 


Cyprus Turkish Journal of Psychiatry & Psychology Vol.1 Issue:1 
Nacar, E., Gökkaya,
 
F. (2019). 
 
52 
bağlanma figürleri ortamda değilken kaygı ya da 
mutsuzluk ile ilgili herhangi bir tepki vermemekte ve 
rahatsızlık hissetmemektedir. Ayrıca kaçınan bağlanma 
stiline sahip olan bebeklerin, temel bakım veren figürleri 
yeniden ortama geldiğinde bir memnuniyet gösterisi 
yapmadıkları aksine bu noktada başka şeyler ile 
ilgilenerek temel bakım veren figürü ile etkileşimden 
kaçındıkları bilinmektedir.
Bartholomew ve Horowitz (1991) tarafından oluşturulan, 
dört kategori modeli olarak bilinen dörtlü bağlanma 
modeli, son yıllarda yetişkin bağlanma stilleri (güvenli, 
korkulu, saplantılı ve kayıtsız) ile ilgili yapılan 
araştırmalarda sıkça kullanılmaktadır. Güvenli bağlanma 
stilinde hem benlik hem de başkaları modelleri 
olumludur. Bu stile sahip kişiler kendilerini değerli olarak 
algılar ve diğerlerini kabul eder ve destekleyici olarak 
görürler. Saplantılı bağlanma stili; olumsuz benlik modeli 
ve olumlu başkaları modeliyle ilişkilidir. Kayıtsız 
bağlanma stili benlik modelinin olumlu olduğu fakat 
başkaları modelinin olumsuz olduğu stildir. Korkulu stil 
her iki modelinde olumsuz olduğu stildir. Bu stile sahip 
kişilerin hem benlik hem de başkaları modeli 
olumsuzdur. (Bowlby, 1973; Bartholomew ve Horowitz, 
1991). 
Güvenli bağlanma tarzına sahip bireylerin özsaygı ve 
güvenleri yüksek olur. Hem kendileri hem de 
karşılarındakiler konusunda olumlu bakış açısı sergilerler. 
Sevilmeye değer, kabul edici ve karşı tarafa da 
destekleyici tavır içindedirler. Stres yaratacak konularda 
güvenli bağlanması olanlar yaşananları daha az tehditkâr 
görürler ve stresle başa çıkma yeteneklerine güvenirler 
(Tutarel-Kışlak ve Çavuşoğlu, 2006). Saplantılı bağlanma 
biçimine sahip kişilerde, daha çok kendisiyle ilgili 
olumsuz 
duygular, 
değersiz 
hissetme 
hakimken, 
başkalarına yönelik olumlu değerlendirmeler görülür. 
Özgüvenleri az, kendini kolay açamayan ve verilen 
desteği alamayan, kaygılı bireylerdir (Waters ve ark., 
1995; Kesebir ve ark., 2011). Kayıtsız bağlanma stilline 
sahip bireyler kendilerine karşı olumlu, başkaları ile ilgili 
olumsuz inançlara sahiptirler. Temelde yakınlık 
kurmaktan kaçınarak reddedilmekten kendilerini korurlar. 
Negatif duygularını baskı altında tutma eğilimleri vardır. 
Başkalarına olan gereksinimlerini, yakın ilişkilerin 
gerekliliğini reddeden, yüksek öz- saygısı olan, özerkliğe 
aşırı önem veren kişilerdir (Terzi ve Cihangir Çankaya
2009).Korkulu bağlanma stiline sahip bireyler hem 
kendileri hem de diğerleri için olumsuz inançlara 
sahiptirler. Genel olarak kaygılı/kaçıngandırlar. Yakınlık 
kurmayı 
istemelerine 
rağmen 
kendilerini 
hayal 
kırıklığından, incinmekten korumak istedikleri için 
bundan kaçınırlar (Crowell ve Treboux, 1995; Waters ve 
ark.,1995; Kesebir ve ark., 2011).

Yüklə 0,53 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin