20
Kara Lekeler
Sigarayı bırakmanın bir başka mutluluğu da aklımızın bir
köşesinde gizlenen o kara lekelerden kurtulmaktır. Bütün
tiryakiler aptal olduklarını ve sigaranın olumsuz etkilerini
görmezlikten geldiklerini bilirler. Sigarayı çoğunlukla hiç
düşünmeden, otomatik olarak içeriz fakat kara lekeler
aklımızın bir köşesinde pusuda bekler.
Sigara içtiğimiz sürece bu kara lekelerin ortaya çıktığı anlar
şunlardır:
•
Sigara
paketlerinin
üzerindeki
uyarı
yazısını
okuduğumuzda
• Kanserle ilgili bir şey duyduğumuzda
• Sigaraya karşı kampanyalar açıldığında
• Öksürük krizi tuttuğunda
• Kalbimizde bir ağrı olduğunda
• Çocuklarımızdan, arkadaşlarımızdan yada yakınlarımızdan
biri bize acıklı bir şekilde baktığında
• Diş doktoruna gittiğimizde veya birini öperken yada sigara
içmeyen birisiyle konuşurken nefesimizin ne kadar kötü
koktuğunu ve dişlerimizin ne kadar lekeli olduğunu fark
ettiğimizde
• Sigara içmekten dolayı sosyal saygınlığımızı yitirdiğimizde
Bütün bunların farkında değilsek bile o kara lekeler
aklımızın bir köşesinde pusuda bekler ve bağımlılığımız
arttıkça bizi kendilerine çekmeye çalışırlar. Bu çekişme
ancak o iğrenç bağımlılıktan kurtulmaya karar verdiğimiz
zaman sona erer.
Bu kara lekeler olmadan ve bir daha sigara içmek
gereksinimi duymayacağınız bilincinde olarak yaşamanın
zevkini ne kadar vurgulasam azdır.
Son iki bölümde sigara içmenin büyük dezavantajlarını ele
almıştım. Önümüzdeki bölümde ise dengeyi sağlamaya özen
göstererek sigara içmenin avantajlarını sıraladım.
21
Sigara İçmenin Avantajları
22
İrade Yöntemi İle Bırakmak
Toplumumuzda sigarayı bırakmanın çok güç olduğu
düşüncesi yaygındır. Sigarayı bırakmayı öğütleyen kitaplar
bile bırakmanın ne kadar zor olduğuyla başlar. Aslında
bırakmak o kadar kolaydır ki. Evet kuşkunuz olmasını
anlıyorum fakat olayı iyice bir düşünün.
Bir mili dört dakikanın altında koymayı hedeflerseniz
amacınıza ulaşmakta güçlük çekebilirsiniz. Bu hedef için
yıllarca yoğun bir şekilde hazırlanmanız gerekir ve belki o
zaman
bile
fiziksel
açıdan
başaramazsınız.
(Gerçekleştirdiğimiz şeyleri hayal gücümüz belirler. Ne
kadar ilginç değil mi? Bannister dört dakikanın altında
koymayı başarmadan önce böyle bir derece erişilmez gibi
geliyordu. Bugün ise gayet normal bir şey oldu.) Sigarayı
bırakmaya çalışıyorsanız yapacağınız tek şey sigara
içmemektir. Kimse sizi sigara içmeye zorlamaz (kendiniz
hariç tabi ), yaşamak için yemek ve içmek gibi sigara içmek
zorunda değilsiniz. Bırakmak istiyorsanız neden güçlük
çekeceksiniz ki? Hiç zor bir şey değil. Tiryakiler irade
yöntemiyle bırakmaya çalıştıklarında olayı kendi kendilerine
güçleştirirler. Ben irade yöntemini tiryakiye bir tür özveride
bulunduğu duygusu veren yöntem olarak tanımlıyorum.
Şimdi bu yöntemi bir ele alalım.
Hiçbirimiz sigara içmeye karar vermeyiz. İlk içtiğimiz
sigaralar yalnızca bir denemedir ve tatları iğrenç
olduğundan ne zaman istersek o zaman bırakabileceğimizi
sanırız. İlk sigaralarımızı genellikle canımız istediği zaman
ve çoğunlukla sigara içen başka insanlarla birlikteyken
içeriz.
Ne olduğunu daha doğru dürüst anlamadan düzenli olarak
sigara almaya ve sürekli sigara içmeye başlarız.
Bağımlı olduğumuzu anlamamız çoğunlukla uzun sürer,
çünkü tiryakilerin sigarayı gereksinim duydukları için değil
zevk aldıkları için içtikleri yanılgısına düşeriz. Sigara
içmekten zevk almayız (zaten hiçbir zaman zevk almayız)
ve ne zaman istersek o zaman bırakabileceğimizi sanırız.
Genel
ikle,
ancak
sigarayı
bırakma
girişiminde
bulunduğumuz zaman bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu
fark ederiz. İlk bırakma girişimlerimiz daha sigaraya yeni
başladığımız zamanlarda olur, çoğunlukla para sıkıntısı
yüzünden (genç bir erkek bir kızla tanışır, birlikte bir yaşam
sürmek için para biriktirmek ve sigara içmek için para
harcamamak ister) yada sağlık yüzünden (genç hâlâ aktif bir
sporcudur ve nefesinin daraldığını fark eder). Neden ne
olursa olsun stresli bir durum beklenir. Bırakır bırakmaz
küçük canavar besin istemeye başlar. Böylece tiryakinin canı
sigara ister, içemediğinden dolayı da içinde bulunduğu stres
artar. Stresli durumlarda kendisine destek olan yardımcısı
artık olmadığından üç kat eziyet çeker. İşkence dolu bir
süreden sonra ya bir özveride bulunup “daha az içmeye”
niyetlenir yada “yanlış zaman seçmiş” olduğu sonucunu
çıkarıp “daha az stresli olduğu bir anı beklemeye” karar
verir. Oysa stres olmadığı zaman sigarayı bırakmaya da
gerek kalmaz; bir dahaki stres durumunda tiryaki bir
girişimde daha bulunur.
Doğru zaman bir türlü gelmez çünkü yaşam giderek daha az
değil daha çok stresli bir hale gelir. Anne babamızın evinden
çıkar kendi evimizi kurarız, borçlanırız, çocuklarımız olur,
işimizdeki sorumluluğumuz artar vs. Tiryakilerin yaşamında
stres hiç azalmak çünkü strese neden olan sigaradır. Alınan
nikotin miktarı arttıkça hem stres hem de sigaranın gerekli
olduğu aldatmacası artar.
Yaş ilerledikçe stresin arttığı aslında bir yanılgıdır ve bu
yanılgıyı sigara doğurur. Bu konuya 28. bölümde daha
ayrıntılı bir şekilde değineceğim. Tiryaki başlangıçta
yaşadığı başarısızlıklar sonucunda bir sabah kalkıp sigara
içmek istememe olasılığına inanmaya başlar. Bu umut
genellikle sigarayı bırakmış diğer kişilerden duyduğu
hikayelerden
kaynaklanır
(örneğin
“grip
olmuştum
iyileştikten sonra canım artık sigara içmek istemedi”).
Kendinizi kandırmayın. Ben bu tür söylentileri çok araştırdım
ve olayın öyle dışarıdan göründüğü gibi basit olmadığını
anladım. Çoğu durumda tiryaki kendini sigarayı bırakmaya
zaten hazırlamış oluyor ve gribi yalnızca bir bahane olarak
kullanıyor. Ben ne zaman grip olsam sigara içmemi
engellediği için dört gözle iyileşmeyi beklerim.
Sigarayı birdenbire bırakan insanların çoğu bir şok
yaşamıştır. Ya yakın bir akrabaları sigara yüzünden ölmüştür
yada sağlıkla ilgili bir sorun yüzünden korkmuşlardır.
“Bir gün aniden sigarayı bırakmaya karar verdim. Ne
mükemmel bir insanım.” Demek çok kolaydır. Kendinizi
kandırmayı bırakın! Öyle bir şey kendiliğinden olmaz; sizin
de biraz katkıda bulunmanız gerekir.
Sigarayı irade yöntemi ile bırakmanın neden bu kadar zor
olduğunu daha ayrıntılı bir şekilde inceleyelim. Yaşamımızın
çoğunu gerçekleri görmezlikten gelip “yarın bırakacağım”
diyerek geçiririz.
Bazen bir şey sigarayı bırakma girişiminde bulunmamıza
neden olur. Sağlıkla ilgili sorunlar, parasal nedenler, sosyal
saygınlık yada son zamanlarda çok fazla nefes darlığı
çekmişizdir ve aslında sigaradan zevk almadığımızı fark
etmişizdir.
Neden ne olursa olsun gözlerimizi açıp sigaranın olumlu ve
olumsuz yanlarını tartmaya başlarız ve aslında yaşamımız
boyunda bildiğimiz sonuca varırız. Zaten mantıklı
düşündükten sonra ancak bir tek kanıya varılabilir: SİGARAYI
BIRAKMAK!
Tiryaki sigara içmezse daha iyi olacağını bildiği halde
sigarayı bıraktığında bir özveride bulunduğu duygusuna
kapılır. Bu gerçi bir yanılgıdır ama çok etkili bir yanılgıdır.
Nedenini bilmemesine rağmen sigaranın yaşamın iyi ve kötü
anlarında kendisine destek olduğuna inanır.
Daha sigarayı bırakmadan önce hem toplumun beynine
işlediği hem de kendi bağımlılığının yarattığı boş inançları
aklına yerleştirmiştir. Buna bir de sigarayı bırakmanın ne
kadar güç olduğu konusundaki daha da etkili yanılgı eklenir.
Aylardır sigara içmeyen ve hâlâ sigara diye ölen tiryakileri
duyar. Bunlar mutlu olmasını bilmeyen insanlardır, önce
sigarayı bırakırlar sonra da yaşamlarının geri kalan
bölümünü sigara içmek isteyerek geçirirler. Yıllarca sigara
içmeden mutlu bir şekilde yaşarken bir gün bir sigara içip
tekrar bağımlı olan tiryakileri de bilir. Büyük bir olasılıkla
hastalıkları iyice ilerlemiş olan, kendilerine gözle görülür bir
şekilde zarar veren ve sigaradan zevk almadıkları belli olan
tiryakiler de tanıyordur –fakat yine de sigara içmeye devam
eder. Ayrıca bunların bir yada daha fazlasını belki kendi de
yaşamıştır.
İşte “Yaşasın! Duydun mu? Ben artık sigara içmek zorunda
değilim” diye başlayacağına sanki Everest Dağı’na
tırmanacakmış gibi sıkıntılı bir duyguya kapılım kötü
kaderine kızar, çünkü küçük canavarın tuzağına bir kere
daha düşenin bir daha kurtulamayacağı inancındadır. Bir
çoğu arkadaşları ve yakınlarından özür dilemeye bile başlar:
“Bak
sigarayı
bırakmaya
çalışıyorum.
Önümüzdeki
haftalarda herhalde gergin olurum lütfen biraz anlayış
göster!” Bu tür girişimler başarısız olmaya mahkumdur.
Tiryakinin birkaç gün sigarasız kalabileceğini kabul edelim.
Ciğerlerindeki tıkanıklık kısa bir süre sonra kaybolur. Birkaç
gündür sigara almadığı için cebinde parası vardır.
Sigarayı bırakmak istemesinin nedenleri bir anda aklından
çıkar. Bu, araba kul anırken kötü bir kaza görmeye benzer.
Bir süre yavaş kullanırız fakat acelemiz olduğu bir an yine
her şeyi unutup gaza basarız.
Diğer taraftan karnınızdaki küçük canavar nikotinsiz
kalmıştır. Bedeninizde bir ağrı yoktur; bir soğuk algınlığı
yüzünden aynı rahatsızlığı çekseniz ne işinize gitmezlik
ederdiniz
nede
depresyonlara
girerdiniz.
Gülerek
geçiştirirdiniz. Oysa tiryakinin düşündüğü tek şey bir sigara
isteğidir. Bunun neden bu kadar önemli olduğunu kendi de
anlamaz.
Karnındaki küçük canavar beyninde büyük bir canavara
dönüşür ve birkaç saat yada gün önce sigarayı bırakmanın
nedenlerini sayan kişi tekrar başlamak için bahaneler
bulmaya çalışır ve şunları söylemeye başlar:
1. Yaşam çok kısa. Yarın bir bomba patlayabilir yada bir
arabanın altında kalabilirim. Zaten çok uzun süredir
içiyorum. Hem bugünlerde artık her şeyin kansere yol
açtığını söylüyorlar.
2. Yanlış zaman seçmişim. Yılbaşından / tatilden /
yaşamımdaki bu stres döneminden sonra bıraksam daha iyi
olacakmış.
3. Konsantre olamıyorum. Gerginim ve moralim bozuk.
Doğru dürüst çalışamıyorum. Arkadaşlarım ve ailem beni
artık sevmiyor. İşin gerçeği herkesin yararı için benim tekrar
sigaraya başlamam gerekiyor. Ben sigaraya çok düşkünüm
ve anlaşılan bir daha sigarasız mutlu olmama olanak yok.
(Benim otuz üç yıl sigara içmeme neden olan buydu.)
Tiryaki bu noktaya geldiğinde kaderine razı olup bir sigara
yakar ve şizofreni artar.
Açlığını giderdiği ve küçük canavarı doyurduğu için büyük
bir rahatlama duyar fakat uzun süre sigara içmediyse
sigaranın tadından iğrenir ve bu iğrenç şeyi neden içtiğini
bir türlü anlayamaz. Sonunda iradesinin yetersiz olduğuna
inanmaya başlar. Aslında hiçbir eksiği yoktur. Yalnızca
kararını değiştirmiş ve yeni düşüncelerinin ışığında
tamamen mantıklı başka bir karar vermiştir. İnsan kendisini
perişan hissettikten sonra sağlığın ne anlamı kalır ki?
Mutsuz olduktan sonra varlıklı olup da ne olacak? Hiçbir şey.
Kısa fakat eğlenceli bir yaşam, uzun ve perişan bir
yaşamdan çok daha iyidir.
Ne mutlu bize ki, bunun tam tersi doğru. Sigarasız bir yaşam
çok daha eğlenceli.
Benim otuz üç yıl boyunca sigara içmeme bu hayal neden
olmuştur. İtiraf etmeliyim ki bu hayal gerçek olsaydı hâlâ
sigara içiyor olacaktım (düzeltme yapayım –ölmüş
olacaktım).
Tiryakilerin çektikleri eziyetin sigarasızlıklar bir ilgisi yoktur.
Sigarasızlık gerçi bu eziyetin başlamasına neden olur ama
asıl savaş insanın kafasında gerçekleşir ve buna kuşku ve
kararsızlık yol açar. Tiryaki işe başından bir özveride
bulunduğu inancıyla girdiği için bir süre sonra yoksunluk
duygusuna kapılır –bu da bir tür strese yol açar. Ne zaman
beyni “yak bir sigara” dese strese girer. Sigarayı bırakır
bırakmaz sigara içmeye gereksinim duymaya başlar. Fakat
sigarayı bırakmış olduğu için içemez, bu durum onu iyicene
depresyona sokar ve bu depresyon onu tekrar sigaraya iter.
Bırakmayı güçleştiren bir başka etken de bir şey olsun diye
beklemektir. Ehliyet almayı amaçladığınızda ehliyet sınavını
geçer geçmez hedefinize ulaşmış olursunuz.
“İrade yönteminde” ise: “Sigarasızlığa yeterince uzun bir
süre dayanırsanız sigara içme isteğiniz yok olacaktır” kanısı
geçerlidir.
Hedefinize ulaştığınızı nasıl anlarsınız? Bir şey olsun diye
beklersiniz, hiçbir zaman anlamazsınız, çünkü artık bir şey
olmaz. Son sigaranızı söndürdükten sonra sigarayı bırakmış
oldunuz; eğer hâlâ bir beklenti içindeyseniz bu yalnızca
sigarasızlığa ne kadar zaman dayanacağınızın beklentisidir.
Daha önce belirttiğim gibi tiryakilerin çektiği eziyet beyinle
ilgili bir şeydir ve güvensizlikten kaynaklanır. Fiziksel bir
ağrı yaratmaz ama etkisi çok güçlüdür. İnsanın kendisini
perişan ve güvensiz hissetmesine yol açar. Tiryaki sigarayı
unutmak bir yana sigaradan başka bir şey düşünemez olur.
Günlerce hatta haftalarca ağır depresyonlara girer.
Düşüncelerinde hep kuşku ve korku vardır.
“Bu çılgın arzu daha ne kadar sürecek?”
“Bir daha mutlu olabilecek miyim?”
“Bir daha uyanmak isteyecek miyim?”
“Bir daha yediğim yemeklerden zevk alabilecek miyim?”
“İleride stresle nasıl başa çıkacağım?”
“Bir daha sosyal olaylardan zevk alabilecek miyim?”
Tiryaki her şeyin hemen ilerlemesini bekler fakat içinde
bulunduğu derin keder sürdükçe sigaranın değeri daha da
artar.
Aslında gerçekten bir şey olur fakat bunu tiryaki fark etmez.
Üç hafta boyunca tamamen nikotinsiz kalmaya dayandıktan
sonra vücudun nikotin gereksinimi kalmaz. Daha önce
belirttiğim gibi nikotin eksikliğinin yarattığı özlem o kadar
azdır ki fark edilmez bile.
Tiryakilerin çoğu yaklaşık üç hafta sonra sigarayı bırakmayı
başardığını düşünür. Bunu kanıtlamak için bir sigara yakar
ve her şey yeniden başlar. Sigaranın tadı iğrenç gelir ama
bedenine tekrar nikotin vermiş olduğu için sigarasını
söndürür söndürmez nikotin seviyesi düşer ve içinden bir
ses: “Bir tane daha yak” demeye başlar. Tam kurtulmuşken
tekrar bağımlılık kazanır.
Ondan sonraki ilk sigarasını genellikle hemen yakmaz.
“Tekrar bağımlılık kazanmak istemiyorum” diye düşünür.
Şöyle biraz zaman geçsin diye bekler. Belki birkaç saat, belki
birkaç gün belki de birkaç hafta. Sonunda “Tekrar bağımlılık
kazanmadığıma göre ikinci bir sigara içmemde bir sakınca
olmasa gerek” diyerek daha önceki tuzağa yeniden düşer,
fakat artık çok ince bir ip üzerinde yürüyordur.
Sigarayı irade yöntemiyle bırakmayı başarmış olanlar
beyinlerine işlenmiş o asılsız inançlar yüzünden bir süre
içinde sıkılır ve zorlanırlar. Bedensel bağımlılık sona erdikten
çok sonra tiryaki hâlâ sigara özleminden yakınır. Yeterince
dayanırsa artık bir daha başlamayacağına inanmaya başlar.
Yakınmaya son verir ve yaşamın sigarasız da sürdüğünü ve
hatta zevk verdiğini kabul eder.
Birçok tiryaki irade yöntemiyle başarılı olmuştur, fakat güç
ve zahmetli olan bu yol, başarıdan çok başarısızlıkla sona
erer. Başarmış olanlar bile yaşamları boyunca sigara
konusunda hassas kalırlar. O asılsız inançlar belli bir ölçüde
hâlâ etki eder ve sigaranın insana iyi ve kötü zamanlarda
destek olduğuna inanırlar. (Sigara içmeyenlerin çoğu da bu
aldatmacaya inanır. Onların da beynine işlenmiştir ama
sigaradan “zevk almayı” öğrenememişlerdin yada işin
olumsuz yanlarından kaçınmışlardır, hayır teşekkürler!)
Uzun zaman sigara içmeyenlerin tekrar başlamalarının
nedeni budur işte.
Sigarayı bırakmış birçok kişi zaman zaman “özel bir ödül”
olarak yada kendisini sigaranın tadının iğrenç olduğuna
inandırmak için bir puro yada sigara içer. Tadı iğrençtir fakat
sigarasını söndürdüğü an vücudundaki nikotin seviyesi
düşer ve bir ses: “Bir tane daha yak!” demeye başlar. Bir
sigara daha yaktığında tadı yine iğrenç gelir ve kendisini
kutlamaya başlar. “Yaşasın! Zevk almadığım sürece
bağımlılık kazanmam nasıl olsa, yılbaşından / tatilden / bu
stresten sonra tekrar bırakırım.”
Çok geç. Yeniden bağımlılık kazanmış, ilk düştüğü tuzağa
yeniden düşmüştür.
Hep söylüyorum, zevkin bununla bir ilgisi yoktur, hiç de
olmadı! Sigarayı zevk için içseydik kimse ilk sigarasından
başka sigara içmezdi. Zevk almadığımız halde sigara içecek
kadar aptal olabileceğimize inanamadığımızdan dolayı
sigaranın bize keyif verdiğini sanırız. Sigara içmek işte bu
yüzden çoğunlukla bilinç altında gerçekleşir. İçtiğimiz her
sigarada ciğerimize doldurduğumuz pisliği düşünsek ve
kendimize “bu iş bana 30.000 pound’a mal oluyor ve şu
anda içtiğim sigara ciğerlerimde kansere yol açacak sigara
olabilir” dersek zevkin hayali bile kalmaz. Sigaranın kötü
sonuçlarını bilerek aklımızdan çıkarmaya çalıştığımızda
aptallık yaptığımızı düşünürüz. Bu kötü sonuçları oturup
düşündüğümüzde ise dayanılmaz olur! Tiryakileri özel ikle
toplum içinde izlerseniz yalnızca sigara içtiklerini fark
etmedikleri zaman mutlu olduklarını görürsünüz. Fark eder
etmez rahatsız olur ve özür dilemek isterler. İnsan sigarayı
küçük canavarı beslemek için içer...
küçük canavarı vücudunuzdan büyük canavarı da aklınızdan
çıkardığınız an sigara içmeye ne gereksinim nede arzu
duyacaksınız.
Dostları ilə paylaş: |