Siyasi Bİr fiGÜr olarak cemal abdül nasir kabyl Yerkiman Giriş


Nasır'ın Karizmatik Liderliğinin Diş Politikadaki Zaferleri



Yüklə 51,22 Kb.
səhifə6/9
tarix28.04.2022
ölçüsü51,22 Kb.
#56603
1   2   3   4   5   6   7   8   9
nasır 2

Nasır'ın Karizmatik Liderliğinin Diş Politikadaki Zaferleri

Mısır’ da iktidarı ele geçiren Genç Subaylar farklı siyasi görüşlere sahip olmakla birlikte temelde hepsi Mısır milliyetçisi ve İngiltere’ye karşılardı. Bir anlamda Mısır’ın ekonomik ve siyasal bağımsızlığını korumak isteyen farklı kesimlerin bir araya geldiği bir yapı sergilemişlerdir. Albay Nasır liderliğinde Mısır bir yandan Bağlantısızlar hareketinin kurucuları arasında yer alırken diğer yandan da Mısır milliyetçiliği temelinde bölgesel bir güç olmak için tüm Ortadoğu olaylarında taraf olmaya başlamıştır. (Ayhan, 2011, s. 9). Nasır elindeki bu fırsatı iyi değerlendirmiş ve bu süreç içerisinde Mısır ve İngiltere arasında imzalanan bir anlaşma ile Kanal bölgesinde bulunan İngiltere’nin Mısır topraklarından çıkmasını sağlamıştır.

Lider olarak benimsenmesini sağlayan önemli adımlardan biri de Fransız askerlerinin Cezayir’e uyguladığı sömürgeci sistemin sonunu getirmek için başarılı girişimleri olmuştur. Cezayir’in Fransızlara karsı verdiği kurtuluş savasının destekçisi olması Arap Milliyetçiliği doğrultusunda hem Cezayir halkının gönlünde taht kurmuş hem de diğer Arap halkının gözünde itibarını arttırmıştır. (Tayyar,2014, s.183).

Ayrıca Nasır,1955 Bandung Konferansı’yla Afrika’nın bölgesel ve uluslararası politikada önemli bir ağırlığının olacağını fark ederek Üçüncü dünya ülkeleriyle güç birliği yapmaya yönelmiştir. Konferansa en kalabalık hayretle katılan ve konferans başlamadan önce İsrail’in katılmasını önleyen, toplantı gündemine Filistin ile ilgili Birleşmiş Miletler kararının uygulanmasına ilişkin bir karar aldırtmaya başaran Nasırın Kuzey Afrika’da Fransız Emperyalizmini suçlayan önerisi de kabul edilmişti. Bandung Nasır için bu açıdan büyük bir başarı olmuştur. (Tayyar,2014, s.183).

İsrail’e ve Batı dünyasına diklenmesi sayesinde bir Arap kahramanı haline gelen Abdül Nasır, Bandung Konferansı’na (1955) katılarak Yugoslavya devlet başkanı Josip Tito ve Hindistan başbakanı Jawaharlal Nehru ile birlikte Batı ve Doğu bloklarına alternatif üçüncü dünyacı Bağlantısızlar Hareketi’nin önderleri arasında yer almıştır.

Nasır dış politikada elde ettiği başarılar ile Arap halkının savunucusu, koruyucusu görevini üstlenirken aynı zamanda bu başarılar ile kendi ülkesi Mısır için de girişimlerin temelini oluşturmaktadır. Bu dönem içerisinde Nil havzası üzerinde baraj yaptırmayı planlamış fakat gerekli sermayeyi bulamadığı için ABD’den finansman talebinde bulunmuştu. İngiltere ve ABD’nin buna yanaşmaması Nasır’ın Sovyet Rusya’ya karşı sıcak ilişkiler geliştirmesi için bir zemin hazırlamış, emperyalist güçlere karşı arkasında destek olabilecek bir güç elde etme fırsatı bulmuştur.

ABD ve İngiltere’den uzaklaşan Nasır bu dönemde SSCB’den silah alma girişimlerinde bulunmuştur. En öncelikli nedeni İsrail olarak görebiliriz.

Arap-İsrail savaşında aldığı yenilgi İsrail’in kurulmasına neden olduğu gibi ikinci bir savaşta yenilmesi onun liderlik vasıflarını bitireceğini önceden öngörmüş olan Nasır bu düşünceleri doğrultusunda modern silahlanma çalışmalarını hızla devam ettirmiştir.

20 Eylül 1955’te Varşova’da Çekoslovakya ile Mısır arasında imzalanan ve kapsamı 200 milyon doları bulan silah anlaşması, 150 Mig–15 ve Mig–17 tipi savaş uçağı, 70 Ilyushin II–28 tipi bombardıman uçağı, 200 tank, 600 civarında top, 20 torpido botu, iki destroyer, iki denizaltı ve çok sayıda küçük silah ve mühimmatı kapsamaktaydı. Örneğin Rami Ginat, anlaşmayla Sovyetler ‘in Mısır’a 100-120 Mig 15 savaş uçağı, 30-60 Ilyushin II-28 bombardıman uçağı, eğitim uçakları, 200 tank, hafif ve orta dereceli toplar ve mühimmat transfer edeceğini; ayrıca Polonya ile Sovyetler ’in Mısır’a iki Skory sınıfı destroyer, iki T-43 sınıfı mayın tarama gemisi ve üç tane de denizaltı vereceğini belirterek paketin 140 milyon dolar civarında olduğunu iddia etmektedir. Michael B. Oren ise silah paketinin kapsamını, 600 top, 500 zırhlı araç, 150 Mig 15 ve 17 savaş uçağı, 70 Ilyushin II–28 bombardıman uçağı, 20 hücumbot, iki destroyer, iki denizaltı, küçük silahlar ve mühimmat seklinde belirtmektedir. (Kiremitçi, 2012, s.44). MotiGolani ise silah anlaşması bağlamında 100–150 Mig 15 ve 17 savaş uçağı, 50 -lyushin II–28 bombardıman uçağı, 70 -lyushin 14 tipi nakliye uçağı, anti uçak silahları, bir miktar eğitim ve haberleşme uçağı, 230 T–34 tankı, 200 zırhlı personel taşıyıcısı, çeşitli çaplarda 600 top, çok sayıda destroyer, denizaltı ve hücumbot satıldığını belirtmektedir. (Pirinççi, 2010, s.389).

1955 Yılında Bağdat paktının kurulması ve Müslümanlar arasında bir birlik oluşması Nasır’ı harekete geçirmiş ve Suriye, Suudi Arabistan ile bir askeri pakt oluşturmasına neden oldu. 1955 Mart ayında bu devletlerde anlaşma imzaladıktan sonra 1956 yılında da Suudi Arabistan ve Yemen ile de savunma anlaşması imzalamıştır.

1959 Nasır’ın Arap dünyasında Arap milliyetçiliğinin kahramanı konumuna gelmesinde Bağdat Paktı istemeyerek önemli bir etken olmuştur. Arap ülkelerinin bölünmesi, SSCB’nin Ortadoğu’ya sızmasını kolaylaştırmış böylece Nasır Ortadoğu’da Batı emperyalizmine karsı çıkabilecek tek önder durumuna gelmiştir. (Kiremitçi, 2012, s.53)




    1. Yüklə 51,22 Kb.

      Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin