Cemal Abdül Nasır iktidara gelmesinden önce Mısırın durumu
Her devletin temel iki sorunu vardır. Birincisi iç, ikincisi ise dış politika sorunlarıdır. Sorunları zamanında ve yerinde çözebilenler halkın sevgisini kazanırlar. Cemal Abdül Nasır Mısır’ın yöneticiliğine geçmeden önce Mısır’da neler yaşandı ve Mısır nasıl bir durumda kaldı bir göz atmamızda fayda vardır.
Osmanlı döneminde Mısır’ın valiliğini alan daha sonra iktidara gelen Kavalalı Mehmet Ali Paşa ile Mısır monarşi bir yönetime girmiştir. 1923 yılında bağımsızlığını kazanmasıyla meşruti yönetime geçen Mısır, kalkınma yolunda politikalar oluşturmaya başlamıştır.
Mısır 1922’de bağımsızlığını kazanmış olsa da ülke siyasetinde ve ekonomisinde İngiliz ve genel olarak Batılı devletlerin etkisi sürmeye devam etmekteydi. (Kiremitçi, 2012, s.32). 1923’ten beri parlamentoya hâkim olan büyük toprak sahibi mısır yönetici sınıfına karşı halkta ki kırgınlığı kuşkusuz bağımsızlık sağlayamaması ve gerilemeleri artırarak halkın kırgınlığını besliyordu. 1952’de Mısır toprak sahiplerinin binde 4’ü, ülkenin tarım arazisinin 35’ini elinde bulunduruyordu. Birinci gurubun ortalama arazisi 170 fedan ikinci grubun ortalama arazisi 0.8 fedandı. Toprak dağılımındaki böyle bir büyük eşitsizlik küçük toprak sahiplerin fakirleştirmiştir. Borçlarını ödemek için topraklarını satmak zorunda kalmıştır. İngiltere, Hindistan’a 1947’de bağımsızlık vermesine rağmen Süveyş Kanalı’ndan çekilmeyip Mısırın taleplerini kabul etmiyordu. Bu nedenle halkın rejime karşılığı artarak öbür taraftan Arap milletçiliğinin artışına bir yol aşmıştır. Birinci Arap-İsrail savasında Mısır orduları İsrail’e karsı savaşmış ama başarılı olamamıştır. Karal Faruk ise skandallar yaratan kişisel davranışları ve 1948-1949 Arap-İsrail savaşında Mısırın aldığı küçültücü yenilgiyle yakın ilişkisinden dolayı zaten gözden düşmüştür. (Cleveland, 2004, s.335). Mısır’ın içindeki böylece karışık durumlar çözülmesini ne kadar beklerken halkın sabrını o kadar tüketmiştir. Lideri lider yapanda onun sorunları zamanında görmesi ve çözümü de mekâna ve zamana uygun halde bula halletmesidir. Ancak bu sayası ekonomi durumlar Cemal Abdül Nasır’ın arkadaşlarıyla darbe yapmasın hızlandırmış ve halkın istekleri başta olmak üzeri darbeye neden olmuştur.
Cemal Abdül Nasır’ın siyasi hayatta yer almasından bahsetmeden önce İsrail devletinin kuruluşuna değinmek gerekmektedir. Arap milliyetçiliği ile adını tanıtan ve Israil’e karsı verdiği savaşlar ve mücadeleler ile Mısır’ın dış politikasının genel bir politikası olan İsrail bu bağlamda önemlidir. Arap İsrail savaşında Nasır’ın subay olarak başta olması onun sayası bakış aşısının oluşmasına önem katmıştır.
Filistin topraklarında yaşayan Yahudiler, İngilizlerin manda rejimini bu topraklardan kaldırması ile bağımsızlığını kazanmıştır. 14 Mayıs 1948 günü Tel-Aviv’de Yahudi Milli Konseyi İsrail devletini kurduğunu söylemiştir. İsrail’in su anki dış politikadaki etkinliği göz önüne aldığımızda kurulan bu devleti kısa süre içinde ABD’nin tanıdığını söylemiştir. SSCB’de ABD’yi takip ederek bağımsızlığını tanımıştır. (Kiremitçi, 2012, s.34).
İsrail devleti birkaç gün içinde Arap Birliği’ne savaş açmışlardır. Mısır’ın da içinde olduğu Ürdün, Suriye, Irak açılan savaşa cevap vermiştir. Fakat daha kurulur kurulmaz Batılı güçlerin ve Rusya’nın desteğini arkasına alan İsrail savaşta Araplara karsı üstün duruma geçmiştir. 1947 yılına gelindiğinde Filistinliler bulundukları toprakları züllümden kurtulmak için terk etmek zorunda kalmıştır.
1948 yılı İsrailliler için zafer anlamına gelirken, bu tarih Filistinlilerin hafızalarında “nakza” (felaket) olarak yer etmiştir. İsrail Devleti kurulurken, 1947 BM Taksim Plan’ıyla Filistinlilere bırakılmış olan Batı Şeria Ürdün’e, Gazze Şeridi ise Mısır’a verilmiştir. (Özkoca, 2009, s.170).
Nasır 1952 yılından siyaset sahasına çıkarken kendisinden önceki yolsuzlukları göz önüne almıştır. Bundan yola çıkarak yönetime el koyduktan sonra, cumhuriyeti ilan etmiştir. Nasır ile birlikte Mısır iç politikasında yaşanan, devletçi ekonomik ve sosyal refah politikaların benimsenmesi, Nasır’ın meşruiyet kaynaklarının oluşmasının asıl hedefleri olmuştur.
Dostları ilə paylaş: |