Siyasi. İDeolojiler



Yüklə 11,67 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə10/240
tarix11.08.2023
ölçüsü11,67 Mb.
#139183
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   240
1723-Siyasi Ideolojiler-Andrew Heywood-Chev-K.Bayram-O.Tufekchi-H.Inac-2011-345s (1)

deA am b? 
( Shto
d e l a t N e Yapmalı?,
[1902] 19 8 8 ) adlı eserinde Lenin (bkz. s. 140), proleter sınıfın fikirlerini, 
Marx için saçmalık ifade edecek bir şekilde, “sosyalist ideoloji” veya “Marksist ideoloji” olarak b e­
timledi. Lenin ve 20. Yüzyıl Marksistlerinin çoğuna göre ideoloji, belli bir sosyal sınıfın kendine 
özgü fikirleri, sınıfsal konumunu dikkate almadan, bu sınıfın çıkarlarını artıran fikirleri demekti. 
Ancak tüm sınıflar gibi, proleter sınıfının da burjuva sınıfının da bir ideolojisi vardır ve ideoloji 
terimi tüm olumsuz ve aşağılayıcı çağrışımlarından arındırıldı. İdeoloji artık ne zorunlu olarak yan­
lışlık veya gizemleştirmeyi ima etmekte ne de bilimin karşıtı olarak durmaktaydı; dahası, “bilimsel 
sosyalizm” (Marksizm) bir proleter ideolojisi biçim i olarak kabul gördü. Lenin’in ideoloji kavramı 
aslında yansız olsa da, Lenin, pekâla, kapitalist sistemin ayakta tutulmasında ideolojinin oynadığı 
önemli rolün farkındaydı. Lenin’in iddiasına göre, “burjuva ideolojisi” tarafından köleleştirilmiş 
proleter sınıf, kendi başına asla kendi bilincine ulaşamayacaktır. Bu yüzden Lenin, kendilerine ait 
devrimci potansiyelleri gerçekleştirme yolunda işçi kitlelerine rehberlik edecek “öncü ( vanguard) ” 
bir partiye olan ihtiyacı işaret etti.
Marksist ideoloji teorisinin gelişimini en ileriye götüren kişi, belki de, Antonio Gram sci’dir. 
Gramsci’ye göre, kapitalist sınıf sistemini ayakta tutan şey, sadece bu sınıfın eşitsiz siyasî ve İktisa­
dî iktidarı değil, kendisinin kavramlaştırmasıyla burjuva fikir ve ideolojilerinin “hegemonya’sıdır. 
Hegemonya, önderlik ya da hâkimiyet demektir. İdeolojik hegemonyanın anlamı ise burjuva fikir­
lerinin karşıt görüşlerin yerini alıp, çağın sağduyusu olması demektir. Gramsci, ideolojinin sanatta, 
edebiyatta, eğitim sisteminde, kitle iletişiminde, günlük dilde ve popüler kültürde, kısaca tüm top­
lumsal düzeylerde ne derece gömülü olduğuna dikkat çekti. Gramsci, ısrarlı bir biçimde burjuva 
hegemonyasına ancak siyasî ve entelektüel düzeyde meydan okunabileceğini belirtti. Bu da sos­
yalist ilke, değer ve teorilere dayalı, karşıt bir “proleter hegem onyasının oluşturulması demektir.
Kapitalizmin meşruluk üretme marifetiyle istikrarı başarma kapasitesi, Frankfurt O kulunun 
da özel ilgi alanıydı. Bu okul daha çok, Nazilerden kaçıp A B D ’ye yerleşen neo-Marksist Almanlar- 
dan oluşuyordu. Bu okulun en ünlü üyesi H erbert Marcuse (bkz. s. 143) One D im ensional M an 
( Tek Boyutlu İnsan,
1964) adlı eserinde, ileri sanayi toplumunun, düşünceyi yönlendirmek ve kar­
şıt görüşleri kendilerini ifade etmekten yoksun bırakmak üzere, kendi ideoloji kapasitesinde “tota­
liter” bir nitelik geliştirdiğini öne sürmüştür.
M odern toplumlar, sahte ihtiyaçlar üretmekle beraber, insanları gözü doymaz tüketicilere 
dönüştürmenin yanında, yaygın/kapsamlı ve aptallaştırıcı refahın yayılmasıyla, eleştiriyi felce uğ­
ratmayı başarmıştır. Marcuse’ye göre, liberal kapitalizmin tartışmasız hoşgörüsü bile baskıcı bir



Yüklə 11,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   240




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin