leşiyorsa kadının rolü ve cinsiyet eşitliği sorusu pek fazla bir siyasî önem taşımayan meselelerdir. Ev
hanımı ve anne özel rolü ile sınırlandırılmış olan kadınlar, böylece siyasetin dışında tutulmaktadır.
Dolayısıyla feministler, “ kamusal erkek” ve “özel kadın” arasındaki ayrımı ortadan kaldırma
ya çalışmışlardır. Ancak özel/kamusal ayrımını ortadan kaldırmanın ne anlama geldiği, nasıl elde
edilebileceği veya ne ölçüde istendiği konusunda her zaman uzlaşmamışlardır. Siyasetin kapının
eşiğinde kaldığı fikrinin en keskin muhalifleri radikal feministler olmuştur; bunun yerine “özel
siyasîdir” iddiasını ileri sürmüşlerdir. Yani kadın baskısının hayatın her alanında olduğu ve birçok
açıdan ailenin içinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Böylece radikal feministler, “günlük hayat
politikası” adı verilecek şeylerin ne olduğunu incelemeye koyuldular. Buna aile içinde şartlandır
ma, ev işi ve diğer ev içi sorumluluklarının dağılımı ve kişisel ve cinsel davranış siyaseti süreçleri
dâhildir. Bazı feministler için kamusal/özel ayrımını ortadan kaldırmak, özel hayatın sorumluluk
larını devlete veya diğer kamusal kurumlara devretmek anlamına geliyor. Örneğin çocuk büyütme
yükü, ailelere daha fazla destek vererek veya iş yerlerinde kreş veya yuva açılarak hafifletilebilir.
Bununla birlikte liberal feministler, kadının, kamusal olan eğitim, iş ve siyasî hayata girişini sınır
landıracağı gerekçesiyle, kamusal/özel ayrımına itiraz ederler; liberal teoriye göre kişisel tercih ve
bireysel özgürlük sahası olan kamusal alanın siyasileştirilmesi tehlikesine karşı da uyarırlar.
Dostları ilə paylaş: