Siyasi. İDeolojiler


M U H A F A Z A ETME A R Z U SU - A N A T E M A L A R



Yüklə 11,67 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə53/240
tarix11.08.2023
ölçüsü11,67 Mb.
#139183
1   ...   49   50   51   52   53   54   55   56   ...   240
1723-Siyasi Ideolojiler-Andrew Heywood-Chev-K.Bayram-O.Tufekchi-H.Inac-2011-345s (1)

M U H A F A Z A ETME A R Z U SU - A N A T E M A L A R
Muhafazakâr ideolojinin barındırdığı temel nitelik, belli başlı iddiaların ve tartışmaların ana kayna­
ğı olmuştur. Örneğin, muhafazakârların taraftar oldukları şeyden çok, m uhalif oldukları şeye ilişkin 
daha net bir anlayışa sahip oldukları sıklıkla dile getirilir. Bu anlamda muhafazakârlık basitçe deği­
şime karşı direnmeyi, en azından şüpheyi salık veren olumsuz bir felsefe olarak resmedilir. Ancak 
muhafazakârlık status quo’nun salt körü körüne savunusundan daha fazla bir şey olmasaydı, bir 
ideolojiden çok sadece siyasî bir tutum olurdu. Aslında birçok insan ya da grup, değişime diren­
me anlamında “muhafazakâr” olarak görülebilir ama bu insanların tümünün muhafazakâr siyaset 
düşüncesini paylaştıkları söylenemez. Örneğin, devletleştirilmiş ekonom inin ortadan kaldırılma­
sına muhalefet eden Sovyetler Birliğindeki komünistler de, refah devletini ya da ulusal sanayileri 
savunma adına kampanya düzenleyen sosyalistler de, siyasî ilkeleri açısından kesinlikle değil ama 
eylemleri açısından muhafazakâr olarak sınıflandırılabilirler. Değişime direnme arzusu, muhafaza­
kârlık içinde tekerrür eden bir arzudur. Ancak muhafazakârları rakip siyasî düşünce destekçilerin­
den ayıran şey, bu konumu benimsemede takındıkları kendilerini özgü tarzlarıdır.
İkinci bir mesele de, muhafazakârlığı bir ideoloji olarak tanımlamanın, bizatihi muhafazakâr­
ları rahatsız etme riskidir. Muhafazakârlar, genellikle kendi inançlarını, bir “İzm” veya ideolojinin 
aksine “zihinsel bir tutum” veya “yaygın kanaat” olarak betimlerler. Örneğin Lord Hugh Cecil 
(1 9 1 2 ), muhafazakârlığı “insan zihninin doğal mizacı” olarak tanımlamıştır. Başka düşünürlere 
göre de muhafazakârlığı özgün kılan şey, tarih ve tecrübeye yaptığı vurguyla beraber rasyonel dü­
şünceden duyulan hoşnutsuzluktur. Birinci Bölüm ’de tartışıldığı gibi muhafazakârlar tipik olarak 
“ilke siyasetinden” kaçınırlar ve bunun yerine gelenekçi siyasî tutumu benimserler. Muhafazakârlı­
ğa muhalif olanlar bu özellik üzerinde dururlar ve bazen muhafazakârlığı, yönetici sınıf veya elitin 
çıkarlarının ilkesiz savunusundan azcık daha fazla bir şey olarak tanımlarlar. Oysa hem muhafa­
zakârlar hem de eleştirenler, muhafazakâr “yaygın kanaatin” temelini oluşturan teorilerin çeşitlili­
ğini ve ağırlığını görmezden gelirler. Örneğin muhafazakârlar, düşüncelerini soyut ilkelerden daha 
çok tarih ve tecrübeyle temellendirmeyi seçebilir ama bu tercih de kendi başına sınırlı rasyonel ka­
pasitesi olan insan anlayışına dayanmaktadır. Muhafazakârlık, ne basit pragmatizm (bkz. s. 27) 
ne de salt fırsatçılıktır. Muhafazakârlık, insan doğasına, yaşadıkları topluma ve özgün siyasal değer­
lerin önemine vurgu yapan özgün birtakım siyasal anlayışlar üzerine inşa edilir. Aslında liberalizm 
ve sosyalizm gibi muhafazakârlık da bir ideoloji olarak tanımlanmalıdır. Muhafazakârlığın barın­
dırdığı en önemli ve temel düşünceler:



Gelenek

Beşeri eksiklik

Organik toplum
► Hiyerarşi ve otorite

Mülkiyettir
Gelenek
Muhafazakârlığın, değişim karşıtı iddialarının dayanakları farklı farklıdır. Muhafazakârlıkta teker­
rür eden merkezî konulardan birisi, yaptığı gelenek savunusudur. Gelenek, zamana karşı koyabil­
miş değerler, uygulamalar ve kurumlan, özelde de bir kuşaktan diğerine aktarılanları kapsar. Bu an­
layışın aksine liberaller, sosyal kuramların ne kadar uzun süredir varlıklarım devam ettirdiklerine 
göre değil de, bireylerin ihtiyaç ve çıkarlarına ne kadar cevap verebildiği çerçevesinde değerlendi­
rilmeleri gerektiğini öne sürerler. Eğer kurumlar bu sınavı geçemiyorlarsa, ya reforma tâbi tutulma­
lıdırlar ya da ortadan kaldırılmalıdırlar. Ancak muhafazakârlar bu görüşe kesinlikle katılmazlar ve 
bazı nedenlerden dolayı, gelenek ve kuramların, tarih testini başarıyla geçtiklerinden hassasiyetle 
korunması gerektiğini düşünürler.
Bazı muhafazakârlara göre bu sonuç, onların dinî inançlarını yansıtır. Eğer bu dünyanın Yara­
tıcı Tanrı tarafından bezendiği düşünülürse, toplumdaki geleneksel örfler ve uygulamalar “Tanrı 
vergisi” olarak görülmelidir. Burke, bu çerçevede toplumun “Yaratıcımızın yasasi’yla ya da bazen 
ifade ettiği gibi “doğal hukuk” tarafından şekillendirildiğine inanır. Eğer insanlar yasaya aykırı ola­
rak dünyayı değiştirmeye kalkarlarsa, Tanrı’nın iradesine karşı gelmiş olurlar ve sonuçta İnsanî 
faaliyetleri daha iyi değil, daha kötü yaparlar. 18. Yüzyıldan beri geleneğin Tanrı nın iradesini yan­
sıttığını iddia etmek, gittikçe zorlaşmaktadır. Burke için monarşi kurumunun Tanrı takdiriyle atan­
dığına inanmak mümkündü. Çünkü bu inanç, çok uzun bir süredir yerleşik bir inançtı ve neredeyse 
evrensel olarak kabul görüyordu. Ancak tarihsel değişimin adımları hızlandıkça, yeni gelenekler 
eskilerin yerini aldı. Serbest seçim ve evrensel oy hakkı gibi bu yeni geleneklerin, her anlamda 
“Tanrı vergisi” olmaktan çok insan yapımı oldukları açıkça görüldü. Ancak değişime yönelik dinî 
ret, modern köktenciler tarafından diri tutuldu. Köktencilerin inancına göre, Tanrının istekleri 
onların dinî metinlerindeki kesin hakikat olarak insanoğluna vahyedildi. Muhafazakârlık ile dinî 
köktencilik arasındaki ilişki, Onuncu Bölüm ’de tartışılmıştır.
Ancak muhafazakârların çoğu, herhangi bir ilâhî köken iddiası öne sürme ihtiyacı duymadan 
geleneği desteklemektedir. Örneğin Burke, toplumu “yaşayanlar, ölüler ve doğacaklar” arasındaki 
bir ortaklık olarak tanımlamıştır. İngiliz romancı ve deneme yazarı G. K. Chesterton (1 7 8 4 -1 9 3 6 ), 
bu görüşü şöyle ifade etmektedir:
Gelenek, oyları tüm sınıflardan en belirsiz olana vermek demektir: Atalarımıza. Bu, ölmüşlerin


Edmund Burke (1729-1797)

Yüklə 11,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   49   50   51   52   53   54   55   56   ...   240




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin