Siyasi. İDeolojiler



Yüklə 11,67 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə61/240
tarix11.08.2023
ölçüsü11,67 Mb.
#139183
1   ...   57   58   59   60   61   62   63   64   ...   240
1723-Siyasi Ideolojiler-Andrew Heywood-Chev-K.Bayram-O.Tufekchi-H.Inac-2011-345s (1)

Mülkiyet
Muhafazakârlar için mülkiyet, derinlikli, zaman zaman da neredeyse gizemli öneme sahip bir değer­
dir. Liberaller, mülkiyetin liyakati yansıttığını iddia ederler: Çok çalışanlar ve yetenekli olanlar servet 
elde ederler, hatta etmelidirler. Bundan dolayı mülkiyet, “kazanılan” bir şeydir. Bu öğretinin, servet 
biriktirme becerisini önemli bir ekonomik dürtü olarak gören muhafazakârlar için bir câzibesi vardır. 
Ancak muhafazakârlar aynı zamanda mülkiyetin, birçok psikolojik ve sosyal faydaları olduğunu da 
öne sürerler. Örneğin mülkiyet, güvenlik sağlar. Belirsizliklerle dolu ve tahmin edilemez bir dünyada 
mülkiyet sahipliği insanlara, bir güven ve rahatlama duygusu verir; “güvenilecek bir şeye sırtını daya­
mak” gibi. Mülkiyet, ister bir ev isterse bankadaki tasarruf olsun, bireylere bir koruma kaynağı tahsis 
eder. Bundan dolayı muhafazakârlar, tutumluluğu -paranın yönetimindeki ihtiyatı- kendi başına bir 
erdem olarak görürler ve özel tasarrufla beraber mülkiyet yatırımlarını teşvik ederler.
Ayrıca mülk sahipliği, önemli sayıdaki birçok sosyal değeri de besler. Kendine ait mülkü olan­
ların, başkalarına ait mülke karşı saygılı olma ihtimâlleri daha fazladır. Bu kişiler aynı zamanda, 
mülkiyetin düzensizlik ve kanunsuzluk karşısında muhafaza edilmesi zorunluluğunun da farkın­
dadırlar. Bundan dolayı, mülkiyet sahiplerinin toplumda bir “hisseleri” vardır; özellikle hukukun 
ve düzenin korunması, menfaatlerine uygundur. Bu anlamda mülk sahipliğinin, hukuka saygının 
“muhafazakâr değerleri” olarak düşünülebilecek şeyleri, otoriteyi ve sosyal düzeni geliştireceği söy­
lenebilir. Ancak muhafazakârların niçin mülkiyet sahipliğini desteklediklerini belirten daha derin 
ve daha kişisel olan neden, mülkiyetin neredeyse bireyin kişiliğinin bir uzantısı olarak görülebil- 
mesidir. İnsanlar kendilerini sahip oldukları şeyler çerçevesinde “gerçekleştirirler” hatta görürler. 
Sahip olunan şeyler sadece dışsal nesneler veya yararlı oldukları -insan ı soğuktan ve ıslaklıktan 
koruyan ev, ulaşımı sağlayan araba v s.- için değerli değildirler; bu şeyler aynı zamanda sahibinin 
kişilik ve karakterinin bazı yansımalarıdır. Bundan dolayıdır ki muhafazakârlar özellikle hırsızlığı 
en nahoş suç olarak işaret ederler: Bu suçun kurbanları sadece mülkiyet kaybı ya da verilen za­
rardan muzdarip olmazlar, aynı zamanda kişisel olarak onurlarının zedelenmesi duygusundan da 
rahatsız olurlar. Bir ev, sahip olunan şeyler içinde en kişisel ve mahrem olandır, sahibinin ihtiyaç 
ve zevkine göre dekore edildiğinden, sahibinin kişiliğini yansıtır. Geleneksel sosyalistlerin, mülki­
yetin “sosyalleştirilmesi”, bireylerden ziyade herkesin mülkiyetinde olması gerektiği biçimindeki 
iddiaları, muhafazakârları sarsmıştır. Muhafazakârlar bu talebi, dehşet verici bulmuşlardır; çünkü 
bunun ruhsuz ve kişiliksiz bir toplum yaratma tehdidi olduğunu düşünürler.


Ancak muhafazakârlar, her bireyin kendi mülkünü dilediği gibi kullanmada mutlak hakkı ol­
duğu iddiasını öne süren laissez-faire liberalleri kadar ileri gitmezler. Liberteryen muhafazakârlar, 
dolayısıyla da Yeni Sağ, esasen liberal mülkiyet anlayışını savunurken, muhafazakârlar geleneksel 
olarak mülkiyet hakları da dâhil olmak üzere tüm hakların yükümlülük gerektirdiğini iddia ederler. 
Mülkiyet yalnızca bireysel bir mesele değil, aynı zamanda toplum açısından da önemlidir. Bireyin 
hakları, toplumun veya ulusun genel refahına göre dengelenmelidir. Muhafazakârlara göre, örneğin 
yönetimin ekonomiye müdahalesi millî menfaatlere hizmet ediyorsa, iş dünyasının özgürlükleri 
kısıtlanmalıdır. Ayrıca mülkiyet, salt mevcut kuşağın birikimi değildir. Mülkiyetin çoğu -araziler, 
evler, sanat eserleri- daha önceki kuşaklardan aktarılmıştır. Bu açıdan mevcut kuşak, millî servetin 
emanetçisidir ve gelecek nesillerin menfaati için bu serveti korumak ve muhafaza etmekle yüküm­
lüdür. İngiltere’nin 1957-1963 yılları arasındaki Muhafazakâr başbakanı Harold Macmillan, aynen 
Thatcher hükümetinin 1980’lerdeki özelleştirme siyasasına benzer bir durum karşısında belirttiği 
gibi, bu, “ailenin tüm varlığını bedavaya elden çıkarmaktır” der.

Yüklə 11,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   57   58   59   60   61   62   63   64   ...   240




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin