T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ uluslararasi iLİŞKİler anabiLİm dali



Yüklə 0,86 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə12/15
tarix26.11.2019
ölçüsü0,86 Mb.
#29695
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   15
İRANDA İSLAM KİMLİK VE

;  
; israel.org/jsource/arabs/iraniraq/html>; 


 
                                                                                                                                                 84 
erteleyerek ulus-devlet kimliğini benimseme eğilimine girmiştir. Ancak bu süreç, 
Humeyni’nin söylemlerinde ümmetçilik, “Büyük Şeytan” ABD, sömürgeci Batı, 
ezilen  İslam dünyası gibi öğelerin tam olarak ortadan kalktığı anlamını taşımaz. 
Daha çok Salman Rüştü’ye ölüm fetvası gibi dinsel simgelerle veya kredi alma gibi 
alanlarda Batı’ya açılmayı reddetme gibi çeşitli stratejilerle dikkat çekmeyi tercih 
ettiği görülmüştür
113

 
2) Yeni Komşular, Yeni Bölgesel Dengeler  
i) Geleneksel Dış Politika Yorumunun Evrimi
 
1988’de Irak-İran Savaşı’nın BM öncülüğünde iki ülke arasında yapılan 
ateşkesle durdurulması, 1989’da Dini Lider Humeyni’nin ölümü ve bunun hemen 
ardından da Soğuk Savaş’ın sona ermesi, İran politikasında adeta artçı deprem şoku 
yaratmıştır. Bir yandan yönetimin iç politikada savaş sonrası ortaya çıkan devasa 
boyutlardaki tahribatlarla baş edememesi, öte yandan dış politika mekanizmasının 
yeni sürece hazırlıksız yakalanması,  İran’ı büyük çıkmazlarla karşı karşıya bıraktı. 
İranlı yöneticilerin yeni dönemde ne tür iç ve dış politikalar izleyeceği büyük merak 
konusu idi. Özellikle, Humeyni’nin ölümüne eşlik eden Soğuk Savaş sonrası 
uluslararası konjonktürde İran dış politikası doğasının değişim sürecine girip 
girmeyeceği, ilgili yazarlar tarafından en çok tartışılan konulardan biri oldu. Bu 
bağlamda gerek İranlı dış politika uzmanları, gerek İran siyaseti ile ilgili çalışmalar 
                                                           
113
 Humeyni, 1989 yılında “Şeytan Ayetleri” kitabının yazarı Salman Rüştü’nün ölüm cezasına 
çarptırılmasını öngören bir fetva vermiştir. Bkz: death.html>; Ayrıca, Humeyninin Batı’yla ilgili görüşlerine ilişkin daha detaylı bilgi için bkz: İslami 
Tebliğ Teşkilatı,  İslam  İnkılabı Rehberi İmam Humeyni’nin (r.a.) Siyasi-İlahi Vasiyetnamesi, Spehr 
Matbaası, Tahran, 1989, s.45-50.    
 

 
                                                                                                                                                 85 
yapan yerli ve yabancı akademisyenler, İran dış politikası açısından Soğuk Savaş 
faktörünü ele alarak aşağıdaki sorular üzerine yoğunlaştılar
114
:     
-  Soğuk Savaş döneminde her iki bloktan da uzak durmaya çalışan 
Humeyni’nin ideolojik liderliğinin esas amacı yeni ve cesur bir İslam 
dünyasına odaklanarak her iki güce (Doğu, Batı) karşı “moral süpergüç” 
oluşturmaktı. Diğer bir deyişle, “Ne Doğu, ne Batı” sloganıyla “moral 
süpergüç” olmayı amaçlayan İran, Soğuk Savaş sonrası dönemde nasıl bir 
kimlik üstlenme sürecine girecekti? 
-  Soğuk Savaş sonrası uluslararası konjonktürün İran dış politikası açısından 
sağladığı fırsatlar veya neden olduğu zorluklar nelerdi?  
-  Doğu ve Batı bloku arasındaki sistemik çatışmanın sona ermesinden sonra 
yeni dönemde çatışma ve husumet hangi biçimde sürdürülecekti ve bu İran’a 
nasıl yansıyacaktı?  
1989’da Humeyni’nin ölümünü takiben Cumhurbaşkanı seçilen Ali Ekber 
Haşemi Rafsancani, ülke içi sosyo-ekonomik sorunların ortadan kaldırılması 
amacıyla uygulamaya koyduğu bir dizi liberal ekonomi politikaları ile beraber, dış 
politika konusunda da uluslararası sisteme eklemlenme eğilimi göstermeye başladı. 
Bu konudaki ilk önemli adımı, yönetime geçer geçmez dış politika kararverme 
mekanizmasında yapısal düzenlemeler yaparak yeni teknokratları görevlendirmesi 
oldu. Ancak değişim konusunda pek istekli görünse de, Humeyni döneminden miras 
kalan bir takım kavramsal sorunlar, özellikle dış politika açısından Rafsancani’nin 
                                                           
114
 Shireen T. Hunter,  The Future of Islam and The West: Clash of Civilizations or Peaceful 
Coexistence?, Praeger Publishers, Westport, 1998, s.59-68; John Calabrese, Revolutionary Horizons: 
Regional Foreign Policy in Post-Khomeini Iran, The Macmillian Press Ltd., London, 1994, s.25; 
Kaveh, 
After Khomeini…,s. 202; “Concept of Neither East nor West”, 

  

 
                                                                                                                                                 86 
önündeki en büyük engellerdendi. İran siyasetinin bir yandan devrimci söylemler 
temelinde sahip olduğu Pan-İslamcı özelliği, diğer yandan benimsemek durumunda 
kaldığı ulusalcı niteliği göz önünde bulundurulursa, bu iki kavram arasında (Pan-
İslamcılık ve ulusalcılık) tutarlılığın sağlanamaması  dış politika uygulamalarını 
oldukça zorlamaktaydı
115
. Başka bir ifadeyle, dış politikada karar verme aşaması 
İslami çizginin getirdiği ihtiyaçlar ile ulusalcı gereksinimlere dayanan uygulamalar 
arasında seçim yapma zorluğuna tıkanıp kalmaktaydı. Rafsancani’nin pragmatik 
politikaları doğrultusunda söz konusu iki öğenin sentetik işlevselliği, birincinin (Pan-
İslamcılık) göreceli gevşetilmesiyle başlayan bir gelişme sürecine girdi.  
Rafsancani yönetimi, özelikle Ümmetçilik (İslami Birlik) kavramının yeniden 
biçimlendirilmesine ağırlık verdi. İran dış politikasının geleneksel söylemsel 
bileşenlerinden sayılan Ümmetçilik, Rafsancani dönemiyle daha sofistike 
yaklaşımlar kapsamında kullanılmaya başladı. Humeyni’nin, Müslüman ülkeler 
arasında sınır ötesi birliğin sağlanmasını öngören görüşleri, daha esnek bir dil ile 
gündeme getirildi. Ulusal sınır olmaksızın düşlenen  İslam dünyası ütopyasına daha 
mesafeli davranılarak, daha çok, ulusal sınırları da önemseyen İslami dayanışma 
politikalarının üretilmesi tercih edildi. Başka bir ifadeyle, tekdüze ümmet 
kavramından etnik ve ulusal farklılık ilkelerinin gözetilmesini içeren daha karmaşık 
ve çoğulcu yaklaşıma geçildiği gözlemlendi. Bu dönemdeki dış politika 
kararvericileri  İran merkezli Müslüman ülkelerin siyasal birliği yerine, örneğin, 
İslami ekonomik blok oluşturma, küresel ekonominin Üçüncü Dünya ülkeleri lehine 
geliştirilmesi gibi projeleri gündeme getirmeye başladılar. Onlara göre İran, 
                                                           
115
John L. Esposito and James P. Piscatori, “Global Impact of Iranian Revolution: A Policy 
Perspective”, John L. Esposito, (ed.), The Iranian Revolution: Its Global Impact,  Florida 
International University Press, Miami, 1990, s. 317-328; “Concept of Export of Revolution” 

Yüklə 0,86 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin