C. 3. 2. 3. Sonda:
Arapça, Farsça alıntı sözcüklerdeki son ses “-c” birincil olarak korunur: cacuc-macuc
(Yecüc Mecüc Ar. yācÿc ü mācÿc), muqtac (muhtaç Ar. muótāc), qarc (harç Ar. òarc), qırac
(haraç, vergi Ar. òarāc), ıqrac (ihraç Ar. iòrāc), tarac (talan, yağma Ar. tārāc).
Rusça’da “-c” ünsüzü bulunmadığı için Rusça’dan alıntılarda son seste görülen “-c”
ünsüzü son sesteki “-j” ünsüzünün değişimiyle ikincil olarak görülür: ġarac (garaj Rus. ġaraj
< Frs.).
Bazı alıntı sözcüklerdeki son seste “-c” ünsüzü “-ç” ünsüzüne dönüşür: kenç (define
Far. genc), umaç (buğday unundan yapılan bir bulamaç türü Far. ommāc).
J. 1. Tanım:
Ses değeri Türkiye Türkçesi ile aynı olan bu ünsüz; ton bakımından tonlu, çıkış yeri
bakımından diş eti ön damak veya dil önü sert damak, çıkış şekli bakımından sızıcı bir
ünsüzdür. Hava yolu bakımından da ağız ünsüzüdür. “ş” ünsüzünün tonlusudur. Fışıltı fonemi
olarak da adlandırılan bu ünsüzün oluşumunda ses organlarının durumu şu şekildedir: “Bu
fonemin oynaklanmasında dudaklar açık olmakla beraber daha fazla ileriye doğru uzamaya ve
yuvarlaklaşmaya karşı bir meyil hissedilir. Damak perdesi kapanma teşkil eder.”
58
“Dilin iki
58
Necip Üçok,
age., s. 47.
31
kıyısı damağa ve çanak dişlere değer, dilin önü biraz arkaya çekilir ve diş etlerinin geri
kısmına sert damağın önüne doğru uzatılır.”
59
Oluşurken ses telleri de titreşir.
Bu ünsüz Türkçenin ses düzeninde yoktur, sadece alıntı kelimelerde kullanılmaktadır.
Ancak Ömer Demircan: “ ‘j’ ünsüzünün ayrı yazımına eski Türk abecelerinde bile yer
verilmiştir. Ortak dilde kullanılan örneklerden hepsinin alıntı olması bu sesin yabancı olduğu
izlenimini yaratmaktadır. Oysa ‘j’ bugünkü Türkiye ağızlarında kullanılan bir sestir. Bu sesin
ayrı bir sesbirim olarak bulunup bulunmadığı, ağızlarda kullanılan ses düzenleri yapısal
olarak incelendiğinde ortaya çıkacaktır.” der ve Türkiye Türkçesi ağızlarından örnekler
vererek “j” ünsüzünün Türkçenin ses düzeninde yer aldığını ispatlamaya çalışır. Bir başka
kanıt olarak da alıntı kelimelerdeki “j” ünsüzünün değişikliğe uğratılmadan kullanılmasını
gösterir.
60
Kazak Türkçesinin karakteristik özelliği olarak Türkçe sözcüklerde de görülen bir
sestir.
Türkçede birincil olarak bulunmayan bu ses, Kırgız Türkçesi yazı dilinde “c”
ünsüzünden ayrı bir harfle gösterilmese de ses olarak vardır. Kırgız Türkçesine Rusça yoluyla
giren alıntı kelimelerde “ж” şeklindeki ünsüz “j” olarak okunur.
J. 2. Türkçe Sözcüklerde:
J. 2. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki Türkçe sözcüklerde başta, ortada ve sonda birincil veya ikincil
olarak kullanılmayan bir ünsüzdür.
J. 3. Alıntı Sözcüklerde:
J. 3. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki alıntı sözcüklerde başta, ortada ve sonda birincil olarak
kullanılan bir ünsüzdür.
J. 3. 1. 1. Başta:
Örnek: jiraf (zürafa Rus. jiraf < Ar. zerāfe, zerrāfe), juri (jüri Rus. jyuri < Frs. jury),
jurnal ( dergi Rus. jurnal < Frs. journal), jandarım (jandarma Rus. jandarm < İtl. gendarme),
jom (mengene, baskı Rus. jom).
59
Nevin Selen,
age., s. 101.
60
Ömer Demircan,
age., s. 71.
32
Kullanıldığı Durum:
jV- durumunda kullanılır: jiraf (zürafa Rus. jiraf < Ar. zerāfe, zerrāfe), juri (jüri Rus.
jyuri
< Frs. jury), jurnal ( dergi Rus. jurnal < Frs. journal), jandarım (jandarma Rus. jandarm
< İtl. gendarme), jom (mengene, baskı Rus. jom).
jC- durumunda kullanılmaz.
J. 3. 1. 2. Ortada:
Örnek: birja (borsa Rus. birja), pidjaq (ceket Rus. pidjaq), abajur (abajur Rus. abajur
< Frs. abat-jour), dirijyör (bale, orkestra şefi Rus. dirijyör < Frs.), ġrajdan (vatandaş Rus.
ġ
rajdan
), hudojnik (ressam Rus. hudojnik), mujuq (Ukrayna ya da Rus çiftçisi Rus. mujik),
injener (mühendis Rus. injener < Frs.), vojatıy (kılavuz Rus. vojatıy).
Kullanıldığı Durum:
-VjV- durumunda kullanılır: abajur (abajur Rus. abajur < Frs. abat-jour), mujuq
(Ukrayna ya da Rus çiftçisi Rus. mujik), vojatıy (kılavuz Rus. vojatıy).
-Cj- durumunda kullanılır: birja (borsa Rus. birja), pidjaq (ceket Rus. pidjaq), injener
(mühendis Rus. injener < Frs.).
-jC- durumunda kullanılır: dirijyör (bale, orkestra şefi Rus. dirijyör < Frs.), ġrajdan
(vatandaş Rus. ġrajdan), hudojnik (ressam Rus. hudojnik).
J. 3. 1. 3. Sonda:
Örnek: ġaraj ~ ġarac (garaj Rus. ġaraj < Frs. ġarage), passaj (pasaj Rus. passaj < Frs.
passage
), massaj (masaj Rus. massaj < Frs. massage), sabotaj (sabotaj Rus. sabotaj).
Kullanıldığı Durum:
-Vj durumunda kullanılır: ġaraj (garaj Rus. ġaraj < Frs. ġarage), passaj (pasaj Rus.
passaj
< Frs. passage), massaj (masaj Rus. massaj < Frs. massage), sabotaj (sabotaj Rus.
sabotaj
).
J. 3. 2. Özellikler:
J. 3. 2. 1. Başta:
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde ön ses “j-” korunur:
jiraf (zürafa Rus. jiraf < Ar. zerāfe, zerrāfe), juri (jüri Rus. jyuri < Frs. jury), jurnal ( dergi
Rus. jurnal < Frs. journal), jandarım (jandarma Rus. jandarm < İtl. gendarme), jom
(mengene, baskı Rus. jom).
33
Rusça’dan alıntı sözcüklerde “j- > c-” değişimi görülür: caliyna ( maaş, aylık Rus.
jalovan’e), carköp (kavrularak pişirilen yemek Rus. jarkoe), celetke (yelek Rus. jiletqa),
cülük (yan kesici; dalavereci Rus. julik).
J. 3. 2. 2. Ortada:
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde iç ses “-j-” korunur:
birja (borsa Rus. birja), pidjaq (ceket Rus. pidjaq), abajur (abajur Rus. abajur < Frs. abat-
jour
), dirijyör (bale, orkestra şefi Rus. dirijyör < Frs.), ġrajdan (vatandaş Rus. ġrajdan),
mujuq (Ukrayna ya da Rus çiftçisi Rus. mujik), injener (mühendis Rus. injener < Frs.),
vojatıy (kılavuz Rus. vojatıy).
Alıntı sözcüklerde iç seste “-j- > -c-” değişimi görülür: durucma (milis, asker Rus.
drujina), dücürnay (nöbetçi Rus. dejurnıy), kecirnay (deri, kösele Rus. qojanıy), pacalista
(lütfen Rus. pojaluysta).
J. 3. 2. 3. Sonda:
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde son ses “-j” korunur:
ġaraj ~ ġarac (garaj Rus. ġaraj < Frs. ġarage), passaj (pasaj Rus. passaj < Frs. passage),
massaj (masaj Rus. massaj < Frs. massage), sabotaj (sabotaj Rus. sabotaj).
Alıntı sözcüklerin son sesinde bulunan “-j” ünsüzü, konuşma dilinde tonsuzlaşarak “-
ç” şeklinde telaffuz edilir: massaç (masaj Rus. massaj < Frs. massage), passaç (pasaj Rus.
passaj < Frs. passage). Bu değişim yazı dilinde gösterilmez, yine Rusça imlaya uyularak
“massaj, passaj” şeklinde yazılır.
Alıntı sözcüklerin son sesinde bulunan “-j” ünsüzünün “-c” ünsüzüne değiştiği
görülür: ġarac (garaj Rus. ġaraj < Frs.).
Ç - ç (Ч-ч)
Ç. 1. Tanım:
Ses değeri Türkiye Türkçesi ile aynı olan bu ünsüz; ton bakımından tonsuz, çıkış yeri
bakımından diş eti ön damak, çıkış şekli bakımından süreksiz bir ünsüzdür. Hava yolu
bakımından da ağız ünsüzüdür. İki ünsüzün (ç-ş) birbirine karışarak bir solukta çıkmasından
34
dolayı “karışık ünsüzler” grubundan sayılır. Bu ünsüz iç seste kullanıldığında kendilerini
oluşturan bileşimin ikinci üyesindeki sese (ş) daha çok yaklaşır.
61
Ç. 2. Türkçe Sözcüklerde:
Ç. 2. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki Türkçe sözcüklerde başta, ortada ve sonda hem birincil hem de
ikincil olarak kullanılan bir ünsüzdür.
Ç. 2. 1. 1. Başta:
Örnek: çoku (zirve), çeber (usta, yetenekli), çekit (nokta), çımın (sinek), çegirtke
(çekirge), çaç (saç), çolok (çolak, sakat), çöp (ot), çolpon (çolpan, Zühre yıldızı), çaγuu (arı
v.b. sokmak), çoçuu (korkmak), çaγıldıruu (çağrıştırmak), çakıruu (davet etmek),
çirüü
(çürümek), çeginüü (çekilmek, gerisin geri gitmek), çöktürüü (çöktürmek).
Kullanıldığı Durum:
çV- durumunda kullanılır: çıçqan (sıçan, fare), çıyırçıq (~ çıyçıq) (sığırcık), çaç (saç),
çaç- (saçmak, serpmek; israf etmek), çanç- (sançmak, bir yandan öbür yana delmek,
saplamak), çeç- (çözmek).
Ç. 2. 1. 2. Ortada:
Örnek: kiçine (küçük), ıçkır (uçkur), kayçı (makas), eçki (keçi), çıçqan (fare), köçkü
(çığ), eçen (nice), mençiktöö (benimsemek), qıçışuu (kaşınmak), köçürüü (temize geçirmek),
qıyçıldoo (gıcırdamak), açuulanuu (acılanmak).
Kullanıldığı Durum:
-VçV- durumunda kullanılır: kiçüü (küçük), küçön- (kendini zorlamak, çabalamak),
qıçış- (kaşınmak), köçür- (temize geçirmek).
VçV- durumunda kullanılır: oçoq (ocak), açuu (acı; ekşi; keskin, dokunaklı), üçün
(için), eçen (nice), açuulan- (acılanmak).
-çC- durumunda kullanılır: ıçkır (uçkur), çıçqan (sıçan, fare), eçki (keçi), içke (ince),
buçqaq (hayvanda bacağın ayaklara yakın alt kısmı; kürk hayvanlarının ayak derilerinden
yapılan manto), köçkü (çığ), ıçqın- (kendini zorlamak, çabalamak).
-Cç- durumunda kullanılır: elçi (elçi, haberci), cıγaççı (marangoz), balçıq (cıvık
çamur, balçık), qamçı (kamçı), ökçö (ökçe), çıyırçıq (~ çıyçıq) (sığırcık), kayçı (makas),
mençikte- (benimsemek), qıyçılda- (gıcırdamak).
61
Nevin Selen,
age., s. 108.
35
Ç. 2. 1. 3. Sonda:
Örnek: uuç (avuç), çaç (saç), çömüç (kepçe), açqıç (anahtar), keç (akşam; geç), bıçuu
(biçmek), ölçöö (ölçmek), öçüü (sönmek), çaçuu (saçmak), uçuu (uçmak).
Kullanıldığı Durum:
-Vç durumunda kullanılır: uuç (avuç), cıγaç (ağaç), çaç (saç), çömüç (kepçe), köç-
(göçmek), qaç- (kaçmak), çeç- (çözmek), çaç- (saçmak, serpmek; israf etmek).
Vç durumunda kullanılır: uç- (uçmak), iç- (içmek), öç- (sönmek, silinmek).
-Cç durumunda kullanılır: çanç- (sançmak, bir yandan öbür yana delmek, saplamak),
ölç- (ölçmek).
Ç. 2. 2. Özellikler:
Ç. 2. 2. 1. Başta:
Eski Türkçe kelime başı “ç-” ünsüzü Kırgız Türkçesinde düzenli olarak korunur: çıbıq
( < çıbıq DLT I-318; DTS 147) (çubuk), çaq ( < çaq DTS 139) (zaman), çegirtke ( < çekürge
I-490; DTS 143) (çekirge), çömüç ( < çömçe DLT I-417) (kase, kepçe), çerüü ( < çerig DLT
I-123; DTS 144) (ordu; asker sevki, sefer ), çoloq ( < çolaq DLT I-381; DTS 152) (çolak),
çanaq ( < çanaq DLT I-84; DTS 138) (çanak), çekit ( < çekik DLT II-149; DTS 143) (nokta),
çıγuu ( < çıq- DLT II-18; DTS 150) (çıkmak), çıγaruu ( < çıqar- DLT II-83; DTS 150)
(çıkarmak; sürmek; çekip çıkarmak), çatır ( < çaçır ~ çatır ~ çaşır DLT I-406) (çadır), çaluu (
< çal- DLT II-24; DTS 137) (kesmek, vurmak; yere vurmak), çaqıruu ( < çaqır- DTS 140)
(çağırmak, seslenmek; davet etmek)
Ç. 2. 2. 2. Ortada:
Eski Türkçede iç seste görülen “-ç-” ünsüzü Kırgız Türkçesinde düzenli olarak
korunur: eçki ( < eçkü DLT I-95; DTS 162) (keçi), qoçqor ( < qoçqar DTS 451) (koç), açuu (
< açıγ DLT I-63; DTS 4) (acı, ekşi; keskin, dokunaklı; öfke), üçün ( < üçün DTS 622) (için),
açıq ( < açuq DLT I-64; açıġ DTS 5; açuq DTS 6) (açık), elçi ( < elçi DTS 169) (elçi,
haberci), oçoq ( < oçaq DLT I-64; DTS 362; oçuq DTS 362; otçuq DTS 373) (ocak), çıçqan (
< sıçġan DLT I-75; DTS 502) (fare), bıçaq ( < biçek DLT I-384; DTS 98; bıçaq DTS 104)
(bıçak), balçıq ( < balçıq DLT I-248) (balçık), qamçı ( < qamçı DLT I-417; DTS 415)
(kamçı), içke ( < yinçge DLT III-380; yinçkä DTS 261) (ince), kiçüü ( < kiçik DLT I-227;
kiçig DTS 306) (küçük, yaşça küçük), ıçqınuu ( < ıçġın- DLT I-254; DTS 216) (kendini
36
zorlamak, çabalamak; bir yerini kırmak), öçürüü ( < üçür- DLT I-177; DTS 376)
(söndürmek).
Bazı Türkçe sözcüklerde iç seste “-ç- > -t-” değişimi olduğu görülür: çatır ( < çaçır ~
çatır ~ çaşır DLT I-406) (çadır).
Bazı Türkçe sözcüklerde iç seste “-ç- > -c-” değişimi olduğu görülür: ece ( < eçe DLT
I-86) (abla).
“-ç-” ünsüzü bazı Türkçe sözcüklerde iç seste göçüşmeye uğrar: mıçquu < mıqçuu
(mıncıklamak).
Eski Türkçedeki iç ses “-ç-” ünsüzünün bazı örneklerde “-ş-” ünsüzüne değiştiği
görülür: tapşıruu ( < tapçur- DLT II-175) (teslim etmek, emanet etmek).
Konuşma dilinde eklerde bulunan “-s-, -t-” ünsüzlerinden önce “-ç- > -ş-” değişimi
görülür: öştü (< öçtü) (söndü), küşsüz (< küçsüz) (güçsüz), küştüü (< küçtüü) (güçlü),
çömüşsüz (< çömüçsüz) (kepçesiz), işti (< içti) (içti), çaşsız (< çaçsız) (saçsız), uştu (< uçtu)
(uçtu). Ömer Demircan, bu noktada “ş” ünsüzü yerine “j” ünsüzünün kullanılmamasını “j”
sesinin aşırı güç gerektirmesine bağlamaktadır.
62
Ç. 2. 2. 3. Sonda:
Eski Türkçede son seste görülen “-ç” ünsüzü Kırgız Türkçesinde düzenli olarak
korunur: qılıç ( < qılıç DLT I-183; DTS 442) (kılıç), çaç (< saç DLT I-14; DTS 479) (saç),
cıγaç (< yıγaç DLT IV-780; ıγaç DTS 218; yıγaç DTS 265) (ağaç), açqıç ( < açqıç DTS 6)
(anahtar), küç ( < küç DLT I-237; DTS 322) (kuvvet; zor, güç), üç ( < üç DLT I-35; DTS 621)
(üç), kirpiç ( < kerpiç DTS 301) (kerpiç), köç ( < köç DTS 311) (göç), keç ( < keç DLT I-294;
DTS 290) (akşam; geç), iç ( < iç DLT I-35; DTS 201) (iç; mide), açuu ( < aç- DLT I-163;
DTS 3) (açmak), aç ( < aç DTS 3) (aç), çaçuu ( < saç- DLT II-4; DTS 479) (saçmak;
harcamak, israf etmek), içüü ( < iç- DLT I-164; DTS 201) (içmek), bıçuu ( < bıç- DLT II-4;
DTS 98; biç- DTS 104) (biçmek), qaçuu (< qaç- DLT II-5; DTS 400) (kaçmak), uçuu ( < uç-
DLT I-164; DTS 603) (uçmak), köçüü (< köç- DLT II-5; DTS 311) (göçmek), çeçüü ( < çeç-
DTS 143) (çözmek), öçüü ( < öç- DTS 376) (sönmek).
Bazı örneklerde Eski Türkçede son seste yer alan “-ç” ünsüzünün ardından ünlü
türemesi olduğu görülür: qança ( < qanç DTS 418) (kaç; ne kadar).
63
Bazı örneklerde Eski Türkçede son seste yer alan “-t” ünsüzünün Kırgız Türkçesinde
“-ç” sesine değiştiği görülür: uuç ( < avut DLT I-83) (avuç).
62
Ömer Demircan,
age., s. 46.
63
DTS 418’de “qança” sözcüğü “nereye” anlamında geçer.
37
Konuşma dilinde sözcük sonunda bulunan “-ç” sesi, ardından gelen sözcüğün başında
bulunan “c-” sesinin etkisiyle “-ş” sesine değişir: küş col < küç col (zor yol), üş caş < üç caş
(üç yaş).
Bazı örneklerde Eski Türkçedeki son ses “-ç” ünsüzünün Kırgız Türkçesinde düştüğü
görülür: mışıq ( < mişkiç DTS 345) (kedi).
Ç. 3. Alıntı Sözcüklerde:
Ç. 3. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki alıntı sözcüklerde başta, ortada ve sonda hem birincil hem de
ikincil olarak kullanılan bir ünsüzdür.
Ç. 3. 1. 1. Başta:
Örnek: çar (dört Far. çār), çaar ~ çahar (dört Far. çehār), çaġaan (bembeyaz Moğ.
tsaġan
), çancu (afyon toplama aleti Dung.), çantu (Müslüman, sarık saran Çin. çan’ = sarık,
örtü; tou = baş), çañ (bir müzik aleti Far. çeng), çara (çare Far. çāre), çarq ~ çarıq (çark, daire
Far. çarò), çasaboy ~ çasoboy (nöbetçi Rus. çasovoy), çatıraş (satranç Far. ãadrenc), çeyrek
(çeyrek Far. çehār-yek), çen (rütbe, unvan; omuzluk Çin. syan), çeñgel (pençe, çengel Far.
çenġāl
), çertbut (büyük şişe Rus. çetvert’), çervon (10 rublelik Rus parası Rus. çervonets),
çigrim (kumlu keçi derisi Rus. şaġren’ ), çider (atın üç ayağına vurulan köstek Moğ. çödör),
çinovnik (memur, bürokrat Rus. çinovnik), çirkin (menfur, murdar; pişmanlık ifadesi Far.
çirkìn
), çirköö (kilise Rus. tserqov’ ), çoqoy (çarık, tek parçalı deri ayakkabı Çin. şohay), çolo
(fırsat, boş zaman Moğ.), çornoboy (karalama, müsvedde Rus. çernovoy), çyort (şeytan, cin
Rus. çyort), ços ~ çoş (ince tahta Rus. tyos), çot (keser, baltacık Çin.), çot (hesap makinası
Rus. sçyotı), çoyuñke (dökme demirden bir yemek aracı Rus. çuġunqa), çökö (kaşık yerine
kullanılan iki çubuk Dung.), çulu (sert, katı Moğ. çuluu = taş), çürçüt (dini ve dili başka Çin.),
çüştö (ince, beyaz patiska Uyg. çuta), çıytay (memur atı Çin.), çın (doğru Çin.), çınmaçın
(Çin-Hindistan Far. çìn-mā-çìn), çınar (çınar Far. çenār), çını (çini Far. çìnì ), çıraq (lamba
Far. çerāġ), çıstırnay (yünden tokunan kumaş Rus. şerstyanoy), çeen (in, mağara Moğ. içeen),
çap (sol Far. çep), çapar (örme duvar Far. çeper), çarayna ~ çarana (zırh Far. çār = dört, ayne
=
cam).
Kullanıldığı Durum:
çV- durumunda çokça kullanılır: çar (dört Far. çār), çambar (çember Far. çenber),
çasaboy ~ çasoboy (nöbetçi Rus. çasovoy), çen (rütbe, unvan; omuzluk Çin. syan), çinovnik
(memur, bürokrat Rus. çinovnik), çoqoy (çarık, tek parçalı deri ayakkabı Çin. şohay), çolo
38
(fırsat, boş zaman Moğ.), çını (çini Far. çìnì ), çıstırnay (yünden tokunan kumaş Rus.
ş
erstyanoy
), çapar (örme duvar Far. çeper), çeen (in, mağara Moğ. içeen).
çC- durumunda kullanımı görülmez.
Ç. 3. 1. 2. Ortada:
Örnek: ba ça (çocuk Far. beççe, beçe), u çastqa (daire, bölge Rus. uçastqa), baq çazar
(meyve bahçesi Far. baġ çe-zā r), bö çök (kabuk Far. poçì ), daa çan (bakır küçük para Çin.),
dari ça ~ dar ça (pencere, kapak Far. derìçe), dar çın (tarçın Far. dā rçìn), dispet çer (hareket
memuru Rus. dispetçer < İng. dispathcher), duu çar (karşılaşan, rastlayan Far. dÿçā r),
gül çambar (çelenk Far. ġ ul-çenber), gre çiha (kara buğday, Arnavut darısı Rus. greçiha),
ġun ça ~ ġım ça ~ ġın ça (gonca Far. ġ once), ke çil (bekâr Moğ.), kö çö (cadde, sokak Far. qÿş e),
qulaq qay çı (hırsız Moğ. hulhaçı), ele çek (evli kadın sarığı Far. leçek), man ça (pençe Far.
pence
), me çit (mescit Ar. mescid), na çalnik (amir Rus. naçalnik), na çar (güçsüz, kötü Far. nā -
çā r
), nay ça (küçük ney Far. nā yçe), po çta (posta Rus. poçta), ıras çot (görülen hesap Rus.
rasçyöt
), semi çke ~ semişke (çekirdek Rus. semeçqo), serep çile (dikkatle bakmak Moğ.
saravçlah
), suro çnıy (acele Rus. sroçnıy), sıp çı (kerpeten Rus. ş çiptsı), ıstar çın ~ star çın
(başçavuş Rus. starş ina), i çtey (iştah Ar. iş tihā), za çyot (sömestr sınavı Rus. zaçyot), zna çoq
(işaret Rus. znaçoq).
Dostları ilə paylaş: |