176
1998:222). Nejat Birdoğan ise Hacı Bektaş Veli’nin 1207 yılında doğduğunu
belirtmiştir (Birdoğan 2006:81). Hacı Bektaş Veli’nin doğum yılı ve el aldığı
mürşitler konusundaki ihtilaflar henüz çözülememiştir. Velayetname onunla ilgili
olan en önemli kaynak niteliğindedir. Ahmet Yaşar Ocak’a göre Bektaşilik
tarikatının piri olan Hacı Bektaş Veli’nin doğum tarihi bilinmemektedir ve kesin
olmamakla birlikte üzerinde ittifak edilen 1271 tarihinde vefat ettiği kabul
görmüştür (Ocak 2018:447).
Belirli araştırmacılar Bektaşi tarikatı mensubu olup Hacı Bektaş’ın
devamcıları olanlardan bazılarının yalnız yaşadığını, bunların hiç evlenmeyip her
şeyden ellerini çektiklerini bildiren bir işaret gibi kulaklarına demir halkalar
taktıklarını kaydetmiştir (Köprülü 1986: 462). Ancak bu durumun kaynağını
Hıristiyanlığa bağlayanlar da vardır, lakin Bektaşi postnişinler evlenmişler ve
nesilleri devam etmiştir, etmektedir.
Bektaşi tarikatı yalnızca Anadolu’ya münhasır kalmamış Azerbaycan’a ve
Nahçıvan’a da geçmiştir. Tarikatın Nahçıvan’da XIII. yüzyılda yayılmaya
başladığı bilinmektedir. Sabirabad’ın Şıhlar adlı köyünde Hacı Bektaş Veli’nin
oğlu olduğu ileri sürülen Baba Sami’nin mezarı vardır (Bektaşi 2018:73).
Nahçıvan’da Bektaşi tarikatını ilk olarak yayan şahsın Canan Bektaş olduğu ve
Safevi döneminde (1501) yapılarak bugüne kadar varlığını devam ettiren Canan
Bey Çeşmesi ve Bektaş arkının olduğu bilinmektedir (Bektaşi 2018:73). Rus
orduları Azerbaycan ve Nahçıvan’ı işgal edince İslam dinine karşı baskılar
başlamış ve Bektaşilerin çalışmaları gittikçe zayıflamış, zaviyeleri kapatılmış, daha
sonralar burası kıraathane ve yemekhane olarak kullanılmıştır (Bektaşi 2018:83).
Bektaşi tarikatı bugün de Anadolu, Balkanlar ve kısmen de
Azerbaycan’da devam etmektedir. Bu tarikat erkek ve kadına eşit duygularla
yaklaşmakta, kadın şahsiyetine önem vermektedir. Örnek olarak Trakya’da Balım
Sultan Bektaşilerinde mürşit meydan evinde köşede oturur, onun sol tarafında
kadınlar, sağ tarafında erkekler otururlar. Bektaşilerde koca bir makam veya görev
alacaksa mutlaka eşinin rızasını almak durumundadır (Bahadır 2005:70-75).
Yesevî ve Bektaşi tarikatlarının birçok ortak noktaları vardır. Her ikisinde de
ibadette uygulanan dil Türkçedir, zikirlere kadın ve erkekler birlikte katılır,
kadınlar çarşaf giymez. Taşları hareket ettirme, kuş donuna girip uçma,
münafıkları hayvan donuna sokma gibi keramet ve menkıbeler her iki tarikatta da
vardır (Öztürk 1998: 222).
Yesevî tarikatı XIII. yüzyılda Kutbuddin Haydar adlı Türk şeyhi
tarafından Kalenderilikle birleştirilerek Haydarîlik adıyla asimile edilmiş ve XVI.
yüzyılın başlarında Bektaşilik oluşana kadar böyle devam etmiş, bu yüzyılda ise
Haydarîlik Bektaşiliğe tabi olmuştur (Ocak 1998: 315). Anadolu ve Balkanlarda
yayılan Alevi-Bektaşi inancı Yesevîlik’ten etkilenmiş, Hacı Bektaş Veli, Sarı
Saltuk, Azerbaycan’ın Hoy şehrinden olan Geyikli Baba, Abdal Musa gibi
mutasavvıflar Ahmet Yesevî’yi pirleri olarak kabul etmiştir (Yaman 2006:142).
Osmanlı Beyliği topraklarında yerleşen ve adı günümüze kadar gelip çıkan,
Dostları ilə paylaş: