39
MANTIK TARİHİNDE RÂZİ
İbrahim ÇAPAK*
Giriş
VI. (XII) yüzyılın en büyük düşünürlerinden bir olan Fahreddin Râzi
(ö.1209)
1
, kelam, fıkıh usulü, tefsir, Arap dili, felsefe, mantık, astronomi, tıp ve
matematik gibi ilimleri öğrenip, bu alanlarda eser yazan çok yönlü bir âlimdir.
2
Gazâlî’nin, 11. asırda İslâm’ın müceddidi kabul edilmesi gibi, Fahreddin Râzi
de 12. asırda İslâm’ın müceddidi olarak kabul edilmiş ve birçok yönden ikinci
Gazâlî, hatta Aristoteles ve Fârâbî’den sonra “üçüncü muallim” olarak anılmış-
tır.
3
Ayrıca Fahreddin Râzi, Aristoteles geleneğindeki felsefeyi tüm yönleriyle
hazmeden ve onu kelamî konularla birlikte sunan çok önemli bir kelamcıdır. O,
felsefeyi kelamda kullanmakla kelama, Aristoteles geleneğine göre bir yön ver-
miş, bu durum İslâm dünyasında Eş’ariliğin daha çok yayılmasına, Maturidiliğin
ise gerilemesine sebep olmuştur.
4
Gazâlî ve Râzi’nin ortaya koydukları tavır/eserler sonucunda delilin
inkârıyla medlulün inkârının gerekmediği görüşünün yanı sıra aklî terkîb, tü-
meller (külliyat), mâhiyet konularında mantıkçıların görüşleri kabul görmüştür.
Mantığın, dini inançları ispat konusunda öğrenilmesinin zorunluluğu ortaya çık-
mıştır.
5
Nitekim Gazâlî’nin İslâmi ilimlere, özellikle kelama mantığı sokmasın-
* İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Prof. Dr. capakibrahim@hotmail.com
1 Fahreddin Râzi’nin tam ismi ve künyesi Ebu Abdullah Muhammed b. Ömer b. el-Hüseyn b.
el-Hasan b. Ali’dir. Fakat daha çok İbnu’l-Hatib, İbnü Hatibi’r-Rey, Fahreddin Râzi ve Fahr-i
Rey şeklinde bilinir. Râzi, 25 Ramazan 543 (5 Şubat 1149)’da büyük Selçuklu devletinin
başkentliğini yapan Rey’de dünyaya gelmiştir (544/1150’de doğduğu rivayeti de vardır). Ailesi
aslen Taberistan’lıdır. Râzi, 606/1209 tarihinde Herat’ta vefat etmiştir. (Bkz. Süleyman Uludağ,
Fahrettin Râzî, Ankara 1991, s. 1, 9).
2
Y. Şevki Yavuz, “Fahreddin er-Râzi”, DİA, C. 12., s. 89.
3
Seyyid Hüseyin Nasr, “Fahreddin Râzi” (Çev. Burhan Köroğlu), Klasik İslam
Filozofları ve Düşünceleri (Editör, M. M. Şerif) içinde, İstanbul 1997, s. 327, 330.
4
İbrahim Çoşkun, “Nazari Bilgi ve Fahreddin er-Râzi’nin Bilgi Sisteminde Nazari
Bilginin Yeri” Kelamda Bilgi Problemi Sempozyumu içinde, Bursa 2003, s. 110. Bkz.
Seyyid Hüseyin Nasr, agm., s. 330.
5
Tahir Harimi Balcıoğlu, “Büyük İslam Mütefekkiri Fahrüddin-i Râzi”, Diyanet İşleri
Başkanlığı Dergisi, 1963, c. 2., sayı 5., s. 10.
Felsefe Dünyası, 2013/2, Sayı 58
Felsefe Dünyası
40
dan sonra Fahreddin Râzi, felsefe ile kelamı birleştirmiş, kelamı okumak için
felsefeyi de okumak gerekmiştir.
6
Râzi, el-Mebâhisu’l-meşrikiyye adlı eserinde yer yer İbn Sînâ’yı eleştir-
mekle beraber genellikle onu savunmuş, hatta tıpkı onun gibi atomu red, zama-
nın ezelî olduğunu kabul etmiş, kelamdan çok felsefeye yönelmiştir. O, daha
sonraki dönemlerde yazdığı Lübâbu’l-işârât’ta da bu yolu takip etmiştir. Bu ba-
kımdan onun el-Mebâhisu’l-meşrikiyye’si ve Lübâbbu’l-işârât’ının Gazâlî’nin
el-Makasidu’l-felâsife’sine benzediği söylenebilir. Yine Râzi, İbn Sînâ’nın el-
İşârât ve’t-tenbihat isimli eserine yazdığı şerhte sık sık İbn Sînâ’ya karşı çıkmış
ve onun bazı görüşlerini çürütmeye çalışmıştır. Bu nedenle Râzi’nin bu eseri de
Gazâlî’nin Tehafüt’üne benzetilmiştir.
7
Böylece Râzi, bir yandan felsefeyi ve filo-
zofları tenkit ederken, diğer yandan onlara sahip çıkarak anlaşılmalarını kolaylaş-
tırmaya çalışmıştır. Birinci tutumu onun kelamcı yanını, ikinci tutumu ise filozof
yanını oluşturmaktadır. Kelamcı ve filozof olma özelliğini kendisinde birleştiren
Râzi, bu tavrı ile kelamcı filozofların ilk temsilcisi olmuştur. Felsefî kelam gele-
neğini kurduğu için kendisinden sonra dini hayat ve akideler felsefî ve mantıkî
dille ifade edilmiştir.
8
Hüseyin Atay, Râzi’nin İslâm Sünnî felsefe ve kelamında oynadığı rolü iki
noktada toplamanın mümkün olduğunu ifade etmektedir. Ona göre;:
1. Fahreddin Râzi, Aristoteles geleneğindeki felsefeyi hazmeden ve onu
kelama ilk sokan kişidir. Râzi, kelamı Aristoteles geleneğindeki anlama göre fel-
sefeleştirmiş ve başka bir deyimle bu felsefeyi kelamlaştırmıştır. Bunun sonucu
olarak felsefe ile kelam Sünnilerde birbiri ile birleşmiştir.
9
Fahreddin Râzi’den
sonra onun yolu takip edilmiş, felsefe ayrı bir ekol ve sistem olarak değil, kelam
ilmi içinde, onunla mezcedilmiş olarak yer almıştır.
2. Fahreddin Râzi, felsefeyi kelama sokmakla, kelama Aristoteles ge-
leneğine göre bir yön vermiştir. Böylece İslâm dünyasını etkilemiş ve Eş’ari
mezhebi’nin yayılmasına sebep olmuştur. Özellikle Maturidi mezhebinin dış-
lanmasına ön ayak olmuş, Maturidilerin mezheplerine bağlılıkları sadece kuru
bir ikrar ve itiraftan ibaret kalmış, gerekçe ise okudukları ve okuttukları Râzi
sistemi olmuştur. Bunun için Maturidilerin en büyük kelamcısı olan Ebu’l-Muin
6
Fahreddin Râzi, Kelam’a Giriş (el-Muhassal), (Çev. Hüseyin Atay), Ankara 2002,
Çevirenin Önsözü, s., XXXV.
7
Bkz. Süleyman Uludağ, Fahrettin Râzî, Ankara 1991, s. 30; Y. Şevki Yavuz, a.g.md.,
s. 90. Fahrettin Olguner, Üç Türk İslam Mütefekkiri, İstanbul 1984, s. 12.
8
Süleyman Uludağ, age., s. 73-74.
9 Râzi, age., Çevirenin Önsözü, s., XXXI. Bkz. E. Sharqawi, “F. Râzi”, The Encyelopaedia of
Religion, Ed. M. Eliade, London 1987, XII. 222 ; Yusuf Şevki Yavuz, a.g.md., s. 90.
41
Felsefe Dünyası
Nesefi’den (ö.1114) sonra onun yolunu ve sistemini takip eden pek kimse yetiş-
memiştir.
10
Bu kısa girişten sonra Râzi’nin İslâm mantık tarihindeki önemine ve onun
mantıkla ilgili bazı görüşlerine yer verebiliriz. Takdir edilir ki Râzi’nin mantık
anlayışı bir makaleye sığdırılamayacak, bir çok doktora tezinin yapılabileceği
genişliktedir. Bu nedenle bu yazıda Râzi’nin kimi görüşlerine (kavram ve tanım
gibi) kısaca yer vermeye çalışırken bazı konular hakkında da (önermeler gibi)
makalenin sınırlarını aşmamak için değinemeyeceğimizi ifade etmek istiyorum.
Dostları ilə paylaş: |