454
İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi - İAÜD - ISSN: 2757-7252, Nisan 2021 Yıl 13 Sayı 2
göz teması kurma, boy hizasına gelerek konuşma, dokunarak ve konuşarak
iletişim kurma,
öğüt verme, fikirlerini dinleme ve anlamaya çalışma, kararlı
olma, empati kurma, kendi duygularını anlatma, çevreleriyle kurdukları ilişkiye
dikkat etmek olarak belirlenmiştir. Buna göre anneler,
en çok çocuğun boy
hizasına gelerek, çocukla göz teması kurmayı en etkili iletişim yöntemi olarak
görmektedir. Konu ile görüşleri alınan annelerin tamamına yakını ilk önce
veya sadece bu iki yöntemi kullandıklarını belirtmiştir. Örneğin iletişimde
öncelikli olarak göz teması kurmaya dikkat eden K9 kodlu katılımcı;
“Onunla
konuşurken mutlaka göz teması kurmaya çalışıyorum. Konuşmak istemediği
zaman zorlamıyorum. Yapmasından zarar göreceğini düşündüğüm durumlarda
kararlı olmaya çalışıyorum”
şeklinde ifade ederken, aynı yöntemi kullandığını
belirten annelerden; K19 kodlu katılımcı;
“Karşıma alırım, boy hizasına gelerek
göz teması kurarım, ellerini tutarak konuşurum.”
şeklinde ifade etmiştir.
Çocuklar ile iletişim kurmada aile içinde yapılan konuşmaların örnek olduğunu
düşünen K25 kodlu katılımcı
“Konuşmalarıma ve etrafımdaki herkesle
diyaloğuma dikkat ederim. Özellikle eşimle ve annemle diyaloğuma dikkat ederim.
Bizi örnek aldıklarını bildiğim için anneanne ve babanneyi de konuşmalarına
dikkat etmeleri konusunda uyarıyorum”
ifadesinde bulunmuştur. Kararlı bir
tutum sergilemenin etkili bir iletişim yolu olduğunu dile getiren K2
kodlu
katılımcının ifadesi;
“Kararlı (net) etkin bir iletişimimiz her zaman geçerlidir.
Anne baba kararlı olması, çocuk için en güzel rol modeldir”
şeklinde olmuştur.
“Onunla konuşup, söylediklerini dinliyorum. Sevdiği aktiviteleri birlikte yaparak
onun dünyasına ortak oluyorum. Paylaşımlarımız arttığı için iletişimimiz de
güçleniyor.”
ifadesinde bulunan K25 kodlu katılımcı, iletişimde kaliteli zaman
geçirmeyi etkili bir iletişim yöntemi olarak kullandığı görülmektedir. K1 kodlu
katılımcı;
“Oyun oynarken diyalog kurmak, isteklerine önem vermek, söz verdiğim
zaman yerine getirmek, onu rencide etmeden, gururunu kırmadan davranmak”
şeklinde görüşünü açıklamıştır.
Oyunu iletişim yolu olarak kullanan K20 kodlu katılımcı;
“Konuşmak en çok
kullandığım yöntem. İstediğim konuyu onun açmasını sağlıyorum. Özellikle,
yemek yerken ve lego yaparken konuşmayı seviyor.”
ifadelerini kullanırken,
empati kurmaya önem veren katılımcılardan; K12 kodlu katılımcı; iletişim kurma
yöntemlerini
; “Gerek sözlü, gerekse sözsüz iletişimde doğru mesajları vermeye
çalışırım. Kendimi ve duygularımı anlatıp ondan da anlatmasını isterim ve
empatik yaklaşırım. Anlayabileceği açıklamalar ve örneklerle empati kurmaya
teşvik ederim”
şeklinde açıklamıştır.
Çocuğun özgüvenini destekleyerek iletişim kurmaya çalışan annelerden K10
kodlu katılımcı,
iletişim yöntemlerini;
“Onunla özgüvenini sarsmayacak, onu
cesaretlendirecek ve motive edecek şekilde konuşmaya çalışıyorum. Ona saygılı
ve nazik davranıyorum. Onunla sohbet ediyorum.”
şeklinde açıklamıştır. Bu
bulgular, Höl, (2017) tarafından yapılan annelerin çocuklarına yönelik iletişim
455
Hüseyin KAZAN, Seyran SARISOY
becerilerine yönelik araştırma bulguları ile benzerlik göstermektedir.
Araştırma
sonucuna göre; annenin kullandığı iletişim yolları, bu çalışmada en çok kullanılan
yöntemler olarak görülen; konuşma, dinleme, sözsüz iletişim, mesaj ve empati alt
boyutları ile çocuğun iletişiminin anlamlı düzeyde ve pozitif yönde bir etkiye
sahip olduğu görülmüştür. Bu bağlamda annelerin kullandıkları yöntemler için,
sağlıklı iletişim kurmada en çok kullanılan yöntemler olduğunu söyleyebiliriz.
Görüşmelerden elde edilen bulgulardan annelerin sağlıklı iletişim kurmak için
kullandıkları yöntemlerin, aslında iletişim engeli olduğunun farkında olmadığı
sonucu da ortaya çıkmıştır. Öğüt vermek, nasihat etmek, iletişimi kesmek gibi
yöntemleri etkili iletişim kurma amaçlı kullandıklarını belirtmişlerdir. Farkında
olmadan iletişim engeli kullanan K8 kodlu katılımcı
“Okulda neler yaptıklarını
soruyorum. Onu dinliyorum. Öğütler veriyorum.” şeklinde
görüşünü ifade
etmiştir. K14 kodlu katılımcı ise
“Her istediği yiyeceği vermiyorum ve anlatarak
iletişim kurmaya çalışıyorum” şeklinde ifade etmiştir. Öğüt vermenin ebeveynler
tarafından yanlış bilindiği ve kullanıldığı görülmektedir.
Gordon (2012), öğüt
vermenin, çözüm ve öneri getirmenin iletişim engellenlerinden biri olduğunu
belirtmektedir. Bu tür iletiler kullanıldığında çocuğa anne babanın çözüm önerisi,
fikri veya kararı iletilmiş olur. Dolayısıyla çocuğun gereksinimleri düşünülmeden
onun adına karar alınmış, ebeveynin verdiği öğütün, çocuktan daha önemli olduğu
mesajı verilmiş olacaktır.
Dostları ilə paylaş: