Resim 27: İstanbul’da esnafı denetlemeye çıkan Sadrazam. Ortada Sadrazam, sağda
Kapıcılar kethüdası ve çavuş başı, solda baş şatır ağa ve şatır. Arif Mehmet Paşa, Osmanlı
İmparatorluğunda Makamlar ve Kıyafetler.
8.5. Piyasalarda Narh Uygulanmasının Sonu
Kadıların narh verme ve narh kontrolü vazifeleri XIX. yüzyılın ortalarına kadar sürdü.
1851 ‘de narh işleriyle uğraşmak üzere Es’ar Nezâreti kurulduysa da çalışmaları pek olumlu
sonuç vermediğinden 1854’te İhtisab Nezâreti’ne bağlı Es’ar Meclisi teşkil edildi. Fakat kısa
süre sonra İhtisab Nezâreti’nin lağvı ve Şehremâneti’nin kurulmasıyla bu meclis de kaldırılarak
narh işiyle doğrudan Şehremâneti ilgilenmeye başladı. Şehremâneti’nin kuruluşundan sonraki
194
iki yılda baharda et narhının kadı tarafından verildiği görülmektedir. 1856’dan itibaren
sicillerde artık narh kaydına rastlanmamaktadır. Esasen bundan birkaç yıl sonra da önce sebze
ve meyve, ardından ekmek hariç diğer maddeler üzerindeki narh kaldırılmış ve fiyatlar serbest
piyasada belirlenir olmuştu.
8.6. Narh Hususunda En Önemli Kaynak: İhtisab Kanunnâmeleri
İhtisab Kanunnâmeleri, ait oldukları şehrin ihtiyaçları göz önüne alınarak tanzim
edilmiş, imâl olunan ve satışa arz edilen malların tâbi olacağı esasların belirlendiği
kanunnâmelerdir.
Meselâ, İstanbul’a ait ihtisab kanunnâmesinde ne kadar miktar buğdaydan ne kadar un
elde edildiği, buğday fiyatı, nakliye, değirmen, hammâliye, kapan ücretleri ile birlikte unun
maliyeti hesaplanmaktadır. Ekmekçilerin, ekmeği çeşni tutarak narh üzere işlemeleri, eksik ve
çiğ çıkarmamaları, ellerinde daima iki aylık stok bulundurmaları vs. hususlar üzerinde
durulmakta, eksik ekmek çıkaranların tahta külaha vurulacağı veya cerime alınacağına işaret
edilmektedir.
Bursa’ya ait ihtisab kanunnâmesinde de yine çeşni tutulması ve ekmekte aranılacak
vasıflar kaydedilmiş, ancak bu hususları kontrolle vazifeli bulunanların suiistimali dolayısıyla
istenilen neticenin alınamadığına da işaret olunmuştur.
Kanunnâmelerde et konusuna da hayli yer ayrılmıştır. İstanbul’da celebler tarafından
getirilen koyunların kadı ve muhtesib marifetiyle sayıldıktan sonra, yine onlar tarafından,
koyunların kesileceği salhane ve kasab dükkânlarına dağıtılacağı, koyunların tamamı
kesildikten sonra, celeblerin ellerine hüccet verileceği, bu konuda suiistimale göz
yumulmaması gibi hususlar belirtilmektedir. Ayrıca mevsimine göre etin satış fiyatı da gösteril-
mektedir. Buna göre, yazın ilk iki ayı ile sonbaharın son iki ayında fiyat aynı olmakta, yazın
sonu, sonbaharın ilk ayında ucuzlamakta, kışın ise altı ay en yüksek fiyata satılması kabul
edilmektedir.
Bursa’da da senede üç defa et fiyatında değişiklik olduğu kanunnâmede kayıtlı olmakla
birlikte, İstanbul’a nazaran fiyatın biraz yüksek tutulmuş olduğu, buna rağmen kanunun tanıdığı
hakkın da üstüne çıkanlar bulunduğu görülmektedir. Edirne’de ise sene içinde üç değil iki defa
ete narh verildiğine, kuzu etinin, koyundan daha pahalı olduğuna işaret edilmektedir.
Yiyecek maddelerinin temizliği konusu da ihtisab kanunnâmelerinde yer alan
hususlardandır. Aşçılar, börekçiler gibi yiyecek îmâl ve satışı yapanların mallarını iyi
pişirmeleri, temiz kap kullanmaları, temiz su ile yıkamaları, kalaysız kap kullanmamaları,
içyağı kullanmamaları gerektiği; bunlara uymayanların cezalandırılacakları kaydolunmaktadır.
Bunlar gibi diğer esnaf için de bir takım şartlar bulunmaktadır. Meselâ, ayakkabıcıların
yaptıkları çizme, pabuç ve paşmakların akçe başına iki gün dayanması gerektiği, bu müddet
dolmadan sökülürse, dikicinin; gön veya sahtiyan delinirse, debbağın suçlu bulunup kıymeti
kadar cerime alınacağı kaydedilmiştir.
195
Kazancıların eski bakır işlememeleri, hamamcıların, hamamlarda temizliğe riâyet
etmeleri kanunnamelerde geçen hükümler arasındadır. Dellâkların, dürüst ve çalâk olması, at
hamallarının hayvanlara fazla yük vurmaması; muhtesibin, bütün bu nizamlara riayet edilip
edilmediğini kontrol ve hilâfına hareket edenleri cezalandırması gibi çeşitli esnaf gruplarının
nasıl çalışacakları, neler yapıp neler yapmamaları gerektiğine dair bir takım prensipler
konulmuştur
İhtisab kanunnâmeleri, aynı zamanda, uzun süre geçerliliğini koruyacak birer narh
defteri olarak vazife görecek şekilde hazırlanmışlardır. Meselâ, yukarıda da temas edildiği gibi,
etlerin mevsimlere göre fiyatları, keza belirtildiği gibi, koyun etine göre kuzunun fiyatının ne
kadar yüksek, keçinin ne kadar düşük tutulacağına da işaret olunmuştur. İstanbul’a ait kanun-
nâmede hıyar, kavun, karpuz, armut, elma v.s. sebze ve meyvelerle mercimek, nohut gibi
bakliyata kadı marifetiyle narh verileceği kaydedilmiş olduğu halde, Bursa kanunnâmesinde,
sebze ve meyvelerin turfanda zamanındaki fiyatları ile bu fiyatların kaçar gün ara ile ne kadar
düşeceği ve ilk çıkışından itibaren kaç gün içinde normal fiyatını alacağı da ayrı ayrı
belirtilmiştir.
196
Resim 28: Ayakkabıcılar. James Robertson, Constantinople of Today 1854
.
Dostları ilə paylaş: |