Mekanizmalarına Göre Nosiseptif
ve Nöropatik Ağrının İncelenmesi
Birçok mekanizma ile şekillenen ağrı, araştırmacıların
çokça merak konusu olan bir alandır. Mekanizmalar
bazında incelemek ve değerlendirmek bir o kadar da
zor bir süreç denebilir. Ağrının nosiseptif süreç ile uya-
ranlara karşı cevabın değişimi olan nöropatik ağrı me-
kanizması içlerinde en çok araştırma konularındandır.
Bu yazımızda ikisinin arasındaki fizyopatolojik farkı
moleküler seviyede inceleyeceğiz.
Bir Ağrı Uyarısı Sonrası Nosiseptif
Süreçteki Değişimler
Nosiseptörler ile bunları çevreleyen düz kaslar, ka-
piller ve aferent sempatik sinir uçları nosiseptörle-
rin mikro çevresini oluşturmaktadırlar. Nosiseptörler
mekanik uyaranlarla uyarılmalarına ek olarak, endo-
jen algojenik madde olarak tanımlanan P maddesi,
bradikinin, histamin, protonlar, prostaglandinler, lö-
kotrienler, interlökinler, TNF−α, CGRP biyokimyasal
maddelerle de duyarlılıklarında artış veya eksite edi-
lebilirler (Mekanik-Termal-Kimyasal-Polimodal Nosi-
septörlerce). Periferik serbest sinir uçların uyarılma-
sı ile başlayan süreç, nörotransmitter salınımına yol
açar. Bilgiler sempatik preganglionik nöronal bölgeye
aktarılır ve periferal vasküler sistemin refleks cevapla-
rı çıkar. Ayrıca ventral boynuzun iletimi, alfa ve gama
motonöronal bölgede artmış refleks cevaplara da ne-
den olur. Substant P (SP) ve diğer taşikininlerin lokal
salınımı, vazodilatasyon oluşturur. Vazodilatasyonu
takiben histamin ve bradikinin, kan hücrelerinden
lokal olarak salınır ve ikisi de nosiseptörleri sonraki
uyarılar için sensitize edebilir (hiperaljezi). İlk olarak
interkapiller hacim ve basınçta artış sonrası gerçek-
leşen vazodilatasyon, kapiller duvarına bazı medi-
yatörlerin doğrudan etkisi ile birlikte sıvının dokular
arasına geçişine yol açar. Faktör XII’nin kinin siste-
mi ile aktivasyonu plazma kininojenlerden bradikini-
ni oluşmasına ve çevre damarlarda vazodilatasyona
ek bir güç olarak katılması ile ağrı oluşumunda çok
önemli bir mediyatörün salınmasına neden olur. Or-
tamdaki sıvı ilk aşamada transüdat diye adlandırılan
ödem sıvısı iken ilerleyen zaman içinde marjinasyon –
emigrasyon gerçekleşmesi ile ödem sıvısına eklenen
lökosit ve makrofajların olduğu eksuda sıvısı oluşur.
Ayrıca bradikininin, hücre zarları üzerine yıkıcı etkisi
prostoglandin oluşumuna da katkıda bulunur. Trom-
bositlerden salınan Serotonin, direkt olarak nosisep-
t
212
törü aktive eder. Direkt doku travması ile serotonin
ve bradikinin hücre membranlarında fosfolipidlerden
araknoidler serbestleştirir. Siklooksijenaz enzimleri ta-
rafından araknoid asitin siklik endoperoksitler ve bu-
radan da prostaglandinlere dönüşümü sağlanır (28).
Böylece ortamda prostoglandinler ve lökotrienler ser-
best halde bulunurlar. Burada anahtar durumundaki
öncü madde araşidonik asittir (29). Prostaglandinler,
hem nosiseptif duyarlılığı artırırlar hem de lokal dola-
şımda vazodilatasyonu artırarak daha fazla algojenik
madde birikmesine yol açabilirler (4, 30, 31) (Tablo 1).
Buraya kadar bir akut fazlı ağrı algılanması için pe-
riferde meydana gelen süreçten bahsettik. Nöropati
ağrı için nosiseptif ağrıdan en belirgin farkı, sürekli bir
nosiseptif uyarının bulunmamasıdır, demiştik. Nöro-
patik ağrıyı anlamak için Santral veya periferik yara-
lanma sonrası yapısal veya fonksiyonel sinir sistemi
adaptasyonlarını iyi anlamak gerekir. Bu konunun
temelinde ağrı hafızası terimi yatıyor. Santral sensi-
tizasyon, plastisite olarak da bilinen bu mekanizma
medulla spinalis arka boynuzunda tek bir sinaps dü-
zeyinden başlayan ağrı belleği içinde düşünülmekte-
dir (2).
Genel olarak öğrenme deneylerinden bilindiği gibi,
bellek etkilerinin, Santral Sinir Sistemi (SSS) içindeki
sinir hücresi toplulukları arasındaki sinaptik bağlantı-
ların modifikasyonlarına dayandığı varsayılmaktadır.
Bilginin uzun süreli bellekte saklanması, genellikle,
SSS’nin farklı hiyerarşik düzeylerinde ilgili nöronların
güçlü ve tekrarlı uyarılmasını gerektirir. Böyle başarılı
bir öğrenme prosedürünün sonucu bir program olarak
kabul edilir. Kronik ağrı tipinin, yukarıda belirtilen an-
lamda bir engram olarak saklandığı düşünülmektedir.
Ağrı sinyalleri, periferal sinir sisteminin sinir hücrele-
rini ve merkezi sinir sisteminde değiştirerek, bu özgül
ağrı hissi için bir ağrı hafızasını oluşturur (2, 32).
Dostları ilə paylaş: |