ERTUĞRUL
KARAKUŞ
158
BAED / JBRI, 7/1, (2018), 111-166.
Alçaklığı, satkınlığı gayret biliriz biz.”
109
Her ne kadar dönem dönem umutsuzluk içeren dizeler kaleme alsa
da, B. Vahapzade, umutsuzluğa meydan vermeyen bir şair olduğunu ispat
edercesine, umut dolu bir dörtlük kaleme alır:
“En ağrılı günlerimde
Güman yeri bana sensin.
Bugün beni öz-özümle
Barıştıran yine sensin.”
110
B. Vahapzade’ye oranla A. Rauf’un “vatan” temalı şiirlerinde
umutsuz-karamsar havanın daha dikkat çekici olduğu görülür. Şairin mazi-
hâl karşılaştırmalarının ardından, zaman zaman vatanın geleceği konusunda
ümitsizliğe kapıldığı görülür. Şair, hâlden hoşnutsuzluğunu, en çarpıcı
mısralarla dile getirir.
“Sardı bir ateş-i hüsran küle yurdu çevirir
Öyle yangın ki bize yâdı bile lerze verir
Bu hazîn manzaradan kalbi çelik olsa erir
Bu musibet teni yalçın kaya olsa devirir” (Zavallı Vatan ve
Vatandaşlar-6 Eylül 1959)
Şair, uyarılarının etkili olmadığını düşünerek çoğu zaman şiddetli bir
ümitsizliğe kapılır.
“Ne çare ki kanadı yolunmuş bir tâirim
Kendi hor mezarında ağlayan bir zâirim
Gözsüzler diyarında doğan bir kış güneşi
Sağırlar arasında öten bülbül şairim” (Ey Hayat Bî-Vefâ! Ey Ömür
Pür Cefâ ve Ey Âlem Bî Safâ!-12 Şubat 1960)
Bu dizelerde görülen “Gözsüzler diyarında doğan bir kış
güneşi/Sağırlar arasında öten bülbül şairim” dizeleri umutsuzluğu en iyi
anlatan dizelerdir. “Kış güneşi” kadar değerli olmasına rağmen şairin sözleri
kimse tarafından dikkate alınmaz. Çünkü insanlar adeta “gözsüz”dür. Bütün
109
Aynı yerde, s. 196.
110
Aynı yerde, s. 211.
|