bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə8/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   114
vocabularyy



















144) appearance; (isim)










görünme, görünüş, görünüm










She didn’t like her appearance when she was a teenager. (Ergenlik döneminde görünüşünü hiç beğenmezdi.)



















145) apple; (isim)













elma
















I will pick some apple. (Biraz elma toplayacağım.)






















146) application; (isim)










başvuru, uygulama, müracaat










Your application is accepted. (Başvurunuz kabul edildi.)



















147) apply; (fiil)













başvurmak, uygulamak, müracaatta bulunmak




If you apply for this job, you must fill up the form. (Eğer bu işe başvurmak istiyorsanız formu doldurmalısınız.)



















148) appoint; (fiil)













atamak, tayin etmek,  görevlendirmek , belirlemek

They have appointed a new teacher. (Yeni bir öğretmen atadılar.)



















149) appointment; (isim)










atama, tayin, görev, randevu










I have a dentist appointment tomorrow. (Yarın dişçi randevum var.)



















150) appreciate; (fiil)










takdir etmek, beğenmek, değerini artırmak , kıymet bilmek

I appreciate your effort. (Çabanı takdir ediyorum.)






















151) approach; (fiil, isim)










f.; yaklaşmak, ulaşmak    i.; yaklaşım







As you approached to the west, you’ll see the sea. (Batıya yaklaştıkça denizi göreceksin.)



















152)appropriate; (sıfat)










s.; uygun, yerinde, münasip










These jeans are not appropriate for work. (Bu pantolonlar iş için uygun değil.)



















153) approval; (isim)










onay, tasdik, tasvip, uygun bulma







I can’t say anything without my parent’s approval. (Anne babamın onayı olmadan bir şey söyleyemem.)



















154) approve; (fiil)













onaylamak, tasvip etmek, uygun bulmak







She doesn’t approve my univercity choice. (Üniversite seçimimi uygun bulmuyor.)



















155) approximately; (zarf)










yaklaşık olarak , aşağı yukarı










The journey  took approximately five hours. (Yolculuk yaklaşık beş saat sürecek.)



















156) Arab; (isim)













arap, arabistanlı













She had an Arab friend in Egypt. (Mısır’da arap arkadaş edindi.)



















157) architect; (isim, fiil)










i.; mimar   f.; tasarlamak










He worked as an architect for long years. (Uzun yıllar mimar olarak çalıştı.)



















158) area; (isim)













bölge, alan ,arazi













Don’t go away from this area. (Bu bölgeden uzağa gitme.)



















159) argue; (fiil)













tartışmak, itiraz etmek, çekişmek







We’re always arguing with each other about some issues. (Bazı konular hakkında sürekli birbirimizle tartışıyoruz. )



















160) argument; (isim)










tartışma, iddia, kanıt










I don’t want argument anymore. (Artık tartışma istemiyorum.)



















161) arise; (fiil)













ortaya çıkmak, kaynaklanmak,yükselmek







New crisis have arisen. (Yeni sorunlar ortaya çıktı.)






















162) arm; (isim, fiil)













i.; kol , güç, cephane  f.; silahlandırmak , destek olmak

She broke her arm in an accident. (Kazada kolunu kırdı.)



















163) armed; (sıfat)













kollu, ateşli, silahlı













The robber was armed. (Soyguncu silahlıydı.)











Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin