bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə7/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   114
vocabularyy

I was angry with you for making such stupid mistakes. (Böylesine aptal hatalar yaptığın için sana kızdım.)



















123) animal; (isim, sıfat)










i.; hayvan   s.; hayvani, hayvanca







This product has not been tested on animals. (Bu ürün hayvanlar üzerinde test edilmemiştir)



















124) anniversary; (isim)










yıldönümü













Our grandparents are celebrating their 50th. Wedding anniversary. (Büyükanne ve büyükbabamız 50. evlilik yıldönümlerini kutluyor.



















125) announce; (fiil)










duyurmak,tebliğ etmek, ilan etmek, anons yapmak

The government announced the new economic plan. (Hükümet yeni ekonomik planı duyurdu.)



















126) annual; (isim, sıfat)










i.; yılda bir kez gerçekleşen etkinlik      s.; yıllık, her yıl, senelik

The annual growth rate is 6%  in agriculture.  (Tarımdaki yıllık büyüme oranı %6.)



















127) another; (zamir, sıfat)










zm.;  başka, başkası   s.; farklı, öbür







I need another pen, it doesn’t write. (Başka bir tükenmez kalem gerek, bu yazmıyor.)



















128) answer; (isim, fiil)










i.; cevap, yanıt, çözüm     f.; yanıtlamak, cevap vermek , cevaplamak

Please answer these questions in ten minutes. (Lütfen soruları on dakika içinde cevaplayınız.)



















129) anticipate; (fiil)










merakla beklemek, ummak, sezmek







We anticipate that the sales will rise. (Satışların artacağını umuyoruz.)



















130) anxiety; (isim)













kaygı, tasa , endişe , anksiyete










You should share your anxieties with your doctor. (Endişelerini doktorunla paylaşmalısın.)



















131) any; (sıfat, zarf, zamir)










s.; her, bazı, hiçbir     zf.; biraz ,hiç    zm.;  herhangi bir

Are there any problems? (Herhangi bir sorun var mı?)



















132) anybody; (isim, zamir)










i.; herhangi biri   zm.; kimse, birisi, hiç kimse




Is there anybody who can help us? (Bize yardımcı olabilecek kimse var mı?)



















133) anymore; (zarf)










artık, bundan böyle, daha fazla







I don’t drink coke anymore. (Artık kola içmiyorum.)






















134) anyone; (zamir)










herhangi biri, birisi, herkes, hiç kimse







The question is so simple that anyone can solve it. (Soru o kadar kolay ki herkes çözebilir.)



















135) anything; (zamir)










hiçbir şey, hiçbiri, hiçbir , her şey







I am so hungry, I can eat anything.( Çok açım, her şeyi yiyebilirim.)



















136)anyway; zarf













neyse, nasıl olsa, zaten










Anyway, let’s change the topic. (Neyse, konuyu değiştirelim.)



















137) anywhere; (zamir, zarf)










zm.; bir yer    zf.; herhangi bir yer, her yer




I have never been anywhere outside Turkey. (Türkiye dışında herhangi bir yerde hiç bulunmadım.)



















138) apart; (zarf, sıfat)










zf.; ayrı olarak, ayrı bir yere, bir tarafa     s.; ayrı




I am living apart from my family now. (şuan ailemden ayrı yaşıyorum.)



















139) apartment; (isim)










apartman dairesi, daire, oda










She lives in an apartment in New York. (New York’ta bir apartmanda yaşıyor.)



















140) apparent; (sıfat)










belirgin, bariz, belli , göze çarpan







It was apparent that she was really upset. (Gerçekten üzgün olduğu belliydi.)



















141) apparently; (zarf)










görünürde, anlaşılan , görünüşe bakılırsa







I thought you lost the keys , but apparently you did not. (Anahtarları kaybettiğini düşünmüştüm ancak görünüşe bakılırsa kaybetmemişsin.)



















142) appeal; (fiil, isim)










f.; başvurmak, cazip gelmek, temyiz etmek   i.; başvuru, temyiz, cazibe

The interior design of the house appealed me. (Evin  iç dizaynı bana cazip geldi.)



















143) appear; (fiil)













gözükmek, belirmek, belli olmak







It appears to be an amazing story. (Etkileyici bir hikaye gibi gözüküyor.)


Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin