Cilt: sayı: Yıl: 2020 Sayfa: 37-52


ARAŞTIRMANIN YÖNTEM VE BULGULARI



Yüklə 0,67 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/14
tarix29.03.2023
ölçüsü0,67 Mb.
#91147
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14
Rusya-Çin askeri ilişkileri

ARAŞTIRMANIN YÖNTEM VE BULGULARI 
1980’li yıllarda meydana gelen üç gelişme Çin-Rusya ilişkilerinin önündeki engellerin 
bertaraf edilmesi noktasında önemli role sahiptir. Bu gelişmelerden ilki Sovyetler Birliği’nin 
Afganistan’dan çekilmesidir. İkinci 
önemli 
gelişme Kamboçya’yı işgal 
eden Vietnam’a yönelik Sovyet desteğinin kesilmesidir. Üçüncü ve son gelişme ise Çin-Sovyet 
sınırındaki silahlı kuvvetlerin sayısının yüzde 80 oranında azaltılarak, 1969 öncesi seviyesine 
çekilmesidir (History, 2018). Bu gelişmeler üzerine, özellikle Çin tarafının Rusya’ya adım 
adım yaklaşmasıyla ilişkilerde bir yumuşama dönemine girilmiştir. Burada en önemli faktör 
Sovyetler Birliği’nde 1985’de başa geçen Mikhail Gorbaçov’un izlediği ve “New Thinking” 
olarak adlandırılan Batı ile silahların kontrolüne, ticarete ve ortak sorunlarda işbirliğine 
dayanan yeni, barışçıl ve yapıcı ilişkiler kurmaya yönelik kararlı politikadır. Bu yeni değerler 
dizisi özellikle Çin ve genel olarak Doğu Asya içindir. Moskova ve Pekin arasındaki
ideolojik ayrışma 1989 yılının Mayıs ayında gerçek leştirilen Deng-Gorbaçov zirvesinde 
partiler arasındaki bağların onarılmasıyla şeklen bitmiş, 1991 yılında iki ülke arasında 
imzalanan “Sınırların Belirlenmesi ve Çizilmesi Anlaşması” ile de ikili ilişkilerin geleceği 


ABD’NİN KUZEY SURİYE POLİTİKASI  
43 
açısından tam bir dönüm noktası yaşanmıştır. Yeltsin ile 1992’de askeri-teknolojik işbirliği 
imzalanmasının sonrasında, 1994’te “Yapıcı Ortaklık” antlaşması ile iki ülke nükleer silahları 
birbirlerine karşı hedef yapmama konusunda yeni antlaşmalar imzalamışlardır. Çin 
Cumhurbaşkanı Zemin’in 1994’de Moskova ziyaretinde taraflar, “Stratejik Ortaklık” 
kurulması kararlarını ilan etmenin yanı sıra bu çerçeveleri tamamlayıcı nitelikte 100 yeni 
antlaşmayı imza etmişlerdir. 1995’de Çin Başbakanı Li Peng’in Moskova ziyaretinde ise 
taraflar arasında nükleer enerji santralleri anlaşmaları imzalanmıştır (Roth, 2015). 
1996’daki “stratejik işbirliği” bildirgesi ile Pekin-Moskova arasındaki işbirliğinin stratejik 
boyutu 1950 yılındaki Rus-Çin anlaşmasından beri görülmemiş bir öneme sahip olmuş ve her 
iki ülke bu tarihten itibaren birbirlerini ABD’nin süper gücünün etkinliğini sınırlamaya 
yönelik birer stratejik kanat olarak görmeye başlamışlardır. Bu bağlamda Çin Devlet Başkanı 
Jiang Zemin ve Rusya Devlet Başkanı Yeltsin arasında 1997 Moskova Zirvesi’nde “İyi 
Komşuluk, İşbirliği ve Dostluk Antlaşması” imzalanmıştır (China and Russia: partnership of 
strategic coordination). Başkan Putin’in yönetime gelmesinin hemen ertesinde, 18 Temmuz 
2000’de Başkan Zemin ile “Pekin Deklarasyonu” ile ekonomik işbirliği, komşuluk ve dostluk 
antlaşmasına imza koymuştur. Putin bu suretle, Çin’in silah alımında İsrail pazarı yerine Rus 
silah pazarının ön plana geçmesi avantajını edinirken, stratejik anlamda ABD’nin “çok 
kutuplu” güçler dengesine doğru çekilmesine yönelik daha değişik bir yaklaşımı faaliyete 
geçirmiştir. 2001 yılında Çin ve Rusya arasındaki stratejik ortaklık münasebetleri yeni bir 
boyuta taşınmıştır. İki taraf arasındaki karşılıklı siyasi güven derinleştirilirken, yüksek 
seviyede temaslar yoğunlaşmıştır. İki ülkenin liderleri arasında 2001’de imza edilen “Çin ve 
Rusya Arasında İyi Komşuluk, Dostluk ve İşbirliği Anlaşması” ve yayınlanan ortak bildiride, 
iki ülke ve iki ülke halkları arasında nesilden nesile aktarılan dostluğun sürdürülmesi ve 
ebediyen düşman olmama biçimindeki barış düşüncesi hukuki belge haline getirilmiştir. 
Rusya ve Çin arasındaki Uyum Noktaları şunlardır: a) İnsan Hakları, b)Ulusal Azınlıkların 
Statüsü, c) İnsancıl Müdahale, d) Nükleer Silahlar, e) Batı Gücünün İzdüşümü. 
İnsan hakları ile ilgili olarak her iki taraf da siyasal özgürlükleri nelerin oluşturduğu 
konusunda kararın devletlere bağlı olduğunu düşünmektedir. İki ülke de Batılı hükümetlerin 
diğer ülkelerdeki özgürlüklerle ilgili endişelerini en iyi ihtimalle müdahale, en kötü ihtimalle 
ideolojik bir saldırı olarak görmektedirler. Hem Moskova hem de Pekin ister tasarımlama 
olsun, ister gelecek olsun Batılı insan hakları kampanyalarının içeride, yakın ülkelerde 
muhalif hareketleri teşvik edeceğini ve kendileri için önemli ülkelerde istikrarsızlık tohumları 
ekeceğini düşünmektedirler. Bu durum her iki ülkenin de insan hakları sicillerine yönelik 



Yüklə 0,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin