: haberlerden
|
min el evsâni
|
: putlardan
|
min el evvelîne
|
: evvelkilerden
|
min el fecri
|
: fecr (seher) vaktinde
|
min el fulki
|
: gemilerden
|
min el gâibîne
|
: gaîb olanlardan, kaybolanlardan
|
min el gâiti
|
: tuvaletten
|
min el gamâmi
|
: bulutlardan
|
min el gammi
|
: gamdan, kederden, üzüntüden
|
min el gâvîne
|
: azgın olanlardan (iğvaya düşenlerden)
|
min el gayyi
|
: gayy yolundan, dalâlet yolundan,
|
min el gayzi
|
: öfkelerinden, kinlerinden
|
min el hakki
|
: Hakk'tan
|
min el hâlikîne
|
: helâk olanlardan
|
min el hamîmi
|
: kaynar sudan
|
min el hâsirîne
|
: hüsrana düşenlerden
|
min el hâsirîne
|
: hüsranda olanlardan
|
min el hâsirîne
|
: hüsrana uğrayanlardan
|
min el hâtıîne
|
: kasten günah işleyenlerden
|
min el haytı
|
: iplikten
|
min el hayyi
|
: diriden, canlıdan
|
min el hıcâreti
|
: taşlardan
|
min el hikmeti
|
: hikmetten
|
min el hudâ
|
: Hüda'dan
|
min el huzni
|
: hüzünden
|
min el ilmi
|
: ilimden (onun ilminden)
|
min el kâfirîne
|
: kâfirlerden, inkâr edenlerden
|
min el kâlîne
|
: şiddetle buğzedenlerden, tiksinenlerden
|
min el kânıtîne
|
: ümidi kesenlerden
|
min el karyeti
|
: ülkeden
|
min el katli
|
: öldürmekten
|
min el kavâıdi
|
: temellerinden
|
min el kavli
|
: sözden, sözün
|
min el kavmi
|
: kavimden (kavme karşı)
|
min el kâzibîne
|
: yalan söyleyenlerden
|
min el kerbi
|
: şiddetli üzüntüden
|
min el kiberi (el kebîru)
|
: ihtiyarlıktan, ihtiyarlığa (büyük, yaşlı, ihtiyar)
|
min el kitâbi
|
: kitaptan
|
min el kunûzi
|
: hazinelerden
|
min el kurâ
|
: şehirlerden
|
min el kur'ani
|
: Kur'ân'dan
|
min el kurûni
|
: aynı asrın insanlarından, nesillerden
|
min el kurûni
|
: asırlar boyunca yaşayan insanlardan, nesillerden
|
min el lâıbîne
|
: oyun oynayanlardan
|
min el leyli
|
: geceden (gecenin bir kısım)
|
min el magribi
|
: garbtan, batıdan
|
min el mâi
|
: sudan
|
min el makbûhîne
|
: çirkinleştirilmiş, uzaklaştırılmış olanlardan
|
min el mâli
|
: maldan, varlıktan
|
min el maşrıkı
|
: şarktan, doğudan
|
min el melâiketi
|
: meleklerden
|
min el mercûmîne
|
: taşlananlardan
|
min el mesânî
|
: mesâniden (ikinciden)
|
min el mescûnîne
|
: hapsedilenlerden, zindana atılanlardan
|
min el messi
|
: dokunmasından, çarpmasından (çarpılması)
|
min el mevti
|
: ölümden, ölüm halinden
|
min el meyyiti
|
: ölüden
|
min el mihrâbi
|
: mihraptan
|
min el muazzebîne
|
: azap edilenlerden
|
min el mucrimîne
|
: mücrimlerden,
|
min el mudhadîne
|
: kaybedenlerden
|
min el muflihîne
|
: felâha erenlerden
|
min el mufsidîne
|
: müfsidlerden, fesat çıkaranlardan
|
min el mugrakîne
|
: boğulanlardan
|
min el muhdarîne
|
: hazır bulunanlardan (bulundurulanlardan)
|
min el muhracîne
|
: ihraç edilenlerden, çıkarılanlardan
|
min el muhsirîne
|
: muhsirinden, eksiltenlerden, nefsini hüsrana düşürenlerden
|
min el mukarrebîne
|
: mukarrebin olanlardan, yakın kılınanlardan
|
min el mukezzibîne
|
: yalanlayanlardan
|
min el mulki
|
: mülk, saltanat, hükümdarlık
|
min el mu'minîn
|
: mü'minlerden
|
min el munzarîne
|
: bekletilenlerden, mühlet (süre, zaman) verilenlerdensin
|
min el musebbihîne
|
: tesbih edenlerden
|
min el mu'sırâti
|
: (üstüste yığılıp sıkışan) yağmur bulutlarından
|
min el muslihi
|
: ıslâh edenlerden
|
min el muslimîne
|
: müslümanlardan, müslüman olanlardan
|
min el muşrikîne
|
: müşriklerden, Allah'a şirk koşanlardan
|
min el muterabbisîne
|
: gözetleyenlerden, bekleyenlerden
|
min el muzni
|
: bulutlardan
|
min el uyûni
|
: pınarlar(dan)
|
min el vaîdi
|
: vaadlerden,
|
min el vâızîne
|
: vaaz verenlerden
|
min el vildâni
|
: çocuklardan
|
min el yemmi
|
: denizden, deniz
|
min ellezîne
|
: o kimselerden, onlardan
|
min ellezîne halev
|
: daha önce gelip geçmiş kimselerden (nesillerden)
|
min emrî
|
: benim emirlerimden (bana verilen emirlerde)
|
min emri allâhi
|
: Allah'ın emrinden (dolayı), Allah'ın emrine
|
min emri rabbî
|
: Rabbimin emrinden
|
min emri-hi
|
: onun emrinden
|
min emri-him
|
: onların emrinden, onların işlerinden
|
min emri-kum
|
: sizin emrinizden, sizin işinizden (işinizi)
|
min emri-nâ
|
: emrimizden, içimizden
|
min emvâli
|
: mallardan
|
min emvâli
|
: mallardan
|
min emvâli-him
|
: mallarından, kendi mallarından
|
min en nâri
|
: ateşten, ateşin
|
min en nâsi
|
: insanlardan
|
min en nâsıhîne
|
: nasihat edenlerden, öğüt verenlerden
|
min en nebiyyîne
|
: nebî (peygamber)lerden
|
min en nebiyyîne
|
: nebilerden, peygamberlerden
|
min en nisâi
|
: kadınlardan, kadınlara
|
min en nûri
|
: nurdan, aydınlıktan
|
min en nuzuri
|
: nezirlerden
|
min enbâi
|
: haberlerden, haberleri
|
min enfusi-him
|
: kendi nefslerinden, nefslerini
|
min enfusi-kum
|
: sizin nefslerinizden
|
min ensârin
|
: yardım edenlerden bir yardımcı
|
min er radâati
|
: süt kız kardeşlerinden
|
min er rahmâni
|
: Rahmân'dan
|
min er rahmeti
|
: rahmetten, merhametten, merhamet ederek
|
min er rehbi
|
: korkudan, korkmadan
|
min er ribâ
|
: ribadan, faizden
|
min er ricâli
|
: erkeklerden
|
min er rîhi
|
: fırtınadan, bir fırtına (rüzgâr)
|
min er rusuli
|
: resûllerden
|
min es sâati
|
: o saatten, kıyâmet saatinden
|
min es sâcidîne
|
: secde edenlerden
|
min es sâdikîne
|
: doğru sözlülerden
|
min es sâdikîne
|
: sadıklardan, doğru söyleyenlerden
|
min es sâgırîne
|
: küçük düşenlerden
|
min eş şâhidîne
|
: şahitlerden
|
min es sâhirîne
|
: alay edenlerden
|
min es salât
|
: namazdan
|
min es sâlihâti
|
: salih (nefsi ıslâh edici) amellerden
|
min es sâlihâti
|
: salihat(tan) (nefs tezkiyesi)
|
min es sâlihâti
|
: salih ameller ( nefsi tezkiye edici, ıslâh edici ameller)
|
min es sâlihîne
|
: salihlerden, salâha ulaşmışlardan
|
min es savâiki
|
: yıldırımlardan
|
min eş şecerati
|
: ağaçtan
|
min eş şeceri
|
: ağaçtan
|
min es semâi
|
: semadan, gökten
|
min es semâi
|
: göklerden
|
min es semâi
|
: semadan, göklerden
|
min es semerâti
|
: ürünlerden
|
min eş şeytâni
|
: şeytandan
|
min eş şeytâni er racîmi
|
: kovulmuş şeytandan
|
min eş şeytâni er racîmi
|
: taşlanmış, kovulmuş şeytandan
|
min es sicni
|
: zindandan
|
min es sihri
|
: sihirden
|
min eş şuhedâi
|
: şahitlerden
|
min esâvire
|
: bileziklerden
|
min esâvire (el esveretu)
|
: bileziklerden, bileziklerle (bilezik)
|
min eseri
|
: izinden
|
min et tayri
|
: kuşlardan
|
min et tayyibâti
|
: tayyib olanlardan (temiz, helâl ni'metlerden)
|
min et teaffufi
|
: iffetlerinden
|
min et tevrâti
|
: Tevrat'tan, Tevrat'ta olan
|
min et tevrâti
|
: Tevrat'tan
|
min et tîni
|
: nemli topraktan
|
min etrâfi-hâ
|
: onun etrafından, çevresinden
|
min evliyâe
|
: evliyadan, velîlerden, dostlardan bir dost
|
min eyyâmin
|
: günlerden
|
min ez zahîrati
|
: öğle vaktinden
|
min ez zâlimîne
|
: zalimlerden
|
min ez zann(zanni)
|
: zandan
|
min ez zehebi
|
: altından, altın
|
min ez zulli
|
: zilletten
|
min ez zulumâti
|
: zulmetten, karanlıklardan
|
min ezvâci-kum
|
: zevcelerinizden, zevcelerinizden dolayı, eşlerinizden dolayı
|
min ezvâcin
|
: zevcelerden, eşlerden
|
min ezvâci-nâ
|
: eşlerimizden
|
min fadlı
|
: fazlından, lutfundan
|
min fadli allâhi
|
: Allah'ın fazlından
|
min fadli allâhi
|
: Allah'ın fazlından
|
min fadlı-hî
|
: onun fazlından, kendi fazlından
|
min fadlin
|
: bir ihsan, üstünlük olarak, üstün, bir fazl
|
min feteyâti-kum
|
: sizin genç cariyelerinizden
|
min fevkı
|
: üstünden
|
min fevkı el ardı
|
: yerin üstünden
|
min fevkı-hi
|
: onun üstünden
|
min fevkı-him
|
: onların (kendi) üstlerinden
|
min fevkı-kum
|
: sizin üzerinizden, yukarıdan
|
min fevri-him
|
: onların ani hareketlerinden, aniden
|
min fezeın
|
: dehşetten (dehşete kapılmaktan)
|
min fiddatin
|
: gümüşten
|
min fietin
|
: topluluk(lar)dan
|
min fietin
|
: topluluk(lar)dan
|
min furûcin
|
: bir çatlak
|
min gâibetin
|
: gaybten, gizli olandan
|
min gammin
|
: üzüntüden
|
min gayri
|
: olmaksızın
|
min gayri
|
: olmaksızın
|
|