Darabe meselen : örnek verdi, isnad etti



Yüklə 1,08 Mb.
səhifə85/100
tarix24.05.2020
ölçüsü1,08 Mb.
#31493
1   ...   81   82   83   84   85   86   87   88   ...   100
Arab Azer1


ve mâ ekrehte-nâ

: ve bize yaptırdığın kerih (çirkin) şeyler

ve mâ el hayâtu ed dunyâ

: ve dünya hayatı değildir

ve mâ el hayâtu ed dunyâ

: ve dünya hayatı değildir

ve mâ eletnâ-hum

: ve onlardan eksiltmedik

ve mâ emliku

: ve ben malik değilim, benim gücüm yetmez

ve mâ emru-nâ

: ve bizim emrimiz ..... değildir

ve mâ ene

: ve ben değilim

ve mâ enfaktum

: ve infâk ettiniz, infâk ettiğiniz şey

ve mâ ensâ-nî-hu

: ve onu bana unutturmadı

ve mâ ente

: ve sen değilsin

ve mâ entum

: ve siz değilsiniz

ve mâ enzele

: ve indirmedi

ve mâ enzelnâ

: ve biz indirmedik

ve mâ er rahmânu

: ve Rahmân nedir

ve mâ erselnâ

: ve biz göndermedik

ve mâ ersel-nâ

: ve biz göndermedik

ve mâ erselnâ-ke

: ve seni göndermedik

ve mâ es'elu-kum

: ve ben sizden istemiyorum

ve mâ ezunnu

: ve zannetmiyorum

ve mâ ezunnu

: ve ben sanmıyorum

ve mâ fealtu-hu

: ve onu ben yapmadım

ve mâ fî

: ve ne varsa, var olan şey(ler), olanlar

ve mâ fî el ardı

: ve arzda (yeryüzünde) olan şeyler

ve mâ gavâ

: ve azmadı

ve mâ halakna

: ve biz yaratmadık

ve mâ halaktu

: ve ben yaratmadım

ve mâ halfe-hum

: ve onların arkalarında olan şeyler

ve mâ halfe-kum

: ve arkanızdaki şeyler

ve mâ halfe-nâ

: ve arkamızdakiler

ve mâ hedâ

: ve hidayete mani oldu, hidayetten men etti

ve mâ hiye

: ve o değildir

ve mâ hum

: ve onlar değil

ve mâ hum bi

: ve onlar değiller

ve mâ huve

: ve o değildir

ve mâ ıhtelefe

: ve ihtilâf ettikleri, ayrılığa düştükleri şey

ve mâ ındallâhi (inde allâhi)

: ve Allah'ın indinde, katında olan şey(ler)

ve mâ inde allâhi

: ve Allah'ın katındaki şeyler

ve mâ kaderû

: ve takdir edemediler

ve mâ kâdû yef'alûne

: ve neredeyse yapmayacaklardı

ve mâ kâne

: ve olmamıştır, yoktur

ve mâ kâne lehum

: ve onlar için olmadı

ve mâ kânet

: ve değildi

ve mâ kânû

: ve olmadılar, değildirler

ve mâ kefere

: ve inkâr etmedi, örtmedi, kâfir olmadı

ve mâ kunnâ

: ve biz olmadık, ve biz değiliz

ve mâ kunte

: ve sen olmadın, sen değildin

ve mâ kunte tercû

: ve sen ümit etmezdin

ve mâ kuntu

: ve ben olmadım

ve mâ kutilû

: ve öldürülmezlerdi

ve mâ lehâ

: ve onun yoktur

ve mâ lehum

: ve onlar için, onların yoktur

ve mâ lekum

: ve sizin için yoktur

ve mâ lenâ

: ve niçin (neden) biz

ve mâ li ez zâlimîne

: ve zalimler için yoktur

ve mâ meleket eymânu-hum

: ve onların elleri altında olan

ve mâ menea

: ve men eden şey

ve mâ menea-nâ

: ve bizi engellemedi, bize mani olmadı

ve mâ messe-nâ

: ve bize dokunmadı

ve mâ min

: ve ...'dan yoktur

ve mâ muhammedun

: ve Muhammed ... olmadı, değildir

ve mâ nahnu

: ve biz değiliz, olmayız

ve mâ nerâ

: ve biz görmüyoruz

ve mâ nerâ-ke

: ve görmüyoruz seni

ve mâ netenezzelu

: ve biz inmeyiz

ve mâ nuahhıru-hû

: ve biz onu ertelemeyiz

ve mâ nu'linu

: o zaman

ve mâ nunezzilu-hû

: ve onu indirmeyiz

ve mâ nurî-him

: ve onlara göstermedik

ve mâ nursilu

: ve göndermeyiz

ve mâ nursilu

: ve biz göndermedik

ve mâ şehid-nâ

: ve biz şahit olmadık (görmedik)

ve mâ semi'nâ

: ve biz işitmedik

ve mâ ta'budûne

: ve taptığınız şeyler

ve mâ tagâ

: ve haddi aşmadı

ve mâ tahmilu

: ve yüklenmez, gebe kalmaz

ve mâ tahmilu

: ve taşımaz, hamile kalmaz

ve mâ tahrucu

: ve çıkmaz

ve mâ tahte es serâ

: ve nemli toprağın altında olan şeyler

ve mâ teddehırûne

: ve biriktirdiğiniz şeyleri

ve mâ ted'ûne

: ve sizin dua ettiğiniz şeyler

ve mâ tef'alû

: ve yaptığınız şey, ne yaparsanız

ve mâ teferreka

: ve tefrikaya düşmediler fırkalara ayrılmadılar

ve mâ teferrekû

: ve ayrılığa düşmediler, fırkalara ayrılmadılar

ve mâ tehve

: ve hevalarının arzu ettiği şey

ve mâ telebbesû

: ve kalmazlar

ve mâ tenezzelet

: ve indirmedi

ve mâ teşâûne

: ve siz dileyemezsiniz

ve mâ tes'elu-hum

: ve onlardan istemiyorsun

ve mâ te'tî-him

: ve onlara gelmedi

ve mâ tilke

: ve o nedir

ve mâ tûadûne

: ve sizin vaadolunduğunuz şeyler

ve mâ tuczevne

: ve cezalandırılmazsınız

ve mâ tuhfî

: ve gizledikleri şey

ve mâ tukaddimû

: ve takdim ettiğiniz, sunduğunuz şey

ve mâ tukaddimû

: ve takdim ettiğiniz, sunduğunuz şey

ve mâ tu'linûne

: ve alenî olan, açıkladığınız şeyler

ve mâ tunfikû

: ve infâk ettiğiniz şey, ne infâk

ve mâ turîdu

: ve sen istemiyorsun

ve mâ uberriu

: ve temize çıkaramam

ve mâ ugnî

: ve ben kâfi gelemem, fayda veremem, gideremem

ve mâ uhille

: ve helâl kılmadı

ve mâ ulâike

: ve onlar değiller

ve mâ umirû

: ve onlar emrolunmadılar

ve mâ unzile

: ve indirilen şey

ve mâ unzirû

: ve uyarıldıkları şeyler

ve mâ urîdu

: ve ben istemiyorum

ve mâ ursilû

: ve gönderilmediler

ve mâ ûtîtum

: ve size verilmedi

ve mâ utiye

: ve verilene (verilen şeye)

ve mâ vassaynâ

: ve vasiyet ettiğimiz şey, farz kıldığımız şey

ve mâ velede

: ve doğan şey, veled, çocuk

ve mâ ya'budûne

: ve onların kul olduğu şeyler

ve mâ yahrucu

: ve çıkan şey

ve mâ yaidu-hum

: ve onlara vaadettiği şeyler

ve mâ ya'lemu

: ve bilmez

ve mâ ya'lemu

: ve bilmez

ve mâ ya'rucu

: ve yükselen şey

ve mâ yechadu

: ve bilerek inkâr etmez

ve mâ yef'alû

: ve yaptıkları şey

ve mâ yekfuru

: ve inkâr etmezler

ve mâ yekfuru

: ve inkâr etmezler

ve mâ yenbagî

: ve caiz olmaz, yakışmaz, olamaz

ve mâ yentiku

: ve konuşmaz

ve mâ yenzilu

: ve inen şey

ve mâ yenzuru

: ve gözlemiyorlar, beklemiyorlar

ve mâ yeste'hırûne

: ve ertelemez, erteleyemez, tehir edemez

ve mâ yestetîûne

: ve muktedir olamazlar, güçleri yetmez

ve mâ yestevî

: ve musavi olmaz, eşit olmaz

ve mâ yeş'urûne

: ve şuurunda olmazlar, farkına varmazlar, bilincinde

ve mâ yetedarreûne

: ve yalvarıp dua etmiyorlar

ve mâ yetezekkeru

: ve tezekkür etmez

ve mâ ye'tî-him

: ve onlara gelmez

ve mâ yezîdu-hum

: ve onlara artırmadı

ve mâ yezzekkeru

: ve tezekkür edemez, düşünemez

ve mâ yezzekkeru

: ve tezekkür edemezler anlamını çıkartamazlar

ve mâ yuallimâni

: ve o ikisi öğretmiyorlar

ve mâ yuammeru

: ve ömür verilmez, ömrü uzatılmaz

ve mâ yubdiû

: ve ortaya çıkaramaz, zuhur ettiremez

ve mâ yudıllu

: ve dalâlette bırakmaz

ve mâ yudıllûne

: ve düşüremezler

ve mâ yudrî-ke

: ve sana bildirilmedi, sen bilemezsin

ve mâ yudrîke
(edrâ)

: ve sana bildirmez, sen idrak edemezsin
: (bildirdi)

ve mâ yugnî an-hu

: ve ona fayda vermez

ve mâ yuhliku-nâ

: ve bizi helâk etmez

ve mâ yuîdu

: ve geri getiremez

ve mâ yulakkâ-hâ

: ve kavuşturulmaz, ulaştırılmaz

ve mâ yu'linûne

: ve açıkladıkları (alenî olan) şeyler

ve mâ yu'minu

: inanmazlar, mü'min olmazlar

ve mâ zâde-hum

: ve onlara artırmadı

ve mâ zaleme-hum

: ve onlara zulmetmedi

ve mâ zaleme-hum allâhu

: ve Allah onlara zulmetmedi

ve mâ zalemnâ-hum

: ve biz onlara zulmetmedik

ve magfiretun

: ve mağfiret vardır

ve magfiretun

: ve mağfiret, bağışlanma, günahların sevaba çevrilmesi

ve mâ-hum

: ve onlar değiller

ve mâin

: ve sular

ve maînin

: ve akan su

ve makâmin

: ve makamlar

ve masîren

: ve dönüş yeri

ve ma'siyeti

: ve isyan

ve ma'siyeti

: ve isyan

ve mâtû

: ve öldüler

ve mâtû

: ve öldüler

ve mâtû

: ve öldüler

ve meârice

: ve katlar, merdivenler

ve me'cûce

: ve mecüc

ve me'cûcu

: ve mecüc

ve medâ

: ve oldu geçti

ve mehhedtu

: ve bolluk, genişlik verdim, geniş imkânlar sağladım

ve mehil-hum

: ve onlara mehil ver, mühlet ver, süre tanı

ve mekere allâhu

: ve Allah'ın tuzağı

ve meker-nâ

: ve biz hile düzenledik

ve mekerû

: ve hile düzenlediler, tuzak kurdular

ve mekerû

: ve hileler kurdular

ve mekerû

: ve hile yaptılar, tuzak kurdular

ve mekre es seyyii

: ve kötülük düzeni, kötü hile

ve mekru

: ve hile, düzen

ve mekru es seyyii

: ve kötülük düzeni, kötü hile

ve melâi-hi

: ve onun halkının ileri gelenleri

ve melâi-hi

: ve onun (kavminin) ileri gelenleri

Yüklə 1,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   81   82   83   84   85   86   87   88   ...   100




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin