ve semûde
|
: ve Semud kavmi
|
ve semûde
|
: ve
|
ve şerâbi-ke
|
: ve içeceğin
|
ve şerâbi-ke
|
: ve içeceğin
|
ve serâbîle
|
: ve gömlekler, zırhlar (savaşta korunmak için yapılan demir) giysiler)
|
ve şerâbin
|
: ve içecek
|
ve şerâbun
|
: ve içecek, içilecek şey
|
ve şerev-hu
|
: ve onu sattılar
|
ve serrihû-hunne
|
: ve onları serbest bırakın (boşayın)
|
ve sevâun
|
: ve musavidir, eşittir, birdir
|
ve sevfe
|
: ve olacak
|
ve sevfe ya'lemûne
|
: ve bilecekler
|
ve şeybeten
|
: ve yaşlılık
|
ve şey'in
|
: ve bir şey
|
ve se-yucennebu-hâ
|
: ve ondan uzaklaştırılacak
|
ve se-yuhbitu
|
: ve heba edecek, boşa çıkaracak
|
ve seyyiden
|
: ve seyyid, peygamber soyundan gelen
|
ve sıbgın
|
: ve bir katık
|
ve sifâun
|
: ve şifa
|
ve sıhran
|
: ve sıhriyyet, (birbirine) karışma, hısımlık
|
ve şikâkın
|
: ve ayrılık
|
ve şimâlin
|
: ve soldan
|
ve sirâcen
|
: ve sirac, kandil
|
ve siyâbe-ke
|
: ve elbisen
|
ve subhânallâhi
|
: ve Allah'ı tenzih ederim
|
ve subulen
|
: ve yollar
|
ve sudde
|
: ve mani olundu, engellendi, saptırıldı
|
ve suddû
|
: ve men edilirler, saptırılırlar
|
ve şuhuben
|
: ve şihaplar, yakıcı ışınlar, kayan yıldızlar, ateş şuleleri
|
ve sukû
|
: ve sulandılar, içirildiler
|
ve sulâse
|
: ve üçer
|
ve suleymâne
|
: ve Süleyman
|
ve suleymâne
|
: ve Süleyman
|
ve sultânin
|
: ve bir delil
|
ve sultânin
|
: ve bir sultan
|
ve suluse-hu
|
: ve onun üçte biri
|
ve summen
|
: ve sağır olarak
|
ve surûran
|
: ve sürur, sevinç
|
ve sururen
|
: ve koltuklar, sedirler
|
ve suurin
|
: ve çılgınlık
|
ve suurin
|
: ve çılgınlık
|
ve suyyireti
|
: ve yürütüldü
|
ve taâmen
|
: ve yemek
|
ve tâbe
|
: ve tövbelerinizi kabul etti
|
ve tafıkâ
|
: ve ikisi başladı
|
ve tagfirû
|
: ve bağışlamak
|
ve tagşâ
|
: ve kaplamıştır, sarmıştır
|
ve tahhare-ki
|
: ve seni temizledi, tertemiz yarattı
|
ve tahhir
|
: ve temizle, temiz tut
|
ve tahlukûne
|
: ve halkediyorsunuz, yapıyorsunuz
|
ve tahmilu
|
: ve taşırsınız
|
ve tahşe
|
: ve kork, çekin
|
ve tahsebu-hum
|
: ve onları sanırsın
|
ve tahsebûne-hu
|
: ve onu sanıyorsunuz
|
ve tâifetun
|
: ve bir topluluk
|
ve tâifetun
|
: ve bir grup, topluluk, cemaat
|
ve taktaûne
|
: ve kesiyorsunuz, keseceksiniz
|
ve talhın
|
: ve muz ağaçları
|
ve tallâhi
|
: ve Allah'a andolsun, yemin olsun
|
ve tamaan
|
: ve umut olarak
|
ve tamaan
|
: ve umut ederek, ümitle
|
ve tamaan
|
: ve ümit, umut
|
ve ta'mel sâlihan
|
: ve salih amel, nefs tezkiyesi yaparız
|
ve tasfehû
|
: ve hoşgörürseniz, kusurlarına bakmazsanız
|
ve tasliyetu
|
: ve yaslama, atılma
|
ve tasrîfi
|
: ve çevirir
|
ve tasrîfi
|
: ve esmesi
|
ve tasrîfi
|
: ve esmesi
|
ve tatmainnu
|
: ve mutmain olur, tatmin olur
|
ve teâlâ
|
: ve yüce
|
ve teâlâ
|
: ve yücedir
|
ve teâlâ
|
: ve yücedir
|
ve teâlâ
|
: ve yücedir, alâdır
|
ve teâlâ
|
: ve âlâ, üstün
|
ve tebettel
|
: ve gönülden bağlan, ona yönel, ona ulaş
|
ve tebeyyene
|
: ve beyan edildi (açıklandı)
|
ve tec'alûne
|
: ve kılıyorsunuz
|
ve tedau
|
: ve bırakır, doğurur
|
ve tedhakûne
|
: ve siz gülüyorsunuz
|
ve ted'û
(lâ ... ted'û)
|
: ve çağırın
: (çağırmayın)
|
ve ted'ûne-nî
|
: ve siz beni çağırıyorsunuz, davet ediyorsunuz
|
ve tefâhurun
|
: ve karşılıklı övünme
|
ve tefekkada
|
: ve yoklama yaptı
|
ve tehallet
|
: ve boşaldı
|
ve tehırru
|
: ve yıkılacak
|
ve teiye-hâ
|
: ve onu bellesin
|
ve tekabbel
|
: ve kabul et
|
ve tekallube-ke
|
: ve senin dönmen
|
ve tekallube-ke
|
: ve senin dönmen
|
ve tekâsurun
|
: ve çokluk
|
ve tekattaû
|
: ve böldüler
|
ve tekfurûne
|
: ve inkâr ediyorsunuz
|
ve tekfurûne
|
: ve inkâr ediyorsunuz
|
ve tektumûne
|
: ve gizliyorsunu
|
ve tekûlu
|
: ve der
|
ve tekûlû
|
: ve deyin, söyleyin
|
ve te'kulûne
|
: ve siz yiyorsunuz
|
ve tekûlûne
|
: ve söylüyorsunuz
|
ve tekûnû
|
: ve olun
|
ve telezzu
|
: ve lezzet alır
|
ve telle-hu
|
: ve onu yatırdı
|
ve temâsîle
|
: ve heykeller
|
ve temetteû
|
: ve metalanın, faydalanın, yararlanmak
|
ve temmet
|
: ve tamamlandı
|
ve tenâcev bi
|
: ve gizli konuşun, aranızda müşavere edin, görüşün
|
ve tenâza'tum
|
: ve nizâya (anlaşmazlığa) düştünüz
|
ve tenhevne
|
: ve nehyedersiniz, men edersiniz
|
ve tenhıtûne
|
: ve oyuyorsunuz, yontuyorsunuz
|
ve tenhıtûne
|
: ve oyuyorsunuz, yontuyorsunuz
|
ve tenşakku
|
: ve yarılacak
|
ve tensevne
|
: ve unutuyorsunuz
|
ve tensevne
|
: ve unutuyorsunuz
|
ve tenziu el mulke
|
: Kur'ân
|
ve tenziu el mulke
|
: ve mülkü (geri) alırsın
|
ve terâ
|
: ve görürsün
|
ve terâ
|
: ve görürsün
|
ve terâ
|
: ve görürsün
|
ve terâ
|
: ve görürsün
|
ve terâ
|
: ve görürsün
|
ve terâ el arda
|
: ve arzı (yeryüzünü) görürsün
|
ve terâ-hum
|
: ve onları görürsün
|
ve teraknâ
|
: ve biz terkettik, bıraktık
|
ve tere
|
: ve görürsün
|
ve tere
|
: ve görürsün
|
ve tere
|
: ve sen görürsün
|
ve tere el fulke
|
: ve gemileri görürsün
|
ve terebbastum
|
: ve durup beklediniz
|
ve tereknâ
|
: ve biz bıraktık
|
ve tereknâ
|
: ve terkettik, bıraktık
|
ve tereknâ
|
: ve terkettik, bıraktık
|
ve tereknâ
|
: biz bıraktık
|
ve tereknâ
|
: ve biz bıraktık
|
ve terek-nâ
|
: ve biz bıraktık, terkettik
|
ve terekû-ke
|
: ve seni terkettiler, bıraktılar
|
ve terham-nî
|
: ve bana rahmet et
|
ve terzuku
|
: ve rızıklandırırsın
|
ve tesaddak
|
: sadaka ver, bağışta bulun
|
ve teşâvurin
|
: ve müşavere ederek, görüşerek
|
ve teşâvurin
|
: ve müşavere ederek, görüşerek
|
ve tesbîha-hu
|
: ve tesbihlerini
|
ve tesbîten
|
: ve tespit ederek, sabit kılarak
|
ve tesbîten
|
: ve tespit ederek, sabit kılarak
|
ve teşhedu
|
: ve şahitlik eder
|
ve tesıfu
(vasafe)
|
: ve söylüyor, vasıflandırıyor
: (vasıflandırdı, niteledi)
|
ve tesîru
|
: ve yürür
|
ve te'sirûne
|
: ve esir alıyorsunuz
|
ve teslîmen
|
: ve teslimiyetleri
|
ve testahricû
|
: ve çıkarırsınız
|
ve testahricûne
|
: ve çıkarırsınız
|
ve teştekî
|
: ve şikâyet eden
|
ve tesveddu
|
: ve siyahlaşacak, kararacak
|
ve tetelakkâ-hum
|
: ve onları karşılarlar
|
ve tettehızûne
|
: ve ediniyorsunuz
|
ve tettehızûne
|
: ve ediniyorsunuz
|
ve tettekû
|
: ve sakınırsınız, takva sahibi olursunuz
|
ve tettekû
|
: ve takva sahibi olun
|
ve te'tûne
|
: ve geliyorsunuz
|
ve tevâsav
|
: ve tavsiye ettiler
|
ve teveffe-nâ
|
: ve bizi vefat ettir, öldür
|
ve tevekkel
|
: ve tevekkül et, güven
|
ve tevekkel alâ
|
: ve tevekkül et, güven, vekil tayin et
|
ve tevellâ
|
: ve başını çevirdi
|
ve tevellâ
|
: ve yüz çevirdi
|
ve tevelle
|
: ve yüz çevir
|
ve tevellev
|
: ve yüz çevirdiler
|
ve tevfîkî
|
: ve benim muvaffak olmam, benim başarım
|
ve tezerûne
|
: ve bırakıyorsunuz
|
ve tezevvedû
|
: ve azıklanın, azık hazırlayın
|
ve tezûku
|
: ve tadarsınız
|
ve tezunnûne
|
: ve zanda bulunuyorsunuz
|
ve tezunnûne
|
: ve zannedeceksiniz
|
ve tilke
|
: ve işte bu, işte o
|
ve tub aleynâ
|
: ve tövbemizi kabul buyur
|
ve tûbû
|
: ve tövbe edin
|
ve tuhfî
|
: ve sen saklıyorsun
|
ve tuhıbbûne
|
: ve seviyorsunuz
|
ve tuhricu el hayya
|
: ve canlıyı çıkarırsın
|
ve tuhricu el meyyite
|
: ve ölüyü çıkarırsın
|
ve tuhricûne
|
: ve çıkarıyorsunuz
|
ve tuhşerûne
|
: ve toplanacaksınız
|
ve tuizzu
|
: ve aziz kılarsın
|
ve tukattıû
|
: ve kesersiniz, öldürürsünüz
|
ve tukellimu-nâ
|
: ve bizimle konuşur, söyler, anlatır
|
ve tuksitû
|
: ve adaletli davranmanız
|
ve tûlicu en nehâra
|
: ve gündüzü sokarsın
|
ve tû'minûne
|
: ve siz îmân edersiniz
|
ve tu'minûne bi allâhi
|
: ve Allah'a îmân edersiniz
|
ve tunzire
|
|